Perşembe, Eylül 10, 2009

3'te 3 ve Totem


Sanırım bunu burada birkaç kez daha yazmıştım ama yineleyim. Lise yıllarında okul basketbol takımında oynamış biri olmama ve çevremdekilerin basketbola yatkınlığımın futbola nazaran daha fazla olmasını defalarca söylemelerine rağmen, basketbolu ciddi biçimde takip etmekten ve basketbol yazmaktan fersahlarca uzak bir adamım.

Geçenlerde Spor Servisi'nde Mehmet Demirkol basket maçlarımızın tamamını seyretmediğini, bu konuda uğursuz olduğuna inandığını anlattı. Bir maçı tamamen seyretmezmiş, ara sıra kanal değiştirirmiş. Bir an için beni anlattığını düşündüm. Kelimesi kelimesine aynı durum benim için de geçerlidir diyebilirdim. Ta ki bu turnuvaya kadar.

Litvanya maçı öncesi açıkçası ümitsizdim. Ve bu konuda yalnız olduğumu pek sanmam. Adeta deplasman havasındaki bir maçtı, izleyebildiğim kadarıyla soğukkanlılıkla kazandı 12 Dev Adam. (Bu maçın sadece son çeyreğini tam anlamıyla izledim. Totemin işe yaradığını düşündüm)

Daha sonra Bulgarlara karşı olan maçta totem yapmama gerek yok gibiydi aslında. Lakin yine de tedirgin oldum. Maç esnasında dışarıdaydım. Sadece bir mekanın önünden geçerken göz ucuyla baktım ekrana. Fark atıyorduk. Mutlu oldum. Totemim işe yarıyordu. Sevindim buna. Bulgarlara fark attık.

Polonya maçını izlememem yönünde telkinlerde bulunuyorlardı arkadaşlarım. Ben ise bu kez dayanamadım. Takım döktürüyordu söylenenlere göre. Ve Tanjevic de aptalca işlere imza atmıyordu. Karşılaşmayı başından sonuna kadar izledim. 12 Dev Adam'la gurur duydum. Turnuvanın ev sahibine karşı bir an bile ümitsizliğe kapılmadan maç izlettirdiler bizlere. O maçı kazanacağımız daha maçın başlarında belli olmuştu.

İşte o zaman dedim ki çevremdekilere; bu takım böyle oynamaya devam etsin, mücadele etsin, inancını yitirmesin, totem yapmaya falan gerek kalmaz. Bu yolun sonunda madalya gelecek inşallah... Buna inanıyorum!

2 comments:

Adsız dedi ki...

bence sen birkaç maç daha izleme hafız. bu konuda hayli ünlüsün malum. nolur nolmaz :D

-kayser-

Ömer dedi ki...

En buyuk totemi ben babam uzerinde deneyecegim. 14 sayilik fark onun yanima gelip maci izlemeye baslamasiyla 6'ya dustu (56-50), ben gideyim ugursuz geldim baksana dedi (ki normalde dinde ugur kavrami olmadigi icin hic inanmaz), gitti ve fark bir ara 25'in uzerine bile cikti.

Ispanya macinin Kanada saatiyle Cumartesi sabahi 9.45'te olmasi en buyuk avantajimiz. Babam uyuyor olur herhalde. :)