Roberto Carlos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Roberto Carlos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Kasım 11, 2010

Miço'ya Kulak Verin!

Türkiye gazetesinden Hasan Sarıçiçek bugünkü köşesinde şunları yazmış:

...Malum, Müjdat Yetkiner şu an Futbol Federasyonu’nda İstanbul Bölge Sorumlusu olarak görev yapıyor. Elinin altından yüzlerce amatör yetenek geçiyor.
Hocaya, “Hiç F.Bahçe’ye önerdiğin isim oldu mu?” diye sordum.
Ne dese beğenirsiniz; “Ben, bazı yetenekleri tespit ediyorum. Ama onları F.Bahçe değil de Beşiktaş ve G.Saray alıyor.”
“Nasıl?” dedim.
“2004’te Federasyon beni Almanya’ya amatörlerin şampiyonasına yolladı. Dönüşte Nuri Şahin ile birlikte İlkay Gündoğan ve şu an Süper Ligi’nde oynayan üç oyuncunun adını Cemil Turan ile Tamer Güney Hoca’ya bildirdim. Dikkate bile almadılar. Ama Nuri’yi istemeyen F.Bahçe, gitti dünyanın parasını ödeyerek 35 yaşındaki Roberto Carlos’u alıp getirdi. İşte ben de bu zihniyeti anlamıyorum.”
Söz savunmanın, Cemil Turan bakalım ne diyecek?

***

Evet. Savunma ne diyecek bakalım? Konunun takipçisiyiz.

Salı, Aralık 22, 2009

Gamova Sormuş Carlos Yanıtlamış

Fenerbahçe Resmi Sitesi'nde az önce rastladım bu söyleşiye. Geçtiğimiz günlerde ülkemizden ayrılan Roberto Carlos ile ilk ve son söyleşinisi yapmış Ekaterina Gamova. Resmi sitedeki habere göre bu söyleşi Can bartu Tesislerinde gerçekleşmiş ve simultane yapılmış. Söyleşiden bir alıntı yapalım, adettendir zira;

"...Özellikle kamp günleri Fenerbahçe Acıbadem'in maçları olursa karşılaşmalarınızı büyük bir zevkle izliyordum. Fenerbahçe Acıbadem izlemekten keyif alınan bir takım. Ben futbolun yanında diğer sporları da seviyorum ve bunu pek kimse bilmez ama ben bir voleybol hayranıyım. Fenerbahçe Acıbadem çok kaliteli bir takım olduğu için maçlarını da izlemek güzel oluyor. Fenerbahçe Acıbadem şampiyonluğu hak ediyor. Sizlere her zaman başarılar diliyorum"

Söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

***

Öte yandan, blog söyleşilerim devam edecek diye bir duyuru yapmıştım. Öncelikle şunu da açıklayayım, blog söyleşileri lafından kastım bu söyleşilerin blogda geçecek olmasıyla alakalıydı. Yani önümüzdeki günlerde gerçekleşecek söyleşilerde; blog yazmayan birine , yahut bir blogu olmamasına rağmen bloglar aleminde bir şekilde yer edinmiş, ismi duyulmuş kişilere rastlayabilirsiniz. Bu açıklamayı yaptıktan sonra, bir sonraki söyleşiyi Fenerbahçe tribünlerini iyi bilen, çok olay görmüş/ yaşamış bir isimle yapacağımı duyurayım. Kendisinin geçmişte yaşanan olayları ve eski maçları da net bir şekilde hatırlaması çok hoşuma gitmiştir. Şimdi ismini buraya yazmayayım. İşin heyecanı kaçmasın. Ama bunca şeyi neden yazdım? Geçmiş yıllara ait sormak istediğiniz bir şey varsa, (Fenerbahçe'yle, tribünlerle de ilgili olabilir) yorum bölümüne soruyu yazın. Biz de uygun bir şekilde soralım.

Pazartesi, Ekim 26, 2009

I Love This Game!


Gecenin geyiği
: Lugano gidip Emre'ye vurunca şerrefsiz diyenler, peki neden Keita gidip R.Carlos'a vurduğunda "eline sağlık koçum" derler.

Futbol böyle güzel işte. Herkes rengince yorum yapıyor.
I love this game!

not: "siz sanki çok farklısınız" diye yorum yazmaya başlayan arkadaş, herkes rengince yorum yapıyor lafını ne için dedik biz zaten? boşuna yorma parmaklarını. canım benim...

Cumartesi, Ekim 03, 2009

Simon Kuper: "Bir Kulüp Yönetseydim Carlos'u Transfer Etmezdim"


"... Bir kulüp yönetseydim Carlos'u transfer etmezdim. Medya Türkiye'de o kadar baskı yapıyor ki, kulüpler böyle futbolcular almaya mahkum oluyor. Carlos muhtemelen Twente'li oyuncuların toplamından daha pahalıdır. Maliyeti gerçekteki bedelinden çok daha yüksek. O, sonuçta taraftarlara bir hediye. İmzasını atacak, formayı öpecek, kulüp de böylece taraftarlara "Biz ciddiyiz" mesajı verecek. Bu oyun planından daha çok bir pazarlama stratejisi. Ama sahada karşılığını bulmuyor".*

* Simon Kuper'in Newsweek Türkiye dergisine verdiği röportajdan alıntıdır. (Röportaj: Yenal Bilgici)

***

İki yıl önce Fenerbahçe Spor Kulübünün ev sahipliğiyle gerçekleşen "Spor ve Bilim Kongresi"nin ilk konuşmacısıydı Simon Kuper. Hani şu meşhur "Footbal against the enemy" (Futbol asla sadece futbol değildir) kitabının yazarı. Zaten ilgimi çeken bir organizasyondu. Kuper'in adını da duyunca, sabah sabah o trafik çilesini çekmeye razı oldum, koşa koşa gittim deyim yerindeyse. Salonda taş çatlasa yüz kişiydik. Basın bile yeterince ilgi göstermemişti bu önemli kongreye. Kahve arası verildiğinde, Mehmet Demirkol'un yanına muhabbet etmeye gittim. Bir ara, "neden böyle bir organizasyona medya bile ilgisiz kaldı?" diye sordum. O an bana "sen de gayet iyi biliyorsun" der gibi baktı. Cevabımı aldım. Neyse, nereden nereye geldik. Simon Kuper'i dünya gözüyle görmek. Bilgilerinden faydalanmak, anılarını dinlemek güzeldi.

27 Eylül-4 Ekim 2009 tarihli Newsweek Türkiye dergisindeki "Geleceğin Rüya Takımı" makalesini ve Simon Kuper röportajının tamamını okumanızı tavsiye ederiz.

Salı, Ocak 15, 2008

Ronaldo ve Carlos'un msn sohbetleri


Habere gel;

Hakkında Fenerbahçemiz’e transfer olacağı yazılan Ronaldo Türk futbolseverlere mesaj yolladı: “Gidin ve tüm Türkiye’ye şunu söyleyin. Sakatlıktan yeni çıktım ve kendimi ispat etmek zorundayım. Sezon sonuna kadar kesinlikle Milan’dayım. Sezon sonu sözleşmem bitiyor. O zaman bütün tekliflere açığım.” Milli takımdan arkadaşı Roberto Carlos’la hemen her gün ya telefonda ya da MSN’de görüştüğünü de vurgulayan Ronaldo, “Bu nedenle Fenerbahçe hakkında çok şey biliyorum. Zaten Roberto Fenerbahçe’nin elçisi gibi çalışıyor” diye de ekledi.

Akşam gazetesi sayesinde öğreniyoruz ki, Ronaldo ve R.Carlos msn'den sürekli paslaşıyorlarmış. Ronaldo, msn'den hatun tavlama işine girişiyor mudur acep? Gerçi elinin altında her türlüsü vardır ama yine de az çapkın değildir bu da, tıpkı adaşı C.Ronaldo gibi...

Şişman Rambo seni..

Cumartesi, Ağustos 11, 2007

Neden geldim İstanbul'a?


İstanbul Büyükşehir Belediyespor'la oynanan maçın ardından R.Carlos'lu fotoğraf "combo"su.. Muhtemelen maç sonrası kendisine başlıktaki soruyu soruyordu. Daha öğreneceğin ve öğreteceğin o kadar çok şey var ki. Yanına Önder, Can ve Edu'yu alıp "nasıl kademeye girilir" dersinden başlayabilirsin..

Perşembe, Ağustos 09, 2007

Her şeyin bir ilki vardır


Her şeyin bir ilki vardır. Koskoca Roberto Carlos, koskoca Real Madrid'te oynarken şampiyonlar ligi önelemesi diye bir şey olduğunu duymuştur tabii ama oynamak hiç nasip olmamış ordayken. İspanya'da elin oğlu boş durmuyor, Real kötü giderken Barça puan topluyor, Barça takılırsa Valencia devam ediyor puanları toplamaya. En son bi de Sevilla çıktı başımıza. Özetle adamlar ülke puanında zirvedeler. Öneleme nedir bilmezler tabii İspanyada oynayan büyük takım topçuları.

Şayet bir terslik, sakatlık falan olmazsa Roberto Carlos hayatında ilk kez Avrupa kupalarında bir öneleme maçına çıkacak. Daha dur Carlos. Bu başlangıç. Sen daha ne ilkler yaşayacaksın bu memlekette..

Hadi hayırlısı bakalım..

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...