Perşembe, Aralık 27, 2007

Yavaş yavaş Hasan Şaş!


2002 Dünya Kupası'nda Brezilya'ya attığı golden sonra yaşadığı şaşkınlık unutulmaz, "hass... olm! Brezilya'ya gol attım lan! Ne yapsam acaba?" bakışıydı o.. Orada tavan yaptı işte. Gerçi ondan önce 2000'deki Uefa kupası başarısı da var tabii.Dünya kupası finallerinde tüm mazlum ülkeler bizi desteklerken, Hasan Şaş da en çok sevilen, bilinen futbolculardan biriydi.

O zirve günlerinde ülkeden ayrılmadı (şimdi ayrılmaktan bahsediyor, pişman mı oldu ne?) , ve her geçen gün biraz daha battı. Gerets'le gelen şampiyonlukta takımın en etkili isimlerindendi ama saman alevi misali parladı yine. Sonrası malum, yetenek var, ama devamlılık yok, öte yandan her türlü çirkeflik de cabası.

Mevzuyu uzatmadan başlığa geri dönelim. Nedir bu "Yavaş yavaş Hasan Şaş"? Mısır'a giden arkadaşlarım, Hasan Şaş'ın oralarda çok popüler olduğundan bahsetmişlerdir hep. Bunu ilk duyduğumda, her ne kadar antipatik bulsam da onu, sevinmiştim. Bizim çocuklar birçok yabancı futbolcunun adını ezbere biliyor, sokaklarda top oynarken formalarını giyiyorken; bir Türk oyuncunun Mısır'da bu kadar çok sevilmesi gurur vericidir. Buraya kadar her şey normaldi, taa ki gerçeği öğrenene kadar.

Mısır'da "teenage" dediğimiz kuşağın, Hasan Şaş'a bu kadar ilgi göstermesinin esas sebebi: ülkenin en çok tutulan porno filmlerinden birinin adının "Yavaş yavaş Hasan Şaş" olmasıymış. Bu yüzden Mısırlı gençler, Türkiye ve futbol muhabbeti açıldığı an gülümseyerek "Yavaş yavaş Hasan Şaş" derlermiş.

Geçtiğimiz günlerde ülke dışına çıkma isteğinden bahseden Hasan Şaş'a, birileri Mısır'da ne kadar popüler olduğundan bahsetmeli. Sevildiği bir yere giderse, adapte olamama gibi bir problemi kalmaz herhalde.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Mısır'da taksiciye Turkiye dediğimde yavaş yavaş Hasan Şaş cevabını almıştım. Ben de anlatıyorum işte dünya kupasından sonra avrupaya gitse iyiydi şu aralar sıkıntıda filan diye. Meğerse adamların Şahin K'sıymış..

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...