The Lord Of Istanbul (Organizasyonun Öyküsü)
Tüm macera Kadıköy'de 5 yediğimiz Arsenal maçı sonrası başlamıştı.Yaklaşan GS maçı için nasıl bir çalışma yapılacağı hakkındaki fikirler Unifeb ile yapılan toplantıda öne sürülüyordu.Uzun süreli tartışmalardan sonra bir organizasyona karar verildi.Asıl amaç Galatasaray'a giydirmeye yönelik bir çalışmaydı ancak yönetimin bu tarz organizasyonlara izin vermemesi bizleri tek mantık üzerinde yoğunlaştırdı.Evet,tekrardan Fenerbahçe için bir çalışma yapılacaktı.Belirlenen organizasyon onay için yönetime gönderildi.Ancak sürpriz bir cevap geldi.Kararlaştırılan bu çalışma yönetim tarafından geri çevrilmişti.......
Bir zaman sonra, geri çevrilen koreografinin oluşturduğu düşünceler eşliğinde Eskişehir deplasmanına hareket edildi.Kötü futbol ve moral bozukluğu yaratan skor.. Daha Eskişehir'den çıkmamıştık ki 86 yılının acısını unutamamış bünyeler taşlama heyetini oluşturdu ve sokak aralarından icraatlarını gerçekleştirdi.Biz de bundan nasibimizi alıp minibüsün tek camını orada bıraktık.İçeri giren soğuk hava,moral bozukluğu ve benzeri olumsuz durumlar..Hepsi önde oturan Pepe Metin'in isteği ile girilen "Sisli bir gece yarısında" bestesi ile bir kenara itilmişti.Bu sakin ortam en arkalardan gelen; "abi koreografi ne olacak?" sesi ile bölündü.
"Keyfimizin içine ettin" cevabının ardından GS maçı için koreografi düşünceleri oluşturulmaya başladı.Herkes uyurken 3 5 kişi koreografi için tartışmaya daldı.Yönetim izin verir mi,olur mu olmaz mı gibi aksilikleri içerisinde çok barındıran düşüncelerin ardından uzun zamandır kafamızda olan "İstanbul" teması üzerinde yoğunlaşıldı.Öyle ya Eskişehir'de taşlanan bu minibüsün içinde İstanbul sahiplenilmeliydi.Soğuk hava neticesinde buğulanan cama çalışmaya yönelik çizimler yapıldı ve ardından işin mantığına uygun olsun diyerekten bir çırpıda silindi.Tüm bu konuşmalar aramızda kalsın denilerek yola devam edildi.
İstanbul'a dönüşün hemen ardından yönetime öneri götürüldü.Akşam saatlerinde tekrardan şaşırtıcı bir cevap geldi.Organizasyon beğenilmeyip yine geri çevrildi.Artık başka bir çalışma için zaman yoktu.Bu koreografi ya olacaktı yada bu maç boş geçilecekti.Arsenal maçı sabahı izin nihayet alındı."İstanbul" teması birçok zorluğa rağmen işlenecekti.Tabi bu kadar çabuk gitmeyecekti kara bulutlar.Bu sefer de koreografi müttefikleri arasında konu sorunu çıktı.Olur olmaz derken ortak noktada buluşulup organizasyon çalışmalarına girişildi.
İki gün stadda süren çalışma sonrası stadda uygulamaya geçildi.Uzun bir vakit eşliğinde kartonlar dizildi ve sonunda maç saatini beklemeye başladık.Akıllarda hem koreografinin nasıl bir görüntü ortaya çıkaracağı hem de maçla alakalı olaraktan oldukça soru işareti vardı.Hele bi güzelce atlatsaydık şu 9 Kasım gününü herşey daha güzel olacaktı.Totemler,dualar,kenetlenmeler eşliğinde maç saati geldi.Takımlar sahaya çıkarken kalkan kartonlar,inen pankart ve patlayan binlerce flaş..Nasıl olduğunu anlamak zordu.Ancak gerek Migros,gerek deplasman tribününde patlayan flaşlara dayanarak güzel bir görüntü oluştuğunu tahmin etmek zor değildi.
Maç sırasında telefonlara gelen; "koreografi çok güzel oldu" tarzından mesajlar ve Ercan Taner'in deyimiyle,"derbilerin derbisi"nde alınan farklı skor 9 Kasım'ı beklediğimizden daha güzel bir şekilde atlatmamıza sebep oldu.
Koreografinin oluşumunda emeği geçen, oluşmaması için özel çaba sarfeden herkese sonsuz teşekkürler...
misafir yazar: northside
Bir zaman sonra, geri çevrilen koreografinin oluşturduğu düşünceler eşliğinde Eskişehir deplasmanına hareket edildi.Kötü futbol ve moral bozukluğu yaratan skor.. Daha Eskişehir'den çıkmamıştık ki 86 yılının acısını unutamamış bünyeler taşlama heyetini oluşturdu ve sokak aralarından icraatlarını gerçekleştirdi.Biz de bundan nasibimizi alıp minibüsün tek camını orada bıraktık.İçeri giren soğuk hava,moral bozukluğu ve benzeri olumsuz durumlar..Hepsi önde oturan Pepe Metin'in isteği ile girilen "Sisli bir gece yarısında" bestesi ile bir kenara itilmişti.Bu sakin ortam en arkalardan gelen; "abi koreografi ne olacak?" sesi ile bölündü.
"Keyfimizin içine ettin" cevabının ardından GS maçı için koreografi düşünceleri oluşturulmaya başladı.Herkes uyurken 3 5 kişi koreografi için tartışmaya daldı.Yönetim izin verir mi,olur mu olmaz mı gibi aksilikleri içerisinde çok barındıran düşüncelerin ardından uzun zamandır kafamızda olan "İstanbul" teması üzerinde yoğunlaşıldı.Öyle ya Eskişehir'de taşlanan bu minibüsün içinde İstanbul sahiplenilmeliydi.Soğuk hava neticesinde buğulanan cama çalışmaya yönelik çizimler yapıldı ve ardından işin mantığına uygun olsun diyerekten bir çırpıda silindi.Tüm bu konuşmalar aramızda kalsın denilerek yola devam edildi.
İstanbul'a dönüşün hemen ardından yönetime öneri götürüldü.Akşam saatlerinde tekrardan şaşırtıcı bir cevap geldi.Organizasyon beğenilmeyip yine geri çevrildi.Artık başka bir çalışma için zaman yoktu.Bu koreografi ya olacaktı yada bu maç boş geçilecekti.Arsenal maçı sabahı izin nihayet alındı."İstanbul" teması birçok zorluğa rağmen işlenecekti.Tabi bu kadar çabuk gitmeyecekti kara bulutlar.Bu sefer de koreografi müttefikleri arasında konu sorunu çıktı.Olur olmaz derken ortak noktada buluşulup organizasyon çalışmalarına girişildi.
İki gün stadda süren çalışma sonrası stadda uygulamaya geçildi.Uzun bir vakit eşliğinde kartonlar dizildi ve sonunda maç saatini beklemeye başladık.Akıllarda hem koreografinin nasıl bir görüntü ortaya çıkaracağı hem de maçla alakalı olaraktan oldukça soru işareti vardı.Hele bi güzelce atlatsaydık şu 9 Kasım gününü herşey daha güzel olacaktı.Totemler,dualar,kenetlenmeler eşliğinde maç saati geldi.Takımlar sahaya çıkarken kalkan kartonlar,inen pankart ve patlayan binlerce flaş..Nasıl olduğunu anlamak zordu.Ancak gerek Migros,gerek deplasman tribününde patlayan flaşlara dayanarak güzel bir görüntü oluştuğunu tahmin etmek zor değildi.
Maç sırasında telefonlara gelen; "koreografi çok güzel oldu" tarzından mesajlar ve Ercan Taner'in deyimiyle,"derbilerin derbisi"nde alınan farklı skor 9 Kasım'ı beklediğimizden daha güzel bir şekilde atlatmamıza sebep oldu.
Koreografinin oluşumunda emeği geçen, oluşmaması için özel çaba sarfeden herkese sonsuz teşekkürler...
misafir yazar: northside
3 comments:
bizim yaptıklarımızdan sonra bunları görmek çok güzel.
Kartonları tutan biri olarak sabırsızlıkla bekledim biryerlerde ne oluştuğunu görebilmeyi. Gerek migros gerek maratondaki arkadaşlara mesajlar attım çekin gönderin diye. Kimse kaale almadı. Kısmet pazartesiyeymiş :)
Gerçekten çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık. Köprü yapmaya kalkışmak cesaret işi, en güzel şekilde altından kalkmışsınız.
...Öyle ya Eskişehir'de taşlanan bu minibüsün içinde İstanbul sahiplenilmeliydi.Soğuk hava neticesinde buğulanan cama çalışmaya yönelik çizimler yapıldı...
ciddi anlamda sözün bittiği yerler
büyük maçlar öncesi hep aklımdadır telsimde nasıl bir çalışma olacak düşüncesi
bunları düşünüp hayallere dalarken ders sırasında bende karalarım bişeyler.
bu maç öncesi sadece ''Fener''(I kısmını da diyebiliriz) kısmını tutturabildim :)
nice kareografilere...
Yorum Gönder