2002 yılı sadece Dünya Kupasında üçüncü olduğumuzdan değil, aynı zamanda ÖSS'ye girdiğim için ekstradan önemli bir yıldı benim için. O dönemlerde sınava girenler gayet iyi resmedebilirler bu yazıyı zihinlerinde. Daha sonra ÖSS formatı çok değişti. Anlattıklarım bu yüzden hava civa gelebilir bir kısmınıza.Bunu da baştan söyleyeyim.
Yabancı dil bölümü öğrencisiydim. Önce ÖSS, daha sonra da YDS'ye giriyorsunuz, format böyle. Gerçi bu sanırım hala böyle. ÖSS'ye bir üniversite binasında girecektim. Evimize uzaklığı arabayla yarım saat kadar. Saat 8.30 itibariyle oradaydık. Babam ve kardeşim gelmişti benimle. Zaten peder beyin gelmesi gerekirdi. Arabayı kim kullanacaktı? Ortalık ana-baba günüydü (neden böyle derler ki?). Bizimkiler beni sınava gireceğimiz binanın önüne getirip, kayboldular. Daha doğrusu ben öyle istedim. Yalnız kalmak, rahatlamak istiyordum.Zaten o gün yanlış hatırlamıyorsam, tv'de bir maç yayını vardı. Bizimkilere kantine gidip, beni orada beklemelerini. Hem orada maç izleyip vakit öldürebileceklerini söylemiştim.
Saat 9 olmuştu, Adayları teker teker içeri alıyorlardı. Önümde 50'ye yakın kişi vardı. Rutin kontroller yapılmaktaydı. Tam o esnada elemanın birinde bende olmayan bir belge gördüm. Daha doğrusu küçük bir kağıttı bu. Dikkatli baktığımda bunun ÖSS başvuru formunda yer alan "Bu bölüm sizde kalacak" yazılı kağıt olduğunu anladım. Elemana yaklaşıp "Hocam, şu kağıdı getirmemiz gerekiyor muydu?" diye sordum. Eleman "Bilmem. Ben getirdim" dedi. Net bir cevap alamamak gıcık etti beni. Döndüm bir başkasına sordum. İşin garip yanı o da getirmişti bu kağıdı, ama getirmek zorunda mıydık, onu bilmiyordu. Aynı diyalogu 3 kişiyle daha yaşadım. O an orada ölmek istediğimi hatırlıyorum. Ne yapacaktım şimdi? Eve dönüp, tekrardan sınava gireceğim yere gelmem imkansızdı. Aradaki mesafe sadece gidiş için 30 dakikaydı, bunu bir de dönüşü vardı. Sınava giremeyecektim yani..Her tarafta insan vardı, gürültülü bir ortam ama hani filmlerde olur ya, gürültüyü işitmezsin, görüntü sadece sana odaklanır, kamera senin bakış açınla yaklaşır olaya. İşte aynen öyle gördüm çevremdekileri. İnsanın tansiyonu düşünce de muhtemelen böyle oluyordur diye düşünüyorum şu an. Orada düşüp bayılmamaıştım ama daha beterini yaşamıştım, o gün için öyle hissetmiştim ya da... Peder bey üniversite mezunu olduğu için ve o an için bu sorumunu cevabını bana en kestirmeden verecek kişi olduğu için gözlerim onu aradı. Heyecandan onları kantine yolladığımı unutmuştum. Yanımızda telefon da yok tabii, haliyle stresim katlandı oracıkta.Tam 10 dakika salak gibi dolaştım, bir aşağıya bir yukarıya. Daha sonra kantinde oldukları aklıma geldi. Heyecanla gittim yanlarına.Babama 3. soruşumda anlayabilmişti neyi sorduğumu. Çünkü ilk 2 denememde saçma sapan bir şeyler gevelemiştim ağzımda. Önce su içip rahatlamamı istedi, daha sonra o kağıdın sınava girişte gerekli olmadığını, yanımda olan sınava giriş kartının ve kimliğimin yeterli olacağını anlattı. O an nasıl rahatladım anlatamam..
Daha sonra hemen sınava gireceğim binaya döndüm. İçeri girdim ve sınavım çok iyi geçmedi doğal olarak.Bütün enerjimi o 10dk'lık bölümde harcamıştım zira. Bir de dilciyseniz, ÖSS'de ne yaptığınız çok önemlidir. Ben 2. yılında kazananlardanım. Bunda da ÖSS'ye 2. girişimde Türkçe'de yaptığım 1 yanlış çok önemli olmuştu. İlk girişimde rezil bir puan almıştım. Gerçi o puanla bile Osmangazi ve ona yakın puandaki okullarda okuyabilecek puanı almıştım ama yüksekten uçuyorduk o dönemler. Tercih yapmadım bu yüzden.
Neyse efendim, velhasıl kelam. Kendi kendime yenilmiştim o gün. Gereksiz yere yaptığım stres ve heyecan bana 1 yıla mal olmuştu. İyi mi oldu, kötü mü oldu, onu bilemem.Ama yaşanması gerekiyormuş, ve yaşanmış diyorum artık.
Şimdi geriye dönüp bakınca diyorum ki:
Evet, o hikayedeki mal bendim.
6 yorum:
Ben hazirlik sinifindaki kritik bir sinav oncesi arkadaslarla bahcede 30dk basket maci yapmistim. Seni bu 10 dakika etkilediyse,beni de o 30dakika etkilemistir. ve ben bunu bile bile yaptigima gore, ben simdi daha mi mal oluyorum acaba?
Sorduğun soruyu tam olarak anlamadım. Sınav öncesi basketbol maçı oynamak mallık mıdır, diye mi soruyosun? Doğru anlamışsam, değildir diye cevap vereyim. Benim finallere girmeyip, halı saha maçı yapmışlığım, deplasmana gitmişliğim var. Bunu çok güzel bir şeymiş gibi sunmuyorum, yanlış anlaşılmasın :D
Beni orada etkileyen 10dk.nın sebebini iyi anlatamadım mı yoksa? Bir yıldır o sınavı bekliyosun ve bir an için sınava giremeyeceğini düşünüyosun. Koca 1 yıl boşa geçmiş gibi olacaktı yani. Gerçi yine istediğim sonucu elde edemedim. o 1 yıl güme gitti her türlü :D
Madem guncellenmeyen bloglar cikartiliyor yeni bloglara sans verilmeli:)))
Saka bir yana eline saglik guzel yazilarin icin...
abi bence kendine biraz haksızlık ediyorsun. insan öyle bir durumda cidden kıllanabilir, soğuk ter dökebilir.
Oy oy Ortega.Yazıyı okurken ben gerildim kardeşim.Ter attım :).
Demek bir tek benim başıma gelmemiş bu kağıt meselesi :) Gerçekten çok iğrenç bir durum, kafası kesilmiş tavuk gibi bir oraya bir buraya koşturasınız geliyor. Neyse ki benim aile yakındaydı da işi çabuk kotardık.
Kağıt da lazım değilmiş ayrıca. :)
Yorum Gönder