İsviçre 1 Türkiye 2

Böyle son dakikada rakibe çarparak gelen gollerle kazanılan maçlar için kahvehane köşelerinde kullanılan bir tabir vardır. Argodur biraz, blog üzerinden kullanmak yanlış da anlaşılabilir belki ama söylemeden geçemeyeceğim. Dün gece resmen "bala göte kazandık".

O sahada maç oynamak kolay değildir. Bunu futbol oynayanlar çok iyi bilir. Üstelik rakip fizik güç olarak bizden çok üstün. İlk yarı boyunca yine Terim'in kadro tercihi üzerine kilitlendik kaldık, sürekli onu eleştirdik. Arda'nın karambolde kafasına çarpan topun direkten dönmesi, pozisyonun dönüşünde Hakan Yakın'dan yediğimiz gol..biraz sonra boş kaleye topu dışarı vuran kişinin yine Hakan olması.."Yahu bu İsviçre'dekilerin hepsi sadece fizikleri olan kazma topçular, bizimkileri saymazsak tabii" yorumları eşliğinde biten bir ilk yarı..Volkan'ın yine panterleşmesi..

İkinci yarı Terim'in aklının başına gelmesi..Mehmet Topal'ı oyuna alması, bu sayede ileri çıkıp, rahatlayan diğer Mehmet (Aurelio).. Tuncay'ın yine maç boyunca bize kafayı yedirmesi ama kaderin garip cilvesidir ki; Arda'nın golünde verdiği müthiş pas... ve Arda'nın son dakikalarda gelen golü.. İsviçre'yi de böyle yenmek gerekirdi. Hem turnuva dışana itmek, hem de bunu son dakikalarda atılan bir golle yapmak..

Gollerimizi atanlara bakalım, Semih Şentürk ve Arda Turan..Bunlar Portekiz maçında ilk onbirde miydi? Hayır..O zaman bir dahaki maça (Çek Cumhuriyeti) onlarla başlamak gerek..Aklın yolu birdir, di mi Terim hocam?