Erhan Telli Olayı, Doğru İle Yanlışı Ayırt Edebilmek Üzerine
Erhan Telli son günlerde spor medyasında en çok eleştirilen isimlerden biri. Yaptığı haberlere bilhassa Galatasaray camiasından ciddi tepkiler var.
Dün yaşanan bir olayla gördük ki, Telli'ye tepkili olan sadece Galatasaraylılar değilmiş. Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı gazeteci Erhan Telli'ye fiili saldırıda bulunmuş. Olay mahkemelik oldu.
Erhan Telli'ye göre kendisi yaptığı tüm haberlerde sağlam kaynaklardan bilgiler ediniyor. Hatta bu kaynakları gerekirse açıklayabilirim diye bir beyanı da var. Erhan Telli'nin habercilik anlayışının etikliğini kendi meslekdaşları tartışsın şimdilik. Gelelim dayak yemesine sebep olan olaya.
Erhan Telli bir antreman bitiminde eşyalarını toplarken Yazıcı ile Terim'in konuşmalarına kulak misafiri oluyor. Bazı duyumları olduğunu düşündüğü konu hakkında cereyan eden bu sohbet üzerine bir haber yapıyor. Akabinde gelişen olay ise çok vahim.
Fatih Terim'in basın toplantısından ayrılmak üzere taksiye binecekken iki koruma Telli'nin koluna giriyor, ve Bursaspor Başkanı Yazıcı, "Erhan Telli sen misin ulan?" diye sinirle üstüne yürüyor gazetecinin. "Evet" cevabının ardından da tokat atıyor Telli'ye ve küfürler savuruyor. Olay böyle bitmiyor tabii. Korumaların yumruklarından da nasip alıyor gazeteci.
Şimdi muhtemelen Erhan Telli'nin geçmişte yaptığı bazı haberlerden ötürü kendisini sevmeyen okurlar arasında "oh olsun" diyenler vardır. Bu doğru bir düşünce midir sizce?Bir şeyler istediğiniz şekilde değişmiyorsa, bunu tekdir ile uslanmayanın hakkı kötekdir noktasına getirmek ne kadar doğru?
Medya yıllardır Fenerbahçe'yle ilgili yalan haberler yapıyor. Buna katılmayanalr çıkacatır belki ama gelmek istediğim nokta, benzer bir durum olsa, misal Aziz Yıldırım birilerine Kemal Belgin'i filan dövdürse örneğin. Buna ne dersiniz? Yahut böyle başka bir isim olsun... Kemal Belgin'i kınamaktan bıktı mesela bazı Fenerbahçeliler. Buna rağmen değişen ne Kemal Belgin'de? Yaşı geçgin diye tokat atılamaz gibi bir durum mu var?
Demek istediğim, Erhan Telli'nin gazetecilik anlayışının eleştirilmesine, kınanmasına lafım yok ama bir kulüp başkanının nüfuzuna güvenerek bir medya mensubuna tokat atması ve bunun sanal platformlarda alkışlarla karşılanması komedi.
İşin ilginç yanlarından biri de, çevik kuvvet polislerinin dolaştığı bir yerde iki tane korumanın omuzlarına girip, önce Bursaspor Başkanına tokat atması için Erhan Telli'yi tutmaları, daha sonra da gazeteciyi yumruklamaları. Daha sonra da Yazıcı'nın sanki Emniyet Müdürüymüşcesine "alın bunu" diye polislere emir vermesi
Olayın vehametine gel. Demek ki gazeteci karşılık vermeye kalksa, adamın ağzını burnunu kıracaklardı. Yaptığı hatanın farkına varan Yazıcı sonradan çark etmiş, olayı tatlıya bağlamaya çalışıyor şu an. Hatta Federasyon Başkanı'nı falan devreye sokmaya çabalamış.
Bir çift laf da çakma demokratlara gelsin; medyaya fiili saldırıyı ne kadar çok alkışlayan oldu. Demokrasi, özgürlük, hak hukuk, gak guk ağzından düşmeyenlerin demokratlığını görmüş olduk böylece.
Bir kulüp başkanı korumalarına tutturduğu bir gazeteciyi tokatlıyor,korumalar adamı yumrukluyor, birileri de bunu alkışlıyor..Bravo!
not: bir önceki yazıyla bunu karşılaştırmaya çabalayacak kadar saçmlayanlar olamaycaktır herhalde...
Dün yaşanan bir olayla gördük ki, Telli'ye tepkili olan sadece Galatasaraylılar değilmiş. Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı gazeteci Erhan Telli'ye fiili saldırıda bulunmuş. Olay mahkemelik oldu.
Erhan Telli'ye göre kendisi yaptığı tüm haberlerde sağlam kaynaklardan bilgiler ediniyor. Hatta bu kaynakları gerekirse açıklayabilirim diye bir beyanı da var. Erhan Telli'nin habercilik anlayışının etikliğini kendi meslekdaşları tartışsın şimdilik. Gelelim dayak yemesine sebep olan olaya.
Erhan Telli bir antreman bitiminde eşyalarını toplarken Yazıcı ile Terim'in konuşmalarına kulak misafiri oluyor. Bazı duyumları olduğunu düşündüğü konu hakkında cereyan eden bu sohbet üzerine bir haber yapıyor. Akabinde gelişen olay ise çok vahim.
Fatih Terim'in basın toplantısından ayrılmak üzere taksiye binecekken iki koruma Telli'nin koluna giriyor, ve Bursaspor Başkanı Yazıcı, "Erhan Telli sen misin ulan?" diye sinirle üstüne yürüyor gazetecinin. "Evet" cevabının ardından da tokat atıyor Telli'ye ve küfürler savuruyor. Olay böyle bitmiyor tabii. Korumaların yumruklarından da nasip alıyor gazeteci.
Şimdi muhtemelen Erhan Telli'nin geçmişte yaptığı bazı haberlerden ötürü kendisini sevmeyen okurlar arasında "oh olsun" diyenler vardır. Bu doğru bir düşünce midir sizce?Bir şeyler istediğiniz şekilde değişmiyorsa, bunu tekdir ile uslanmayanın hakkı kötekdir noktasına getirmek ne kadar doğru?
Medya yıllardır Fenerbahçe'yle ilgili yalan haberler yapıyor. Buna katılmayanalr çıkacatır belki ama gelmek istediğim nokta, benzer bir durum olsa, misal Aziz Yıldırım birilerine Kemal Belgin'i filan dövdürse örneğin. Buna ne dersiniz? Yahut böyle başka bir isim olsun... Kemal Belgin'i kınamaktan bıktı mesela bazı Fenerbahçeliler. Buna rağmen değişen ne Kemal Belgin'de? Yaşı geçgin diye tokat atılamaz gibi bir durum mu var?
Demek istediğim, Erhan Telli'nin gazetecilik anlayışının eleştirilmesine, kınanmasına lafım yok ama bir kulüp başkanının nüfuzuna güvenerek bir medya mensubuna tokat atması ve bunun sanal platformlarda alkışlarla karşılanması komedi.
İşin ilginç yanlarından biri de, çevik kuvvet polislerinin dolaştığı bir yerde iki tane korumanın omuzlarına girip, önce Bursaspor Başkanına tokat atması için Erhan Telli'yi tutmaları, daha sonra da gazeteciyi yumruklamaları. Daha sonra da Yazıcı'nın sanki Emniyet Müdürüymüşcesine "alın bunu" diye polislere emir vermesi
Olayın vehametine gel. Demek ki gazeteci karşılık vermeye kalksa, adamın ağzını burnunu kıracaklardı. Yaptığı hatanın farkına varan Yazıcı sonradan çark etmiş, olayı tatlıya bağlamaya çalışıyor şu an. Hatta Federasyon Başkanı'nı falan devreye sokmaya çabalamış.
Bir çift laf da çakma demokratlara gelsin; medyaya fiili saldırıyı ne kadar çok alkışlayan oldu. Demokrasi, özgürlük, hak hukuk, gak guk ağzından düşmeyenlerin demokratlığını görmüş olduk böylece.
Bir kulüp başkanı korumalarına tutturduğu bir gazeteciyi tokatlıyor,korumalar adamı yumrukluyor, birileri de bunu alkışlıyor..Bravo!
not: bir önceki yazıyla bunu karşılaştırmaya çabalayacak kadar saçmlayanlar olamaycaktır herhalde...
10 comments:
ne yazık ki gsli dostlar aşırı duygusallık gösteriyor. okuyabildiğim, görebilddiiim kadarıyla böyle. erhan telli sabah akşam yalan haber yapsa dahi bu başkanın ona gidip tekme tokat dalmasına destruu veremez.
Demokrasi, özgürlük, hak hukuk; ısrarla ve sinsice saçmalamak da değildir.
Allah'ın sopası yok işte. Ne duyumlarmış ki, bir tek bu Erhan Telli duyuyor hep.
Hergün yalan haberler yapacaksın, camiayı karıştırmaya çabalayacaksın. Kimin piyonu olduğu da belli, amacı da belli. Gayet de iyi olmuş, ellerine sağlık dövenlerin. Bu memlekette malesef lafla anlaşılmıyor bazı şeyler, illa sopa lazım.
erhan tellinin patronu kim? fatih altaylı. fatih altaylı hangi takımlı? galatasaray. ne diye mızmızlıyorrr bu gsliler anlamıyorum ??????
dayak hiakyesi saçma hata erhan telli nin işine bile gelir mazlum gazeteci hesabına. ama haberturk un ( fatih altaylı kilit adam burda sanki ) de bir hesabı var belli. Aceto da seçime yaklaşırken Galatasaray ın içinden birileri medyaya işareti verdi saldırı başladı demişti. belli ki işareti alan Fatih Altaylı piyon da Erhan Telli. Meğerse Galatasaray ın düşmanı Fener Medyası dedikleri değil bizzati kendi içindekilermiş.
Türkiye'de eğer Fener Medyası varsa, ki var olduğu iddia ediliyor, onların tek zararı Fenerbahçe'yedir.
erhan telli kim ? niye bu kadar ciddiye alınır anlamak zor.
kemal belgin muhabbeti kulağa hoş geliyor ama... şaka şaka kimse dövülmesin yazdıkları için.
şiddete karşı olmak lazım, bu olayı tasvip etmemek lazım..
ama bir nane yiyorsan, bedeline katlanacaksın.
şöyle söylıyım, erhan telli'yi sokkakta yaralı görsem yardım etmem. o nedenle yediği dayağa da..
sopranos'da bir sahne vardı. psıkolog tony'e bu işi yapanlar ölüyor, sen de dur demıyorsun gıbı bir şey dıyor, tony de der ki, "bu işe giren bu işin böyle olduğunu biliyor, oyunun kuralı bu".
ellerine sağlık yazıcı diyemem, ama erhan telli haketmişti diyebilirm. fazla da uzatamam.
bu arada belgin ve telli farklıdır. belgin, yorumunu yazan bir köşe yazarıdır, beğenirsin beğenmezsin, seversin, sevmezsin..
erhan telli ise yalan söyleyen bir adamdır. birine vurmak kadar yalan söylemek de ahlaksızlıktır.
Kemal Belgin sadece yorumunu yazan bir spor yazarı değildir. Adamın yazdığı yazıları daha iyi okuyun bence. Kemal Belgin'in çakma gerçekleri vardır. Olmayan şeyleri varmış gibi gösterir. Yeni nesil yazarlara kin kusar. Kafasına göre milleti komünist, faşist ilan eder durur.
Kırk yılda bir doğru yazmaz mı? Yazar belki ama çok ciddi problemleri olan bir adamdır. Erhan Telli onun yanında çok küçük kalıyor. Alt tarafı Erhan Telli ayarında bir isimle papaz olan, ortalığı velveleye veren Gs camiasını anlayamıyorum aslında. Hıncal Uluç gibi bir isim var. Kemal Belgin'in bir boy büyüğü. Ona yıllardır katlanıyorsunuz da, Erhan Telli'ye mi takıldınız :)
Öte yandan, Bursa Başkanı'na "ispiyoncusun" diye tavır takınmış Terim. Demek ki, ortada haber değerinde bir şey var.
Yorum Gönder