Alex'siz Hücumda Sorun Yaşayan Takım
Muhtemelen onlarca kişi Fenerbahçe'nin golü ve Kayserispor'un penaltısını konuşmuştur maçtan sonra. Baroni'nin şutu çizgiyi geçti mi, Lig tv'nin sanal çizgisine güvenip topa girmemek lazım. Pek bir şey anlaşılmıyor zira. Penaltıya gelince herhalde verilmese kimse ortalığı yıkmazdı, çünkü genelde bu tip penaltı kararları pek verilmiyor memlekette ama ondan ziyade genel olarak bakacak olursak, 3 puana hak eden bir futbol oynamadı Fenerbahçe. Bunu kabul etmek gerek. Penaltı skora direk tesir eden bir atıştır bu doğru ama maçın gidişatı Fenerbahçe'nin en az bir gol yiyeceğini gösteriyor gibiydi.
Alex'in olmadığı her maçta yaşadığımız karambole hücum anlayışı bu maçta da devam etti. İlginç bir gol attı Fenerbahçe. Genelde Fenerbahçe maçlarında aslan kesilen bir kaleciye ne zaman böyle abuk sabuk gol atılacak acaba diye sorgularken golün gelmesi, benim adıma garip oldu. Golden sonra yalandan pozisyonlarla heyecan yaşansa da hücum denemeleri temelde başarısızdı. Burada tabii ki en büyük noksan Alex'in sahada yer almamasıdır. Topu ayağına aldığında en iyi olasılığı anında hesaplayan ve takım arkadaşlarını direk sonuca götürecek harika pasları Fenerbahçe adına verebilecek en etkili isim Alex. Sahada yer almaması güzel futbol ve Fenerbahçe taraftarı için büyük şansızlıktı.
Penaltıdan önceki 10 dakika ve yenilen golden sonra maçı bitimine kadar diyebilirim ki, Kayserispor iyi mücadele etti. Volkan yine iyiydi. Belki bir ihtimal bir tane gol daha sıkıştırabilirdi Fenerbahçe ama yeme olasılığının daha yüksek olduğu bir maçtı.
Daum'un Santos'u neden tercih ettiğini anlamıyorum bu arada? Santos'u sol bek olarak oynatsa bir şey demem de, Alex'in olmadığı maçlarda onun pozisyonunda denemeye çalışıyor. Genelde de 2.yarılarda tabii.. Lakin elinde fizik gücü iyi ve de o pozisyon için daha müsait bir adam var. Özer'i oyunu alma fikri neden illa skor sakata girince geliyor aklına ? Keza illa 1-1 olması mı gerekir Semih'i düşünmek için? gibi sorular sormak mümkün.
İlginç bir adam Daum. Çok ilginç.
Ciddi bir uyum yakalayan Lugano-Bilica ikilisinden Bilica'nın eksikliği de maça tesir etmiştir belki ama en önemli eksik kaptandı. Fenerbahçe onsuz çok ciddi manada zorlanıyor. Daha önce blogda Alex'in olmadığı maçlarda kazanma adına "B planımız yok" gibisinden bir yazı yazmıştım. Zico dönemiydi o zamanlar ve "B planı geyikleri" bu kadar revaçta değildi. Fenerbahçe'nin B planı yok gibi iddialı bir cümle kurmak istemem ama Alex'in olmadığı hücüm denemeleri olgun değil, üstelik bu haliyle takım hiç zevk vermiyor da... Bunu görebilmek için Rıdvan Dilmen olmaya da gerek yok.
Yapılacak en makul şey bunun üzerine uzun uzun düşünmek, çözüm üretmek olmalı.
Alex'in olmadığı her maçta yaşadığımız karambole hücum anlayışı bu maçta da devam etti. İlginç bir gol attı Fenerbahçe. Genelde Fenerbahçe maçlarında aslan kesilen bir kaleciye ne zaman böyle abuk sabuk gol atılacak acaba diye sorgularken golün gelmesi, benim adıma garip oldu. Golden sonra yalandan pozisyonlarla heyecan yaşansa da hücum denemeleri temelde başarısızdı. Burada tabii ki en büyük noksan Alex'in sahada yer almamasıdır. Topu ayağına aldığında en iyi olasılığı anında hesaplayan ve takım arkadaşlarını direk sonuca götürecek harika pasları Fenerbahçe adına verebilecek en etkili isim Alex. Sahada yer almaması güzel futbol ve Fenerbahçe taraftarı için büyük şansızlıktı.
Penaltıdan önceki 10 dakika ve yenilen golden sonra maçı bitimine kadar diyebilirim ki, Kayserispor iyi mücadele etti. Volkan yine iyiydi. Belki bir ihtimal bir tane gol daha sıkıştırabilirdi Fenerbahçe ama yeme olasılığının daha yüksek olduğu bir maçtı.
Daum'un Santos'u neden tercih ettiğini anlamıyorum bu arada? Santos'u sol bek olarak oynatsa bir şey demem de, Alex'in olmadığı maçlarda onun pozisyonunda denemeye çalışıyor. Genelde de 2.yarılarda tabii.. Lakin elinde fizik gücü iyi ve de o pozisyon için daha müsait bir adam var. Özer'i oyunu alma fikri neden illa skor sakata girince geliyor aklına ? Keza illa 1-1 olması mı gerekir Semih'i düşünmek için? gibi sorular sormak mümkün.
İlginç bir adam Daum. Çok ilginç.
Ciddi bir uyum yakalayan Lugano-Bilica ikilisinden Bilica'nın eksikliği de maça tesir etmiştir belki ama en önemli eksik kaptandı. Fenerbahçe onsuz çok ciddi manada zorlanıyor. Daha önce blogda Alex'in olmadığı maçlarda kazanma adına "B planımız yok" gibisinden bir yazı yazmıştım. Zico dönemiydi o zamanlar ve "B planı geyikleri" bu kadar revaçta değildi. Fenerbahçe'nin B planı yok gibi iddialı bir cümle kurmak istemem ama Alex'in olmadığı hücüm denemeleri olgun değil, üstelik bu haliyle takım hiç zevk vermiyor da... Bunu görebilmek için Rıdvan Dilmen olmaya da gerek yok.
Yapılacak en makul şey bunun üzerine uzun uzun düşünmek, çözüm üretmek olmalı.
11 comments:
sayın yazarım demişsiniz ya fenerbahçe 3 puanı hakeden bir oyun oynamadı bende şöyle soruyorum "fenerbahçe 1 puanı hakeden oyun oynadımı? kayseri son 20 dakkada 5 tane gol kaçırmasaydı mesela ?
hayatımda gördüğüm en dandik penaltıydı. şu hakemlere bir standard gerek.
academy_berkant
koskoca fenerbahce bir alex in ayagina mi bakiyor yani.Diger adamlar napiyor niye para aliyolar.Bizim mahalleden 17 tane adam bulalim 3 ay antreman yedirelim koyalim alex in yanina daha ekonomik olur.
fener anadolu klubu gibi karsisinda galatasarayi gorunce cilgin atiyor diyosunuz ki bu takim nasil bisey mis her mazinda boyle oynasa s.ligini alir diger 32 mac bakiyosunuz sut dokmus kedi gibi.Uzulerek soyluyorum cok ezik bir psikoloji.Fenerin bu senede isi bitti futbol anlaminda yendiniz galatasarayi.Yeter
Guiza bizleri çıldırttı. Ayrıca Alex yoksa senin elinde özer gibi tekniği iyi olan,mücadelesi üst düzeyde bir oyuncu var.Alex yoktu olayı değil bu bence.Tamam alex harika bir oyuncudur ona lafım yok ama herşeyi alex'e bağlamak yanlış.Ayrıca önder in kötü oynamadığını belirtmek isterim.İlk yarı gereken müdaleleri yaptı.Bilica da ilk maçında dengesiz hareketler yapıyordu.Ayrıca zeminde iyi değildi.
Hafta içi bükreşi yenerizde bizim için moral olur zaten 1 hafta maç oynamayacağız.
sallanyuvarlan.blogspot.com
saygılar
Ylmz'ın dediğine katılıyorum; son yarım saatte kayseri inanılmaz bir baskı kurdu, uzun zamandır f.bahçe'yi bu kadar aciz oynarken görmemiştim, o nedenle 3 puanın kaçmasından çok alınan 1 puana şükretmeli f.bahçe ki maçtan sonra daum bunu dile getirdi (bu şekilde bahanelerin arkasına sığınmadan delikanlı gibi bunu itiraf etmesini de tebrik etmek gerekir)
bu arada bir f.bahçeli olarak son günlerin en çok tartışılan konusu "ercan saatçi" ile ilgili bir yazı bekliyorum sizden
iyi değildik kabul ediyorum ayrıca haketmedik maçı kazanmayı kesinlikle. ancak bu hafta içinde olanlardan sonra böyle bi penaltı yada ilginç bi karar bekliyordum hakemden. her fenerbahçeli beklemiyor muydu acaba?
galiba bu blogda yazılmıştı daha önce; bu takım hakikaten maç seçiyor zico zamanından beri süregelen birşey bu, takım oynamak için maç seçiyor,ayrıca diyarbakır ve bursa deplasmanındaki iştahlı oyuna ne oldu? ne oldu da takım maçı önemsemez oldu (antep ve kayseri maçları) pres gücü azaldı, burda emreyi tenzih ediyorum. sezona başlarken ohh be takım pres yapıyor koşuyor mücadele ediyor en azından diyorduk, ama yine eski hastalığımız nüksediyor.
Aziz Yıldırım oyuncuların maç seçiyor olmasına dair yapılan eleştirileri kabul edercesine bit yorum yapmıştı zamanında. Zico'yu eleştirirken, daha ciddi, daha disiplinli bir takım arzu ettiğini ve her maça iştahla çıkan bir takım kurmak istediklerini söylemişti. Önce disiplin manyağı olduğu iddia edilen Aragones getirildi takıma. Olmadı. Bu kez rakibi ısıran takım kuracağız denerek Daum getirildi. Ciddi manada bu tabire uyan takımı iki maç izleyebildik. Gençlerbirliği ve Galatasaray maçlarında. Bursa ve Diyarbakır deplasmanlarındaysa oyun disiplininden kopmayan bir takım hüviyeti vardı. Aşırı derece yüklenmedi Fenerbahçe rakiplerine. Şimdi bu maçlar dışında kalanlara bakınca görüyoruz ki, bazı şeyler aynen devam ediyor. Belirli bir rotasyon yapmazsanız, yedek kulübenize onları güvendiğinizi göstermezseniz, Fenerbahçe böyle maç seçen, isteksiz görünümüne devam edecektir.
Bu arada, Ercan Saatçi meselesine dair herkes yazdı zaten. Bir de ben yazarak olayı uzatmayayım. Tersi olsa ben de kendimce tepki verirdim ama bloga yazar mıydım, onu bilmiyorum.
işin ilginç yanı f.bahçeli yazar & blogların çoğu bu mantıkla "zaten herkes yazıp çizdi şimdi bir de ben yazmayayım" mantığıyla bu konuya duyarsız kalıyor; asıl konuşması ve olayı değerlendirmesi gerekenler bence f.bahçeliler olaya hak ettiği tepkiyi gösterip göstermeyeceklerini görme adına, eminim aynı şeyi bir g.saraylı ya da beşiktaşlı bir yazar & yorumcu f.bahçe için yapsa bunun 2-3 katı yaygarayı kendi kopartırlardı. "abi günlük hayatta hepimiz küfretmiyor muyuz zaten" şeklinde olaya yaklaşmak da çok sığ bir mantık bence, o zaman televizyona çıkan herkes ana avrat düz gitsin nasılsa günlük hayatta ediyoruz hepimiz.. bırakın ağzından bir küfür ya da kötü söz çıkmayı yazı ya da yorumlarında birilerini kırıp incitmemek adına en sert eleştirisini yaparken bile o kişiye "güzel adam" diye hitap eden vedat okyar'ı düşününce Türk basınının şu an ne halde olduğunu daha acı bir şekilde görüyorum
bu arada twitter'da "Şu konu hakkında neden yazmıyorsunuz? sorusu çok ilginç. Birincisi, yazmak zoruda mıyım? İkincisi, belki de yazacak kadar malumatım yok" yorumunu sanırım benim için yazmışsınız; elbette kimse birilerinin demesiyle bir şey yazmak zorunda değil, sadece gündemi bu kadar meşgul eden bir konu için bir f.bahçeli gözüyle sizden de bir değerlendirme okumak istediğim için sordum, malumatı olmadığı için değerlendirme yapılmayacak kadar da komplike bir konu değil kanımca
Genelde medyada gördüğüm yanlışları çekinmeden bloga taşırım. Fark etmişsinizdir zaten. Burada konu küfür gerçi, ama medyayla alakalı. neden yazmadın sorusunu normal karşılıyorum. Lakin küfür konusunda kimse samimi değil. Onun için bu topa girmek benim için gereksiz olur artık. Bugün tepki verenler, dün küfür edenler. Bugün tepkisiz olduğunu düşündükleriniz, yarın benzer durumda tepki gösterecekler.. Kısır döngü.. Önce küfürü çözelim. Sonra Ahmet, Mehmet, Ercan diye konuşuruz.
Twitter'daki sizinle alakalı değildi.. Türkiye'de şike kokan maçlarla ilgili yazı yazmamı isteyenler var. Onla alakalıydı. Zamanında Ankaragücü-Galatasaray maçıyla ilgili bir şey yazdım. Yeterince yaygara koptu. Aslında bu bakımdan da yazmak istemiyorum.
pozisyon penaltıydı nasıl değil penaltı ? bu arada manisadan 3 puanı bu hakem sayesinde aldı fener
Yorum Gönder