Salı, Eylül 16, 2008

Arkası Gelmez Dertlerimin Bıktım İllallah


Eskiden takım kötü giderken böyle bağırılırdı tribünden. Bugün tribünlerin hali için kullanılabilir bu. Ve her geçen gün daha kötü bir hal alıyor durum. Fenerbahçe sevgisinden zerre şüphe duymayacağımız bir isim, çok sevdiğimiz Fenerbahçe tribünlerini bitirmeye çalışıyor. Yazık...

Sürekli kendilerini tribüncü diye tanımlayan kişilerin durumla ilgili şikayetlerini gündeme getirdiğimi söyleyenler oldu. O zaman bir tane de tribüncü olmadığını söyleyeyen ama gidişata isyan eden bir arkadaşın yorumunu bloga taşıyalım..

Antu'dan "foa" yazmış.

Tribüncü değilim.
Hiçbir tribün grubuna üye değilim.
İnsanlar Trabzon´da saatlerce taş yağmuruna mağruz bırakılırken‚ ben tv başında izliyordum.
İnönü´ye truva yapıldığında televizyon başında kendimden geçiyordum. "Her zaman her yerde en büyük Fener" sesleriyle.
Sadece Ankara ve Kadıköy´de ses tellerimi zorlamışlığım var‚ hepsi o kadar.
O yüzden aslında bu konularda çok fazla yazmak istemiyorum‚ haddime de görmüyorum ama herkes kendince birşeyler karaladığına göre ben de bana göresini yazmak istedim.

Olayı Aziz Yıldırım - GFB çatışması olarak görmek‚ bana göre basite indirgemektir. Ben hiçbir tribün grubuyla alakası olmayan‚ tribüncü olmayan birisi olarak kendimi bu hususta taraf olarak görüyorum.
Çünkü ben Antep maçında ikinci yarının başında taraftarın sesini duyunca radyo başında ağlamış biriyim.
Çünkü ben maça gittiği zaman‚ tribünde 90 dakika takımına destek olmadığında kendini sorumlu hissedenlerdenim.
Sorun GFB - KFY - Aziz Yıldırım falan değil benim gözümde. Çocukken içinde bulunmak için dua ettiğim Fenerbahçe tribünlerinin kimliğinin değiştirilmesi.
Benim derdim taraftarın sesinin yerini elektronik ıslık alması.Benim derdim ancak gol olduğunda coşan taraftar. Benim derdim "Selçuk gol gol" (Dereli´yi protesto için) diye makara tezahuratını dakikalarca ortalığı inletircesine bağıran‚ iş takıma destek olduğunda susan taraftar. Benim derdim kale arkasını 66 ytl yapan zihniyet.
Yoksa GFB´nin de hataları var‚ herkesin de.
Ayrıca FB başkanı eleştirilemez‚ protesto edilemez anlayışını hastalıklı buluyorum. Sınırlar aşılmadığı sürece protesto demokratik bir haktır. Sayın başkan seçilmiş bir başkandır. Herhangi beğenilmeyen bir eylemiyle ilgili insanların - sınırları içinde - protesto etmek hakkıdır.
Saygılar.

1 comments:

axel dedi ki...

"Fenerbahçe sevgisinden zerre şüphe duymayacağımız bir isim" çok naif bir yaklaşım Hasan. Fenerbahçe sevgisinde şüphe etmeyeceğimiz adam tümeri,emre'yi,akyel'i transfer eden adam. Fenerbahçeliliğe dair duygusal ne varsa içi boşaltmak gibi faaliyetlere vaktinin çoğunu ayırmış durumda. Romantizm karın mı doyuruyor derken bizim herhangi bir şirketi değil, bir spor kulübünü desteklediğimizi varsayarsak öyle, karın doyuruyor...
Ben onun enaniyetiyle olan ilişkisinin herşeyin önünde olduğunu görüyorum..