Portekiz 2 Türkiye 0
Turnuva öncesi Terim'in kadroya çağırdığı isimler çok tartışılmıştı. Daha sonra yapılan hazırlık maçlarındaki teknik anlayış sorgulanmıştı. Gruptaki ilk maçımızda her şeyi unutup, sadece galibiyete konsantre olmayı planlıyorduk. Lakin daha başlama vuruşu yapılmadan ortaya çıkan tablo şuydu:"Biz, Portekiz'i yenmek değil, beraberliği kurtarma derdindeyiz".
Neresinden tutsak elimizde kalıyor bu kadro tercihi ve sahaya yansıyan taktik anlayış.Defans şu ana kadar yapılan maçlara bakacak olursak, turnuvanın en kötüsü. Sürekli sakatlanan, hatta adı bu yüzden "Cam Adam"a çıkan Gökhan Zan tercihi..sakat sakat sahada tutulan Servet Çetin gerçeği. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Servet'in yediğimiz ilk gol için "Sakatlığım sebebiyle hamle yapamadım" şeklindeki komik açıklaması. Bu kadro yapısı içerisinde en makul görünen orta saha üçlüsü Hamit-Aurelio-Emre dizilişinin anlamsız yere bozulması. Hafta boyunca yaşadığı sakatlık sebebiyle idmanların bir kısmını kaçıran Tuncay'ın sahaya sürülmesi, Tuncay'ın maç boyunca aldığı her topu ezdiğini görememek yahut görmek istememek..Kenarda bekleyen Arda, Gökdeniz gibi isimler.. Emre'nin sahada turnuva başlamadan tatile çıkmış havası veren görüntüsü..Akıl var mantık var, Nihat nasıl olur da ileride tek başınayken efektif olabilir sorusu..Aday kadrodan gönderilmesi gerekenler listesinde ismi hep en başa yazılan Colin Kazım'ın sahadaki en iyi oyuncumuz olması.. Bu liste böyle devam eder daha..
İşin garip yanı; Nihat'ı tutması gereken Pepe'nin ileriye çıkıp, Nihat'ın yapması beklenen hareketleri yapıp, golü bizim ağlarımıza yollamasıdır.Sanırım maçı en iyi bir şekilde özetleyen pozisyon oydu.
Bundan sonra ne olur peki ? Açıkçası aynı teknik anlayış ve kadro tercihiyle sahaya çıkarsak (ki bazı sakatlıklar var), İsviçre karşısında da işimiz kolay olmayacak. Yine bir final maçı tadında karşılaşacağız İsviçre'yle. Bu kez Euro 2008'in ev sahiplerinden biri olarak karşımıza çıkacaklar tabii..Bu konuda dikkatli olmalıyız.
Not: Tam ortasındayım finallerin ama şu Portekiz maçı hakkında bir şeyler söylemek istedim..
Neresinden tutsak elimizde kalıyor bu kadro tercihi ve sahaya yansıyan taktik anlayış.Defans şu ana kadar yapılan maçlara bakacak olursak, turnuvanın en kötüsü. Sürekli sakatlanan, hatta adı bu yüzden "Cam Adam"a çıkan Gökhan Zan tercihi..sakat sakat sahada tutulan Servet Çetin gerçeği. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Servet'in yediğimiz ilk gol için "Sakatlığım sebebiyle hamle yapamadım" şeklindeki komik açıklaması. Bu kadro yapısı içerisinde en makul görünen orta saha üçlüsü Hamit-Aurelio-Emre dizilişinin anlamsız yere bozulması. Hafta boyunca yaşadığı sakatlık sebebiyle idmanların bir kısmını kaçıran Tuncay'ın sahaya sürülmesi, Tuncay'ın maç boyunca aldığı her topu ezdiğini görememek yahut görmek istememek..Kenarda bekleyen Arda, Gökdeniz gibi isimler.. Emre'nin sahada turnuva başlamadan tatile çıkmış havası veren görüntüsü..Akıl var mantık var, Nihat nasıl olur da ileride tek başınayken efektif olabilir sorusu..Aday kadrodan gönderilmesi gerekenler listesinde ismi hep en başa yazılan Colin Kazım'ın sahadaki en iyi oyuncumuz olması.. Bu liste böyle devam eder daha..
İşin garip yanı; Nihat'ı tutması gereken Pepe'nin ileriye çıkıp, Nihat'ın yapması beklenen hareketleri yapıp, golü bizim ağlarımıza yollamasıdır.Sanırım maçı en iyi bir şekilde özetleyen pozisyon oydu.
Bundan sonra ne olur peki ? Açıkçası aynı teknik anlayış ve kadro tercihiyle sahaya çıkarsak (ki bazı sakatlıklar var), İsviçre karşısında da işimiz kolay olmayacak. Yine bir final maçı tadında karşılaşacağız İsviçre'yle. Bu kez Euro 2008'in ev sahiplerinden biri olarak karşımıza çıkacaklar tabii..Bu konuda dikkatli olmalıyız.
Not: Tam ortasındayım finallerin ama şu Portekiz maçı hakkında bir şeyler söylemek istedim..
3 comments:
volkan
sabri - servet - emre g. - balta
hamit - marco - emre b.
nihat arda
semih
bence en akla mantığa yatkın dizilişimiz bu. savunmadayken 4-5-1, hücumdayken 4-3-3.
zamanında Belçika gibi İsviçreyi de biz kupa dışına iteriz inşallah.
çok zor hatta imkansız
terimin manevi oğlu emre de sakatlanmış hani şu fenere giden :)
Yorum Gönder