Cumartesi, Ocak 22, 2011

Panel Bilgilendirmesi


20 Ocak 2011 Perşembe günü Fenerbahçe taraftar grupları olarak, gündemde olan sporda şiddet yasasının analiz edilmesi ve tartışılması amacıyla "Yeni Yasa ve Taraftarlar Paneli" tarafımızdan gerçekleştirildi.

İTü Gümüşsuyu Kampüsü'nde, açılış konuşması Av. İlyas Bulcay tarafından gerçekleştirilen panel iki oturum halinde düzenlendi. İlk oturuma konuşmacı olarak spor yazarlarından Bağış Erten ve Dağhan Irak ile birlikte İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. İlker Aktükün katıldı. Bu bölümde mevcut durumlar ve taraftar hakları değerlendirildi.


Açılış konuşmasında İlyas Bulcay, “Taraftar için hazırlanan bir yasa var. Ancak hazırlık aşamasında konunun asıl öznesi olan taraftar yok. İşin vahim yanı, taraftarın mağduriyeti yeni yasayla daha da artıyor. Bizler bu yasanın aceleye getirildiği fikrindeyiz. Kararlar alınırken taraftarın düşüncelerinin göz ardı edildiğini düşünüyoruz” dedi. Ardından sözü katılımcılara bıraktı.

İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. İlker Aktükün, “Bugün burada hem bir eğitmen hem de bir taraftar olarak bulunuyorum. Yasa maddelendirilirken, yasanın kabulüyle oluşabilecek negatif etkiler göz ardı ediliyor. Biz taraftarlar, işsiz güçsüz ve tabiri caizse bu işten geçimini sürdüren insanlar olarak görülüyoruz. İçimizde bir çok üniversite öğrencisi ve bunun dışında hayatını çalıştıkları işlerden kazanmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Bunlar dikkate alınmalıdır” diyerek içinde bulundukları durumu anlattı.

Gazeteci Dağhan Irak "Bu yasa şiddeti çözmüyor, sadece görünürlüğünü azaltıyor” derken “Şu an belirtilen şartlarıyla bu yasa, 80’lerin İngiltere’sinde uygulanmaya çalışılan sistemle birebir aynı. Ben bu yasanın söylenenin aksine aceleye getirildiğini düşünmüyorum. İngiltere bu uygulamaları başlatırken bir yandan da tribünlerin sosyal gerçekleriyle ilgilenmişti. Ancak bu yasa, taraftarı muhatap almadığı gibi, keyfi uygulamaların yolunu yapan muğlaklıklar içeriyor. Türkiye’de futbol yönetimi “şiddet”i çözmek filan istemiyor, yalnızca görünürlüğünü azaltmak istiyor” şeklinde konuştu.

Panelin ilk oturumunda, son olarak sözü Radikal Gazetesi Spor Yazarı Bağış Erten aldı. Bağış Erten “Basının olayları ele alış şekli yanlış. Burada bize çok iş düşmesine rağmen, asıl şiddet gazetelerde televizyonlarda yer alıyor. Yasanın doğru bir şekilde onaylanması için asıl muhataplarının da dikkate alınması şart. Taraftarların çuvaldızı kendine batırarak, içlerinde renk farkı gözetmeksizin bir örgütlenmeye sahip olması gerek. Ancak o şekilde haklarını sağlıklı bir şekilde arayabilirler” dedi.

Bağış Erten’in konuşmasından sonra katılımcıların soruları alındı ve panele 10 dakikalık bir ara verildi.


Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Kısmet Erkiner ve yardımcısı Av. Şekip Mosturoğlu ile birlikte UEFA Taraftar Eksperi Prof. Dr. Seyhan Hasırcı ise, konuşmacı olarak katıldıkları ikinci oturumda yeni ve eski yasanın hukuksal boyutunu irdelediler.

Kısmet Erkiner, ‘’ yeni yasanın aceleye gelmediğini, bu konuda 2002'den beri çalışmalar yapıldığını anlattı.İngiltere'de holiganizmin çok kuvvetli sosyolojik araştırmalarla giderildiğini vurgulayan Erkiner, ''73 milyonluk Türkiye'de 'sporda şiddet var' deniyor. 5149 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra 2 bin 723 işlem yapılmış. 73 milyonda binlerde, 10 binlerde bir. Türkiye'de bir yılda kaç karşılaşma yapılıyor, kaç yüz bin kişi statlara gidiyor. Sporda gösterildiği kadar şiddet yok.Siz taraftarlar olarak kendinizi yeterince tanıtmıyorsunuz, savunmuyorsunuz.’’ dedi.

Şekip Mosturoğlu, ‘’ Bu yasanın Türkiye'de ilk kez tartışıldığı bir ortamda bulunduğunu belirterek, ''Her kesimin görüşü alınmazsa o yasayı düzeltmek için de yasa çıkarılmalıdır. Yasanın genel gerekçesinde amaçlarından bir tanesinin taraftarların haklarının korunması ve ortaya çıkan şiddet olaylarının giderilmesidir.

Ancak taraftarların haklarının korunması bir tek genel gerekçede var. Bu yasada asıl olan müsabaka güvenliğini sağlamak. Genel gerekçede ayrıca '5149 sayılı yasa 2004 yılından bu yana yetersiz kalmış, zaman içinde eksikler görülmüş' deniyor. Yasa koyucu bir şey tespit etmiş. Yasada bir problem yok, uygulamada bir problem var. Bu tarihi bir tespit, gerekçeli tespit. Hangi yasayı yaparsak yapalım, uygulaması 5149 gibi olursa yeni yasalar çıkartırız.

Diğer ülkelerde yasa yüzde 50 taraftar haklarının korunması, yüzde 50 müsabaka güvenliği odaklı. UEFA'da amaç, maça katılan herkesin, en önemli obje olan taraftarın güvenliğini sağlamak. Bizde sadece müsabaka güvenliğini sağlamak. Biz yasayı koyarken insan odaklı değil, müsabaka odaklı bakıyoruz. 'Bu yasa çıkarılırsa şiddet ve düzensizlik önlenir' deniyor.

İngiltere önledi ama taraftarlar için ulusal program hazırladı. Taraftarların dernekleşmesi ve bir üst çatı altında birleşmesi teşvik edildi. Bunlarla başarılı oldu. İngiltere'de bu olaylar başladığında şiddetin temel sebebi, spor tesislerinin fiziki durumlarıydı. Bunlar iyileştirilmeden şiddetle mücadele edilemez. Spor tesislerini iyileştiremezsek, en mükemmel yasayı uygulama şansımız olamaz’’ dedi.

Şekip Mosturoğlu, yasadaki 14, 15, 17 ve 18. maddelerin çok önemli olduğunu belirterek, 14. ve 18. maddelerle ilgili örnekler verdi.

Mosturoğlu, 14. maddede duyanın rencide olacağı söz ve davranışların 6 aydan 3 yıla kadar cezalandırıldığına dikkati çekerek, ''Küfür değil, hakaret değil... Mesela 'itaat et' demek bir kesim için rencide edici olabilir. Ben bunu mümkün görmüyorum. Bunu çok tehlikeli buluyorum'' dedi.

Yasadaki 18. maddede müsabakadan men tedbirinin uygulanacağını dile getiren Şekip Mosturoğlu, şunları söyledi:

''Polis tutanak tuttuğu zaman men cezası başlıyor. Yargılama 3 sene sürdü, berat ettiniz ama 3 sene giremediniz. çok tehlikeli noktalara ulaşabilecek. 3 yıl ceza aldığınızda, müsabakandan men artı 2 yıl daha devam ediyor.Bu şartlarda ben oğlumu da maça göndermem.


Son olarak söz alan UEFA Taraftar Eksperi Prof. Dr. Seyhan Hasırcı ise konuyu diğer konuşmacılardan farklı bir şekilde ele aldı. Seyhan Hasırcı konuşmasında “Kulüp başkanlarının bu işin eğitimini alması şart” dedi ve ekledi, “Almanya’da taraftar kültürünün korunmasında en büyük etken, taraftarların bir arada mücadele edebilmiş olmasıdır. Bunun Avrupa’da da birçok örneği var. Dostluk ortamı sağlanmadan ve birlikte hareket edilmeden bu mücadele sergilenmez.

Ayrıca şunu da belirtmeliyim, taraftar diyince akla hemen futbol geliyor. Oysa diğer branşlarda elde ettiğimiz başarılar futbola göre hayli fazla. Bunların dikkate alınması ve buna göre hareket edilmesi gerekir.Taraftar dışındaki herkes bir birinin çıkarlarını korurken taraftarın temsil hakkının olmaması yanlış.Bu noktada örgütlenmek zorundasınız.” dedi.

Yaklaşık 150 katılımcıyla gerçekleşen panel, yeni yasa maddelerinin ve yasanın taraftarlara etkisinin çeşitli yönleriyle tartışıldığı ilk platform olmasıyla dikkat çekerken, katılımcıların taraftar hakları ve spor hukuku konularında bilgilerini tazeledi.

Not: Tarafımızdan hazırlanan yasaya yönelik taslağın tamamını indirmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

Ortak Panel Dosyası

Grup CK (Cefakar Kanaryalar)
1907 üNİFEB (üniversiteli Fenerbahçeliler Derneği)

FBD (Fenerbahçeliler Derneği)

Vamos Bien

Hiç yorum yok:

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...