Mustafa Denizli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mustafa Denizli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Kasım 26, 2009

Denizli'nin Artık 1 Galibiyeti Var


Mançester Ünited'in (Ömer Üründül style) B,C,D,...Ğ takımı ya da paf takımı, her ne diyorsanız deyin ama bir gerçek değişmez; o da nedir? Dün gece Beşiktaş deplasmanda M.United'ı yendi. Bu yıllar boyu böyle hatırlanacak. Bu bakımdan önemli bir başarıdır. Ve artık Mustafa Denizli de Şampiyonlar Lig'inde bir galibiyeti olduğu için seviniyor. Lanetlenmekten kurtuldu.

Önce Wolfsburg deplasmanında ilk puanını kazandı. Daha sonra da M.United deplasmanında ilk galibiyetini aldı. Denizli çılgın bir hocadır, kafasında onlarca çılgın fikir vardır, lakin eminim ki ilk puanını ve ilk galibiyetini böyle alacağını düşünmemiştir.

Maça dair analizi Beşiktaşlı yazarlar ve blog tutan kişiler yapacaktır. Fazla detaya girmeden, M.United'ın genç kadrosundan Gabriel Obertan'ı zaten bilirdik. Maç öncesi tahminlerimizdeki gibi etkili olmayı başardı. Onun dışında Federico Macheda ve Danny Welbeck'i beğendiğimizi ifade edelim.

Maç sonunda demeç veren Sir Alex Ferguson, mağlubiyete üzülmediğini, bu maçın genç futbolcuları için iyi bir deneyim olduğunu ifade etmiş. Ayrıca Beşiktaş'ın 2. yarıda komple kapandığını ve genç oyuncularının da bunu anlamalarının zor olduğunu da eklemiş.

Son olarak dün gece Beşiktaş'ın galibiyetinde Türk futbolu adına alınacak ders bellidir (Erman Toroğlu mode on). Topa vurmaktan çekinmemek lazım. Allah ne verdiyse vurmak lazım çoğu zaman. Bunu gavur olan Tello yapar. Ne de olsa dışarıdan geldi buralara. Türk topçularımız da bunu fark etmeli (Sabri gibi abartmadan vurmak lazım bir de tabii). Tello biliyor ki, kazanmak için gol atmak ve gol atmak için de kaleye şut çekmek gerek. İki kere iki dört. Ayağını korkak alaştırmayacaksın, vuracaksın. Top bir şekilde kaleye gidiyor, kimisinde de birine çarpıyor ve gol oluyor. Tıpkı bundan 13 sene önce Boliç'in vurduğu gibi Tello'nun şutunda da bir şekilde top adama çarptı ve gol oldu. Ama gol oldu değil mi? Mühim olan gol atmak değil mi?

Bir de Rüştü'nün maçın sonundaki iki önemli kurtarışını da es geçmemek lazım. Muhtemelen çoğu kişi golü atan Tello'yu maçın kahramanı ilan edecektir ama Rüştü de gelen 3 puanın baş mimarlarındandır.

bir tespit; Fink'in direğe vurup dışarı çıkan plasesi ardından tipik taraftar refleksi: "Bize olsa atardı ibnetor".

Perşembe, Ekim 22, 2009

Denizli'nin Artık 1 Puanı Var


Wolfsburg-Beşiktaş maçını anlatan Ertem Şener son 20 dakikalık dilimde bir ara, "Mustafa Denizli'nin Şampiyonlar Lig'inde 1 puanı dahi yok" dedi. Bu doğru bir bilgiydi de o an bunu söylemenin ne gereği vardı, tartışılır. Dün gece alınan bir puandan sonra artık Denizli, Şampiyonlar Ligi maçlarına daha rahat çıkacaktır. En azından şeytanın bacağını kırdı.

Beşiktaş tahmin ettiğimden daha iyi mücadele etti. Bu da Alman rakibini şaşırttı. Her ne kadar defansta Ferrari çok olumlu işler yapmış, ve kazanılan puanda emeği en çok geçen isim de olsa, Beşiktaş genel olarak sahada iyi direndi. Bu 1 puanı her türlü hak etmişti. Hatta rakip 10 kişi kaldıktan sonra biraz daha sakin oynamayı becerebilselerdi, galibiyet bile gelebilirdi.

Rakibin 10 kişi kalmasından sonra Denizli'nin oyuncu değişiklikleri yerindeydi. Tabata gibi topu ayağında tutma meziyeti yüksek bir topçuyu oyuna almasının sebebi topun Beşiktaş'ta daha çok kalması, ve bunun da Beşiktaş'ı pozisyonlara daha rahat sokmasını sağlayabilmekti... Ama Denizli'nin öngörüleri beklendiği gibi çıkmadı ne yazık ki.

Yine de M.United'dan ziyade beşiktaş'ın esas rakipleri diğer iki takım olduğu için, Almanya'dan yenilmeden dönmek güzel bir sonuçtur. Beşiktaşlılar bu bakımdan rakibin 10 kişi kalmasıyla doğan 3 puan ümidinden çok, alınan somut 1 puana baksalar daha iyi olur.

Hangi blogda yazdığımı hatırlamıyorum ama bir blogda Denizli'nin lanetinin devam edeceğine ve sıfır puanla bu ligi de kapatacağına dair bir tahmin vardı sanırım. Katılmadığımı, Beşiktaş'ın CSKA ve Wolfsburg'un şu anki beklenenden düşük performanslarından yararlanacağını ve puanlar alacağını düşündüğümü söylemiştim. O iddiamı daha da büyütüyor ve Beşiktaş'ın İnönü'deki kalan 2 maçı da kazanacağını söylüyorum.

Tutar mı, tutmaz mı meselesi değil de, sadece tahmindir benimkisi. Grup maçları sonunda nasipse yazarız buradan ne tahmin ettik, ne oldu diye..

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...