Pazartesi, Mart 31, 2008

Cuma, Mart 28, 2008

Tarafsız Değilim, Fenerbahçeliyim

Bloga ara verdim, ders çalışacağım dedim ama insan yanlış anlaşılınca dayanamıyor..cevap verme ihtiyacı hissediyor..

Şu son martılı fotoğrafa takılmış bazı arkadaşlar.. "Sizden beklemezdik", "Biz seni tarafsız biliyorduk" diyenler olmuş.. Arkadaşlar bu kanıya nasıl vardınız, inanın bilmiyorum.. ama Ortega takma adını kullanan, sürekli Fenerbahçe yazıları yazan, blog üzerinden Fenerbahçe tribünleriyle ilgili paylaşımda bulunan biriyim.. Bütün bunlar benim bir takıma sevdalı olduğumun göstergesidir diye düşünmekteyim ve o takım da tekrar hatırlatmak gerekirse Fenerbahçe'dir.. Bu da benim tarafsız biri olmadığımı, bilakis Fenerli olduğumu gösterir.. En azından Boğazın bu yakasından bakınca, olayı böyle yorumluyorum ben..

Saygılar
el Burrito

Perşembe, Mart 27, 2008

Yine Vize Dönemi


29 Mart- 6 Nisan tarihleri arasında vizelerim olduğu için bir müddet blogla ilgilenemeyeceğim.. Bu dönemin Beşiktaş ve Chelsea maçlarıyla aynı haftaya denk gelmesi biraz tesadüf, biraz da okul yönetiminin tercihinden kaynaklanmakta. Böyle olsun istemezdim tabii..

İlk dönemki lafımı tekrar ediyorum; buradan sınavlarımda başarı dileyenlere teşekkür etmenin yanı sıra,nefesi kuvvetli olanlardan da dua bekliyorum.. Bu manevi desteğin etkilerini güz döneminde gördüm,birçok sınavda şansım yaver gitti hakkaten. Unutmazsam bir yazıda da onlardan bahsederim.. Bu arada ilk dönem n'aptın? diye soran olmadı, o da garip geldi..
Neyse inşallah bu 2 maçtan ve vizelerden mutlu mesut şekilde ayrılıp, buralara yazı yazarız diyeyim,son noktayı koyayım..
***
Not: Fotoğraf "Grup CK"nın sitesinden, fonda çalan Zeki Müren'le birlikte öyle huzur verici olmuş ki anlatamam..tıklaman lazım

Namaz Düştü


Çarşamba, Mart 26, 2008

Bayan Futbolu

Fenerbahçe-Cannes

Görüntü Fenerbahçe-Cannes maçına ait..Eski Maraton zamanları.. Şu an o günlerdeki halimize özeniyoruz tribün bağlamında ama futbol açısından aynı şeyleri söylemek zor. Maçın skoru Fenerbahçe 1 Cannes 5 şeklinde çünkü.. Nereden nereye diye buna denir herhalde.. 27 Eylül 1994 tarihinde oynanan Uefa Kupası 1.Tur maçından, şimdi 2 Nisan 2008 Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finaline..Rakip ise dehşet bir kadroya sahip Chelsea..

Tribün anlamında her geçen gün biraz daha kan kaybeden Fenerbahçe'nin,endüstriyel futbolun bütün nimetlerinden yararlanıp, Avrupa'da isminden övgüyle söz edilen bir kulüp haline gelmesi...Değişimin iki yönünü de gayet iyi özetliyor şu yukarıdaki kare..

Son olarak rövanş maçını da orada 4-0 kaybettiğimizi, aynı dönemlerde Vanspor'a yenildiğimizi, bu yüzden de "Kan-Van" esprilerine maruz kaldığımızı hatırlatayım.. O zamanlar 10 yaşındaydık, ve mağlubiyetler daha acı geliyordu nedense...

Sonradan gelen düzeltme: "barad-dur" sağolsun düzeltti hatamızı.. Rövanş sırasını karıştırmışız (o zamanlar 10 yaşında olan bir çocuk için bu hata normaldir umarım). İlk maç Fransa'da oynanmıştı ve 4-0 kaybetmiştik. İkinci maçta ise tur ümidi nerdeyse hiç yok dediğimiz türden bir durum olsa da, stad fotoğrafta görüldüğü gibiydi..Maçı da yukarıda belirttiğim gibi 1-5 kaybetmiştik.. Şimdilerde maç seçen, takım gol yediği anda homurdanmaya başlayan müşteri görünümlü taraftarlara da selam ederimburadan..

Murat Elsaleh 2. Fotoğraf Yarışması

ultrAslan-UNI kurucularından Murat Elsaleh kardeşimizin vefatının 4.yılında O'nun adına 2. fotoğraf yarışmasını da düzenledik. Çoğunuz onu “Foto Murat” olarak tanıyorsunuz. Murat, en büyük hobilerinden biri olan fotoğraf çekmeyi tribünlere de taşımış, uzun zaman ultrAslan ve ultrAslan-UNI için fotoğraflar çekmiştir… Emek sarfetmiştir. “Foto Murat” kardeşimizin ismini yaşatmakiçin geleneksel hale getirmek istediğimiz yarışmamıza ilgi gösteren 54 renktaşımız bir çok fotoğraf yolladılar. Gönderilen fotoğraflar arasından finale kalan 10 adet fotoğrafın belirlenmesi için Murat kardeşimizin yakın arkadaşlarından oluşan 5 kişilik juri saatlerce süren inceleme ve tartışmalarla sonuca ulaştılar.Yarışmamıza ilgi gösteren tüm renktaşlarımıza teşekkür ederiz.
ultrAslan

Foto Murat

***

Bu arada, benim oyum "Cehennemim Dibi" adlı fotoğrafa gitti..

Ateşli Tribünler

Futbolu ve tribünleri çok seven biriyim, öyle düşünüyorum ki bu blogu takip edenler de bu konuda benimle hemfikirdir gibilerinden bir girişle, bloga yeni bir anket eklediğimin haberini vereyim. Bu anketin sonucunda ne yazık ki kimse bir şey kazanmıyor. Sadece bir anket işte.. Bakalım bu blogu takip edenlerin düşüncesi neymiş, onu öğrenmek istiyoruz diyeyim en azından..

Anket sorusu "Dünyanın en ateşli tribünleri hangi ülkede?" şeklinde.. Böyle resimsiz yazı girmeyi pek sevmem ama bu yazıda resim eklememek daha uygun sanırım. Kendi beğendiğimiz tribünleri buraya ekleyip milletin aklını çelmeyelim.. Nasip olursa, anket sonucunu duyururken, onu da belirtiriz..

Not: Şıklar beğenilmemiş olabilir ama çok alternatifli anketlerden hazzetmiyorum, bu yüzden kısıtlamak istedim seçenekleri..

Salı, Mart 25, 2008

Cesc Fabregas

Kaka, onu öve öve bitiremiyor bu aralar. En son modern futbolun yıldızı olduğunu ve Pirlo'ya benzediğini söylemiş.Doğru söze ne hacet..

"Geleceğin en önemli futbolcuları arasında olduğunu düşünüyorum. Nasıl oynaması gerektiğini ve diğer futbolcuların oyununu da çok iyi kontrol etmesini bilen bir futbolcu. Her zaman hareketli. Modern futbolcu prototipine yeterince uyan bir futbolcu"

500


8 Ekim 2006..günlerden pazar.. Destansı bir hikaye anlatacakmışım gibi oldu girizgah, ama bu tarih benim blog hayatıma yazar olarak başlayış tarihim.. Denemeden duramadım başlığıyla başlamışız bu işe.. Geçici bir heves olacağını düşündüğüm bu şey, her geçen gün biraz daha büyüdü..Adeta bir hobi oldu benim için. Yazmazsam deliririm demiyorum elbet ama yazmayı çok seviyorum..Haddimizi aşmadığımızı düşünerek de birçok şey yazdık çizdik buralarda. Kimi zaman güldürdük milleti kendimize, kimi zaman satır aralarındaki mesajlarımızla kızdırdık.. Sevmeyenimiz oldu.. Küfürlü mailler, yorumlar yollayanlar oldu, ki hala da oluyor ama çok şükür sevenimiz de çok..Four Four Two tarafından blogun tanıtılmasıyla ilgi alaka arttı bu sayfaya. Çok ilginç olaylar yaşadım, normal hayatta ulaşamayacağımı düşündüğüm büyüklerimle tanıştım. Sadece bu deneyim bile yeterdi benim için..ama yine de dedim ya, yazmayı seviyorum..E okuyan birileri oldukça da, insan yazmaya devam ediyor..

Bunca laf kalabalığın sebebi, bu yazının 500. blog yazısı (ya da post işte gavurun deyişiyle) olması. İyi ya da kötü 499 yazı yazmışız bugüne kadar, bu da 500 oldu. Dilimiz döndükçe, elimiz tuttukça yazmaya devam ederiz.. Bugüne kadar takip eden, desteğini esirgemeyen, acımasızca da olsa eleştiren tüm dostlara teşekkür ediyorum..

Not: Fotoğraftaki oyuncu Ariel Ortega'dır..zaten kim olabilirdi ki başka?

Besiana FK


Yukarıdaki poster bağımsızlığına yeni kavuşan Kosova'nın Besiana FK kulübüne ait..

Nedir onu bizim için diğerlerinden ayrı kılan? Fenerbahçe'nin kardeş kulübü olması. Eski futbolcularımızdan Fadıl Vokrri, Besiana kulübünün kurucuları arasında. Takımın renkleri de Fenerbahçe'yle aynı. Kulübün bulunduğu ilde Fenerbahçe'ye çok ayrı bir sevgi var. Sokaklarda Fenerbahçe formasıyla dolaşan çocuklara rastlayabilirsiniz diyor kulübün hem kurucusu hem de başkanı Ertan Cihiç. Bu sevgiyi bizimle kardeş olup pekiştirmek istemişler, sağolsun bizim yönetim de yapmaları gerekeni yapmış ve olumlu karşılamış bu teklifi..

Bize de iki kulübü tebrik etmek düşer...

Pazartesi, Mart 24, 2008

Cassio Lincoln

İşler tıkırında herhalde...

Turkish Delight

Heyecan yapmasın bazıları. Başlığı atan ben değilim, Ada basını (Sunday Express).. Tuncay, Derby karşısında golünü attı, takımına maçı kazandırdı. Doğal olarak yere göğe sığdırılamıyor. Sunday Mirror, "Southgate forvet oyuncuları için 20 milyon sterlin civarında harcadı, ama en değerli futbolcusu olarak çıkan transferi bedavaya gelen Tuncay oldu" yazmış.

Tüm bu haberleri okurken, alttaki yorumlara bakıyorum; "Emre ile Tugay hanidir orada, bu kadar reklam olmuyor, iyi ki Fenerli biri Ada'da oynuyor" demiş birisi. Bunu bir kişi demiş diye geçiştirmek istemem, zira inanıyorum ki bunu düşünen bir sürü adam var piyasada.

Şimdi dünyanın her yerinde gol atan adam ön plana çıkar, bu bir..ikincisi Tuncay büyük ümitlerle tansfer edilmiş bir oyuncu. Tugay ya da Emre'ye göre durumu biraz daha farklı..ve üçüncüsü attığı golle takımına maçı kazandıran adamı manşetlere taşımak kadar doğal bir şey yok..

İnsanların bu anti-Fener duygularını ve buna paralel olarak saçma yorumlarını hiçbir zaman anlamadım.. Bir takımı sevmiyor olabilirsin ama bu sana yorumlarında saçmalama yetkisini vermez. Yorumlayamıyorsan da yazmayacaksın, susacaksın..İlla Tuncay gibi "sus" işareti mi yapalım?

Barusso, Şansal, Erman, Unisex


Erman Toroğlu: Hocam bu Barusso var ya, Borussa hani.. Boru gibi yani, Galatasaray'a hani..
Şansal Büyüka: Aman hocam dikkat!
Erman Toroğlu: Yok hocam, dikkatliyim zaten.Kötü laf çıkmaz ağzımızdan..ama Barusso diyorum, Galatasaray'a boru gibi oldu sanki..di mi?

***

Bu da yetmedi tabii.. Ç.Rizespor-Ankaragücü maçı sonrası Cumhur röportaj veriyor, arka planda ise bir yazı "Unisex Referee Room". Hakem odasının kapısında yazıyor bu tabii. Erman Hocanın dikkatini çekmiş, üzerine konuşuyor, geçmişten bir anısı anlatıyor:"Hocam, şimdi biz Ankarada bir maça çıkacağız işte..Bana yardımcı olarak bir bayan hakem vermişler", tam o esnada Şansal Büyüka espriyi patlatıyor "Tabii hocam, senin de işine geliyor bu".. Cümbür cemaat kopuyoruz orada. Ata Demirer'in deyimiyle "sürekli mangal havasında" geçen programda son nokta dediğimiz anlardan biri oldu. Erman Hoca hemen geçiştirdi tabii mevzuyu.."Zor oluyor böyle aynı odada giyinmek soyunmak, 5dk arayla birbirimizi bekliyoruz o soğuk havada" gibilerinden bitirdi yorumu..ama biz toptan iptal olduk, orası ayrı..

Cumartesi, Mart 22, 2008

Manisaspor Gidici Gibi

Kadro kalitesine rağmen bir türlü ligin dibinden kurtulamadılar. Vestel'in elini eteğini çekmesi, takım adına hayırlı olsun istemiştik ama olmayacak galiba. Şimdi kafalarda hep "Manisaspor'un Vestelsiz bir hiç olduğu" yönünde bir düşünce olacak. Vestel'in de istediği -sanırım- tam olarak bu olmalı.. Takımı Süper Lige çıkaran ve aynı zamanda düşüren güç olarak hatırlanacaklar bundan kelli..Tebrik etmek lazım, Vestel şakşakçılarına da ayrıyeten bir selam çakalım burdan, mesaj yerini bulur elbet..

Bugün Oftaşsporla çok önemli bir maç oynadılar ama oyuncular bu maçın ehemmiyetinin farkında değillerdi herhalde. Maçı 1-0 Oftaş aldı, Manisaspor da iyice dibe vurmaya başladı artık. Çıkmadık candan ümit kesilmez derler, ama bu köyün kılavuza ihtiyaç duymayan görüntüsü pek de hayra alemet değil ne yazık ki..Anlayacağınız Manisaspor gidici gibi..acı ama gerçek..

En İyi Dörtlü?


Aceto en iyi 4lü sormuş.İlgililere duyurulur, herkes yazsın çizsin oraya en iyi 4lüsünü. Hazır 4lü demişken, ben de başka bir boyuta çekeyim olayı. Şu yukarıdaki fotoğrafa bakınız. Şu dörtlüye bakınız..Süper..Tek kelimeyle, süper.. Ne ararsan var bu 4lüde..

Evlilik

Evlilik, kimi zaman balıklama atlamaktır...

Kimi zaman da, "biz ne bok yedik" bakışıdır ...

Bir Site: AdıKonamaz.com


Antu forumlarından sıkılan, daha ziyade Amatör branşlara ilgi duyan Fenerbahçe taraftarının yeni buluşma noktası:Adıkonmaz.com... Güzel bir forum sitesi olmuş, tavsiye ederim..

http://www.adikonamaz.com/

Adıkonamaz demişken, İslam Çupi'yi de rahmetle analım tabii ki; "Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz"

Fenerbahçe 3 Kasımpaşa 0

Maçın adamı, maçın karesi, maçın özeti işte şu yukarıdaki görüntü.. Semih oyuna girene kadar, öylesine bir maçı izliyor olduğunu hissetmek, tribünde hiç heyecanlanmamak..O oyuna girince, çift forvete dönünce, olgun ataklar üretmek, Alex,Kezman,Deivid ve Semih ile rakip defansın üstüne çökmek ve çok zorlanmadan 3 gol atmak.. Ligin dibindeki takıma karşı tek forvetle oynamak, muhtemelen aynı kadro hem Beşiktaş'a karşı, hem de Chelsea'ye karşı sahaya sürülecek, tabii bir sakatlık söz konusu olmazsa..Bu da Zico'nun taktik anlayışı işte..

Son Vaziyet


Herkes bir şey yazıyor çiziyor Chelsea konusunda..Kimisi Chelsea'yi küçümsüyor, kimisi yere göğe sığdıramıyor.Orta yolu bulmak zor bu yazılar arasında. Bir yazı da ben yazayım, kafanızı karıştırayım moduna girmek yerine, Chelsea'deki son vaziyeti bir kareyle aktarmak istedim..

Görüntüde Drogba, takımın hocası Grant'e "Sen ne yaptığını sanıyorsun" gibilerinden bir hareket çekiyor. Sebebi var tabii bu hareketin. 4-4lük Tottenham maçında, 2 gol atan Joe Cole'u oyundan alan Grant'e haklı olarak isyan ediyor...

Kardeşimizsin Kasımpaşa

Cuma, Mart 21, 2008

Dolores O'Riordan #2


İstanbul blew me away! at 5.00am the music from the mosques, the chanting awoke me. it was so gorgeous, it sounded a little scary at moments and at other moments very reassuring. it was like something from another dimension.i'd love to go back there on vacation and go and visit the mosques. i believe it would really be inspiring..

***

"İstanbul beni uçurdu! Sabahın 5'inde camilerden gelen sesle, ezanla uyandım. Muhteşemdi, ilk önce biraz ürkütücüydü ama sonra çok rahatlatıcıydı. Sanki başka bir boyuttan geliyordu..İstanbul'a tatil için yine gitmek ve camileri gezmek isterdim. İnanıyorum ki büyüleyici olurdu."

alıntıdır:cranberriesclub.com

***

Not: Omar Laziale'ye selam olsun...

Hadi 'Oktay'

Oktay Derelioğlu sessiz sedasız bıraktı futbolu.. Kim bilir futbolla ilgilenen kaç kişinin haberi oldu.. Belçika'ya attığı jeneriklik gol (böyle de bir kriter vardır), eşinin intiharı, takım arkadaşı Serdar ile yaşadığı olay, İspanya'ya gidişi, Fenerbahçe ve Trabzonspor günleri..

''Jübile herhalde eskiden vardı. Şimdi öyle jübile yapan yok gibi, ama insan tabii ki hatırlanmak ister. Yaklaşık 15 yıl hizmet verdim Türk futboluna. Jübile yapmadığım için kimseye kırgın değilim. Artık antrenör olarak yoluma devam edeceğim. Geçmişimde iyi bir kariyerim var. Bunun ekmeğini jübilede değil de teknik direktörlük kısmında yiyeceğimize, insanların bize güvenip takım teslim edeceklerine inanıyorum''

''Beşiktaş'ın hala Avrupa'da en çok gol atan futbolcusuyum. Şu an yaşayan efsanesi gibi bir pozisyondayım. Beşiktaş forma altında en çok milli takımda gol atan oyuncu benim. Beşiktaş'ta daha uzun yıllar oynamalıydım. Sonuçta kimse zorla Beşiktaş'tan kovmadı. Kendi isteğimle hatalı karar vererek ayrıldım, ama keşke ayrılmasaydım.''

''Fenerbahçe'de ilk sezonda iyiydim. İkinci sezonda sakatlıktan sonra toparlayamadım ve ayrılmak zorunda kaldım..Bizim zamanımızdan bu zamana daha iyi oldu. Aziz başkan da geldiğinde 'ben futboldan çok anlamıyorum' diyordu, ama zamanla çok iyi duruma geldi. Şu anda Fenerbahçe Türkiye'nin zirvesindeki kulüp durumunda, ama forvetsiz oynuyor. Forvet hattındaki oyuncuları Kezman ve Semih'i Avrupa Şampiyonlar Ligi seviyesinde görmüyorum. Türkiye Ligi için iyiler, ama bana göre çok etkili forvet değiller''


''Şu anda 7 yaşındaki çocuklar bile o gol sayesinde beni tanıyor .O gol 100 yılın golü seçildi. Herhalde o golü, beni kimse unutmasın diye Allah bana nasip etti. Çünkü o gol 20-30 sene sonra bile beni hala gündemde tutacak. İnsanlar o golü her zaman izleyecek. Çünkü öyle bir gol atmak dünyada çok az insana nasip olur''

''Keşke Las Palmas'ta kalsaydım, dönmekle hata ettim. Orada maddi açılardan anlaşamama durumu oldu, o yüzden döndüm. Orada daha iyi bir kariyere sahip olabilirdim. Çünkü kaliteli iyi futbolcu İspanya'da çok sivrilebilir. Orada futbolu güzelleştirmeye yönelik oyun var. Şimdi Nihat orada çok başarılı, ama aynı performansını Türkiye'de gösteremiyordu. Orada sahaya çıkan iki takım da futbol oynamaya çalışıyor. O yüzden Nihat ön plana çıkıyor. Bizim ligimiz çok zor, oynatmamak için oynuyorlar. Almanya'da ise Nurnberg'de ortamdan memnun kalmadığım için kısa sürede ayrıldım. Azerbaycan'da gol kralı oldum, yılın futbolcusu seçildim, ama Türkiye'de unutulmuştum, 2. Lig'de takım bulabildim.

Bahtiyar


Esat Yağcı yazmış, bize de aktarmak düşer:

"1981-82 sezonu..Eskişehirspor maçı..Bu maçı Alpaslan'ın penaltıdan attığı gollle 1-0 kazanmıştık..O yıllarda Fenerbahçe penaltı atabiliyordu,yasaklanmamıştı..

Bahtiyar'ın formasını yırtması ise sürekli ofsaytta kaldığı içindi..Arka rakaya 10 pozisyonda ofsaytta kalınca hakeme isyan etmiş çıldırmıştı adeta ve formayı tutup yırtmıştı.Daha sonra kendisine getirilen formayı da kabul etmeyip maçı o şekilde tamamladı,herhalde bir 20 dakika kadar o şekilde oynadı...Maçtan sonra çok iyi anımsıyorum;o dönemin gözde dergisi Gırgırda Muhlis bey, Bahtiyar için "fermuarlı forma" önerisinde bulunmuştu...

Dip Not: Alpaslan ilk penaltı atışını gole çevirmiş ama hakem atışın tekrarını istemiş. Daha sonra tekrar topun başına geçen Alpaslan, takımını 1-0 öne geçirmiş, maç da öyle bitmiş zaten..


Bu Da Bana Kapak Olsun

Fenerbahçe Ülker 79 Tau Ceramica 59
Fenerbahçe Çeyrek Finalde


Tanjevic'e inanmayan, takıma güvenmeyen, Aris maçı dışında salona gitmeyen bendenize, tıpkı başlıkta da söylediğim gibi, kapak olsun bu zafer..

Bu kare de çok hoşuma gitti bu arada..

Çarşamba, Mart 19, 2008

Dolores O'Riordan

Kontrolsüz gibi görünen arabaya sonuna kadar hakim usta ralli pilotu gibidir..Sesi açısından... (delikan76/Ekşi Sözlük)

Gerçek Cehennem İstanbul'da mı?

Bugün birçok gazetede Getafe teknik direktörü Michel Laudrup'un zorlu Racing deplasmanıyla ilgili soruları yanıtlarken yaptığı şu yorum var:"Yarı finalden söz ediyoruz. Racing tarihinde ilk kez finale çıkma şansına sahip ama oynayacak olanlar futbolcular. Artısı yok. Cehennem gibi bir ortamdan söz edemeyiz. Cehennem, İstanbul’a veya Yunanistan’a gitmektir, 80 bin kişiye karşı düşmanca bir ortamda oynamaktır".

Sevilla maçında biz tribünlerin vasat olduğundan şikayetçiyken, başkanından antrenörüne nerdeyse tüm Sevilla takımı "Burası adeta Cehennem" demişti. Bi de Eski Maraton günlerini görselerdi demek. Galatasaray'ın Uefa'yı aldığı sene Sami Yen'in atmosferi için övgü dolu sözleri vardı İtalyanların, bilhassa Maldini'nin sözü esfaneleşmiştir artık. Bu sene ise İnönü'de Liverpool maçında Beşiktaş tribünleri oldukça kaliteli bir iş çıkarttı ve İngilizleri kendilerine hayran bıraktılar.

Aslına bakarsanız, dünyanın birçok ülkesinde Türk tribünlerinden övgüyle söz ediliyor. Tottenham tribünleri "Kartal gol gol.." tezahüratını kendi tribünlerine uyarlamaya çalıştı. Öte yandan Schalke taraftarı ise bizim şu meşhur maç başlar başlamaz yaptığımız 10dan geriye doğru sayıp "lay lay" çekişimizden çok etkilenmişler, forumlarında bunu tartıştılar ve artık bir benzerini her iç saha maçında yapmaya çalışıyorlar..

Arjantin, İtalyan ve İngiliz tribünleri bizleri çok etkiliyor. Yalan da değil, adamlar müthiş..Şöyle biraz kapsamlı araştırırsanız, Türkiye'de yapılan birçok tezahüratın da zaten -çoğunlukla- Avrupa'dan araklama olduğunu görürsünüz (daha çok biz alıyoruz yani). Ee tabi memlekette ancak "ülke içi beste çalma" gibi bir saçmalık var. Dışarıdan çalıyorsan, o helal oluyor..Bu da ayrı bir tartışma konusu olmalı bence.

Türk tribünleri dünyada saygın bir yere sahip midir? Bana göre bu durum tartışılır ama Laudrup'un ve diğer ecnebilerin yorumlarına bakınca; insanın ister istemez, "Alem bize, biz onlara hayran" diyesi geliyor.

Yazının sonunda Danny Dyer'ın konuya ilişkin bir sözünü yazalım.."Kadıköy'de gördüklerim, bugüne kadarki gördüklerimden çok farklıydı. Bu taraftar misafir için her türlü iyiliği yapabilir, ama rakip için asla! Daha önce rakip takımın bu kadar ıslıklandığı bir yer görmedim. Gerçekten 12.Adam diye bir şey varsa, o Kadıköy'dedir.."

Rekortmen


Fenerbahçe’nin 100. yılında, kulüp bünyesinde bulunan 9 şube ile takım halinde ve bireysel olarak resmi sportif müsabakalarda kazandığı 1134 kupa, madalya ve ödülleri ile Guinness Dünya Rekor Kitabı’na girebilme teklifi, "Guinness World Records Menagement Team" tarafından uygun görüldü.

Sarı lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "Kulüp bünyesinde, 1 yıl içerisinde resmi spor müsabakalarda gerek takım halinde ve gerekse ferdi olarak kazanılmış kupa ve madalyalar olarak, spor kulüpleri arasında Guinness Rekorlar Kitabı’na girebilmesine hak kazandığı konusuna ilişkin müracaatın kabul olunması, bu alanda bir ilk olmaktadır" denildi.

Hayırlı Kandiller

Tüm İslam aleminin Mevlüd Kandili mübarek olsun..
Hepinize hayırlı kandiller..

Salı, Mart 18, 2008

Ölümüne Kankayız

Alex-Kezman A.Ş

Alex'i saha dışında hiç ciddiye alasım gelmiyor demiştim geçen gün bir arkadaşa. Neden diye sormuştu. O an cevap veremedim ama şu kare artık yeterlidir benim için. Bu ne biçim bir görüntüdür birader? Sanırım Alex'in kendisi de bu durumun farkında olmalı ki, sürekli gözlükle dolaşıyor dışarıda, ciddi adam ayakları.. (bu espridir tabii, yanlış anlaşılmasın, ihtiyacı var ki takıyor adam). Kezman için yorumum ise bellidir. Tam apaçi ruhu var onda.. Al Kezman'ı bu haliyle, koy Hodri Meydan grubuna, hiç zorluk çekmez. Bir bakmışsın hemen sete çıkmış, üçlü çektiriyor..

Aşk

FirGel


"Aşık olmayanlar, mükemmel bir erkeğin sıradan bir kadın yüzünden niçin ıstırap çektiğini anlayamazlar.." Marcel Proust

Not:
Aşkla ilgili benzeri edebi lakırtılar için Çizgisiz Defter'e yönlenmenizi öneririm..

Endüstriyel Futbol

Fotoğraf Kombine Bilet'ten. Altına güzel de bir yazı yazılmış tabii, okumadan geçmek olmaz.Bu kare çok hoşuma gitti, buraya da atayım dedim.

18 Mart

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhid’i...
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

Sergen Yalçın


Chelsea'yi yenmek için gerekenler;
1- Sergen
2-...
3- ...

Çıplak Mı Gezeyim?

Aziz Yıldırım tarafından rehabilite edilip, Alex'ten de icazeti alınca golleri leblebi gibi sıralamaya başladı. Esas merak edilen eski takımı Chelsea'ye karşı nasıl oynayacak? Motivasyon konusunda şüphe yaşayacağını sanmıyorum ama Alex ve Terry'e karşı işi hiç de kolay değil.

Onun derdi şu aşamada Chelsea değil ama..Mateja golleri sıraladığı halde, milli takıma çağrılmamaktan dertli. Bu Sırp oyuncular, bir problem yaşadıklarında bu durumu çok net ifadelerle dile getiriyorlar, hiç çekinmiyorlar. Bu huylarını takdir etmemek elde değil. Kezman da boş durmamış, Kurir gazetesine konuşmuş, daha doğrusu bayağı bir sallamış desek yeridir: "Sadece ben değil, Marko Pantelic, Aleksandar Lukovic ve diğerleri de çağrılmadı. Son zamanlarda yükselen formumuzla kalitemizi gösterdiğimizi düşünüyorum. Daha ne yapmamız gerekiyordu ki? Belki çırılçıplak sokaklarda gezsek bizi ancak fark edecekler", "Bu açıklamalarımdan sonra bir daha millî takımda oynayamayacak olabilirim, ancak bize ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum"

Artık Demir Almak Günü Gelmişse Çizmeden

Queens Park Rangers'ın yeni sahipleri Flavio Briatore, Bernie Ecclestone ve Lakshmi Mittal İnter'in 35lik delikanlısı Figo'yu istiyorlarmış. Pazarlık başladı şeklinde haberler var nette. İnter'de devam etme ihtimali düşük. Liverpool maçında oyuna sonradan girmek istememesi başka diyarlara yelkan açmak istediğinin göstergesi olsa gerek. Bu yeni adres QPR olur mu peki? Neden olmasın..

Bu arada Helena Svedin de ne hoş bir kadındır..Onu da ayrı bir yazı da konu ederiz artık.

Konyaspor 1 Fenerbahçe 4


20dk. yeter bazen. Oyuna girersin, 2 gol atarsın, sonra da oyundan çıkarsın. Kimisi ona "nöbetçi golcü" diyor, ve bu Semih'i çok kızdırıyor ama bir kere adınız çıkmışsa, zor kurtulursunuz bu gibi laflardan..

Maça dair en güzel soruyu Rıdvan Dilmen sordu:"Şayet 48dk.da gol yenmemiş olsaydı, Semih oyuna bu kadar erken girer miydi? Zico'nun kafasında böyle bir plan var mıydı?"..

Fabio İçerlemiş

"It's not a nice feeling when the media goes on more about Zidane than the fact we'd won the World Cup" Fabio Cannavaro

Cumartesi, Mart 15, 2008

Geleneksel YouTube Kapatma Günleri


Uzun uzun yazma niyetinde değilim. Tek istediğim şey şu "yasakçı zihniyet"ten bir an evvel kurtulmamız. Bu tarz engellemelerle nereye varacağımız kısmını hiçbir zaman anlamadım ve anlamayacağım sanırım. Ayrıca bu yasak kimin için, orası da komik. Hadi işi bilenler bazı ayarlamalar yaparak hala siteye ulaşabiliyor ama ya diğerleri..onlar ne yapsın? Kime ne diye yasak koyuyorsunuz Allah aşkına? Bir an evvel şu sansür illetinden kurtuluruz inşallah. Bugün YouTube kapatılır, yarın sıra kime gelir..nereden bileceğiz...bunlarla nereye varacağız?

Öte yandan kapatma demişken. Gündemin bir diğer kapatma davası da ayrı bir gariplikte. İktidar partisi kapatılmalıdır yahut kesinlikle kapatılmamalıdır yorumları yapmayacağım. Benim takıldığım nokta başka bu hususta. Eskiden darbeler olurmuş, daha sonra biz post-modern darbeye şahit olduk 28 Şubat'ta..Şimdi onların yerini parti kapatma hadiseleri aldı. Anlaşılan bu ülkede işler yasaklamalarla, kapatmalarla yürümekte..

İyi uykular Türkiye...

Kaka Fener'e!

Futbol Günlüğü'nden Tuncay Yavuz, Kaka'nın Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final eşleşmeleri için yaptığı yorumu siteye aktarmış. Tıpkı Tuncay Yavuz'un dediği gibi medyanın bu habere atlayacağı kesin, ama beni bu haber de esas ilgilendiren şey şu yukarıdaki kare oldu.Çok hoşuma gitti, ancak forma değiştirme seansı sonrası görebiliriz bu kareyi, bu benim yorumumdur tabii. Son olarak, Fotomaçvari bir başlık atayım istedim, bu görüntünün üstüne iyi gider çünkü."Kaka Fener'e"

Zor İş Ama

Uçan Hollandalı bir ara "Blog sahibi olmak zor iş" demiş ve bloguna gelen yorumlardan birini yayınlamıştı, sansürleyerek tabii. O zaman bu salak saçma yoruma gülüp geçmiştim ama ne bileyim, bir benzerinin benim başına da geleceğini..

Vatandaşın biri, Burger King ve McDonalds yorumuma çok içerlemiş. Muhtemelen oralarda yatıp kalkan, hayatın anlamının bu mekanlarda olduğunu sanan biri olmalı ki, buralara "işemek için giriyorum" lafım üzerinden eleştiri de bulunmuş. Gönül isterdi ki, gelen yorumu olduğu gibi buraya aktarayım ama 1o kelimeden 8'i küfür olunca, sansür manyağı olurdu yazı..Yapılan espriyi anlamayan zihinlere acıyorum açıkçası. Buraya sabah-akşam Burger'dan çıkmıyorum yazsam, hoşuna mı gidecekti bazılarının. Bunu merak ettim şimdi..Eleman bu tarz yerlere ancak işemek için gideceğimi, ekonomimin anca buna yeteceğini yazmış. O lafı alıp bu tarz bir eleştiri de bulunmak da ayrı bir hüner belki de, bilemiyorum...

Bir de benim neyi neden yazdığımı anlamadan, bana İngilizce dersi vermeye çalışanlar var. Onlara da selam olsun.. Kaç yıldır İngilizin dili ve edebiyatı üzerine çalışıyorum, ama yine de grammer dersi için teşekkür ederim..

Cuma, Mart 14, 2008

Fenerbarnsley

Chelsea ile eşleştik ya, hani artık adettendir dedim, şöyle bir resmi sitesine, taraftar forumlarına falan baktım önce. Millet yine klasik bir şekilde damlamış ortama, "no way out"lar gırla...Oradan çıktım, İngiliz basını ne düşünüyor acep dedim. Onlar hayli rahat. Hatta şimdiden Chelsea'nin Liverpool mu yoksa Arsenal'le mi eşleşeceğini tartışıyorlar. Eğer Liverpool yarı finale çıkarsa, Grant'ın Mourinho'nun önüne geçme şansı doğacak yazmış Guardian gazetesinden Paul Doyle. Adamlar haklı tabii. Schalke ile birlikte, en "lokum gibi kura" diye beklenen 2 takımdan biriydik. Yalan değil. Sadece Sevilla'yı elemiz biraz kafalarını karıştırmış, o kadar.

Gelelim bu yazının başlığına. Paul Doyle'un makalesinin altına bir sürü yorum bırakmış İngiliz taraftarlar. Chelsea'lilerin Arsenal ya da Liverpool'u yarı finale bekliyoruz mesajlarının altına, bir İngiliz gelip "Fenerbahçe'yi o kadar küçümsemeyin, bu büyük hata olur" yazmış. Buna benzer başka yorumlar da var,komik olanları da. Bunlardan birinde eleman "2 takımı da izleyen birisi olarak Fenerbahçe, Barnsley'den daha iyi" diyorum şeklinde esprili bir yorum yapmış. Bu da Chelsea'lileri kızdırmış tabii. Bizim Pendik hadisesine benzer bir kupadan eleniş öyküsü yaşadılar geçenlerde malum. Tüm bunları okurken, yine bir başka eleman artık bilerek mi yazmış yoksa yanlışlıkla mı bilmem, Fenerbahçe yerine, Fenerbarnsley yazmış. Bu Ali Şen'in İngilizce konuşmasını hatırlattı bana ilk başta, bayağı da güldüm ne yalan söyleyeyim. İnşallah Chelsea'yi eleriz de, yüzümdeki gülümseme aynen devam eder..

Çeyrek Final Eşleşmeleri

Fenerbahçe-Chelsea
Arsenal-Liverpool
Roma-Manchester United
Schalke 04-Barcelona

Inter (1908-2008)

Sen de Hayırsız Çıktın


Sen o kadar bizim tribünle takıl, Sefa Abi'den bilet al falan filan, sonra git dizide Memati'ye "Abi ben Galatasaraylıyım..Kombinem bile var" deyip, bitir her şeyi.. Senin yaptığını Çorumlu bile yapmaz be Nevzat.. Senarist kurbanı falan anlamam ben..

Dip Not: Evet..Entellektüel kıroyum..onca filmin yanına, bir de Kurtlar Vadisini izliyorum. Seviyorum n'apayım?

Baba Olmak

Günün sözü Aceto Balsamico'dan (Bülent Abi) geldi;

"Baba olmak hayatın ikinci 45 dakikasıdır ve hakemin maçı bitirmesini hiç istemezsin"

Sadece Tahmin

Çeyrek final eşleşmeleri için bir tahmin de bulunayım dedim. Bakalım ne kadar tutacak:

Fenerbahçe-Chelsea
Man.Utd- Barca
Roma-Liverpool
Arsenal-Schalke 04

Perşembe, Mart 13, 2008

Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #6

*En kötüden iyiyi öğren ama en iyiden kötüyü öğrenme (Johann Kaspar Lavater)

*Bu bölümün adını değiştirdim. Böyle daha iyi oldu sanki. Ayrıca bu kadar çok sevildiğini de bilmiyordum.

* McDonalds, Burger King gibi mekanları işemek için kullanıyorum genelde. Taksimdekileri ya da Kadıköydekileri çok kullandım bu sebeple. Yalnız geçenlerde Üsküdar meydanındaki McDonalds'a girdim, az daha çıkamıyordum. Oraya girmeyin, tavsiyemdir, çok küçük çünkü..Erkekler için tabii bu lafım.

* Taksim demişken; herkes Burger önünde buluşurken, ben ısrarla heykel önünde buluşmaktan yanayım. Hababam Sınıfı tadı yakalayalım istiyorum belki.. Endüstriyel buluşma noktası Burger önüne karşı Taksim Heykel kültürü..

*
Bir anda aşık olup, iki dakkada soğuyabiliyorum.. Geçen kantinde tanıştığım hatun kişi güzelliğiyle beni 2 saniyede büyüledi ama konuşurken "herkeş" dedi ve orada bitti benim için..Herkeş ne be?

* Kadıköy Mehmed Bayazıd lisesinin duvarlarında bir ara "Şimdi de sopayla mı eğitime başladınız" yazıyordu, uzun süre kaldı öyle yazı..Geçenlerde duruyor mu diye baktım, boyanmış. Belki boyanalı çok oldu ama ben yeni fark ettim işte..

* Bir itiraf: Bugüne kadar dalga geçtiğimiz tüm rap müzik dinleyen arkadaşlarımdan özür dilerim. Sagopa Kajmer denen adamı sabah akşam dinliyorum.. Elemanı bilmeyen varsa, yazık diyorum..Adamın yaptığı müzikten de öte..

* 1 ay önce Akmar'dan bir ALES kitabı aldım. Ben istemediğim halde satıcı abla, kitabın fiyatını 5ytl indirdi. "Hobarreyy..Ucuza aldım" diye seviniyordum, geçen pazar Sahaflar çarşısında aynı kitabı 5 ytl ucuza sattıklarını gördüm. Hem de üzerindeki etiket fiyatı bu lan..Moralim bozuldu.

* Bu arada Taksim Burger demişken, oranın tuvaleti de nasıldır öyle.. Sanki lavaboya işiyormuş hissiyatı veriyor..

* Bu kadar amonyak kokulu şeyler yazmak istemezdim ama öyle denk geldi.

* Bir kız görüyorsun, çok hoş buluyorsun, halini, tavrını, konuşmasını, gülüşünü..tamam diyorsun, buldum galiba..sonra biraz muhabbete giriyorsun, tam o esnada parmağında bir yüzük olduğunu fark ediyorsun..İşte o zaman ettiğim küfürün haddi hesabı yok..

* Havalar biraz güzel olsun, hemen ince giyinirim..Sonra da hasta olurum.

* Bunları yazarken, Aziz Yıldırım Kulüpler Birliğine başkan seçildi diye bir haber geldi telefonuma.

* Hayat günü defter yaprağı, hazan gelir dökülür.Gelirken ne getirilir ki, giderken ne götürülür (Sagopa Kajmer)


Yumuşaklar Tenis Oynasın


"Ligde en iyi olan ve en çok çalışan takım şampiyon olur. Forvetlerin sakatlanması ya da onlara karşı sert oynanması bahane gösterilemez. Sertlikten hoşlanmayanlar futbol yerine tenis oynayabilirler.” Gabriel Heinze

Dinci Üsküdar

-Sen nerede oturuyordun?
-Üsküdar..
-Hadi ya!!
-N'oldu ki?
-Üsküdar çok dinci yaa..
-Efendim?
-Üsküdar diyorum, çok dinci bir yer..Böyle her yerde camiiler, türbeler falan..
-Anlıyorum..

Aşk


kalır adımızla bi sokak duvarında
bir ağaç kabuğunda
bir takvim kenarında
kalır
bir çiçekte
bir defter arasında..

aşk hiç biter mi...


Not: Gökben çekmiş, altına notu da düşmüş..Bana ancak kopi-pest yapmak düşer. (Bu arada, sen çekmeye devam et, takipte bu Ortega rumuzlu fani)

Çarşamba, Mart 12, 2008

Inter 0 Liverpool 1


Tarih tekerrür etmedi. Liverpool turu geçti, buna sevindim ama İngilizlerin savunması korkuttu açıkçası. Rakip olursak, şansımız çok az..

Salı, Mart 11, 2008

You Rock My Life

Oscar ödülünü aldığında böyle demişti benim canım Marion'um Cotillard'ım..Fotoğraf için Cambelboy'a teşekkürler ayrıca..

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...