92-93 Sezonu ve Şerefli İkincilik Meselesinin Çıkışı
92-93 sezonu. Şerefli ikincilikler lafının çıktığı dönemler ya da. İki takım kafa kafaya şampiyonluk mücadelesi veriyor. Beşiktaş İnönü'de Gençlerbirliği ile oynuyor ve maçı 3-1 alıyor. Ne var ki, bu galibiyet şampiyonluk için yeterli olmuyor. Galatasaray deplasmanda Ankaragücü'yle karşılaşıyor. Maçın sonucu ise 0-8.
Bu maçı üzerine yıllarca konuşulur. Ankaragücü kalecisi Zalad'ın yediği garip goller bilhassa kafa karıştırır, Yurdeşen Karahasan'ın kendisine şahsi prim verdiği iddia edilir... Öte yandan Ankaragücü takımı o sezon yine kendi evinde oynadığı maçta Beşiktaş'tan 6 gol yemiştir. Lakin bu olay bazı Galatasaraylı arkadaşların iddia ettiği gibi sezonun bitimine 2 hafta kala değil, 8 hafta önce oynanmıştır (22.haftaydı yanılmıyorsam).
Yıllar sonra bu maç hakkında konuşulurken yapılan espriler ise hoştur. Misal; "ikili averaj olayını Türkiye'ye getiren takım Galatasaray gibi.." ya da " Zalad devre arasında oyundan çıkarıldı. Oradan yedek kulübesine, oradan da direkt Yugoslavya'ya. Kendisinden bir daha hiç haber alınamadı" gibi.
Bu olayda şike, şaibe var mıdır? Net bir şey söylemek zor. Her kafadan bir ses çıkmakta. Önce Galatasaraylıların savunmalarına bakmak gerek. O dönemin Galatasaray'ı İnönü'de Beşiktaş'ı 3-1, Kadıköy'de de Fenerbahçe'yi 4-1 yenmiştir. Buna ek olarak, o sezon bol gollü maçlar olduğundan bahsederler. Misal, Fenerbahçe'nin Karşıyaka'yı 7-1 yenmesi, aynı Karşıyaka'nın Ankara'da Ankaragücü'nü 5-0 yenmesi gibi. 1992-93 sezonun flaş(!) takımı Ankaragücü'ne 2 maçta hiç gol yemeden 10 gol atmıştır Beşiktaş. Onu da belirtelim..
Dönelim yine o sezona ait gündeme yansıyan bazı demeçlere.
Lig 28.haftaya kadar bir şekilde gelir. O hafta Galatasaray, ünlü hakemimiz Vahap Beyaz'ın (ki kendisinin adının zikredildiği hoş bir beste vardır, eskiler bilir) yönettiği maçta 9 kişi kalan Konyaspor'u 5-0 yener. Beşiktaş ise Kocaeli deplasmanından 2-0 galibiyetle döndüğü halde, liderliği kaybeder. İki takımın da puanı 62dir. Averajlarda ise +45 Gs ve + 43 Bjk şeklindedir.. Bu arada Galatasaraylı bazı yöneticiler her ne kadar 5 atsalar da, Konyaspor'u şerefsizlik ve teşvik primi almakla suçlarlar. Bazıları da Kocaelispor Teknik Direktörü Güvenç Kurtar'ın maçtan iki gün önce İstanbul'da kaldığını iddia ederler.
29. haftada ise derbi vardır. Ahmet Çakar'ın yönettiği sonucu merakla beklenen maçta, iki takım birbirini yenemez ve maç 1-1 biter. Bu arada maçta Gs bir penaltı kaçırmıştır.
Son haftaya girilirken, yazının başında da belirttiğim gibi Bjk'nin rakibi Gençlerbirliği, Gs'ninki ise Ankaragücü'dür. Bu iki takımın adı hafta boyunca teşvik primi, şike vb. söylemlerle anılır. Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav:"Mazimiz tertemiz, böyle bir şerefsizliği kimse yapmaz. Teşvik priminin tek adı vardır o da şike. Buna alet olan kulüpte yaşayamaz" açıklamasını yapar. Ankaragücü başkanı Emin Gök ise "Teşvik primi almak bize yakışmaz. Bu olayı kınıyoruz. Galatasaray önünde futbolcularım onur mücadelesi verecekler" der.
Bütün bu olanların üstüne ileriki yıllarda rakiplerin korkulu rüyası olacak isim Adnan Polat devreye girer. "Bu lekeyi temizlemeleri lazım" giriş cümlesiyle Beşiktaş'ı topa tutar. Gençlerbirliği'nde maç öncesi kadro dışı kalan Kazım ve Kemalettin'in neden böyle bir uygulamaya tabi tutulduklarını sorgular ve şu cümleleri kurar;" Beşiktaş son beş yılda Gençlerbirliği’ni sadece bir kez yenebilmiş. Şimdi Beşiktaşlı futbolcular Gençlerbirliği’ne 8–10 gol atacaklarını söylüyorlar. Bunu neye güvenerek söylüyorlar? Gerçekten Beşiktaş çıkıp maçı 10–0 kazansa bile bir şaibe konuldu. Bunun üstüne bir çamur atıldı. Galatasaraylı taraftarlardan yüzlerce telefon geliyor, sessiz kalmamamızı istiyorlar. Artık bu iş sporu aştı, biz Ankaragücü’nü 1–0 yenersek Beşiktaş’ın 3–0 kazanması gerekiyor. Bu şaibeler altında Beşiktaş şampiyon olacaksa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok. Böyle bir kupayı kabul ediyorlarsa alsınlar, biz öyle kupa istemiyoruz. Neden Türk futbolu ilerlemiyor diye konuşmamamız lazım, olay ortada."
Bu olay üstüne Futbol Federasyonu , üç futbolcusunu kadro dışı bırakan ve takım kaptanına ağır para cezası veren İlhan Cavcav hakkında soruşturma dosyası açar. İlhan Cavcav ise bu kararı kendisinin değil İcra Komitesi’nin aldığını söyler.
Adnan Polat'a ilk cevabı Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba verir:“Adnan Polat’ın açıklamalarına yönetim kurulu olarak çok sinirlendik. O’nun seviyesine inmek istemiyorum. Bizim şampiyonluk şansımız Galatasaray kadardır, mühim olan dostlukların bozulmamasıdır. 90 yıllık Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz. Beşiktaş şampiyonlukları hep bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin berrak geçmişlerini hiç yaşamamış, okumamış ve öğrenmemiş bir kişinin hezeyanlarını ciddiye almak niyetinde değiliz. Galatasaray’ın amacı çok bellidir, Beşiktaş – Gençlerbirliği maçını gündemde tutup, Ankaragücü – Galatasaray maçını kamuoyunun dikkatinden uzak tutmak. Bir süredir Beşiktaş’la ilgili polemikler üretip sorumsuz davranışlar sergileyen Adnan Polat, bu defa şanlı Beşiktaş tarihine dil uzatma cüretinde bulunmuştur. Bu hezeyanların ayrıntılarına girip O’nun seviyesine inmeyeceğimizi tekrarlarım.”
Adnan Polat ise bu açıklamaların kendisini tatmin etmediğini belirtir, öte yandan Ankaragücü kalecisi Zalad yaptığı açıklamada kendisi hakkında çıkan dedikoduları değerlendirir ; “Yedi yıldır Türkiye’de profesyonel futbol oynuyorum. İcraatım ortada. Maç günü sahaya çıkıp en iyi şekilde topumu oynarım."
Yönetici Mehmet Cansun, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvuracaklarını açıklayarak Gençlerbirliği futbolcularının maç gününe kadar takip edilmesini istediklerini söyler. Herhangi bir kanıt bulunması halinde Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulanacakları bilgisini veren Cansun, kadro dışı bırakılan 3 futbolcu ile İlhan Cavcav’ın banka hesapların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eder. Maçların oynanacağı gün Galatasaray Kulübü bir açıklama yaparak şampiyon olsalar da olmasalar da hem Gençlerbirliği hem de Beşiktaş’ı UEFA’ya şikayet edeceklerini açıklar. Yöneticiler, Avrupa basınında bile şike ve teşvik primi haberlerinin yer aldığını öne sürerek bu gazeteleri kanıt göstereceklerini ve şikayet dosyasının hazırlıklarına başladıklarını söylerler.
Dönelim tekrar 30 Mayıs 1993'e. Türk futbol tarihinin önemli günlerinden birisi olan 30 Mayıs 1993’te Beşiktaş, Gençlerbirliği’ni 3–1 yenerken ligin şampiyonu Ankaragücü’nü 8–0 yenen Galatasaray’dır. Galatasaray daha maçın 6 ıncı dakikasında ilk golü bulurken hakem Ünsal Çimen bu golde önce auta giden topa korner kararı verir, arkadan da kornerden gelen topta Stumpf’un rakibine yaptığı faulü atlar.
Maç sonu Beşiktaşılar, tabir-i caizse, Adnan Polat'a öfke kusarlar..
Ali Gültiken: “Bu kupa Adnan Polat’a yakışır. Galatasaray’a yakışmaz. Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz.”
Rıza Çalımbay: “8-0’lık skoru Ankaragücü’ne yakıştıramadım. Konyaspor’a 5 tane gol atan takımın Ankara’da 8 gol atması şaşırtıcı. Gençlerbirliği’de çok iyi oynadı. Herhalde onlara da prim verdiler. Başta Adnan Polat olmak üzere Galatasaray’ı tebrik ediyoruz. Sezon boyunca bizimle uğraştılar.”
İhsan Kalkavan: “Adnan Polat’a iki çift sözüm var. Yanlışlıkla 8 golü biz atsak, onlar da 3–1 galip gelselerdi neler söyleyecekti. Tarih hiçbir zaman kirli işleri gizleyemez. Şike paçalarından akıyor.”
Süleyman Seba: “Şampiyon olmadığımız için hiç üzülmüyorum. Yeşil sahaların gerçek şampiyonu Beşiktaş’tır. Beni en çok üzen Türk sporunun hale düşmesidir. Tarihimize dil uzatanlar şimdi ne diyecekler acaba? Kimin ne yaptığı ortada.”
Asbaşkan Recep Yazıcı: “Türk futboluna teşvik primini Ergun Gürsoy, şikeyi ise Adnan Polat getirdi. Adnan Polat teneke kupayı istemediğini açıklamıştı. Acaba bu kupayı ne yapacak? Galatasaray yazdığı şike kitabının doktorasını Ankara’da yaptı. Kaleci Zalad’ın yediği goller şikenin en büyük kanıtıdır.”
Yönetici Yüksel Ülken: “Beşiktaş’a atılmak istenen çamur Adnan Polat’ın üstünde kaldı. Polat bu lekeyi ömrü boyunca taşıyacak.”
Yönetici Metin Keçeli: “Adnan Polat bizi UEFA’ya şikayet edecekmiş, biz de onları Türk kamuoyuna şikayet ediyoruz. Asıl şikeyi Galatasaray yapmıştır. Başkanımız Süleyman Seba bugüne kadar hep bizi susturdu. Bileğimizin hakkıyla şampiyonluklar kazandık. Ancak Galatasaray’ın Avrupa Kupalarında hakemlere verdiği dolarları kimse inkar edemez. Biz gerçek şampiyonuz.”
Adnan Polat: “Gençlerbirliği onuru için oynadı. Haysiyet savaşı verdiler. Onları tebrik ediyoruz. Beşiktaşlı futbolcuların benim aleyhimde konuşmalarına çok üzüldüm. Oysa ben onları her zaman göklere çıkarmıştım, demek ki yanışmışım.”
Mehmet Cansun: “İnanın her şey bizim bu işin üstüne gitmemizle değişti. Eğer biz konuşmasaydık, hakkımızı aramasaydık, Beşiktaş ile Gençlerbirliği’ni frenleyemezdik. Üstlerine gitmeydik kesinlikle şampiyon olamazdık.”
Ankaragücü ise 8-0’lık yenilgiden sonra yeni sezon için tepeden tırnağa yenileceğini açıklarken Zalad, Sabotiç, Erhan, Hayrettin gibi 9 isimle sözleşme yenilenmeyeceği belirtilir.
Yazıyı daha fazla uzatmanın manası yok. Son olarak maç sonrası demeçlerinin bazılarını Bjk forumlarından aldığımı belirteyim.
Beşiktaş taraftarı günümüzde bile o günü hatırlatan tezahüratlarını zaman zaman tribünlerden söylemektedir.
Bu maçı üzerine yıllarca konuşulur. Ankaragücü kalecisi Zalad'ın yediği garip goller bilhassa kafa karıştırır, Yurdeşen Karahasan'ın kendisine şahsi prim verdiği iddia edilir... Öte yandan Ankaragücü takımı o sezon yine kendi evinde oynadığı maçta Beşiktaş'tan 6 gol yemiştir. Lakin bu olay bazı Galatasaraylı arkadaşların iddia ettiği gibi sezonun bitimine 2 hafta kala değil, 8 hafta önce oynanmıştır (22.haftaydı yanılmıyorsam).
Yıllar sonra bu maç hakkında konuşulurken yapılan espriler ise hoştur. Misal; "ikili averaj olayını Türkiye'ye getiren takım Galatasaray gibi.." ya da " Zalad devre arasında oyundan çıkarıldı. Oradan yedek kulübesine, oradan da direkt Yugoslavya'ya. Kendisinden bir daha hiç haber alınamadı" gibi.
Bu olayda şike, şaibe var mıdır? Net bir şey söylemek zor. Her kafadan bir ses çıkmakta. Önce Galatasaraylıların savunmalarına bakmak gerek. O dönemin Galatasaray'ı İnönü'de Beşiktaş'ı 3-1, Kadıköy'de de Fenerbahçe'yi 4-1 yenmiştir. Buna ek olarak, o sezon bol gollü maçlar olduğundan bahsederler. Misal, Fenerbahçe'nin Karşıyaka'yı 7-1 yenmesi, aynı Karşıyaka'nın Ankara'da Ankaragücü'nü 5-0 yenmesi gibi. 1992-93 sezonun flaş(!) takımı Ankaragücü'ne 2 maçta hiç gol yemeden 10 gol atmıştır Beşiktaş. Onu da belirtelim..
Dönelim yine o sezona ait gündeme yansıyan bazı demeçlere.
Lig 28.haftaya kadar bir şekilde gelir. O hafta Galatasaray, ünlü hakemimiz Vahap Beyaz'ın (ki kendisinin adının zikredildiği hoş bir beste vardır, eskiler bilir) yönettiği maçta 9 kişi kalan Konyaspor'u 5-0 yener. Beşiktaş ise Kocaeli deplasmanından 2-0 galibiyetle döndüğü halde, liderliği kaybeder. İki takımın da puanı 62dir. Averajlarda ise +45 Gs ve + 43 Bjk şeklindedir.. Bu arada Galatasaraylı bazı yöneticiler her ne kadar 5 atsalar da, Konyaspor'u şerefsizlik ve teşvik primi almakla suçlarlar. Bazıları da Kocaelispor Teknik Direktörü Güvenç Kurtar'ın maçtan iki gün önce İstanbul'da kaldığını iddia ederler.
29. haftada ise derbi vardır. Ahmet Çakar'ın yönettiği sonucu merakla beklenen maçta, iki takım birbirini yenemez ve maç 1-1 biter. Bu arada maçta Gs bir penaltı kaçırmıştır.
Son haftaya girilirken, yazının başında da belirttiğim gibi Bjk'nin rakibi Gençlerbirliği, Gs'ninki ise Ankaragücü'dür. Bu iki takımın adı hafta boyunca teşvik primi, şike vb. söylemlerle anılır. Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav:"Mazimiz tertemiz, böyle bir şerefsizliği kimse yapmaz. Teşvik priminin tek adı vardır o da şike. Buna alet olan kulüpte yaşayamaz" açıklamasını yapar. Ankaragücü başkanı Emin Gök ise "Teşvik primi almak bize yakışmaz. Bu olayı kınıyoruz. Galatasaray önünde futbolcularım onur mücadelesi verecekler" der.
Bütün bu olanların üstüne ileriki yıllarda rakiplerin korkulu rüyası olacak isim Adnan Polat devreye girer. "Bu lekeyi temizlemeleri lazım" giriş cümlesiyle Beşiktaş'ı topa tutar. Gençlerbirliği'nde maç öncesi kadro dışı kalan Kazım ve Kemalettin'in neden böyle bir uygulamaya tabi tutulduklarını sorgular ve şu cümleleri kurar;" Beşiktaş son beş yılda Gençlerbirliği’ni sadece bir kez yenebilmiş. Şimdi Beşiktaşlı futbolcular Gençlerbirliği’ne 8–10 gol atacaklarını söylüyorlar. Bunu neye güvenerek söylüyorlar? Gerçekten Beşiktaş çıkıp maçı 10–0 kazansa bile bir şaibe konuldu. Bunun üstüne bir çamur atıldı. Galatasaraylı taraftarlardan yüzlerce telefon geliyor, sessiz kalmamamızı istiyorlar. Artık bu iş sporu aştı, biz Ankaragücü’nü 1–0 yenersek Beşiktaş’ın 3–0 kazanması gerekiyor. Bu şaibeler altında Beşiktaş şampiyon olacaksa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok. Böyle bir kupayı kabul ediyorlarsa alsınlar, biz öyle kupa istemiyoruz. Neden Türk futbolu ilerlemiyor diye konuşmamamız lazım, olay ortada."
Bu olay üstüne Futbol Federasyonu , üç futbolcusunu kadro dışı bırakan ve takım kaptanına ağır para cezası veren İlhan Cavcav hakkında soruşturma dosyası açar. İlhan Cavcav ise bu kararı kendisinin değil İcra Komitesi’nin aldığını söyler.
Adnan Polat'a ilk cevabı Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba verir:“Adnan Polat’ın açıklamalarına yönetim kurulu olarak çok sinirlendik. O’nun seviyesine inmek istemiyorum. Bizim şampiyonluk şansımız Galatasaray kadardır, mühim olan dostlukların bozulmamasıdır. 90 yıllık Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz. Beşiktaş şampiyonlukları hep bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin berrak geçmişlerini hiç yaşamamış, okumamış ve öğrenmemiş bir kişinin hezeyanlarını ciddiye almak niyetinde değiliz. Galatasaray’ın amacı çok bellidir, Beşiktaş – Gençlerbirliği maçını gündemde tutup, Ankaragücü – Galatasaray maçını kamuoyunun dikkatinden uzak tutmak. Bir süredir Beşiktaş’la ilgili polemikler üretip sorumsuz davranışlar sergileyen Adnan Polat, bu defa şanlı Beşiktaş tarihine dil uzatma cüretinde bulunmuştur. Bu hezeyanların ayrıntılarına girip O’nun seviyesine inmeyeceğimizi tekrarlarım.”
Adnan Polat ise bu açıklamaların kendisini tatmin etmediğini belirtir, öte yandan Ankaragücü kalecisi Zalad yaptığı açıklamada kendisi hakkında çıkan dedikoduları değerlendirir ; “Yedi yıldır Türkiye’de profesyonel futbol oynuyorum. İcraatım ortada. Maç günü sahaya çıkıp en iyi şekilde topumu oynarım."
Yönetici Mehmet Cansun, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvuracaklarını açıklayarak Gençlerbirliği futbolcularının maç gününe kadar takip edilmesini istediklerini söyler. Herhangi bir kanıt bulunması halinde Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulanacakları bilgisini veren Cansun, kadro dışı bırakılan 3 futbolcu ile İlhan Cavcav’ın banka hesapların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eder. Maçların oynanacağı gün Galatasaray Kulübü bir açıklama yaparak şampiyon olsalar da olmasalar da hem Gençlerbirliği hem de Beşiktaş’ı UEFA’ya şikayet edeceklerini açıklar. Yöneticiler, Avrupa basınında bile şike ve teşvik primi haberlerinin yer aldığını öne sürerek bu gazeteleri kanıt göstereceklerini ve şikayet dosyasının hazırlıklarına başladıklarını söylerler.
Dönelim tekrar 30 Mayıs 1993'e. Türk futbol tarihinin önemli günlerinden birisi olan 30 Mayıs 1993’te Beşiktaş, Gençlerbirliği’ni 3–1 yenerken ligin şampiyonu Ankaragücü’nü 8–0 yenen Galatasaray’dır. Galatasaray daha maçın 6 ıncı dakikasında ilk golü bulurken hakem Ünsal Çimen bu golde önce auta giden topa korner kararı verir, arkadan da kornerden gelen topta Stumpf’un rakibine yaptığı faulü atlar.
Maç sonu Beşiktaşılar, tabir-i caizse, Adnan Polat'a öfke kusarlar..
Ali Gültiken: “Bu kupa Adnan Polat’a yakışır. Galatasaray’a yakışmaz. Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz.”
Rıza Çalımbay: “8-0’lık skoru Ankaragücü’ne yakıştıramadım. Konyaspor’a 5 tane gol atan takımın Ankara’da 8 gol atması şaşırtıcı. Gençlerbirliği’de çok iyi oynadı. Herhalde onlara da prim verdiler. Başta Adnan Polat olmak üzere Galatasaray’ı tebrik ediyoruz. Sezon boyunca bizimle uğraştılar.”
İhsan Kalkavan: “Adnan Polat’a iki çift sözüm var. Yanlışlıkla 8 golü biz atsak, onlar da 3–1 galip gelselerdi neler söyleyecekti. Tarih hiçbir zaman kirli işleri gizleyemez. Şike paçalarından akıyor.”
Süleyman Seba: “Şampiyon olmadığımız için hiç üzülmüyorum. Yeşil sahaların gerçek şampiyonu Beşiktaş’tır. Beni en çok üzen Türk sporunun hale düşmesidir. Tarihimize dil uzatanlar şimdi ne diyecekler acaba? Kimin ne yaptığı ortada.”
Asbaşkan Recep Yazıcı: “Türk futboluna teşvik primini Ergun Gürsoy, şikeyi ise Adnan Polat getirdi. Adnan Polat teneke kupayı istemediğini açıklamıştı. Acaba bu kupayı ne yapacak? Galatasaray yazdığı şike kitabının doktorasını Ankara’da yaptı. Kaleci Zalad’ın yediği goller şikenin en büyük kanıtıdır.”
Yönetici Yüksel Ülken: “Beşiktaş’a atılmak istenen çamur Adnan Polat’ın üstünde kaldı. Polat bu lekeyi ömrü boyunca taşıyacak.”
Yönetici Metin Keçeli: “Adnan Polat bizi UEFA’ya şikayet edecekmiş, biz de onları Türk kamuoyuna şikayet ediyoruz. Asıl şikeyi Galatasaray yapmıştır. Başkanımız Süleyman Seba bugüne kadar hep bizi susturdu. Bileğimizin hakkıyla şampiyonluklar kazandık. Ancak Galatasaray’ın Avrupa Kupalarında hakemlere verdiği dolarları kimse inkar edemez. Biz gerçek şampiyonuz.”
Adnan Polat: “Gençlerbirliği onuru için oynadı. Haysiyet savaşı verdiler. Onları tebrik ediyoruz. Beşiktaşlı futbolcuların benim aleyhimde konuşmalarına çok üzüldüm. Oysa ben onları her zaman göklere çıkarmıştım, demek ki yanışmışım.”
Mehmet Cansun: “İnanın her şey bizim bu işin üstüne gitmemizle değişti. Eğer biz konuşmasaydık, hakkımızı aramasaydık, Beşiktaş ile Gençlerbirliği’ni frenleyemezdik. Üstlerine gitmeydik kesinlikle şampiyon olamazdık.”
Ankaragücü ise 8-0’lık yenilgiden sonra yeni sezon için tepeden tırnağa yenileceğini açıklarken Zalad, Sabotiç, Erhan, Hayrettin gibi 9 isimle sözleşme yenilenmeyeceği belirtilir.
Yazıyı daha fazla uzatmanın manası yok. Son olarak maç sonrası demeçlerinin bazılarını Bjk forumlarından aldığımı belirteyim.
Beşiktaş taraftarı günümüzde bile o günü hatırlatan tezahüratlarını zaman zaman tribünlerden söylemektedir.
Bu bilgiyi de verdikten sonra şunu da ekleyeyim; ben bu yazıda elimden geldiğince olayları çok yönlü olarak irdelemeye çalıştım. Konuyla ilgili "kesin olmuştur" veya "yoktur böyle bir şey" demenin zor olduğunu söylemek gerek der, ve bitiririm yazıyı.
16 comments:
Biri cikip Hasan Kabze'den dem vurabilir, biri 8'den yola cikip Liverpool diyebilir, biri cikip Manisaspor 10dk 4 gol diyebilir. Veya hic bir sey denmeyebilir. Hayirlisi...
Zalad yaptığı açıklamada kendisi hakkında çıkan dedikoduları değerlendirir ; “Yedi yıldır Türkiye’de profesyonel futbol oynuyorum. İcraatım ortada. Maç günü sahaya çıkıp en iyi şekilde topumu oynarım.."
yaa yuhh arkadaş..böyle de satış mı olur..herif ne yalan söylemiş.. şerefli ikincilik diye diye kaç şampiyonluğumuz gitti..
bi de demirören çıktı a.k... yeter artık demirören yeter
ortega biliyoruz sevmiyorsun ama barcanın basına joseph guardiola geçti , dünya ya ön libero kavramını getiren adam , hakkında bi kaç sey karalasanda okusak diyorum.
ne bu? şimdi de serhat uluerenliğe mi soyundun?
keşke galatasaray'ın şampiyonluğunu beklemeseydin bu yazıyı kaleme almak için.
manisaya 10 dakikada 4 gol atmak.
şerefli 2.beşiktaş.
onu bunu bilmem de çok harika bir yazı olmuş bileğine sağlık.
isimsiz arkadaşım belliki galatasarylısın.konuyu saçma sapan yerlere getirmektense böyle adi bir takımı nasıl tutuyorsunuz onu açıkla.
manisaya atılan 4 gole bakılırsa da; şike yapılmış olsa bütün golleri 10 dakikada atmazdık, maça yayardık.ayrıca 4 gol de yetmiyordu bize sivas 2-0 kazanmışken.bizim ayrıyetten bi 4 gol daha atmamız gerekiyordu.zaten manisanın sezon boyu oynadığı futbul belli, kazandığı deplasman maçları belli.2 tane deplasman maçı kazanabilmiş sadece.kimse o 4 gole şike diyemez.şike görmek istiyorsanız kendi tarihinize bakın...
tabii zaten ilk 10 dakikada atilan goller 2'yle carpiliyor puan durumuna gecerken. bu yuzden ilk 10 dakikada attik ki belli olsun sike yaptigimiz.
biz salagiz ya,bilemedik 90 dakikaya yaymasini golleri.
Herkes kendi kapısının önünü temizlesin demek lazım önce.. Birbirimize giydirmek yerine, ilk etapta bunu yapsak daha iyi olur. Elimizde belge olmadıkça, ancak tahminler üzerine inşaa ettiğimiz yorumlar pek sağlıklı olmaz kanımca.
Bu yazının yazılış sebebi, yanlış bilinen bazı gerçekleri ortaya koymaya çabalamak ve olayı iki taraf açısından değerlendirmeye çalışmak..
Haddimizi aşmadan bir şeyler yazmaya çabaladık..Bütün yorumlar için eyvallah ama sen şöylesin, öteki böyle demek yerine, daha usturuplu yorumlar yapılırsa, ben de daha mutlu olurum..
Bunu da belirteyim..
:)o sene fenere de prim verdik beşiktaşa da verdik, arada hatrı kalmasın diye ankaragücüne de verdik para hey allam nasıl bir mantıksa bu da .. ha beşiktaş 7 atmıştır o sezon ama önemi yok onun, biz 8 atınca şike lig ikincisi 7 atınca normal sonuç.. :) ha illa şikeyle alakalı bişey yazacaksan özellikle şampiyon olduğumuz hafta tarhiten örnekler verilecekse sana rize - beşiktaş maçını tavsiye ederim bir sürü telefon görüşmeleri vs ile ortaya çıkmış bi konudur Alaattin çakıcı - sinan engin bjk üzerinden verilen pasaportlar falan var mesela yazı dizisi olur bırak tek bir yazıyı.. o konularda nedense ama kafalar kuma gömülüyor.... yada fener tarihini de tavsiye edebilirim ölmemiş adamların fenerbahçe şehidi olarak anlatılıp efsaneleştirilmeye çalışıldığı şeylerden falan bahsedebilirsin :)
ha gerçi boşver yazma bunları yahu türkiyenin üç büyük takımından birine aditakım gibihakaret içeren yazıları onaylayarak yayınlıyorsan zaten fazla da bişey beklememek lazım ..
bunu da yayınlamamzsın sen şimdi neyse takılın ya .. üzme kendini boşver ;) anladın
beşiktaş taraftarının aksi bir tutumda yönetimleri. inanılmaz derecede rahatsızlık yaratıyor bende birlikte yayınladıkları bildiriler falan. nereden nereye diyorum anasını satayım. seba'dan demirörene. seba'nın olduğu yerde demirören oymak başı bile olamazdı da işte...
"ha gerçi boşver yazma bunları yahu türkiyenin üç büyük takımından birine aditakım gibihakaret içeren yazıları onaylayarak yayınlıyorsan zaten fazla da bişey beklememek lazım.."
Galatasaray'a adi bir takım diyenin karakterinde zaten bir adilik vardır. Bu takım Türklerin ve Müslümanların tüm dünyadaki yegane sevinç kaynağıdır. Eğer kapıların önü süpürülecekse ben çok kapı bulurum belgelerle. Şike, Türkiye'de değil tüm dünya futbolunda her zaman vardır. Mühim olan bunu yoketmektir. Ancak 1 takımla yokolmuyor malesef. Dün Galatasaray'ın "o zamanki yönetimi" birşey yaptıysa son 3-4 yılda kimlerin ne yaptığı da ortada.
Kaldı ki bu tip haberlerin bir milliyet gazetesi edebiyle tam bizim şampiyonluğumuzdan sonra yayınlanması karikatür komedya oluyor.
Hem bu yıl, hem de 2 yıl önce kazandığımız şampiyonlukları bu ligde kimse kazanamadı. Çok şükür hiçbizaman başkanımız çirkef, terbiyesiz ve edepsiz olmadı. Bizimle diyalogunun kötü olması da kimseyi enterese etmez zaten.
Neyse Hasan Kabze'yi biz de çok özledik tabi.
Bir adi takımın taraftarı
yazıyı kim yazdı bilmiyorum,şike,teşvik adı ne boksa herkes yapıyor ama sunu unutmayın... Dakika 90 Carşı bagırıyor, sallasana sallasana mendilini Adnan Polat kurtarsana.... diye bir melodi, tam on saniye sonra hasan kabzenin kapagı... Ulan Beşiktaş az soda içmediniz bunun üstüne...
şampiyonluğa bile oynayamayan fener karşıyaka ya 7 atıyor, o karşıyaka gidip ankaragücü ne 5 atıyor ama şampiyon olan galatasaray ankaragücü ne 8 atınca şike oluyor. +2 averajı olan takımın şike yaparak 8 atacak kadar enayi olabilceğine inanacak kadar kıt mı aklınız? o zaman ben de köntra şike iddiası ile geliyorum. o sezon gelenden geçenden 4-5 yiyen ankaragücü nün hiç bir şekilde galatasaray a gücünün yetmeyeceğinin farkına varan beşiktaş yönetimi, extradan kötü oynasınlar çok fazla gol yesinler ve galatasaray ın şampiyonluğuna gölge düşsün diye ankaragücü ne teşvik primi vermiştir. hadi bunun da aksini ispatlayın madem?
92-93 sezonu
derbiler:
beşiktaş - galatasaray: 1-3
galatasaray - beşiktaş: 1-1
galatasaray:
gaziantep - galatasaray: 0-5
gençlerbirliği - galatasaray: 0-3
galatasaray - gençlerbirliği: 5-2
galatasaray - ankaragücü: 3-0
galatasaray - konya: 5-0
galatasaray - sarıyer: 4-0
fenerbahçe - galatasaray: 1-4
beşiktaş:
beşiktaş - sarıyer: 4-0
beşiktaş - kocaelispor: 4-1
bakırköyspor - beşiktaş: 3-6
beşiktaş - konyaspor: 7-0
ankaragücü - beşiktaş: 0-6
beşiktaş - ankaragücü: 4-0
ankaragücü:
ankaragücü - fenerbahçe: 0-4
ankaragücü - karşıyaka: 0-5
ankaragücü - konyaspor: 8-0
Galatasaray'ın 8 atması tabiki şikedir. Adamlar Beşiktaş'ın da kendileri gibi şike yapacagını düşündüğü için +2 olsada averajları 8 tane atıyorlar, hani Olurda Beşiktaş'ta 7-8 atarsa bizim 8 ımiz yetsin diye. Hem üstelik ozamanlar öyle cep telefonlarımı var,mac esnasında haber verilecek Beşiktaş çok gol atmıyor diye. Vede eğer sen mac oncesi rakip takımın oyuncularını Yada kalecesini - yönetici olarak- satin aldıysan, mac esnasında bu oyunculara nasıl haber vereceksin, okadar gol yemeyin diye. Macın öncesinde ne anlastilarsa, okadar yemiş iste Ankaragücü.
Şimdide gelip cimbomlularin "bize 1-0" bile yeterdi açıklamaları komik oluyor. Sen şikeyi mac oynarken yapmaya karar vermiyorsunki, maçtan önce anlaşıyorsun, adamlara mac oncesi 8 tane yiyin demişsinizki adamlarda yedi. Nerden bilecektiniz Beşiktaş'ın sizin gibi se.efsiz olmadıgını ve Gençlerbirliği macını satın almadığını.
Zaten kendileri yapmışki, Beşiktaş'ta yap(a)masin diye yok UEFAya yok mahkemeye şikayet ederiz diye tehditler savurdular.
İnsan baskasına "kendisine" güvendiği kadar güvenebilir, yani Cimbom kendisi şike yapacagı için Beşiktaş'ında yapacagını düşünüp ortalığı bunaltmaya çalışmış.
Bu da şikenin en büyük kanıtıdır.
Yorum Gönder