Cumartesi, Mayıs 31, 2008
Şimdi Tam Zamanı
Millet olarak bir milli maçta kenetlendiğimiz son andı şu yukarıdaki kare.. O zamanlar işin içine Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor falan filan muhabbetleri pek girmiyordu. Galatasaraylı Ümit Davala'nın ortasına, Beşiktaşlı İlhan Mansız harika vurmuştu ve o muhteşem golü Fenerbahçeli olan bendeniz ve kız arkadaşım adeta havalara uçarak kutlamıştık..Mekandaki birçok farklı takımdan insanla, birbirimize sarılıp saatlerce eğlenmiştik..
Bize sonradan ne oldu anlamadım..İlk etapta özeleştiri yapmak gerekirse, her mağlubiyetten sonra Terim'in Galatasaraylı kimliğini sorgular oldum, bir başkası Fenerbahçeli futbolculara laf attı..Aramızdan bazılar vatandaşlık hakkıyla birlikte milli formayı sırtına geçiren Aurelio'ya taktı kafayı..
Son yıllarda milli takıma karşı ciddi bir güvensizlik var. İnsanlar bu düşüncelerinde haklı olabilirler, Terim'in kadro tercihi eleştirilebilir..ama hatırlatmakta fayda var, bu bizim milli takımımız.. ve şimdi destek olma zamanı..
Bırakalım Cimbomu, Kartalı, Feneri ya da hangi takımı tutuyorsanız..Şimdi gündem milli takımdır..Bütün enerjimizi, dualarımızı onlara gönderme zamanıdır..Zira bunlara çok ihtiyaç duyacaklar..
Şu Türkçe futbol blog aleminde hatırı sayılır bir kitlenin olduğunu düşünüyorum ve bu kişilerin büyük çoğunluğu aklı selim insanlar.. Bunu bir çağrı olarak da algılayabilirsiniz ya da bir kampanya olarak da..her nasıl isterseniz.. Gelin tekrardan o 2002'de yakaladığımız sinerjiyi oluşturalım.. Milli forma altında sevmediğiniz isimler olabilir ama onların üzerinde taşıdığı forma bizim ülkemizinin forması..Onlar Türkiye'yi temsil ediyorlar..ve sanırım bu da destek vermek için yeterli bir sebeptir..
Burn After Reading
Coen Biraderlerin heyecanla beklenen filmi Burn After Reading' in eylül ayında Amerika' da gösterime girmesi planlanıyor. Coen Biraderlerin bu seneki hiti olarak görülen film oldukça güçlü bir kadroya sahip.
Ocean's serisinden sonra yeniden birlikte çalışma fırsatı bulacak olan Brad Pitt ve George Clooney, bu sene en iyi yardımcı kadın oyuncu oscarını alan Tilda Swinton (yine George Clooney'li bir yapım olan Michael Clayton ile) , başarılı usta John Malkovich ve en iyi kadın oyuncu oscarını Fargo filmiyle kazanan Frances McDormand gibi oyuncuların rol aldığı bu kara-komedi, aynı zamanda 27 Ağustos' ta yapılacak Venedik Film Festivali' nin açılış filmi olma özelliğini taşıyor.
Filmin konusuna gelince; kısa bir süre önce işten atılmış,eski bir CIA ajanı olan Osbourne Cox (John Malkovich) anılarını yazar. Bu anıların içinde hükümetin gizli belgelerine ait bilgiler de vardır.Karısı (Tilda Swinton), yaklaşmakta olan boşanma davası hazırlıklarında kullanmak için CD de kayıtlı olan bu materyalleri kullanmaya karar verir. Fakat CD yanlışlıkla spor salonunda çalışan Linda ve Chad' in (Brad Pitt, Frances McDormand) eline geçer ve Linda' nın plastik cerrahi masraflarını ödeyebilmek için CD' yi satmaya karar verirler. CIA, Harry (Clooney)'i her şeyi ne pahasına olursa olsun çözmesi için gönderir.
No Country For Old Men ile kazandıkları bir kucak dolusu oscar heykelciğinden sonra başarıyla anılan isimlerine büyük bir başarı daha ekleyen Coen Biraderlerin bu yeni filmi de beklenenler listesinde yerini almış gibi görünüyor..
2-1
?
Cuma, Mayıs 30, 2008
Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #9
* Yarın öğlen saat 2'de grup çalışması için Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü'nde olmam gerekirken, ben daha üzerime düşen görevi yapmadığım gibi, İstanbul'da bile değilim..Düşünün komediyi..Bu satırları İzmit'ten yazıyorum, hani o bir türlü sevemediğim şehirden..
* Kurtlar Vadisi dizisini izlerken beni arayan ve yaklaşık 20 dk. telefonda meşgul eden dişi kişiliğe de ne desem bilemiyorum..
* Haftada 2 gün, 3 sınıf ortaklaşa amfide derse giriyoruz.Bu ne demek? 180 kişi aynı anda orada oluyor demek.. ve bu 180 kişi arasında 10 erkek var.Gerisini sen hesapla...
* Aylık akbil gibisi yok.Ben bunu bilir bunu söylerim.
* Peki ya okuldaki hocalarımdan birisinin bana, "Ariel Ortega sen misin?" demesi ?
* Kadınları anlamamak gayet normal ama bunu yeryüzünde ilk fark eden kişiymiş gibi böbürlenmek anormaldir..
* Bazen tuvaletlerde görüyorum. İşini bitiren bazı hemcinslerim ellerini yıkamadan çıkıyor. Bana ne deyip geçemiyorum. Ne iş yaptıklarını bilmek isterim yahut gün içerisinde tokalaşma ihtimalimizi..Sevdiklerinin halini düşünmek istemem ama..
* Bazı hatun kişiler kadın ruhundan çok iyi anladığımı söylüyorlar. Bunu bana değil, ona anlatın be canlarım..Öyle olsa 10 yıllık mazi, iki lafla bitmezdi herhalde.
* Şu kapalı alanlarda sigara yasağı devreye girdiğinden beri ne kadar mutlu mesut oldum anlatamam. Ciddi bir sigara düşmanı değildim ama kafelerde, sigara tiryakilerinin tacizkar dumanları olmadan oturmak zevkliymiş.
* Bardakta Mısır olayı beni kendimden geçirdi son zamanlarda. Ben böyle değildim arkadaş. Popüler bir şeye bu kadar çabuk bağlanmazdım eskiden. Ulan komprador uşakları..beni de bitirdiniz en sonunda.
* Bazı ortamlarda (gerek sanal, gerek banal hayatta) otorite gibi görülmek garip bir duyguymuş. Bunu iyice anladım. Kendimi tanımasam, "vay arkadaş, ben neymişim" diyecem nerdeyse.
* Doğru yerde doğru zamanda olmak çok önemli bir şey. Bundan 2 ay önce peşinde koştuğum ama daha sonradan parmağında yüzük olduğunu öğrendiğim hatun, sevgilisiyle ayrılmak üzereymiş. Bunu şu an umursamıyorum ne yazık ki..Hayat işte.
* Öte yandan; aşık oluyorum eyvah, yerimde duramıyorum..
* Sen temizsin oğlum. Söylüyom bak en fazla sen kirlenirsin, biz artık bu saatten sonra kir göstermeyiz. Asım/ Organize İşler
Perşembe, Mayıs 29, 2008
Finallerdeki Kadromuz
Türkiye
1 Rüştü Reçber
2 Servet Çetin
3 Hakan Balta
4 Gökhan Zan
5 Emre Belözoğlu
6 Mehmet Topal
7 Mehmet Aurélio
8 Nihat Kahveci
9 Semih Şentürk
10 Gökdeniz Karadeniz
11 Tümer Metin
12 Tolga Zengin
13 Emre Güngör
14 Arda Turan
15 Emre Aşık
16 Uğur Boral
17 Tuncay Şanlı
18 Kazım Kazım
19 Ayhan Akman
20 Sabri Sarıoğlu
21 Mevlüt Erdinç
22 Hamit Altıntop
23 Volkan Demirel
Coach: Fatih Terim
Kendi Kendimi Kandırma Senesi
Genellikle rock müzik dinleyen biriyim. Zaman zaman bu çizgi metale de kayar..ama aslında takım tutar gibi müzik dinleme olayına karşıyımdır (yazar burada mevzuuya girmeye hazırlanıyor). Kişi, güzel bulduğu herhangi tür bir müziği, parçayı, şarkıcı dinleyebilmelidir..Hayatta bazı şeylere karşı sınırlarımız olmasını anlarım ama bunun müzik tercihinde gerekli olmadığına inanıyorum artık..
Tüm bu laf salatasına sebep olan isim Sagopa Kajmer..Kim bu arkadaş? Rapçi..Hani rap müzik, dinlenmez bir müzikti? Noldu Ortega efendi? (yazar burada bayrağa değil, kendine sesleniyor)
Cem Yılmaz'ın G.O.R.A filmi için sinemaya gittiğim gün tanıştım Sagopa'yla..Film bittiğinde çalan müzik ilgimi çekti..Sorduk soruşturduk Sagopa ismiyle karşılaştık. Daha sonra Ceza ile birlikte söyledikleri "Neyim var ki?" parçasıyla, daha bir sevmeye başladım onu.. Her geçen gün yeni bir şarkısına ulaştım. "Bir Pesimistin Gözyaşları" favorimdir misal, "Baytar" dehşettir falan filan..
Girişte bahsettiğim son albümünü dinliyorum bu aralar.."Vesselam" parçası herkesin dilinde ama benim bu albümde şimdiye kadar en çok sevdiğim şarkı "Ben hüsrana komşuyum" oldu. Tavsiye ederim herkse..
Şimdi bizim lise tayfası arasından, bu yazdıklarımı okuyanlar çıkarsa -ki bir kısmı okuyor bildiğim kadarıyla- hayli şaşırmışlardır..Aralarında rap dinlediği için dalga geçtiklerimden de özür diliyorum fırsattan istifade..
Peki kendimi rap müzik dinleyicisi olarak mı tanımlıyorum artık?Tabii ki de hayır..Ben rap müzik değil, Sagopa Kajmer dinliyorum. Sanırım başlığın sebeb-i hikmeti, bu son cümleyle açıklık kazanmıştır..
Trabzonsporun Transfer Harekatı
Burak Yılmaz ve Selçuk İnan'ı Manisaspor'dan aldılar nihayet. Bi de Bursaspor'dan Egemen Korkmaz var, yeni transfer olarak. Yerinde transferler bence. Özellikle Selçuk çok önemli bir oyuncu. Ersun hocanın uzun yıllar takip ettiği bir isim. Çanakkale'den Manisa'ya aldırmıştı onu, şimdi de Trabzon'da buluştular birlikte..şu 3 oyuncu arasında bir tercih yapma şansım olsaydı, Selçuk'un Fenerbahçe'ye transfer olmasını isterdi, bunu da belirteyim..
Burak Yılmaz kafamda soru işaretleri bırakan bir isim yine de. Trabzon gibi sabırsız bir yerde, ona ne derece tahammül ederler acaba? Kaleyi gördüğü yerden şut çekmesini, Rıdvan Dilmen olumlu değerlendirmiştir hep (İbrahım Akın için de demiştir bunu), lakin Trabzon seyircisi, Burak'ın alakasız şutlarının akabinde, bolca homurdanacaktır. Ersun Yanal, Manisaspor'un hocasıyken Burak Yılmaz'ı almayı çok istemiş ama araya Beşiktaş girip bu transfere mani olmuştu. Elbet bir gün bulaşacaklardır demiştim, yanılmadım (Kemal Belgin style). Oyuncunun adı bir ara Fenerbahçe'yle de anılmış, tedirgin olmuştum. İlhan Parlak gibi yedek kulübesinde paslanan bir genç varken, Burak'a ne gerek var, di mi ama? Burak, Trabzon'da küllerinden doğar mı, bilmem. Şayet bunu yaparsa, Ersun hoca sayesinde olur, bu da bir gerçek..
Egemen içinse fazla söze gerek yok.. İyi bir oyuncu olduğunu herkes biliyor. Trabzonspor'da da başarılı olacaktır..
Son olarak, Trabzonspor yönetiminin, Mehmet Yıldız için Sivasspor'un kapısını çaldığını yazıyor güzide basınımız. Beklemedeyiz..
Turnuvanın Yedek Golcüsü
1996 yılından beri Fenerbahçe camiası içerisinde Genç Semih. Benden bir yaş büyük birine genç diyorlarsa, ben de hala genç sayılırım herhalde. Boşuna hayıflanıyorum galiba. Bu da işin latifesi olsun.
"Yedek golcü" yakıştırılması yapıldı onun için. O her ne kadar buna karşı çıksa da, hem basın hem de tribünler o gözle baktı hep. İlk onbir çıktığı maçlarda bir türlü isteneni veremedi. Daha sonra bu durum, Kezman maçın başından itibaren rakip defansı yoruyor, oyuna sonradan giren Semih de yorulmuş defansın işini bitiriyor şeklinde yorumlandı..
Öyle ya da böyle 2007-08 sezonun gol kralı oldu Semih. Takımın penaltıcısı değildi, ilk onbirin değimez ismi de değildi..İşte bu nedenlerden ötürü büyük bir başarıya imza attı. 17 golle zirveye yerleşti. Peki bu Semih'in yedek golcü olma sorunsalına son noktayı koyar mı? Hiç sanmıyorum..
Kezman giderse, onun yerine ünlü bir isim alınır. Bu da Semih'e yine kulübenin yollarını gösterir. Hoca ve sistem değişirse, o zaman başka tabii..
Dönelim tekrar milli takıma..Terim'in forvetteki ilk tercihi olacağını sanmıyorum. İlk isim olm ak Nihat'ın hakkdır zira. Yine oyuna sonradan giren isim olacak gibi..Umarım tıpkı Fenerbahçe'de attığı kritik gollerin benzerlerini, milli forma altında da atar. Bu arada kulüple anlaştığına dair duyumlar alsak da, henüz resmi sözleşme imzalamadı bildiğim kadarıyla. Bu turnuva kendini göstermesi adına da olumlu olabilir..Garip bir yorum olacak ama attığı onca kritk gole, verdiği onca emeğe rağmen, Fenerbahçe'den ayrılması taraftarı huzursuz etmez gibi geliyor.
Semih Şentürk, Türk futbol tarihinin en garip golcüleri arasında yerini şimdiden aldı.Bakalım hikayenin bundan sonraki kısmı nasıl devam edecek?
Mehmet Yıldız Neden Yok?
Kalli de Mehmet Yıldız'ın kadroda niye olmadığına şaşırdığını söylemiş. Kendine göre de haklı sebepleri var..Aşağıda görebilirsiniz. Şu anki mevcut kadromuzdaki forvetlere bakıyorum, rakip defansı yoracak, o amiyane tabirle ısıracak türden biri yok ne yazık ki..Umarım eksikliğini hissetmeyiz..
Son olarak kadrodan çıkarılan 3 isim konusunda karavana yaptığımı belirteyim..Benim tahminim Ayhan, Kazım ve Mevlüt idi..
Feldkamp:"Sezon boyunca takımına en faydalı olan, 14 gol atan ve bana göre Türkiye'nin en iyi hücuma dönük futbolcusu kadroda olmalıydı. Mehmet'in Avrupa Şampiyonası için milli takım kadrosuna girme konusunda başka ne yapması gerekirdi?... Fransa liginden çağrılan Mevlüt, ya da Rusya liginden çağrılan başka bir futbolcudan birkaç adım daha önde değil mi idi?... Hatta Fenerbahçe'de hep yedek kalan Semih'ten bile daha iyi bir tercih olmaz mı idi?... Umarım Türkiye Milli Takımı 2008 Avrupa Şampiyonası finallerinde Mehmet Yıldız'ı Türkiye'de unutmanın faturasını ağır ödemez."
Tema ve E-Posta Değişikliği
Aklıma gelmişken, tema değişikliği konusunda bana yardımcı olan Murat kardeşime teşekkür ederim..
Ve bir diğer değişiklikte e-posta adresimde oldu. Şu sağ tarafta "Hayatın anlamı" fotoğrafının altında gördüğünüz tıklanılabilir şeyden yeni e-mail adresime ulaşabilirsiniz..
Şimdilik bu kadar
el burrito
Queiroz Çıldırdı
Dailiy Mail'e sert açıklamalarda bulunmuş Queiroz:"Cristiano Ronaldo asla İspanyol olmayacak.Çünkü Olivenca'yı tekrar alamayacaklar" demiş.. Burada adı geçen Olivenca, iki ülke arasında sorun olan bir yer..
Queiroz susmuş mu bundan sonra? Hayır, devamı da var..
"Christopher Columbus'a da aynısını yapmışlardı. ve şimdi öyle görünüyor ki C.Ronaldo'ya da bunu yapmaya çalışıyorlar" diye açıklamış durumu M.United'ın iki numarası.
Yaklaşmakta olan Euro 2008 öncesi, artmakta olan bu dedikoduların gerek Ronaldo'ya, gerekse de Portekiz milli takımına zarar vereceğini söylemiş. "İspanyol medyasının artan baskısına rağmen, Ronaldo milliyetini değiştirmeyecektir" şeklinde vatan millet sakarya bir söz söylemiş en sonunda.
Bu yazın en magazinsel transfer hikayesi şüphesiz Ronaldo'nun olacak. Öyle görünüyor ki, ne İspanyollar bastırmaktan yılacak, ne de karşı taraf savunmaktan..
9. Golden Trailer Ödülleri
Best Action
Çarşamba, Mayıs 28, 2008
29 Mayıs 1453
"Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz!" Fatih Sultan Mehmed
"Konstantin elbet fethedilecektir. onu fetheden komutan ne iyi komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir" (Hadis-i Şerif)
***
İstanbul'a aşığım..Bu şehrin yeryüzündeki en güzel şehir olduğunu düşünmekteyim ve bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum..
İstanbul'da yaşamak çok zor..hani saf olana adama çok kor, diyor şarkıda..Doğrudur.Saf olan adam kolay kolay yaşayamaz burada..ama yine de burası yaşanmaya değer bir yer..Aslında en yaşanılası yer..Kıymetini bilene..
Üsküdar'da oturuyorum..Bana göre İstanbul'un en güzel yeri.. Gerek oturduğum muhitte dolaşırken, gerekse de diğer bölgeleri dolaşırken, İstanbul'un fethinde savaşmış atalarımızı yâd etmeye çalışırım..Onların sayesinde bu güzellikleri yaşadığımızı unutmamaya çalışırım..Yine şarkıdan esintiyle, ataların miraslarına bakarken, boşuna mı yatıyor altında şüheda?, denilmesi gerektiğine inanıyorum...Tarih hatırlandıkça yaşayan bir şeydir..Yoksa manası yoktur..
Bu sayfayı takip edip de, İstanbul'da oturanlar da umarım bu güzel şehrin kıymetini bilenlerdendir..İstanbul, Türkiye'dir aslında..Bunu unutmamak gerek..
Juve Deplasmanı
Beşiktaş Mı? Çarşı MI?
Kim ne derse desin, İstanbul tribünleri arasında en çok reklam olan ve -kişisel bir yorumdur- bu durumdan fazla şikayeti olmayan bir gruptu Çarşı (dedim ama kişisel bir yorum diye). Yazdıklarıma alınanlar, sinirlenenler olacaktır. Öyle ya da böyle tribünde peşinde koşuyoruz bizler de, ve Beşiktaşlı abiler ve kardeşlerimiz sayesinde haberdarız bazı şeylerden..Bildiklerimizi, duyduklarımızı buraya yazmanın manası yok..Yanlış olur zira..Onu geçelim.
Haberi tribünle alakası olmayanlar da duymuştur, birçok Tv kanalı hem altyazı geçti, hem de spor haberlerinde duyurdu "Çarşı kendini feshetti" diye.
Son yıllarda Beşiktaşlılık duygusunun önüne geçmişti Çarşı..Hayatında Çarşı nedir ne değildir bilmeyen tipler, Beşiktaş'tan önce zikreder olmuşlardı Çarşı ismini..
Alınan karar sorgulanabilir, zamanı, şekli yadırganabilir..amma ve lakin Çarşı grubu doğrusuyla yanlışıyla önemli bir yere sahiptir Türk tribünlerinde..Bu yüzden hayırlı olsun demek düşer bize..
Son olarak, Tribün Dergi'den Faraday adlı kullanıcının ilgimi çeken yorumuyla bitireyim yazıyı:
"Sen çık Polar yaptir,bere yaptir,atki yaptir her maçtan önce sat millete sonra çarşi Beşiktaşin önüne geçti de Beni Alen malen bağlamaz ağar geliyorsa artik bi şeyler birakir çekilirsin bi kenara Beşiktaş sahipsiz mi kalacak..
Salı, Mayıs 27, 2008
Yavaş Gel Marca!
Önce bir Marca'ya baktım, United'ın Ronaldo için 50 milyon euro + Robinho, Ramos ve Diarra'yı isteyeceğini yazıyor..Acep yanlış mı anladım diyerek, İngiliz basınına baktım, onlar da Marca'dan almışlar haberi, aynen kopi-pest yapmışlar..
Real'e transfer için gazı vermeleri normal, Ronaldo dedikodusunu diri tutup, kafa karıştırmaları da bu işin raconudur ama bu sefer feci abartmışlar..Ohannes denir ancak buna..
Robinho'nun bu haberle ilgili yorumu sorulduğunda, "Duymadım ve duymak istemiyorum..Ronaldo bu yaz gelmez" şeklinde yorum yapması da ayrı bir komedi..
Not: Transfer gerçekleşirse, "Al sana kapak Ortega" şeklinde esprilere hazırlıklı olmalıyım tabii..
Not(2): Düzeltme için "Garrincha" ve "Alptug"a teşekkür ederim..
Pazartesi, Mayıs 26, 2008
26 Mayıs 1984
Fazla söze gerek yok..iyi ki doğdum mu?bilmiyorum ama bu diyarı terk ettikten sonra, iyi hatırlanmak için atmaktayız her adımı, almaktayız her nefesi..
Pazar, Mayıs 25, 2008
Ivan Vischnewski
"Benim Yalnız ve Güzel Ülkeme"
Sahnede ise şunları söylemiş:“Bu ödülü birisine ithaf etmek istiyorum... Yalnız ve güzel ülkem Türkiye’ye...” dedi.
Helal olsun Nuri Bilge Ceylan..Bu ülkede hala güzel şeylerin yapıldığının son resmisin.. Yüreğine sağlık..
Diğer ödüllere gelince;
En İyi Senaryo ödülünü Jean Pierre Luc Dardenne’nin “Le Silence de Lorna” isimli filmi kazandı. Ödülü, geçen yıl bu ödülü kazanan yönetmen Fatin Akın takdim etti.
En İyi Erkek Oyuncu ödülü, yönetmen Steven Soderbergh’in “’Che” filmindeki rolüyle Benicito del Toro’ya verildi. Ödülü, del Toro’ya ünlü Fransız oyuncu Valerie Lemercier verdi.
En İyi Kadın Oyuncu ödülünü, Walter Salles’in yönettiği “Linha de Passe” isimli filmdeki rolüyle Sandra Corbeloni kazandı. Ödülü Fransız oyuncu Jean Reno anons etti, ancak Corbeloni bebeğini yeni kaybettiği için törene katılamadı.
Jüri ödülünü, Paolo Sorrentino’nun “Il Divo” isimli filmi aldı.
22 filmin Altın Palmiye için yarıştığı 61. Cannes Film Festivali’nde Catherine Deneuve ile Clint Esatwood’a da özel ödül verildi.
Fenerbahçe: 100 Türk Telekom: 72
Heath Ledger - The Imaginarium of Doctor Parnassus
Nikola Zigic ve İngiliz Stadları
La Liga'dan, Premir Lige doğru yol alabilir bu transfer döneminde. Yazılanlara bakılacak olursak Everton, Tottenham ve Bolton Wandrers peşindeymiş. O da daha önce İngiltere'de oynamayı istediğini açıklamıştı. Aslına bakarsanız, son dönemlerde bunu çoğu oyuncu açıklıyor zaten.. Gerek dünyanın en iyi pazarlanan ligi oluşu, gerekse yıldız oyuncuların Ada futbolunu tercih etmesi, başlıca sebeplerden. Stadyumları da gerçekten insanı kendinden geçiriyor.Seria A'nın patronu Luca Pancalli, "İngilteredekilerle, bizim stadlarımızı kıyaslarsak, 20 yıl geride olduğumuzu görürüz" diye itirafta bulunmuş..İtalya 90'dan beri stadyumlara pek dokunulmamış İtalya'da. Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yapamamalarının sebebi de biraz bununla alakalı..
Son olarak şöyle bir soru soralım; İngiliteredekilerle, bizim stadları kıyaslayacak olsak, biz nerede oluruz..Kaç yıllık mesafe vardır arada?
"I Have A Dream"
Şimdi ise bu sözü söyleyen, bir hayalinin olduğunu belirten isim Ronaldo.. Bir yandan M.United camiasındaki her bir isim, onu satmayacaklarını açıklarken, öte yandan Ronaldo da spekülasyonları arttırmaya devam ediyor..
En son bir Portekiz kanalına konuşmuş. Madrid'te oynamayı hayal ettiğini söylemiş. Sizin de hayalleriniz vardır, yok mu? diye de soruyor devamında.
Ronaldo'nun yaptığına çok güzel şeyler söylenir de, buradan yazmaya gerek yok. Bir yandan İspanya'da oynamayı arzuladığını belirtiriyor, aynı zamanda United'ın oyuncusu olduğunu ve onlarla bu durumu konuşması gerektiğini de söylüyor..Bu arada, her konuşmasında da kontratında yenilik yapılmasına dair göndermelerde de bulunuyor. Sir Alex Ferguson'u dellendirecek en sonunda."Çektir git!" deyip şutlayacak onu..
Loser
“Chelsea almost won the Carling Cup, almost won the Champions League, and almost won the Premier League. Almost is nothing.
“After two titles per season for the last three years there were zero titles this season.
“In my philosophy that means a really bad season.
“Maybe in the philosophy of a loser this was a great season, which I respect.”
Yukarıdakiler, 'Special One' Jose Mourinho'nun, Avram Grant hakkında yaptığı yorumlar..Özelikle "Chelsea nerdeyse Carling Cup'ı kazanıyordu, neredeyse Şampiyonlar Ligini kazanıyordu ve nerdeyse Premier Ligi kazanıyordu..Nerdeyse hiçbir şey"kısmı klasik Mourinho esprilerinden.Seversiniz sevmezsiniz ama bu adam tam anlamıyla bir şovmen ve basına çok iyi malzeme veriyor. Avram'a "Loser" demesi uzun süre konuşulur artık. Bu arada, Şampiyonlar Ligi finalinin ardından Essien'le görüştüğü ve pazartesi Inter'e imza atacağı şeklinde haberle dönmekte..Hatta en yakın zamanda seni de Milano'ya beklerim, demiş.
Genç Kızlara Duyurulur
Yıllardır orta sahanın ortasında aranan isimmişim de haberim yok.. İkizler burcu erkeği olduğumu sakladığım günlere yanarım..Demek ki, elde ettiğimiz skoru 2x ile çarpmamız gerekecekmiş..
Cuma, Mayıs 23, 2008
Akıl Defteri
Başlıksız Yazı
En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...
-
Geçenlerde blogdan " Meşin Yuvarlağın Beyazperde Serüveni "ne dair bir araştırma yapıyorum, diye yazmıştım. Bitirebilirsem buraya ...
-
All about Turkey from alcinoo on Vimeo . Short film in stop-motion, 4'46". Photo shooting: August 09, Istanbul Turkey Animation: ...