Did I just say "if I were a guy"..?
Pazartesi, Mart 31, 2008
Cuma, Mart 28, 2008
Tarafsız Değilim, Fenerbahçeliyim
Şu son martılı fotoğrafa takılmış bazı arkadaşlar.. "Sizden beklemezdik", "Biz seni tarafsız biliyorduk" diyenler olmuş.. Arkadaşlar bu kanıya nasıl vardınız, inanın bilmiyorum.. ama Ortega takma adını kullanan, sürekli Fenerbahçe yazıları yazan, blog üzerinden Fenerbahçe tribünleriyle ilgili paylaşımda bulunan biriyim.. Bütün bunlar benim bir takıma sevdalı olduğumun göstergesidir diye düşünmekteyim ve o takım da tekrar hatırlatmak gerekirse Fenerbahçe'dir.. Bu da benim tarafsız biri olmadığımı, bilakis Fenerli olduğumu gösterir.. En azından Boğazın bu yakasından bakınca, olayı böyle yorumluyorum ben..
Saygılar
el Burrito
Perşembe, Mart 27, 2008
Yine Vize Dönemi
Çarşamba, Mart 26, 2008
Fenerbahçe-Cannes
Tribün anlamında her geçen gün biraz daha kan kaybeden Fenerbahçe'nin,endüstriyel futbolun bütün nimetlerinden yararlanıp, Avrupa'da isminden övgüyle söz edilen bir kulüp haline gelmesi...Değişimin iki yönünü de gayet iyi özetliyor şu yukarıdaki kare..
Son olarak rövanş maçını da orada 4-0 kaybettiğimizi, aynı dönemlerde Vanspor'a yenildiğimizi, bu yüzden de "Kan-Van" esprilerine maruz kaldığımızı hatırlatayım.. O zamanlar 10 yaşındaydık, ve mağlubiyetler daha acı geliyordu nedense...
Sonradan gelen düzeltme: "barad-dur" sağolsun düzeltti hatamızı.. Rövanş sırasını karıştırmışız (o zamanlar 10 yaşında olan bir çocuk için bu hata normaldir umarım). İlk maç Fransa'da oynanmıştı ve 4-0 kaybetmiştik. İkinci maçta ise tur ümidi nerdeyse hiç yok dediğimiz türden bir durum olsa da, stad fotoğrafta görüldüğü gibiydi..Maçı da yukarıda belirttiğim gibi 1-5 kaybetmiştik.. Şimdilerde maç seçen, takım gol yediği anda homurdanmaya başlayan müşteri görünümlü taraftarlara da selam ederimburadan..
Murat Elsaleh 2. Fotoğraf Yarışması
ultrAslan-UNI kurucularından Murat Elsaleh kardeşimizin vefatının 4.yılında O'nun adına 2. fotoğraf yarışmasını da düzenledik. Çoğunuz onu “Foto Murat” olarak tanıyorsunuz. Murat, en büyük hobilerinden biri olan fotoğraf çekmeyi tribünlere de taşımış, uzun zaman ultrAslan ve ultrAslan-UNI için fotoğraflar çekmiştir… Emek sarfetmiştir. “Foto Murat” kardeşimizin ismini yaşatmakiçin geleneksel hale getirmek istediğimiz yarışmamıza ilgi gösteren 54 renktaşımız bir çok fotoğraf yolladılar. Gönderilen fotoğraflar arasından finale kalan 10 adet fotoğrafın belirlenmesi için Murat kardeşimizin yakın arkadaşlarından oluşan 5 kişilik juri saatlerce süren inceleme ve tartışmalarla sonuca ulaştılar.Yarışmamıza ilgi gösteren tüm renktaşlarımıza teşekkür ederiz.
ultrAslan
***
Bu arada, benim oyum "Cehennemim Dibi" adlı fotoğrafa gitti..
Ateşli Tribünler
Anket sorusu "Dünyanın en ateşli tribünleri hangi ülkede?" şeklinde.. Böyle resimsiz yazı girmeyi pek sevmem ama bu yazıda resim eklememek daha uygun sanırım. Kendi beğendiğimiz tribünleri buraya ekleyip milletin aklını çelmeyelim.. Nasip olursa, anket sonucunu duyururken, onu da belirtiriz..
Not: Şıklar beğenilmemiş olabilir ama çok alternatifli anketlerden hazzetmiyorum, bu yüzden kısıtlamak istedim seçenekleri..
Salı, Mart 25, 2008
Cesc Fabregas
"Geleceğin en önemli futbolcuları arasında olduğunu düşünüyorum. Nasıl oynaması gerektiğini ve diğer futbolcuların oyununu da çok iyi kontrol etmesini bilen bir futbolcu. Her zaman hareketli. Modern futbolcu prototipine yeterince uyan bir futbolcu"
500
8 Ekim 2006..günlerden pazar.. Destansı bir hikaye anlatacakmışım gibi oldu girizgah, ama bu tarih benim blog hayatıma yazar olarak başlayış tarihim.. Denemeden duramadım başlığıyla başlamışız bu işe.. Geçici bir heves olacağını düşündüğüm bu şey, her geçen gün biraz daha büyüdü..Adeta bir hobi oldu benim için. Yazmazsam deliririm demiyorum elbet ama yazmayı çok seviyorum..Haddimizi aşmadığımızı düşünerek de birçok şey yazdık çizdik buralarda. Kimi zaman güldürdük milleti kendimize, kimi zaman satır aralarındaki mesajlarımızla kızdırdık.. Sevmeyenimiz oldu.. Küfürlü mailler, yorumlar yollayanlar oldu, ki hala da oluyor ama çok şükür sevenimiz de çok..Four Four Two tarafından blogun tanıtılmasıyla ilgi alaka arttı bu sayfaya. Çok ilginç olaylar yaşadım, normal hayatta ulaşamayacağımı düşündüğüm büyüklerimle tanıştım. Sadece bu deneyim bile yeterdi benim için..ama yine de dedim ya, yazmayı seviyorum..E okuyan birileri oldukça da, insan yazmaya devam ediyor..
Bunca laf kalabalığın sebebi, bu yazının 500. blog yazısı (ya da post işte gavurun deyişiyle) olması. İyi ya da kötü 499 yazı yazmışız bugüne kadar, bu da 500 oldu. Dilimiz döndükçe, elimiz tuttukça yazmaya devam ederiz.. Bugüne kadar takip eden, desteğini esirgemeyen, acımasızca da olsa eleştiren tüm dostlara teşekkür ediyorum..
Not: Fotoğraftaki oyuncu Ariel Ortega'dır..zaten kim olabilirdi ki başka?
Besiana FK
Yukarıdaki poster bağımsızlığına yeni kavuşan Kosova'nın Besiana FK kulübüne ait..
Nedir onu bizim için diğerlerinden ayrı kılan? Fenerbahçe'nin kardeş kulübü olması. Eski futbolcularımızdan Fadıl Vokrri, Besiana kulübünün kurucuları arasında. Takımın renkleri de Fenerbahçe'yle aynı. Kulübün bulunduğu ilde Fenerbahçe'ye çok ayrı bir sevgi var. Sokaklarda Fenerbahçe formasıyla dolaşan çocuklara rastlayabilirsiniz diyor kulübün hem kurucusu hem de başkanı Ertan Cihiç. Bu sevgiyi bizimle kardeş olup pekiştirmek istemişler, sağolsun bizim yönetim de yapmaları gerekeni yapmış ve olumlu karşılamış bu teklifi..
Bize de iki kulübü tebrik etmek düşer...
Pazartesi, Mart 24, 2008
Turkish Delight
Tüm bu haberleri okurken, alttaki yorumlara bakıyorum; "Emre ile Tugay hanidir orada, bu kadar reklam olmuyor, iyi ki Fenerli biri Ada'da oynuyor" demiş birisi. Bunu bir kişi demiş diye geçiştirmek istemem, zira inanıyorum ki bunu düşünen bir sürü adam var piyasada.
Şimdi dünyanın her yerinde gol atan adam ön plana çıkar, bu bir..ikincisi Tuncay büyük ümitlerle tansfer edilmiş bir oyuncu. Tugay ya da Emre'ye göre durumu biraz daha farklı..ve üçüncüsü attığı golle takımına maçı kazandıran adamı manşetlere taşımak kadar doğal bir şey yok..
İnsanların bu anti-Fener duygularını ve buna paralel olarak saçma yorumlarını hiçbir zaman anlamadım.. Bir takımı sevmiyor olabilirsin ama bu sana yorumlarında saçmalama yetkisini vermez. Yorumlayamıyorsan da yazmayacaksın, susacaksın..İlla Tuncay gibi "sus" işareti mi yapalım?
Barusso, Şansal, Erman, Unisex
Erman Toroğlu: Hocam bu Barusso var ya, Borussa hani.. Boru gibi yani, Galatasaray'a hani..
Şansal Büyüka: Aman hocam dikkat!
Erman Toroğlu: Yok hocam, dikkatliyim zaten.Kötü laf çıkmaz ağzımızdan..ama Barusso diyorum, Galatasaray'a boru gibi oldu sanki..di mi?
***
Bu da yetmedi tabii.. Ç.Rizespor-Ankaragücü maçı sonrası Cumhur röportaj veriyor, arka planda ise bir yazı "Unisex Referee Room". Hakem odasının kapısında yazıyor bu tabii. Erman Hocanın dikkatini çekmiş, üzerine konuşuyor, geçmişten bir anısı anlatıyor:"Hocam, şimdi biz Ankarada bir maça çıkacağız işte..Bana yardımcı olarak bir bayan hakem vermişler", tam o esnada Şansal Büyüka espriyi patlatıyor "Tabii hocam, senin de işine geliyor bu".. Cümbür cemaat kopuyoruz orada. Ata Demirer'in deyimiyle "sürekli mangal havasında" geçen programda son nokta dediğimiz anlardan biri oldu. Erman Hoca hemen geçiştirdi tabii mevzuyu.."Zor oluyor böyle aynı odada giyinmek soyunmak, 5dk arayla birbirimizi bekliyoruz o soğuk havada" gibilerinden bitirdi yorumu..ama biz toptan iptal olduk, orası ayrı..
Cumartesi, Mart 22, 2008
Manisaspor Gidici Gibi
Bugün Oftaşsporla çok önemli bir maç oynadılar ama oyuncular bu maçın ehemmiyetinin farkında değillerdi herhalde. Maçı 1-0 Oftaş aldı, Manisaspor da iyice dibe vurmaya başladı artık. Çıkmadık candan ümit kesilmez derler, ama bu köyün kılavuza ihtiyaç duymayan görüntüsü pek de hayra alemet değil ne yazık ki..Anlayacağınız Manisaspor gidici gibi..acı ama gerçek..
En İyi Dörtlü?
Aceto en iyi 4lü sormuş.İlgililere duyurulur, herkes yazsın çizsin oraya en iyi 4lüsünü. Hazır 4lü demişken, ben de başka bir boyuta çekeyim olayı. Şu yukarıdaki fotoğrafa bakınız. Şu dörtlüye bakınız..Süper..Tek kelimeyle, süper.. Ne ararsan var bu 4lüde..
Bir Site: AdıKonamaz.com
Antu forumlarından sıkılan, daha ziyade Amatör branşlara ilgi duyan Fenerbahçe taraftarının yeni buluşma noktası:Adıkonmaz.com... Güzel bir forum sitesi olmuş, tavsiye ederim..
http://www.adikonamaz.com/
Adıkonamaz demişken, İslam Çupi'yi de rahmetle analım tabii ki; "Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz"
Fenerbahçe 3 Kasımpaşa 0
Son Vaziyet
Herkes bir şey yazıyor çiziyor Chelsea konusunda..Kimisi Chelsea'yi küçümsüyor, kimisi yere göğe sığdıramıyor.Orta yolu bulmak zor bu yazılar arasında. Bir yazı da ben yazayım, kafanızı karıştırayım moduna girmek yerine, Chelsea'deki son vaziyeti bir kareyle aktarmak istedim..
Görüntüde Drogba, takımın hocası Grant'e "Sen ne yaptığını sanıyorsun" gibilerinden bir hareket çekiyor. Sebebi var tabii bu hareketin. 4-4lük Tottenham maçında, 2 gol atan Joe Cole'u oyundan alan Grant'e haklı olarak isyan ediyor...
Cuma, Mart 21, 2008
Dolores O'Riordan #2
İstanbul blew me away! at 5.00am the music from the mosques, the chanting awoke me. it was so gorgeous, it sounded a little scary at moments and at other moments very reassuring. it was like something from another dimension.i'd love to go back there on vacation and go and visit the mosques. i believe it would really be inspiring..
alıntıdır:cranberriesclub.com
Hadi 'Oktay'
''Jübile herhalde eskiden vardı. Şimdi öyle jübile yapan yok gibi, ama insan tabii ki hatırlanmak ister. Yaklaşık 15 yıl hizmet verdim Türk futboluna. Jübile yapmadığım için kimseye kırgın değilim. Artık antrenör olarak yoluma devam edeceğim. Geçmişimde iyi bir kariyerim var. Bunun ekmeğini jübilede değil de teknik direktörlük kısmında yiyeceğimize, insanların bize güvenip takım teslim edeceklerine inanıyorum''
''Beşiktaş'ın hala Avrupa'da en çok gol atan futbolcusuyum. Şu an yaşayan efsanesi gibi bir pozisyondayım. Beşiktaş forma altında en çok milli takımda gol atan oyuncu benim. Beşiktaş'ta daha uzun yıllar oynamalıydım. Sonuçta kimse zorla Beşiktaş'tan kovmadı. Kendi isteğimle hatalı karar vererek ayrıldım, ama keşke ayrılmasaydım.''
''Fenerbahçe'de ilk sezonda iyiydim. İkinci sezonda sakatlıktan sonra toparlayamadım ve ayrılmak zorunda kaldım..Bizim zamanımızdan bu zamana daha iyi oldu. Aziz başkan da geldiğinde 'ben futboldan çok anlamıyorum' diyordu, ama zamanla çok iyi duruma geldi. Şu anda Fenerbahçe Türkiye'nin zirvesindeki kulüp durumunda, ama forvetsiz oynuyor. Forvet hattındaki oyuncuları Kezman ve Semih'i Avrupa Şampiyonlar Ligi seviyesinde görmüyorum. Türkiye Ligi için iyiler, ama bana göre çok etkili forvet değiller''
''Şu anda 7 yaşındaki çocuklar bile o gol sayesinde beni tanıyor .O gol 100 yılın golü seçildi. Herhalde o golü, beni kimse unutmasın diye Allah bana nasip etti. Çünkü o gol 20-30 sene sonra bile beni hala gündemde tutacak. İnsanlar o golü her zaman izleyecek. Çünkü öyle bir gol atmak dünyada çok az insana nasip olur''
''Keşke Las Palmas'ta kalsaydım, dönmekle hata ettim. Orada maddi açılardan anlaşamama durumu oldu, o yüzden döndüm. Orada daha iyi bir kariyere sahip olabilirdim. Çünkü kaliteli iyi futbolcu İspanya'da çok sivrilebilir. Orada futbolu güzelleştirmeye yönelik oyun var. Şimdi Nihat orada çok başarılı, ama aynı performansını Türkiye'de gösteremiyordu. Orada sahaya çıkan iki takım da futbol oynamaya çalışıyor. O yüzden Nihat ön plana çıkıyor. Bizim ligimiz çok zor, oynatmamak için oynuyorlar. Almanya'da ise Nurnberg'de ortamdan memnun kalmadığım için kısa sürede ayrıldım. Azerbaycan'da gol kralı oldum, yılın futbolcusu seçildim, ama Türkiye'de unutulmuştum, 2. Lig'de takım bulabildim.
Bahtiyar
Esat Yağcı yazmış, bize de aktarmak düşer:
"1981-82 sezonu..Eskişehirspor maçı..Bu maçı Alpaslan'ın penaltıdan attığı gollle 1-0 kazanmıştık..O yıllarda Fenerbahçe penaltı atabiliyordu,yasaklanmamıştı..
Bahtiyar'ın formasını yırtması ise sürekli ofsaytta kaldığı içindi..Arka rakaya 10 pozisyonda ofsaytta kalınca hakeme isyan etmiş çıldırmıştı adeta ve formayı tutup yırtmıştı.Daha sonra kendisine getirilen formayı da kabul etmeyip maçı o şekilde tamamladı,herhalde bir 20 dakika kadar o şekilde oynadı...Maçtan sonra çok iyi anımsıyorum;o dönemin gözde dergisi Gırgırda Muhlis bey, Bahtiyar için "fermuarlı forma" önerisinde bulunmuştu...
Dip Not: Alpaslan ilk penaltı atışını gole çevirmiş ama hakem atışın tekrarını istemiş. Daha sonra tekrar topun başına geçen Alpaslan, takımını 1-0 öne geçirmiş, maç da öyle bitmiş zaten..
Bu Da Bana Kapak Olsun
Perşembe, Mart 20, 2008
Çarşamba, Mart 19, 2008
Gerçek Cehennem İstanbul'da mı?
Sevilla maçında biz tribünlerin vasat olduğundan şikayetçiyken, başkanından antrenörüne nerdeyse tüm Sevilla takımı "Burası adeta Cehennem" demişti. Bi de Eski Maraton günlerini görselerdi demek. Galatasaray'ın Uefa'yı aldığı sene Sami Yen'in atmosferi için övgü dolu sözleri vardı İtalyanların, bilhassa Maldini'nin sözü esfaneleşmiştir artık. Bu sene ise İnönü'de Liverpool maçında Beşiktaş tribünleri oldukça kaliteli bir iş çıkarttı ve İngilizleri kendilerine hayran bıraktılar.
Aslına bakarsanız, dünyanın birçok ülkesinde Türk tribünlerinden övgüyle söz ediliyor. Tottenham tribünleri "Kartal gol gol.." tezahüratını kendi tribünlerine uyarlamaya çalıştı. Öte yandan Schalke taraftarı ise bizim şu meşhur maç başlar başlamaz yaptığımız 10dan geriye doğru sayıp "lay lay" çekişimizden çok etkilenmişler, forumlarında bunu tartıştılar ve artık bir benzerini her iç saha maçında yapmaya çalışıyorlar..
Arjantin, İtalyan ve İngiliz tribünleri bizleri çok etkiliyor. Yalan da değil, adamlar müthiş..Şöyle biraz kapsamlı araştırırsanız, Türkiye'de yapılan birçok tezahüratın da zaten -çoğunlukla- Avrupa'dan araklama olduğunu görürsünüz (daha çok biz alıyoruz yani). Ee tabi memlekette ancak "ülke içi beste çalma" gibi bir saçmalık var. Dışarıdan çalıyorsan, o helal oluyor..Bu da ayrı bir tartışma konusu olmalı bence.
Türk tribünleri dünyada saygın bir yere sahip midir? Bana göre bu durum tartışılır ama Laudrup'un ve diğer ecnebilerin yorumlarına bakınca; insanın ister istemez, "Alem bize, biz onlara hayran" diyesi geliyor.
Yazının sonunda Danny Dyer'ın konuya ilişkin bir sözünü yazalım.."Kadıköy'de gördüklerim, bugüne kadarki gördüklerimden çok farklıydı. Bu taraftar misafir için her türlü iyiliği yapabilir, ama rakip için asla! Daha önce rakip takımın bu kadar ıslıklandığı bir yer görmedim. Gerçekten 12.Adam diye bir şey varsa, o Kadıköy'dedir.."
Rekortmen
Fenerbahçe’nin 100. yılında, kulüp bünyesinde bulunan 9 şube ile takım halinde ve bireysel olarak resmi sportif müsabakalarda kazandığı 1134 kupa, madalya ve ödülleri ile Guinness Dünya Rekor Kitabı’na girebilme teklifi, "Guinness World Records Menagement Team" tarafından uygun görüldü.
Sarı lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "Kulüp bünyesinde, 1 yıl içerisinde resmi spor müsabakalarda gerek takım halinde ve gerekse ferdi olarak kazanılmış kupa ve madalyalar olarak, spor kulüpleri arasında Guinness Rekorlar Kitabı’na girebilmesine hak kazandığı konusuna ilişkin müracaatın kabul olunması, bu alanda bir ilk olmaktadır" denildi.
Salı, Mart 18, 2008
Ölümüne Kankayız
Aşk
Not:Aşkla ilgili benzeri edebi lakırtılar için Çizgisiz Defter'e yönlenmenizi öneririm..
Endüstriyel Futbol
18 Mart
Bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhid’i...
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.
Çıplak Mı Gezeyim?
Onun derdi şu aşamada Chelsea değil ama..Mateja golleri sıraladığı halde, milli takıma çağrılmamaktan dertli. Bu Sırp oyuncular, bir problem yaşadıklarında bu durumu çok net ifadelerle dile getiriyorlar, hiç çekinmiyorlar. Bu huylarını takdir etmemek elde değil. Kezman da boş durmamış, Kurir gazetesine konuşmuş, daha doğrusu bayağı bir sallamış desek yeridir: "Sadece ben değil, Marko Pantelic, Aleksandar Lukovic ve diğerleri de çağrılmadı. Son zamanlarda yükselen formumuzla kalitemizi gösterdiğimizi düşünüyorum. Daha ne yapmamız gerekiyordu ki? Belki çırılçıplak sokaklarda gezsek bizi ancak fark edecekler", "Bu açıklamalarımdan sonra bir daha millî takımda oynayamayacak olabilirim, ancak bize ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum"
Artık Demir Almak Günü Gelmişse Çizmeden
Bu arada Helena Svedin de ne hoş bir kadındır..Onu da ayrı bir yazı da konu ederiz artık.
Konyaspor 1 Fenerbahçe 4
20dk. yeter bazen. Oyuna girersin, 2 gol atarsın, sonra da oyundan çıkarsın. Kimisi ona "nöbetçi golcü" diyor, ve bu Semih'i çok kızdırıyor ama bir kere adınız çıkmışsa, zor kurtulursunuz bu gibi laflardan..
Maça dair en güzel soruyu Rıdvan Dilmen sordu:"Şayet 48dk.da gol yenmemiş olsaydı, Semih oyuna bu kadar erken girer miydi? Zico'nun kafasında böyle bir plan var mıydı?"..
Fabio İçerlemiş
Cumartesi, Mart 15, 2008
Geleneksel YouTube Kapatma Günleri
Uzun uzun yazma niyetinde değilim. Tek istediğim şey şu "yasakçı zihniyet"ten bir an evvel kurtulmamız. Bu tarz engellemelerle nereye varacağımız kısmını hiçbir zaman anlamadım ve anlamayacağım sanırım. Ayrıca bu yasak kimin için, orası da komik. Hadi işi bilenler bazı ayarlamalar yaparak hala siteye ulaşabiliyor ama ya diğerleri..onlar ne yapsın? Kime ne diye yasak koyuyorsunuz Allah aşkına? Bir an evvel şu sansür illetinden kurtuluruz inşallah. Bugün YouTube kapatılır, yarın sıra kime gelir..nereden bileceğiz...bunlarla nereye varacağız?
Öte yandan kapatma demişken. Gündemin bir diğer kapatma davası da ayrı bir gariplikte. İktidar partisi kapatılmalıdır yahut kesinlikle kapatılmamalıdır yorumları yapmayacağım. Benim takıldığım nokta başka bu hususta. Eskiden darbeler olurmuş, daha sonra biz post-modern darbeye şahit olduk 28 Şubat'ta..Şimdi onların yerini parti kapatma hadiseleri aldı. Anlaşılan bu ülkede işler yasaklamalarla, kapatmalarla yürümekte..
İyi uykular Türkiye...
Kaka Fener'e!
Zor İş Ama
Vatandaşın biri, Burger King ve McDonalds yorumuma çok içerlemiş. Muhtemelen oralarda yatıp kalkan, hayatın anlamının bu mekanlarda olduğunu sanan biri olmalı ki, buralara "işemek için giriyorum" lafım üzerinden eleştiri de bulunmuş. Gönül isterdi ki, gelen yorumu olduğu gibi buraya aktarayım ama 1o kelimeden 8'i küfür olunca, sansür manyağı olurdu yazı..Yapılan espriyi anlamayan zihinlere acıyorum açıkçası. Buraya sabah-akşam Burger'dan çıkmıyorum yazsam, hoşuna mı gidecekti bazılarının. Bunu merak ettim şimdi..Eleman bu tarz yerlere ancak işemek için gideceğimi, ekonomimin anca buna yeteceğini yazmış. O lafı alıp bu tarz bir eleştiri de bulunmak da ayrı bir hüner belki de, bilemiyorum...
Bir de benim neyi neden yazdığımı anlamadan, bana İngilizce dersi vermeye çalışanlar var. Onlara da selam olsun.. Kaç yıldır İngilizin dili ve edebiyatı üzerine çalışıyorum, ama yine de grammer dersi için teşekkür ederim..
Cuma, Mart 14, 2008
Fenerbarnsley
Gelelim bu yazının başlığına. Paul Doyle'un makalesinin altına bir sürü yorum bırakmış İngiliz taraftarlar. Chelsea'lilerin Arsenal ya da Liverpool'u yarı finale bekliyoruz mesajlarının altına, bir İngiliz gelip "Fenerbahçe'yi o kadar küçümsemeyin, bu büyük hata olur" yazmış. Buna benzer başka yorumlar da var,komik olanları da. Bunlardan birinde eleman "2 takımı da izleyen birisi olarak Fenerbahçe, Barnsley'den daha iyi" diyorum şeklinde esprili bir yorum yapmış. Bu da Chelsea'lileri kızdırmış tabii. Bizim Pendik hadisesine benzer bir kupadan eleniş öyküsü yaşadılar geçenlerde malum. Tüm bunları okurken, yine bir başka eleman artık bilerek mi yazmış yoksa yanlışlıkla mı bilmem, Fenerbahçe yerine, Fenerbarnsley yazmış. Bu Ali Şen'in İngilizce konuşmasını hatırlattı bana ilk başta, bayağı da güldüm ne yalan söyleyeyim. İnşallah Chelsea'yi eleriz de, yüzümdeki gülümseme aynen devam eder..
Sen de Hayırsız Çıktın
Sen o kadar bizim tribünle takıl, Sefa Abi'den bilet al falan filan, sonra git dizide Memati'ye "Abi ben Galatasaraylıyım..Kombinem bile var" deyip, bitir her şeyi.. Senin yaptığını Çorumlu bile yapmaz be Nevzat.. Senarist kurbanı falan anlamam ben..
Dip Not: Evet..Entellektüel kıroyum..onca filmin yanına, bir de Kurtlar Vadisini izliyorum. Seviyorum n'apayım?
Baba Olmak
"Baba olmak hayatın ikinci 45 dakikasıdır ve hakemin maçı bitirmesini hiç istemezsin"
Sadece Tahmin
Fenerbahçe-Chelsea
Man.Utd- Barca
Roma-Liverpool
Arsenal-Schalke 04
Perşembe, Mart 13, 2008
Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #6
*Bu bölümün adını değiştirdim. Böyle daha iyi oldu sanki. Ayrıca bu kadar çok sevildiğini de bilmiyordum.
* McDonalds, Burger King gibi mekanları işemek için kullanıyorum genelde. Taksimdekileri ya da Kadıköydekileri çok kullandım bu sebeple. Yalnız geçenlerde Üsküdar meydanındaki McDonalds'a girdim, az daha çıkamıyordum. Oraya girmeyin, tavsiyemdir, çok küçük çünkü..Erkekler için tabii bu lafım.
* Taksim demişken; herkes Burger önünde buluşurken, ben ısrarla heykel önünde buluşmaktan yanayım. Hababam Sınıfı tadı yakalayalım istiyorum belki.. Endüstriyel buluşma noktası Burger önüne karşı Taksim Heykel kültürü..
* Bir anda aşık olup, iki dakkada soğuyabiliyorum.. Geçen kantinde tanıştığım hatun kişi güzelliğiyle beni 2 saniyede büyüledi ama konuşurken "herkeş" dedi ve orada bitti benim için..Herkeş ne be?
* Kadıköy Mehmed Bayazıd lisesinin duvarlarında bir ara "Şimdi de sopayla mı eğitime başladınız" yazıyordu, uzun süre kaldı öyle yazı..Geçenlerde duruyor mu diye baktım, boyanmış. Belki boyanalı çok oldu ama ben yeni fark ettim işte..
* Bir itiraf: Bugüne kadar dalga geçtiğimiz tüm rap müzik dinleyen arkadaşlarımdan özür dilerim. Sagopa Kajmer denen adamı sabah akşam dinliyorum.. Elemanı bilmeyen varsa, yazık diyorum..Adamın yaptığı müzikten de öte..
* 1 ay önce Akmar'dan bir ALES kitabı aldım. Ben istemediğim halde satıcı abla, kitabın fiyatını 5ytl indirdi. "Hobarreyy..Ucuza aldım" diye seviniyordum, geçen pazar Sahaflar çarşısında aynı kitabı 5 ytl ucuza sattıklarını gördüm. Hem de üzerindeki etiket fiyatı bu lan..Moralim bozuldu.
* Bu arada Taksim Burger demişken, oranın tuvaleti de nasıldır öyle.. Sanki lavaboya işiyormuş hissiyatı veriyor..
* Bu kadar amonyak kokulu şeyler yazmak istemezdim ama öyle denk geldi.
* Bir kız görüyorsun, çok hoş buluyorsun, halini, tavrını, konuşmasını, gülüşünü..tamam diyorsun, buldum galiba..sonra biraz muhabbete giriyorsun, tam o esnada parmağında bir yüzük olduğunu fark ediyorsun..İşte o zaman ettiğim küfürün haddi hesabı yok..
* Havalar biraz güzel olsun, hemen ince giyinirim..Sonra da hasta olurum.
* Bunları yazarken, Aziz Yıldırım Kulüpler Birliğine başkan seçildi diye bir haber geldi telefonuma.
* Hayat günü defter yaprağı, hazan gelir dökülür.Gelirken ne getirilir ki, giderken ne götürülür (Sagopa Kajmer)
Yumuşaklar Tenis Oynasın
Dinci Üsküdar
-Üsküdar..
-Hadi ya!!
-N'oldu ki?
-Üsküdar çok dinci yaa..
-Efendim?
-Üsküdar diyorum, çok dinci bir yer..Böyle her yerde camiiler, türbeler falan..
-Anlıyorum..
Aşk
Çarşamba, Mart 12, 2008
Inter 0 Liverpool 1
Salı, Mart 11, 2008
You Rock My Life
Başlıksız Yazı
En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...
-
Geçenlerde blogdan " Meşin Yuvarlağın Beyazperde Serüveni "ne dair bir araştırma yapıyorum, diye yazmıştım. Bitirebilirsem buraya ...
-
All about Turkey from alcinoo on Vimeo . Short film in stop-motion, 4'46". Photo shooting: August 09, Istanbul Turkey Animation: ...