Cumartesi, Mayıs 31, 2008

Şimdi Tam Zamanı

Uçan Hollandalı yazmış..Şimdi destek olma zamanıdır. Ben de katılıyorum ve bu satırları takip edenlerden bir ricam olacak; mümkün mertebe çevremizdekilere de bunu yaymamız gerektiğine inanıyorum

Millet olarak bir milli maçta kenetlendiğimiz son andı şu yukarıdaki kare.. O zamanlar işin içine Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor falan filan muhabbetleri pek girmiyordu. Galatasaraylı Ümit Davala'nın ortasına, Beşiktaşlı İlhan Mansız harika vurmuştu ve o muhteşem golü Fenerbahçeli olan bendeniz ve kız arkadaşım adeta havalara uçarak kutlamıştık..Mekandaki birçok farklı takımdan insanla, birbirimize sarılıp saatlerce eğlenmiştik..

Bize sonradan ne oldu anlamadım..İlk etapta özeleştiri yapmak gerekirse, her mağlubiyetten sonra Terim'in Galatasaraylı kimliğini sorgular oldum, bir başkası Fenerbahçeli futbolculara laf attı..Aramızdan bazılar vatandaşlık hakkıyla birlikte milli formayı sırtına geçiren Aurelio'ya taktı kafayı..

Son yıllarda milli takıma karşı ciddi bir güvensizlik var. İnsanlar bu düşüncelerinde haklı olabilirler, Terim'in kadro tercihi eleştirilebilir..ama hatırlatmakta fayda var, bu bizim milli takımımız.. ve şimdi destek olma zamanı..

Bırakalım Cimbomu, Kartalı, Feneri ya da hangi takımı tutuyorsanız..Şimdi gündem milli takımdır..Bütün enerjimizi, dualarımızı onlara gönderme zamanıdır..Zira bunlara çok ihtiyaç duyacaklar..

Şu Türkçe futbol blog aleminde hatırı sayılır bir kitlenin olduğunu düşünüyorum ve bu kişilerin büyük çoğunluğu aklı selim insanlar.. Bunu bir çağrı olarak da algılayabilirsiniz ya da bir kampanya olarak da..her nasıl isterseniz.. Gelin tekrardan o 2002'de yakaladığımız sinerjiyi oluşturalım.. Milli forma altında sevmediğiniz isimler olabilir ama onların üzerinde taşıdığı forma bizim ülkemizinin forması..Onlar Türkiye'yi temsil ediyorlar..ve sanırım bu da destek vermek için yeterli bir sebeptir..

Küçülen Hayaller

" Insan büyüyünce hayalleri küçülür mü ? " - Babam ve Oglum filminden..

Burn After Reading

Coen Biraderlerin heyecanla beklenen filmi Burn After Reading' in eylül ayında Amerika' da gösterime girmesi planlanıyor. Coen Biraderlerin bu seneki hiti olarak görülen film oldukça güçlü bir kadroya sahip.

Ocean's serisinden sonra yeniden birlikte çalışma fırsatı bulacak olan Brad Pitt ve George Clooney, bu sene en iyi yardımcı kadın oyuncu oscarını alan Tilda Swinton (yine George Clooney'li bir yapım olan Michael Clayton ile) , başarılı usta John Malkovich ve en iyi kadın oyuncu oscarını Fargo filmiyle kazanan Frances McDormand gibi oyuncuların rol aldığı bu kara-komedi, aynı zamanda 27 Ağustos' ta yapılacak Venedik Film Festivali' nin açılış filmi olma özelliğini taşıyor.

Filmin konusuna gelince; kısa bir süre önce işten atılmış,eski bir CIA ajanı olan Osbourne Cox (John Malkovich) anılarını yazar. Bu anıların içinde hükümetin gizli belgelerine ait bilgiler de vardır.Karısı (Tilda Swinton), yaklaşmakta olan boşanma davası hazırlıklarında kullanmak için CD de kayıtlı olan bu materyalleri kullanmaya karar verir. Fakat CD yanlışlıkla spor salonunda çalışan Linda ve Chad' in (Brad Pitt, Frances McDormand) eline geçer ve Linda' nın plastik cerrahi masraflarını ödeyebilmek için CD' yi satmaya karar verirler. CIA, Harry (Clooney)'i her şeyi ne pahasına olursa olsun çözmesi için gönderir.

No Country For Old Men ile kazandıkları bir kucak dolusu oscar heykelciğinden sonra başarıyla anılan isimlerine büyük bir başarı daha ekleyen Coen Biraderlerin bu yeni filmi de beklenenler listesinde yerini almış gibi görünüyor..

2-1

Maçı Türk Telekom 87-75 kazandı. Seriden durum 2-1 oldu. Ankara'da bir maç daha yapılacak. Maçın tamamını izleyemedim ama izlediğim bölümlerde Türk Telekom'un daha etkili olduğunu ve maçı kazanmayı hak ettiğini söyleyebilirim..

Şimdi 4.maçı bekliyoruz bakalım..

?

Bu gözler, Tümer'in bu kadar çabuk kabullenmiş olmasına şahit oldu, Emre'nin transferine mi şaşıracak? Bazı sitelerde Fatih Terim'in de adı geçmekte.Buradan Aziz Yıldırım'a seslenmek istiyorum:"Başkanım, Adnan Polat'ı da alın mümkünse.."

Taraftarını kaale almayan yönetim vol.2332433

Cuma, Mayıs 30, 2008

Juventus-Merda?

Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #9

* İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar - Yahya Kemal Beyatlı

*
Yarın öğlen saat 2'de grup çalışması için Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü'nde olmam gerekirken, ben daha üzerime düşen görevi yapmadığım gibi, İstanbul'da bile değilim..Düşünün komediyi..Bu satırları İzmit'ten yazıyorum, hani o bir türlü sevemediğim şehirden..

* Kurtlar Vadisi dizisini izlerken beni arayan ve yaklaşık 20 dk. telefonda meşgul eden dişi kişiliğe de ne desem bilemiyorum..

* Haftada 2 gün, 3 sınıf ortaklaşa amfide derse giriyoruz.Bu ne demek? 180 kişi aynı anda orada oluyor demek.. ve bu 180 kişi arasında 10 erkek var.Gerisini sen hesapla...

* Aylık akbil gibisi yok.Ben bunu bilir bunu söylerim.

* Peki ya okuldaki hocalarımdan birisinin bana, "Ariel Ortega sen misin?" demesi ?

* Kadınları anlamamak gayet normal ama bunu yeryüzünde ilk fark eden kişiymiş gibi böbürlenmek anormaldir..

* Bazen tuvaletlerde görüyorum. İşini bitiren bazı hemcinslerim ellerini yıkamadan çıkıyor. Bana ne deyip geçemiyorum. Ne iş yaptıklarını bilmek isterim yahut gün içerisinde tokalaşma ihtimalimizi..Sevdiklerinin halini düşünmek istemem ama..

* Bazı hatun kişiler kadın ruhundan çok iyi anladığımı söylüyorlar. Bunu bana değil, ona anlatın be canlarım..Öyle olsa 10 yıllık mazi, iki lafla bitmezdi herhalde.

* Şu kapalı alanlarda sigara yasağı devreye girdiğinden beri ne kadar mutlu mesut oldum anlatamam. Ciddi bir sigara düşmanı değildim ama kafelerde, sigara tiryakilerinin tacizkar dumanları olmadan oturmak zevkliymiş.

* Bardakta Mısır olayı beni kendimden geçirdi son zamanlarda. Ben böyle değildim arkadaş. Popüler bir şeye bu kadar çabuk bağlanmazdım eskiden. Ulan komprador uşakları..beni de bitirdiniz en sonunda.

* Bazı ortamlarda (gerek sanal, gerek banal hayatta) otorite gibi görülmek garip bir duyguymuş. Bunu iyice anladım. Kendimi tanımasam, "vay arkadaş, ben neymişim" diyecem nerdeyse.

* Doğru yerde doğru zamanda olmak çok önemli bir şey. Bundan 2 ay önce peşinde koştuğum ama daha sonradan parmağında yüzük olduğunu öğrendiğim hatun, sevgilisiyle ayrılmak üzereymiş. Bunu şu an umursamıyorum ne yazık ki..Hayat işte.

* Öte yandan; aşık oluyorum eyvah, yerimde duramıyorum..

* Sen temizsin oğlum. Söylüyom bak en fazla sen kirlenirsin, biz artık bu saatten sonra kir göstermeyiz. Asım/ Organize İşler

Perşembe, Mayıs 29, 2008

Finallerdeki Kadromuz


Türkiye


1 Rüştü Reçber
2 Servet Çetin
3 Hakan Balta
4 Gökhan Zan
5 Emre Belözoğlu
6 Mehmet Topal
7 Mehmet Aurélio
8 Nihat Kahveci
9 Semih Şentürk
10 Gökdeniz Karadeniz
11 Tümer Metin
12 Tolga Zengin
13 Emre Güngör
14 Arda Turan
15 Emre Aşık
16 Uğur Boral
17 Tuncay Şanlı
18 Kazım Kazım
19 Ayhan Akman
20 Sabri Sarıoğlu
21 Mevlüt Erdinç
22 Hamit Altıntop
23 Volkan Demirel

Coach: Fatih Terim

Kendi Kendimi Kandırma Senesi

Sagopa Kajmer'in son albümünün adı "Kötü İnsanları Tanıma Senesi". Rap müzikle alakası olmayan, hatta lise yıllarında bu müziği dinleyen insanlarla dalga geçen biri olarak, şimdi nasıl mevzuya gireceğimi bilemiyorum..

Genellikle rock müzik dinleyen biriyim. Zaman zaman bu çizgi metale de kayar..ama aslında takım tutar gibi müzik dinleme olayına karşıyımdır (yazar burada mevzuuya girmeye hazırlanıyor). Kişi, güzel bulduğu herhangi tür bir müziği, parçayı, şarkıcı dinleyebilmelidir..Hayatta bazı şeylere karşı sınırlarımız olmasını anlarım ama bunun müzik tercihinde gerekli olmadığına inanıyorum artık..

Tüm bu laf salatasına sebep olan isim Sagopa Kajmer..Kim bu arkadaş? Rapçi..Hani rap müzik, dinlenmez bir müzikti? Noldu Ortega efendi? (yazar burada bayrağa değil, kendine sesleniyor)

Cem Yılmaz'ın G.O.R.A filmi için sinemaya gittiğim gün tanıştım Sagopa'yla..Film bittiğinde çalan müzik ilgimi çekti..Sorduk soruşturduk Sagopa ismiyle karşılaştık. Daha sonra Ceza ile birlikte söyledikleri "Neyim var ki?" parçasıyla, daha bir sevmeye başladım onu.. Her geçen gün yeni bir şarkısına ulaştım. "Bir Pesimistin Gözyaşları" favorimdir misal, "Baytar" dehşettir falan filan..

Girişte bahsettiğim son albümünü dinliyorum bu aralar.."Vesselam" parçası herkesin dilinde ama benim bu albümde şimdiye kadar en çok sevdiğim şarkı "Ben hüsrana komşuyum" oldu. Tavsiye ederim herkse..

Şimdi bizim lise tayfası arasından, bu yazdıklarımı okuyanlar çıkarsa -ki bir kısmı okuyor bildiğim kadarıyla- hayli şaşırmışlardır..Aralarında rap dinlediği için dalga geçtiklerimden de özür diliyorum fırsattan istifade..

Peki kendimi rap müzik dinleyicisi olarak mı tanımlıyorum artık?Tabii ki de hayır..Ben rap müzik değil, Sagopa Kajmer dinliyorum. Sanırım başlığın sebeb-i hikmeti, bu son cümleyle açıklık kazanmıştır..

Trabzonsporun Transfer Harekatı


Burak Yılmaz ve Selçuk İnan'ı Manisaspor'dan aldılar nihayet. Bi de Bursaspor'dan Egemen Korkmaz var, yeni transfer olarak. Yerinde transferler bence. Özellikle Selçuk çok önemli bir oyuncu. Ersun hocanın uzun yıllar takip ettiği bir isim. Çanakkale'den Manisa'ya aldırmıştı onu, şimdi de Trabzon'da buluştular birlikte..şu 3 oyuncu arasında bir tercih yapma şansım olsaydı, Selçuk'un Fenerbahçe'ye transfer olmasını isterdi, bunu da belirteyim..

Burak Yılmaz kafamda soru işaretleri bırakan bir isim yine de. Trabzon gibi sabırsız bir yerde, ona ne derece tahammül ederler acaba? Kaleyi gördüğü yerden şut çekmesini, Rıdvan Dilmen olumlu değerlendirmiştir hep (İbrahım Akın için de demiştir bunu), lakin Trabzon seyircisi, Burak'ın alakasız şutlarının akabinde, bolca homurdanacaktır. Ersun Yanal, Manisaspor'un hocasıyken Burak Yılmaz'ı almayı çok istemiş ama araya Beşiktaş girip bu transfere mani olmuştu. Elbet bir gün bulaşacaklardır demiştim, yanılmadım (Kemal Belgin style). Oyuncunun adı bir ara Fenerbahçe'yle de anılmış, tedirgin olmuştum. İlhan Parlak gibi yedek kulübesinde paslanan bir genç varken, Burak'a ne gerek var, di mi ama? Burak, Trabzon'da küllerinden doğar mı, bilmem. Şayet bunu yaparsa, Ersun hoca sayesinde olur, bu da bir gerçek..

Egemen içinse fazla söze gerek yok.. İyi bir oyuncu olduğunu herkes biliyor. Trabzonspor'da da başarılı olacaktır..

Son olarak, Trabzonspor yönetiminin, Mehmet Yıldız için Sivasspor'un kapısını çaldığını yazıyor güzide basınımız. Beklemedeyiz..

Turnuvanın Yedek Golcüsü

Daha önce Nihat Kahveci'nin Milli Takım adına en ümit veren isimlerden biri olduğunu yazmıştık..Şimdi de Süper Ligin gol kralından bahsedelim. Açıkçası Terim'in Semih'i tercih edeceğini düşünmezdim. Ümit Karan, Fatih Tekke gibi isimler varken sıra gelmez diyordum ama yanıldım. Sezom boyunca kendisini 2.planda tutan Zico, buna rağmen basına "Semih kadroya alınmazsa, çok yazık olur" şeklinde demeçler veriyordu. Adeta ironik bir yorumdu bu. Takımın en çok kazananlarından biri olan ve çıtkırıldım bir yapıya sahip olan Kezman'ı kurtarma adına yaptı tüm bunları muhtemelen. İşe yaradı mı, ya da hayırlı mı oldu? Yorum sizin.

1996 yılından beri Fenerbahçe camiası içerisinde Genç Semih. Benden bir yaş büyük birine genç diyorlarsa, ben de hala genç sayılırım herhalde. Boşuna hayıflanıyorum galiba. Bu da işin latifesi olsun.

"Yedek golcü" yakıştırılması yapıldı onun için. O her ne kadar buna karşı çıksa da, hem basın hem de tribünler o gözle baktı hep. İlk onbir çıktığı maçlarda bir türlü isteneni veremedi. Daha sonra bu durum, Kezman maçın başından itibaren rakip defansı yoruyor, oyuna sonradan giren Semih de yorulmuş defansın işini bitiriyor şeklinde yorumlandı..

Öyle ya da böyle 2007-08 sezonun gol kralı oldu Semih. Takımın penaltıcısı değildi, ilk onbirin değimez ismi de değildi..İşte bu nedenlerden ötürü büyük bir başarıya imza attı. 17 golle zirveye yerleşti. Peki bu Semih'in yedek golcü olma sorunsalına son noktayı koyar mı? Hiç sanmıyorum..

Kezman giderse, onun yerine ünlü bir isim alınır. Bu da Semih'e yine kulübenin yollarını gösterir. Hoca ve sistem değişirse, o zaman başka tabii..

Dönelim tekrar milli takıma..Terim'in forvetteki ilk tercihi olacağını sanmıyorum. İlk isim olm ak Nihat'ın hakkdır zira. Yine oyuna sonradan giren isim olacak gibi..Umarım tıpkı Fenerbahçe'de attığı kritik gollerin benzerlerini, milli forma altında da atar. Bu arada kulüple anlaştığına dair duyumlar alsak da, henüz resmi sözleşme imzalamadı bildiğim kadarıyla. Bu turnuva kendini göstermesi adına da olumlu olabilir..Garip bir yorum olacak ama attığı onca kritk gole, verdiği onca emeğe rağmen, Fenerbahçe'den ayrılması taraftarı huzursuz etmez gibi geliyor.

Semih Şentürk, Türk futbol tarihinin en garip golcüleri arasında yerini şimdiden aldı.Bakalım hikayenin bundan sonraki kısmı nasıl devam edecek?

Mehmet Yıldız Neden Yok?

Milli Takım kadrosunda "O niye yok? şu niye yok?" dediğinizde, sen bir alternatif söyle şeklinde cevaplar verilir. Hadi sen, ben bu işten anlamıyoruz, antrenörlük neyimize diyelim. Colin Kazım ve Gökdeniz kadroda varken, Mehmet Topuz neden yok? diye sormak makuldur bence ama hadi geçelim bunu şimdi. Feldkamp'a kulak verelim.

Kalli de Mehmet Yıldız'ın kadroda niye olmadığına şaşırdığını söylemiş. Kendine göre de haklı sebepleri var..Aşağıda görebilirsiniz. Şu anki mevcut kadromuzdaki forvetlere bakıyorum, rakip defansı yoracak, o amiyane tabirle ısıracak türden biri yok ne yazık ki..Umarım eksikliğini hissetmeyiz..

Son olarak kadrodan çıkarılan 3 isim konusunda karavana yaptığımı belirteyim..Benim tahminim Ayhan, Kazım ve Mevlüt idi..

***

Feldkamp:"Sezon boyunca takımına en faydalı olan, 14 gol atan ve bana göre Türkiye'nin en iyi hücuma dönük futbolcusu kadroda olmalıydı. Mehmet'in Avrupa Şampiyonası için milli takım kadrosuna girme konusunda başka ne yapması gerekirdi?... Fransa liginden çağrılan Mevlüt, ya da Rusya liginden çağrılan başka bir futbolcudan birkaç adım daha önde değil mi idi?... Hatta Fenerbahçe'de hep yedek kalan Semih'ten bile daha iyi bir tercih olmaz mı idi?... Umarım Türkiye Milli Takımı 2008 Avrupa Şampiyonası finallerinde Mehmet Yıldız'ı Türkiye'de unutmanın faturasını ağır ödemez."

Tema ve E-Posta Değişikliği

Eskisi gayet hoştu tabii, gözü yormuyordu ama artık bir değişiklik yapayım istedim.. İlk başta yadırganabilir, beğenilmeyebilir. Doğaldır. Alışamayız yeniliklere hemen. Bu arada, hala üzerinde oynuyorum temanın. Henüz istediğim şeyleri yapabilmiş değilim. Güncelleyemedim misali linkleri. Eskiler uçup gitti, teknolojiden anlamadığımız için, yedeklemeyi de akıl edemedik. Sağdan soldan topluyorum tabir-i caizse.. Birkaç güne kalmaz, şablonu oturturuz umarım.

Aklıma gelmişken, tema değişikliği konusunda bana yardımcı olan Murat kardeşime teşekkür ederim..

Ve bir diğer değişiklikte e-posta adresimde oldu. Şu sağ tarafta "Hayatın anlamı" fotoğrafının altında gördüğünüz tıklanılabilir şeyden yeni e-mail adresime ulaşabilirsiniz..

Şimdilik bu kadar
el burrito

Queiroz Çıldırdı

Carlos Queiroz'un çıldırmasının sebebi Galatasaray'ın son şampiyonluğu değil, Real'in bitmek tükenmek bilmeyen C.Ronaldo sevgisi..

Dailiy Mail'e sert açıklamalarda bulunmuş Queiroz:"Cristiano Ronaldo asla İspanyol olmayacak.Çünkü Olivenca'yı tekrar alamayacaklar" demiş.. Burada adı geçen Olivenca, iki ülke arasında sorun olan bir yer..

Queiroz susmuş mu bundan sonra? Hayır, devamı da var..

"Christopher Columbus'a da aynısını yapmışlardı. ve şimdi öyle görünüyor ki C.Ronaldo'ya da bunu yapmaya çalışıyorlar" diye açıklamış durumu M.United'ın iki numarası.

Yaklaşmakta olan Euro 2008 öncesi, artmakta olan bu dedikoduların gerek Ronaldo'ya, gerekse de Portekiz milli takımına zarar vereceğini söylemiş. "İspanyol medyasının artan baskısına rağmen, Ronaldo milliyetini değiştirmeyecektir" şeklinde vatan millet sakarya bir söz söylemiş en sonunda.

Bu yazın en magazinsel transfer hikayesi şüphesiz Ronaldo'nun olacak. Öyle görünüyor ki, ne İspanyollar bastırmaktan yılacak, ne de karşı taraf savunmaktan..

9. Golden Trailer Ödülleri


The Dark Knight'ın ikinci fragmanıyla "En iyi aksiyon" dalında ödül aldığı gecenin kazananlarının -bir kısmının- dökümü ise şöyle:

Best Action
The Dark Knight, Warner Bros., Intralink Film
Best Animation/Family
Enchanted, Walt Disney Pictures, Craig Murray Productions
Best Comedy
Tropic Thunder, Paramount Pictures, Buddha Jones
Best Documentary
Where in the World is Osama Bin Laden?, The Weinstein Co., Buddha Jones
Best Drama
No Country for Old Men, Miramax Films, Giaronomo Productions
Best Horror
I am Legend, Warner Bros., Skip Film
Best Independent Trailer
Day Night Day Night, IFC First Take, Kinetic Trailers
Best Music
The Diving Bell and the Butterfly, Miramax Films, Mark Woollen & Assoc.
Best Romance
Atonement, Focus Features, Intralink Film
Best Thriller
Vantage Point, Columbia Pictures, AV Squad
Best Video Game Trailer
The Simpson's Game: Medal of Homer, Electronic Arts, Hammer Creative
Best Voice Over
The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford, Warner Bros., Mark Woollen & Assoc.
Golden Fleece
Awake, Weinstein Co., Seismic Productions
Most Original
In Bruges, Focus Features, Focus Features (in house)
Summer 2008 Blockbuster
Iron Man: "Escaped", Paramount Pictures
Trashiest Trailer
Drive Thru, Lionsgate, Lionsgate
Best Motion/Title Graphics
Hitman, 20th Century Fox, Create Advertising Group
Best Sound Editing
I Am Legend, Warner Bros., Trailer Park
Best Trailer -No Movie
Game, Create Advertising Group
Best In-Theater Advertising
Mad Men, AMC, Happy Hour Creative/Trailer Park
devamı için tıklayın

Çarşamba, Mayıs 28, 2008

29 Mayıs 1453


"Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz!"
Fatih Sultan Mehmed

"Konstantin elbet fethedilecektir. onu fetheden komutan ne iyi komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir"
(Hadis-i Şerif)

***

İstanbul'a aşığım..Bu şehrin yeryüzündeki en güzel şehir olduğunu düşünmekteyim ve bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum..

İstanbul'da yaşamak çok zor..hani
saf olana adama çok kor, diyor şarkıda..Doğrudur.Saf olan adam kolay kolay yaşayamaz burada..ama yine de burası yaşanmaya değer bir yer..Aslında en yaşanılası yer..Kıymetini bilene..

Üsküdar'da oturuyorum..Bana göre İstanbul'un en güzel yeri.. Gerek oturduğum muhitte dolaşırken, gerekse de diğer bölgeleri dolaşırken, İstanbul'un fethinde savaşmış atalarımızı yâd etmeye çalışırım..Onların sayesinde bu güzellikleri yaşadığımızı unutmamaya çalışırım..Yine şarkıdan esintiyle, ataların miraslarına bakarken,
boşuna mı yatıyor altında şüheda?, denilmesi gerektiğine inanıyorum...Tarih hatırlandıkça yaşayan bir şeydir..Yoksa manası yoktur..

Bu sayfayı takip edip de, İstanbul'da oturanlar da umarım bu güzel şehrin kıymetini bilenlerdendir..İstanbul, Türkiye'dir aslında..Bunu unutmamak gerek..


Türk tribünlerinin en görkemli pankartını unutmak olmazdı..Pana maçından..Sahada kazanamadık (1-1) ama tribündeki pankart muhteşemdi doğrusu..Yıllarca unutulmaz..unutulmayacak...

Kafa Karıştıran Üçlü

Laura Harring-David Lynch-Naomi Watts
Yeterince kafa karıştırıcı..

2-0

Fenerbahçe 99 Türk Telekom 87
Seride durum: 2-0

Juve Deplasmanı

1996-97 sezonu Juventus maçı..Şampiyonlar ligi gruplarındaki son maç. İtalya deplasmanındaki Fenerbahçe tribünü. Tribündeki tanıdık pankartlara dikiz.. Hoş bir kare..Maçın skoru ise iyi değil ama..2-0 kaybediyoruz..Gruptaki performansımız 2 galibiyet (biri M.United'a karşı), 1 beraberlik şeklinde..

Beşiktaş Mı? Çarşı MI?

Milliyet'in haberi duyuruş şekli..

Kim ne derse desin, İstanbul tribünleri arasında en çok reklam olan ve -kişisel bir yorumdur- bu durumdan fazla şikayeti olmayan bir gruptu Çarşı (dedim ama kişisel bir yorum diye). Yazdıklarıma alınanlar, sinirlenenler olacaktır. Öyle ya da böyle tribünde peşinde koşuyoruz bizler de, ve Beşiktaşlı abiler ve kardeşlerimiz sayesinde haberdarız bazı şeylerden..Bildiklerimizi, duyduklarımızı buraya yazmanın manası yok..Yanlış olur zira..Onu geçelim.

Haberi tribünle alakası olmayanlar da duymuştur, birçok Tv kanalı hem altyazı geçti, hem de spor haberlerinde duyurdu "Çarşı kendini feshetti" diye.

Son yıllarda Beşiktaşlılık duygusunun önüne geçmişti Çarşı..Hayatında Çarşı nedir ne değildir bilmeyen tipler, Beşiktaş'tan önce zikreder olmuşlardı Çarşı ismini..

Alınan karar sorgulanabilir, zamanı, şekli yadırganabilir..amma ve lakin Çarşı grubu doğrusuyla yanlışıyla önemli bir yere sahiptir Türk tribünlerinde..Bu yüzden hayırlı olsun demek düşer bize..

Son olarak, Tribün Dergi'den Faraday adlı kullanıcının ilgimi çeken yorumuyla bitireyim yazıyı:

"Sen çık Polar yaptir,bere yaptir,atki yaptir her maçtan önce sat millete sonra çarşi Beşiktaşin önüne geçti de Beni Alen malen bağlamaz ağar geliyorsa artik bi şeyler birakir çekilirsin bi kenara Beşiktaş sahipsiz mi kalacak..

Salı, Mayıs 27, 2008

Yavaş Gel Marca!

İspanyolcayı gazete okuyacak kadar anladığımı söyleyemem ama insanın, haber başlığındaki isimleri ve rakamları anlamak için çok iyi İspanyolca bilmesine gerek yoktur herhalde..

Önce bir Marca'ya baktım, United'ın Ronaldo için 50 milyon euro + Robinho, Ramos ve Diarra'yı isteyeceğini yazıyor..Acep yanlış mı anladım diyerek, İngiliz basınına baktım, onlar da Marca'dan almışlar haberi, aynen kopi-pest yapmışlar..

Real'e transfer için gazı vermeleri normal, Ronaldo dedikodusunu diri tutup, kafa karıştırmaları da bu işin raconudur ama bu sefer feci abartmışlar..Ohannes denir ancak buna..

Robinho'nun bu haberle ilgili yorumu sorulduğunda, "Duymadım ve duymak istemiyorum..Ronaldo bu yaz gelmez" şeklinde yorum yapması da ayrı bir komedi..

Not: Transfer gerçekleşirse, "Al sana kapak Ortega" şeklinde esprilere hazırlıklı olmalıyım tabii..

Not(2): Düzeltme için "Garrincha" ve "Alptug"a teşekkür ederim..

Pazartesi, Mayıs 26, 2008

26 Mayıs 1984

26 Mayıs 1984 Cumartesi günü akşam 8 sularında (hastasıyım bu sularında lafının) , şirin vileyetimiz Manisa'da dünya'ya gelmiş bu blogun yazarı (daha önce farklı boyuttaydım), yahut Ortega rumuzuyla tanınan ademoğlu da diyebiliriz..Görüldüğü üzere rahatına düşkün bir kişilik olduğu, hem doğduğu aydan, hem de vakit olarak akşam serinliğini tercih etmesinden anlaşılmakta..

Fazla söze gerek yok..iyi ki doğdum mu?bilmiyorum ama bu diyarı terk ettikten sonra, iyi hatırlanmak için atmaktayız her adımı, almaktayız her nefesi..

Pazar, Mayıs 25, 2008

Ivan Vischnewski

Adını yazarken zorlanırdım hep -ki belki hala yanlış yazıyor olabilirim- telaffuz ederkense hiç muvaffak olamamışımdır.. Biz küçükken futbolcu kartları vardı.Onlar sayesinde hatırlarım onu. Bir Galatasaray maçında gole giden bir topu çizgi üzerinden rövaşatayla çıkardığı ve akabinde sakatlandığını rivayet edilir.Bizden sonra Sarıyer'de oynamıştır.. Vefat haberi memlekete gazeteler vasıtasıyla ulaşır..Hayal meyal hatırlasam da onu..üzülürüm bu ölüm haberine. Fenerbahçe'de oynamış 2 Rus oyuncudan biridir..Yanlışım varsa, düzeltin..

Sadakatin Kralllığı

"Açık havadaki sadakatin krallığıdır futbol"
Antonio Gramsci

"Benim Yalnız ve Güzel Ülkeme"

Nuri Bilge Ceylan, “Üç Maymun” adlı filmiyle 61. Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen seçildi. Ceylan’ın ödülünü Faye Dunaway’in elinden aldı. Video'da görüldüğü üzere ödülünü almak için kürsüye Sean Penn tarafından çağırılmış..

Sahnede ise şunları söylemiş:“Bu ödülü birisine ithaf etmek istiyorum... Yalnız ve güzel ülkem Türkiye’ye...” dedi.

Helal olsun Nuri Bilge Ceylan..Bu ülkede hala güzel şeylerin yapıldığının son resmisin.. Yüreğine sağlık..


Diğer ödüllere gelince;

* En İyi Senaryo ödülünü Jean Pierre Luc Dardenne’nin “Le Silence de Lorna” isimli filmi kazandı. Ödülü, geçen yıl bu ödülü kazanan yönetmen Fatin Akın takdim etti.

* En İyi Erkek Oyuncu ödülü, yönetmen Steven Soderbergh’in “’Che” filmindeki rolüyle Benicito del Toro’ya verildi. Ödülü, del Toro’ya ünlü Fransız oyuncu Valerie Lemercier verdi.

* En İyi Kadın Oyuncu ödülünü, Walter Salles’in yönettiği “Linha de Passe” isimli filmdeki rolüyle Sandra Corbeloni kazandı. Ödülü Fransız oyuncu Jean Reno anons etti, ancak Corbeloni bebeğini yeni kaybettiği için törene katılamadı.

* Jüri ödülünü, Paolo Sorrentino’nun “Il Divo” isimli filmi aldı.

* 22 filmin Altın Palmiye için yarıştığı 61. Cannes Film Festivali’nde Catherine Deneuve ile Clint Esatwood’a da özel ödül verildi.

Fenerbahçe: 100 Türk Telekom: 72


Geçen sezonun Beko Basketbol Ligi şampiyonu Fenerbahçe 2007/08 Sezonu final serisinde karşılaştığı Türk Telekom karşısında Abdi İpekçi'deki ilk maçta zorlanmadı. Baştan sona etkili bir performans sergileyen sarı-lacivertlilerimiz, rakibini farklı mağlup etti ve seride 1-0 öne geçti!

Heath Ledger - The Imaginarium of Doctor Parnassus

Heath Ledger yakın zamanda hayata gözlerine yumdu bildiğiniz üzere.Bu olay hayranlarını yasa boğdu tabii ki.. Şayet yaşasaydı "The Imaginarium of Doctor Parnassus" filmiyle karşımıza çıkacaktı. En son bu proje üzerinde çalışıyordu. Yukarıda gördüğünüz kare ise, film setinde çekilen, Ledger'ın son film çalışması şeklinde sunulabilecek türden bir fotoğraf..

Nikola Zigic ve İngiliz Stadları

Fenerbahçe forması altında görmek istediğim isimlerden biridir Zigic. Kezman'la birlikte müthiş bir ikili olabileceklerini düşünmekteyim. Ne var ki, Kezman'ın takımda kalma olasılığı düşük, hadi onu geçtim, Zigic'i buralara getirme ihtimali çok daha düşük.

La Liga'dan, Premir Lige doğru yol alabilir bu transfer döneminde. Yazılanlara bakılacak olursak Everton, Tottenham ve Bolton Wandrers peşindeymiş. O da daha önce İngiltere'de oynamayı istediğini açıklamıştı. Aslına bakarsanız, son dönemlerde bunu çoğu oyuncu açıklıyor zaten.. Gerek dünyanın en iyi pazarlanan ligi oluşu, gerekse yıldız oyuncuların Ada futbolunu tercih etmesi, başlıca sebeplerden. Stadyumları da gerçekten insanı kendinden geçiriyor.Seria A'nın patronu Luca Pancalli, "İngilteredekilerle, bizim stadlarımızı kıyaslarsak, 20 yıl geride olduğumuzu görürüz" diye itirafta bulunmuş..İtalya 90'dan beri stadyumlara pek dokunulmamış İtalya'da. Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yapamamalarının sebebi de biraz bununla alakalı..

Son olarak şöyle bir soru soralım; İngiliteredekilerle, bizim stadları kıyaslayacak olsak, biz nerede oluruz..Kaç yıllık mesafe vardır arada?

"I Have A Dream"

"I have a dream to play for Madrid.
You also have dreams, no? Well, this is my dream"

28 Ağustos 1963'te, Lincoln Memorial'de o meşhur konuşmasını yapmıştı Martin Luther King. O gün söylediği "I have a dream" sözü, daha sonra hep onunla birlikte anılmıştı..

Şimdi ise bu sözü söyleyen, bir hayalinin olduğunu belirten isim Ronaldo.. Bir yandan M.United camiasındaki her bir isim, onu satmayacaklarını açıklarken, öte yandan Ronaldo da spekülasyonları arttırmaya devam ediyor..

En son bir Portekiz kanalına konuşmuş. Madrid'te oynamayı hayal ettiğini söylemiş. Sizin de hayalleriniz vardır, yok mu? diye de soruyor devamında.

Ronaldo'nun yaptığına çok güzel şeyler söylenir de, buradan yazmaya gerek yok. Bir yandan İspanya'da oynamayı arzuladığını belirtiriyor, aynı zamanda United'ın oyuncusu olduğunu ve onlarla bu durumu konuşması gerektiğini de söylüyor..Bu arada, her konuşmasında da kontratında yenilik yapılmasına dair göndermelerde de bulunuyor. Sir Alex Ferguson'u dellendirecek en sonunda."Çektir git!" deyip şutlayacak onu..

Loser

“In my philosophy it was a very bad one because in football ‘almost’ means defeat,” he said.
“Chelsea almost won the Carling Cup, almost won the Champions League, and almost won the Premier League. Almost is nothing.
“After two titles per season for the last three years there were zero titles this season.
“In my philosophy that means a really bad season.
“Maybe in the philosophy of a loser this was a great season, which I respect.”

Yukarıdakiler, 'Special One' Jose Mourinho'nun, Avram Grant hakkında yaptığı yorumlar..Özelikle "Chelsea nerdeyse Carling Cup'ı kazanıyordu, neredeyse Şampiyonlar Ligini kazanıyordu ve nerdeyse Premier Ligi kazanıyordu..Nerdeyse hiçbir şey"kısmı klasik Mourinho esprilerinden.Seversiniz sevmezsiniz ama bu adam tam anlamıyla bir şovmen ve basına çok iyi malzeme veriyor. Avram'a "Loser" demesi uzun süre konuşulur artık. Bu arada, Şampiyonlar Ligi finalinin ardından Essien'le görüştüğü ve pazartesi Inter'e imza atacağı şeklinde haberle dönmekte..Hatta en yakın zamanda seni de Milano'ya beklerim, demiş.

Gerrard-Torres A.Ş

Genç Kızlara Duyurulur

ARANAN TİP -- İkizler Burcudan doğmuş bir erkeği seviyorsanız durumunuzun epey nazik olduğunu söylemeliyiz. Çünkü bu burcun erkeği kolay kolay ele geçen, bağlanan bir tip değildir. Neşeli, zeki, konuşkan, nazik, cana yakın bir insan olduğu için çok beğenilir. İnce zekası ve insanları hemencecik anlayıvermesi sayesinde de herkese nasıl davranacağını bilir. İkizler Burcu erkeği tam bir toplum erkeğidir. Öyle eve kapanıp sizinle baş başa kalmaktan kısa süre sonra bıkacaktır. Etrafında inceleyebileceği, etkileyeceği tipleri görmeyi arzulayacaktır. Onun için herşeyden önce bu erkeği başkalarıyla paylaşacağınızı bilin. Kısacası, kıskanç bir tipseniz o size hiçde uygun değildir.

Yıllardır orta sahanın ortasında aranan isimmişim de haberim yok.. İkizler burcu erkeği olduğumu sakladığım günlere yanarım..Demek ki, elde ettiğimiz skoru 2x ile çarpmamız gerekecekmiş..

Mutsuzluk

Cuma, Mayıs 23, 2008

Atkı Koleksiyonu

Koleksiyoncunun kod adı Apache(Grup CK)..Kardeşimi bilen bilir diyelim..

Akıl Defteri

We all need mirrors to remind ourselves who we are.. (Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara gereksinimi var) Leonard Shelby -Memento (Akıl Defteri)

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...