Perşembe, Haziran 05, 2008

Teşekkürler

Her zaman derim şu blog işinde teşekkür etmem gereken iki kişi varsa; biri Aceto'dur, diğeri de Cambelboy.. Cambelboy'dan görerek blog hesabı açmıştım. Bülent abi'den (Aceto) ilham alarak da futbol yazmaya başladım.

Ondan öğrendik rakibe sallamadan, küfür etmeden yazabilmeyi..Detaylı bilmediğimiz konular hakkında iyice bir araştırarak yazmayı..o bilgi birikimine rağmen, sürekli yeni bir şeyler öğrendiğini söylerdi hep. Bu bağlamda tevazusuna hayran olduk...

Daha önce başka yerlere yazsam da, bu bloga karalamaya başladığım tarih Ekim 2006'dır, bunu buradan defalarca belirtmişimdir..2006'nın Aralık ayında da Aceto blog çıktı ortaya. Biraz tesadüf, biraz da futbolla ilgili arama manyaklığım sonucunda bulmuştum Aceto Balsamico blogunu..Belki de ilk okumaya başlayanlardanım diye hava atabilirim misal. Mehmet Demirkol tanıtana kadar, yahut ekşi sözlüktekiler farkına varana kadar biz çoktan sevdalısı olmuştuk misal. Kendi aramızda "Yahu aceto ne demek?", "Blogun yazarı kim?", "Tribün Dergi'de reklamı var, Zoban'ın mı yoksa?" sorularını soruyorduk birbirimize. Öte yandan çığ gibi büyüyen bir ilgi oluşmaya başlamıştı. Ne zaman biraraya gelsek ve doğal olarak futbol konuşmaya başlasak nerdeyse hepimizin referansı Aceto Balsamico'ydu..Tam olarak nasıl telefuz edildiğini bilmiyorduk Aceto Balsamico'nun belki ama yazılarındaki her bir bilgiyi beyinlerimize kazıyorduk..

Feysbuk'taki Aceto Balsamico grubunun duvarına "Türkçe futbol blog yazarlarının ilham kaynağı" yazmıştım onun için..ve yine Feysbuk sayesinde tanışmış oldum Bülent abi'yle..İyi ki tanımışım..

Farklı renklere gönül verdiğimiz ortadaydı, farklı dünya görüşlerine de sahibiz muhtemelen ama bunları düşünmeden, belirli bir sevgi duyuluyorsa, ortada böyle bir gerçek varsa, bunun sebebi Aceto'nun ortaya koyduğu harikulade işin yanı sıra, yazılarındaki samimiyet ve tevazudur zannımca. Ara sıra moralini bozan yorumlardan bahsediyordu. Kızdığını söylese de, bu internet aleminde sünepe beyinlerin olduğunu çok iyi bildiğinden devam etmişti. O zamanlar işin bu noktaya varacağını bilemezdik..o da bilememiştir muhtemelen. Kendini insan olarak tanımlayabilen birinin, bir babanın 4 yaşındaki çocuğuna küfür edecek kadar kendinden geçmesi mümkün müdür? Bunun adı hayvanlık dersem, o güzelim hayvanları ayıp olur aa dostlar... Böyle birkaç dengesizin yaptıkları bütün güzel insanları etkiliyor ne yazık ki..Doğanın kanunu böyle sanırım. Sana bana göre salakça, ama bu adamlar isimsiz girdikleri yorumlarda küfür ederek, saçmalayarak yaşamlarına devam ediyorlar..Eminim blogun kapanmasıyla ilgili girilen onlarca yorumdan da haz alıyordur zat-ı muhterem. Halk arasında bir laf vardır; bugüne kadar bunu en içten söylediğim kişi olacaksın, "İyi bok yedin isimsiz vatandaş".


Velhasıl kelam, "Son Düdük" ile birlikte bizim tarafta bir sessizlik olduğuna göre kaybeden biz olmalıyız..Yine insanlık kaybetti anasını satayım.. En çok da buna yanıyorum açıkçası.. Olayı kişiselleştirmeme kimse alınmasın mümkünse. Girizgahta belirttiğim üzere, bugün benim için adeta bir hobinin ötesine geçen şu blog olayında ilham kaynağımdır Bülent Abi..Bırakın da, blogu kapatmasının beni ne kadar derinden etkilediğini ve hissiyatlarımı yazayım..

Son söz yazmayı kimse sevmez ama diyeceğim odur ki; öğrettiğin her şey için teşekkürler Aceto. Türk spor basınında yalan haberlerin, kavgaların, iftiraların cirit attığı dönemde seni tanıdık, farklılığını gösteren farklı bir işe imza attın..ne iyi yapmışsın..her şey için sonsuz teşekkürler..

ortega

4 comments:

Mucoid dedi ki...

Mehmet Demirkol acetoyu nasıl,ne zaman, ne şekilde tanıttı?..hiç haberim yok yahu, bilgilendirirsen sevinirim..=)

Ortega dedi ki...

Buyrun;
http://www.milliyet.com.tr/2007/12/28/spor/ydemirkol.html

Mucoid dedi ki...

Teşekkürler Ortega..

Mucoid dedi ki...

aceto geri döndü..=)