Çarşamba, Temmuz 22, 2009

Özel Hayatın Mahremiyeti

İnternet öyle büyük bir deniz ki, alakalı alakasız her şeye kendinizi kasmadan ulaşmanız mümkün. Misal benim yıllar önce başımdan geçen bir olayı blogda yazmam ve akabinde Amerika'da okuyan bir okurun aynı tarihlerde aynı mekanlarda bulunmuş olması. Hatta bahsi geçen kişileri tanıyor olması gibi. Bana göre dünyanın öbür ucundan bu gerekli/gereksiz bilgiye ulaşmak müthiş bir şey ama bazen bu rahatlığın sizi zora düşüreceği, canınızı sıkacağı gerçeği de aklınızın bir ucunda kalmalı.

Son günlerde alem kafayı "twitter" ve "friendfeed" siteleriyle yiyor. Gerçi böyle dediğime bakmayınız. Ben de fırsat buldukça takılıyorum bu sitelerde (el burrito rumuzuyla arz-ı endam etmekteyiz oralarda). Bilmeyenler için nasıl tarif edeceğimi kestiremedim şu an. En iyisi ekşi sözlükte yazılanlara bakın bilgilendirme için deyip geçeyim bu faslı.

Efendim şimdi, bu iki siteyi pek çok ünlü de kullanmakta. Bendeniz de zaman zaman yerli yabancı bu ünlüleri takip ediyorum bahsi geçen sitelerden. Kimisi saçma sapan şeyler yazıp rezil durumlara düşüyor. Kimi ünlüler ise kameralar önünde görmeye fırsat bulamadığımız doğal hallerini sevenleriyle, sanal arakadaşlarıyla paylaşıyorlar.

Bu yazıda bahsetmek istediğim ünlü kişi ikinci türden. Sertab Erener'i friendfeed'de ilk gördüğümde şaşırmıştım. Aslına bakarsanız ünlüleri bu tarz sitelerde görmek artık şaşırtıcı değil ama kendisi tatil fotoğraflarını paylaşıyordu hayranlarıyla. Fotoğrafların altında yüzlerce yorum tabii. Hoşuma gitmişti bu doğallık. Hem Sertab Erener, hem de arkadaş listesindekiler sanki yıllardır tanışıyormuş gibi doğal bir muhabbet ortamı kurmuşlar kendilerine. Sertab Erener sorulan pek çok soruyu cevaplıyor, birçok kişiye samimi davranıyor. Hatta konser sonrası kuliste twitter arkadaşlarıyla bile görüşüyormuş. Bu güzel bir şey bence. İnternetin nimetlerinden biri diyebiliriz bu duruma.

Gelelim bir de işin olumsuz yanına. Belli paylaşımlarla arkadaşlara açtığınız özel hayatınızın kapısı, kimi zaman derdi başka olan kişilere de açık oluyor elbette. Yani, Sertab Erener camdan yansıyan bikinili görüntüsünün fotoğrafını çekiyor, ve bir gazete alıyor bu fotoğrafı haber yapıyor. Orada da özel hayatınıza değdirilmiş oluyor işte. Hadise sizin istemediğiniz bir boyuta geçiyor. Hatta olayı abartan bir başka gazete klasik 90-60-90 gazetecilik refleksleriyle yaklaşıyor olaya ve Sertab'ın göbeğinden haber çıkartmaya çalışıyorlar kendilerince. Zamanında yazmıştım, gazeteciliğin yeni ölçüsü 90-60-90'dır diye, hatırlayan olacaktır. Bu adamların gazetecilik anlayışı bu kadar işte. Mesleğim değildir gazetecilik ama eminim ki, gazeteciliğin tanımında bu adamların yaptıkları yoktur.

Buna insanların haber alma özgürlüğü, basının haber yapma özgürlüğü denmez öyle sanıyorum. Ama elden bir şey gelir mi, onu da hiç bilmiyorum açıkçası. Sertab Erener sorulan sorular üzerine, avukatının hadiseye el atacağını söylemiş. Bir şey çıkar mı, orası muamma dediğim gibi.

İnternet büyük bir nimet ama böyle kötü yanları da var işte. Misal aşağı yukarı çoğumuzu Facebook kullanıyoruz. Yaşadıklarımızı, hissettiklerimizi, fotoğraflarımızı listemizdekilerle paylaşıyoruz ama aynı zamanda art niyetli kişilerin de bunları ele geçirme, kötüye kullanma ihtimallerine de davetiye çıkarıyoruz. "Bizler alelade vatandaşlarız, sıra bize gelene kadar ohooo.." diyebilirsiniz, ama bu işler belli olmaz. Rüzgarın beklemediğiniz bir yerden esmeyeceğine garanti vermeniz zordur.

Bugün Sertab Erener'in başına gelen şeyi, "internete attığı fotoğrafın böyle kullanılabileceğini tahmin etmesi gerekiyordu" diye geçiştirenler de olacaktır. Ama ben buna da katılmıyorum. Birileri sürekli bizim nahoş bulduğumuz şeyleri yapıyor ve biz hep geçiştiriyoruz. Geçiştirdikçe de olay büyüyor. Bu oldukça rahatsız edici bir durum.

Sertab Erener'in mevzusuna neden böyle takıldım birden anlamıyorum bi de. Friendfeed sayesinde kendimi ona yakın hissettim herhalde, ondandır.

12 comments:

Flying Dutchman dedi ki...

friend feed, twitter bunlara hiç adım atmadım atmam da sanırım...bir facebook yetiyor...

ben msne bile karşıyım aslında ya, mecbur kullanıyoruz


yonja iyiydi yonja :))))

Jordan dedi ki...

sen de uyesin demek oraya:d

Erhan dedi ki...

Ben de kendisini hem Twitter, hem de FriendFeed'de görünce önce garipsesem de sonradan hoşuma gitti diyebilirim. Kaldı ki gayet aktif bir şekilde kullanıyor, herkesle ilgileniyor vs. ama dediğiniz gibi elbet bir yerden patlak vereceği hissi uyandırıyordu ve olmuş da. Umarım daha da tadları kaçırmadan çözülür sorunu, ne diyelim.

Ortega dedi ki...

Msn hakikaten çok kötü bir olay ama mecburen kullanıyoruz bazı durumlarda.

Ortega dedi ki...

Jordan,
Üye olmadığımız yer mi kaldı arkadaş :D

Jordan dedi ki...

bende uyeyim ama cozemedim oraları tam ortega:d

Ortega dedi ki...

Yardımcı oluruz :D

Unknown dedi ki...

Yasaları tam bilmemekle beraber sanırsam birisinin yayınladığı fotoğrafı izin almadan kullanmak yasak. misal biz bloggerlar bloglarımıza başkasının çektiği bi ton resmi koyuyoruz, ama aslında illegal birşey yapıyoruz. tabi kimse sana gelip "napıon lan" demez. alt tarafı blog bu ama aslında yassah.

mesela flickr gibi fotocommunity gibi bir çok foto paylaşım sitesinde fotoğrafını yayınladığın andan itibaren kendi adına kopirayt oluşuyor. başkası kullanırsa dava açma hakkın oluyor. yani sertap erener dava açarsa o gastecinin giydiği boklu donu bile alır.

Ortega dedi ki...

Blog üzerinden foto olayı doğru. Ben bunu kimi zaman o kişiden izin alarak yapıyorum. Kimi zaman da altına sahibinin ismini yazarak..

Jordan dedi ki...

Sertap'ın bizim kadar taktıgını sanmıyorum bu konuyu. Sadece ilk etapta gazete de fotoları gorunce sasırmıstır.

steven_stiffler dedi ki...

Şu FF ile Twitter nasıl olaylardır ? Hiç merak edip girip bakmadım.Görselliği de boktan geldi aslında gözüme,bir albenisi yok :/

Ortega dedi ki...

Rahatsız olduğunu dile getirmiş. Konuyla ilgili avukatının neler yapabilecekleri üzerine çalışmaya başladığını söylemiş. Bizim kadar değil, daha çok takıntı yaptığını iddia edebiliriz belki de :D