Pazartesi, Ağustos 18, 2008

Namazında Niyazında Rapçi

Rap müzikle yeni yeni haşır neşir olduğumu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Geçmişte bu müziğe karşı aptal önyargılarım vardı. Aslında bunun esas sebebi, çevremde bu müziği dinleyen kişilerin anlamsız tavırlarıydı belki de, yine de tam olarak bilemeyeceğim. Kimsenin günahını almayayım şimdi. Benim günahım bana yetiyor zaten.

Kolera ya da gerçek ismiyle Esen Güler Özyavuz. Kendisini, Sagopa Kajmer'in eşi diye diye bilirdim daha çok. Müziğini takip ettiğimi söylersem yalan olur. "Soğuk Küvet" adlı şarkısını bilirim bi tek. Oldukça sağlamdır. Bildiğim kadarıyla Kolera'nın geçmişteki müzik tercihiyle ilgili ona eleştiri getiren bir güruh var. Olayı daha detaylı bilenlerin, bizi aydınlatması daha iyi olur tabii. Bunu da hatırlatalım..

Kolera'yla yapılan son röportajlardan biri oldukça ilgimi çekti. Ondan bahsetmeden önce, ilgimi çeken bir konuyu paylaşmak isterim. İnternettten birçok gazeteyi fırsat buldukça takip ettiğimi söylerim hep, Zaman gazetesi de okuduğum gazeteler arasındadır. Haftasonu ekleri ise daha bir ilgimi çeker. Röportaj okumayı severim. Bu gazetenin haftasonu eklerinde gayet sağlam röportajlar yapılıyor. Burada bana garip gelen mevzu ise şu; takip ettiğim dönemler için konuşuyorum, onu da belirteyim bu arada. Zaman gazetesinin eklerine röportaj veren ünlü isimlerin dini bir yönü olduğunu görüyorum hep. Kimisi derin dini bilgilerinden bahsediyor (ve bunu ilk söyleyen taraf kendileri oluyor genelde, yani sorulmadan önce açıyorlar mevzuyu), kimisi de röportajın bi yerinde bildiği tek sûreden bahsediyor (bkz.Teoman). Bu durum bana çok garip gelmekte. Yanlış anlaşılmasın sözlerim. Ünlülerin din muhabbeti etmesi değil bana garip gelen. Aynı isimlerin başka gazetelere verdiği röprorajları da okuyorum ama din eksenli bir muhabbete pek rastlamıyorum. Bu durumda iki olaslık ortaya çıkıyor. Birincisi, bu kişilerin dini yönleri var ve daha çok dindarların takip ettiği varsayılan Zaman gazetesi gibi gazetelerde bu yönlerini yansıtıyorlar. Eğer durum böyleyse, bu yaklaşımları eleştirilebilir. Politik bir hareket çünkü..Gazete okuyucusuna yaranmak gibi de algılanabilir diye düşünüyorum.. İkinci olaslık ise, diğer gazetelerde yapılan röportajlarda din konusunun pek gündeme gelmemesi, ya da getirilmemeye çalışılması. Bunu da okurun beklentileriyle doğru orantılı olarak açıklayabiliriz. Misal, Cumhuriyet gazetesinin ekine röportaj veren Teoman'nın orada bildiği tek sûreden bahsetmesi garip olurdu herhalde, di mi?

Başka olasılıkları da sıralayabiliriz ama benim ilk aklıma gelenler bunlar. Belki de ben çok derin bakıyorum mevzuya, kim bilir. Ünlülerin dini bir yönü olmasına bir şey diyemem.Zzaten maneviyatın insanın gereksinimleri arasında olması gereken şeylerden biri olduğuna inanırım. Benim daha çok takıldığım nokta; ortada bir ikiyüzlülük olup olmama ihtimali. Bu eleştirel bakışıma karşı bir eleştiri getirip, "kul ile yaratıcı arasına girme" diyen olursa, onların düşüncesine de saygım sonsuzdur tabii..

Neyse dönelim Kolera röportajına. Kendisini çok iyi tanımam. Samimiyetini sorgulamadan, röportajından ilgimi çeken noktaları aşağıya aktarmak isterim. Blogun okur kitlesi hayli geniş. Her görüşten insan var. Belki rap camiasından birileri bizi bu hususta aydınlatır, yanlışımız varsa gösterir diye ümit ediyorum..

***

Kendiniz için neden bir hastalık olan Kolera ismini seçtiniz?

Bu ismi rap yapmadan önce kullanmaya başlamıştım. Küçük yaşlarda grafiti yapmayı da deniyordum. Hep bu ismi yazıyordum, sonra da değiştirmedim. Kolera adı her şekilde hâlâ hoşuma gidiyor, çünkü bu ismi küçükken koydum, küçüklüğümden beri de kullanıyorum Kolera gelmişi ve geçmişiyle Esen demek.

***

Rap yapan bir sanatçı olarak Rabb’le irtibatınız nasıldır? Onunla konuşurken hangi kelimeleri seçersiniz kendinize?

Rabb karşısında sanatçılık yoktur. O’nun bir kulu olarak herkes gibi irtibat kurarım. O’nunla konuşurken en çok ‘Ya Rabbel alemîn’ derim. Böyle hitap edilmesini sevdiğini de okumuştum. Türkçesiyle ‘Ey alemlerin Rabbi ve canım Allah’ım’ da sık derim.

***

Beş vakit ibadet ettiğinizi söylüyorsunuz. Sizi seven gençlere bu anlamda önereceğiniz bir şey midir namaz?

Allah’ın (cc) emri yanında benim önerimin ne hükmü ya da ne önemi var ki? Namaz kesinliktir.. Farzdır…

***

İnternete sürekli takılan büyük bir hayran kitleniz var. Vakitlerinin çoğunu orada geçiriyorlar? Bunu doğru buluyor musunuz?

Bulmuyorum ve genç yaşlı herkesin msn illetinden kurtulmasını dilerim… Belki iş veya sevdiklerle görüşmek konuşmak için yararlı bir icat olabilir ama aynı zamanda gençlerin hem vaktini hem de dilini çalan bir numaralı icat. İyice dejenereleşen Türkçe ve dejenereleşen arkadaşlıklar, seviyesiz sohbetler, su gibi akan zaman, boşa geçen anlar…

Evliyalarla ilgili bir kitap yazdığınızı söylüyordunuz? Ne zaman bitecek? Evliyalardan sizi en çok etkileyen hangisidir?

Evliyaların kıssalarından oluşan bir kitap hazırlıyorum; hem çok manevi hem çok eğlenceli hem de çok bilgilendirici bir kitap olacak inşallah. Nasip olursa gelirini de bağışlayacağım… O kadar güzel şeyler okuyorum ki, onları yalnız kendime saklamak istemiyorum. İnsanlar zamanın bereketsizliği belki de üşengeçlikleri nedeniyle pek araştırmacı değiller. Herkes adına araştırırım yeter ki okumaya gönül olsun… Evliyalarımızın hangi birini hangisinden ayırmak mümkün? Hepsi bize yol gösterici, bize dost! Geylani, Aziz Mahmud Hüdâi, Hz. Mevlâna, Hz. Rabia, Ahmet Bedevi, Harrani Hz., Bişr-i Hafi, Bayezid-i Bestami, Hasan-ı Basrî, Mehmet Emin Tokadi... Kesinlikle saymak mümkün değil. Hızır aleyhisselamın dostu Beşiktaşlı Yahya Hazretleri aklıma gelince hemen gözlerim dolar. Onu da bir ayrı severim…

Son albümünüzde ‘Bir mürşidi kâmil arıyor gözlerim bitkin’ diyorsunuz. Aradığınız mürşidi buldunuz mu?

Hayır bulamadım. Ben Şems ile Hz. Mevlânâ’nın yaşadığı gibi bir mürşid-derviş ilişkisi yaşamak isterdim. Mürşidimin dizinde uyumak, O’na her aklıma takılanı sorabilmek… Bayan olduğum için işimin zor olduğunu düşünüyorum. Ama hepimizin mürşidi Allah (cc)’tır. Hadisler ve evliyalarımız da yazdıklarıyla söyledikleriyle her an yolu göstermede.

***

İnziva albümünde ‘Bir zindan mıdır yoksa bir rıza mıdır düşün’, ‘Benim adım Kolera, 1375 yıllık hasta’, Haftada bir Cuma yetmez ki bana, seni her an her an hissedem’ ‘Bulunur Ebu Cehil her bir Ahmet’e’ şeklinde sözler var. Bunların manalarını kısaca açıklar mısınız?

Dünya mümine zindandır denir, cennetse benim için Allah’ın rızasını kazanmaktır. Parçada bu dünyayı mı istiyorsun yoksa ahireti mi diye soruyorum. İnziva şarkısının sözlerini 2007 sonunda yazmıştım: Hesap ederseniz 1375 yıl Efendimiz (sav)’in rahmete kavuşmasından bugüne geçen zamandır. Cennette her cuma perdesiz olarak Allah Teala ile görüşme vardır, ben de haftada 1 gün değil her an seninle olsam keşke diyorum. Bulunur Ebu Cehil her bir Ahmet’e sözüyle ise değinmek istediğim şey Efendimiz (sas)’in bile düşmanları vardı. Hepimize düşman birileri elbet vardır. Dünyada Ahmed’ler olduğu kadar Ebu Cehil’ler de vardır. Her akıllıya bir deli, bir cahil bulunur… Allah’a bile inanmayan varken senin sözüne inanmayan haydi haydi çok olur.


***

İnternette şöyle küçük çapta bir araştırma yaptım Kolera'yla ilgili. Kolera'yla ilgili bilmedikleriniz şeklinde maddeler var. Garip bir tesadüf müdür, bilinmez.Atatürk'ü çok sever ve 5 namaz vakit kılar maddeleri genelde alt alta yazılmış. Herhalde bir tesadüftür bunlar deyip geçmek lazım (bu kadar süpheci olmak iyi değildir, el burrito). Çevremde hem Atatük'ü seven hem de 5 vakit namaz kılan insanlar var ve ben onların samimi olduklarını çok iyi biliyorum. Durduk yere polemik çıkartmalıyım şimdi, di mi Fahriye abla?

Röportajın tamamına ulaşmak için

3 comments:

farawaysoclose dedi ki...

bu tür röportajların (siyasi değil magazinel olanların yani) biraz sohbet ortamında geçtiğini, daha sonra gazetecinin konuşulanları aktarırken hafif oynamalar yapabileceğini düşünüyorum. örneğin kendi sorduğu soruyu yazmadan karşıdakinin cevabını yazmak ya da iki sorunun cevabını birleştirip yazmak.
bundan illa kötü niyet aramamalı. zira işleri mütercim tercümanlık değil, insanların okuyup anlayabileceği, sayfaya da sığabilecek bir röportaj yayınlamak zorundalar. bazen, belki, hafif bir yanıltma duruma olabilir. tamamen tahmini olarak örneğin: cumhuriyet gazetesinin röportajdaki din konulu cümleleri atlaması, zaman'ın bilakis vurgu yapması.
siyasi röpotajlarda ise böyle bir ihtimali ortadan kaldırmak için konuk da bir teyp getiriyor o da konuşulanları kayıt ediyor.

Şehzade Ali dedi ki...

Kolera'yı anlatayım Ortega.
Yaklaşık 6-7 yıldır bu müziği dinliyorum, sonradan çıkan lavuklara hiç aldırma öcelikle.
Çok önceleri Ceza ile Sago Kuvvetmira stüdyosundalardı.Albümleri de burdan çıkardı.Sonra kavga ettiler nedenlerinden birisi Ceza'nın Sago'ya küfür etmesiydi.Hatta Allah'ına küfür etmesiydi.O günden sonra Ceza denilen adamdan soğudum zaten.
Sago'yu dinlersen diğerlerinden çok farklı olduğunu anlarsın zaten hemen.Yazdıklarının anlamı, derinliği çok farklı.Kolera da Sago'nun eşi biliyosun.Onun da şarkılarında sıkça geçer Allah kavramı.Diğerleri gibi değildir dedim ya.İnançlı kişiler olduklarını söyleyebilirim.Hatta Sago der ki "-bir tarafta keloğlanlar diğer yanda Mevlana'lar..."

Şimdilik aklıma gelen bunlar, başka merak ettiğin bişey varsa yanıtlayabilirim. :)

Blogspor dedi ki...

Sago+kolera pesimisttir,ceza optimist.