Kongre izlenimleri (devam)
2.Gün
Sabahın köründe kalkıp, "Spor ve Medya" konulu panele katılmak üzere yola çıktım. Daha doğrusu önce otobüs durağına gittim. Yaklaşık 20dk.lık otobüs bekleme , ve 75dk.lık bir trafik işkencesinin ardından Lütfi Kırdar'a varabildim. Haliyle de biraz geç kaldık. Yiğiter Uluğ, Mehmet Demirkol ve Bağış Erten isimleri beni hayli heyecanlandırıyordu. Güzel bir sohbet olacağını tahmin ediyordum. Salona girmeden önce, kapıdaki Trabzonspor Kulübü tarafından gönderilmiş olan çelenk dikkatimi çekti. Takdir ettim vallahi. İçeri girdiğimde, şöyle bir konuşmacıları kestim. Gariptir, Bağış Erten'i göremedim. Konuşmacıların hepsi de şapkasızdı. "Haydaa!!" nidalarıyla yerime otururken, 2. şokla karşılaştım. Bi de ne göreyim efenim, Feryal Pere de konuşmacılar arasında. Herhalde FB Tv torpiliyle oraya oturdu diye düşünürken, oturumun yöneticisi Atilla Gökçe tarafından, "orada öyle oturma, gel şuraya da 2-3 kelam ediver", diyerekten çağırılmış meğerse.
Mehmet Demirkol'un konuşmasını kaçırdığımı fark ettiğimde trafiğe bir kez daha küfrettim. Daha sonra Sırasıyla Atilla Gökçe, Bedri Baykam, Yiğiter Uluğ ve Feryal Pere konuştu. Aralarında olaya eleştirel bakabilen, farklı noktalara da temas edebilen tek isim Yiğiter Uluğ idi bence. Bedri Baykam, Atilla Gökçe'nin "Fenerbahçe Televizyonu'nda istediğin yorumları yapabiliyo musun?"şeklindeki zor sorusunu, göğsünde yumuşak bir şekilde istop etti ve fazla kıvırmadan yanıtladı. Politikacılar gibi yalan söyleyeceğini düşünmüştüm ama beni yanılttı. Olduğu gibi özetledi hadiseyi. Konuşmayı takip eden 100'e yakın izleyici vardı. Bu da hayli üzücü bir durum aslında. N'apalım, buna da şükür gibilerinde yaklaşımında bulundu konuşmacı isimler.
Bu bölüm bittiğinde, ayaküstü de olsa Mehmet Demirkol ile konuşabilme şansı buldum. Spor medyasının kongreye olan ilgisizliği ve bu mühim olayı, insanlara yeteri şekilde duyuramamaları konusunda karşılıklı dert yandık. Gönül isterdi ki, yazı tarzını çok beğendiğim Demirkol ile çay sohbeti yapalım. Ne var ki, o basketbol temalı konuşma için acele ediyordu, ben ise kongreyi terkedip, okula yetişmek için...
Bi de bir adam var.. 2 gündür soru sormak için yırtıyor kendini. Bi keresinde bu fırsatı verdiler elemana. Saçma sapan şeyler söyledi, lafı uzattıkça uzattı, medya'ya salladı paso.. Kendisine "kongrenin manyağı" diyorum ben. Soru sormak için zaman kalmadığını belirten Atilla Gökçe'ye itiraz edecek kadar coşabiliyor bu abi. İlgiyle takip ediyoruz kendisini..
0 comments:
Yorum Gönder