Cumartesi, Mart 24, 2007

Zafere değil, kepazeliğe hazırlanın...


İzlemeyenler okumasın diyelim biz yine her zamanki gibi, ne olur ne olmaz. Sıpoylır mıpoylır denmesin..

Ben filmi iki açıdan değerlendiriyorum. Önce filmi efektlerle bezenmiş salt destansı bi tarih filmi diye yargılayacak olursak, vasatı pek aşamıyor. Savaş sahnelerinde çizgi romansı bi hava verilmiş olsa da, araya giren komik sahneler ve diyalogların hafifliği sizi bu yönde düşünmeye sevkediyor. Ayrıyeten savaş alanında elma yemek nedir yahu? Fragmanlarda her zaman en gaz cümleler kullanılır, gerisi fasa fisodur kaidesi burada da geçerli ne yazık ki.. Gerard Butler dışında filmde sivirilen bir isim yok. Gerçi Leonidas abimizi kas büyütmek dışında filmin için ekstra hiçbir şey yapmamış diye eleştirenler de var ama bence bu haksızlık olur. Film de aynı zamanda LOTR serisinden hatırladığımız Faramir rolündeki "David Wenham " var (Burada Dilios rolünde). Dikkatli gözler kaçırmamıştır herhalde bunu.. Bana garip gelen bi diğer sahne ise,Konseye cebindeki Pers paralarıyla gelen ama tüm konuşması boyunca şıngır mıngır ötmeyen abidir. Şerrefsiz olarak önümüze sunulan bu vatandaşın oraya o kadar parayla gelmesindeki mantıksızlılığı hadi geçelim diyelim, kardeşim hiç mi şıngırdamazsın. Ulan biz yolda yürürken ya da otobüste cebimizdeki 50 kuruşlar sayesinde şıngır mıgır ötüyoruz. İlginç hakkaten. Bir de kralın hatun kişisiyle cinsel münasebete girmeden önce tenasül uzvunu Sparta güneşi altında dalgalandırması da filme ayrı bi komiklik katmış. Bu sahne ülkemizdeki eşcinselleri mutlu kılmıştır, ona sözüm yok. Ayrıca o kadar bok attık, arada güzel bir şey diyelim bari. Kral ve kraliçe arasındaki sahne bence gayet dozundaydı, film boyunca abartının kralı yapılıyorken, bunu "soft" bi şekilde aktarmaları hoş olmuş hakkten. Onun dışında Lotr serisindeki savaş sahnelerinde Legolas vs. Gimli çekişmesine benzer iki Sparta askerinin birbiriyle toşak geçmleri ve yine Lotr serisindeki Gollum satışına benzer bi satış yaşamaları ister istemez soğuttu beni filmden. İlla benzetme yapacam, benzetme kaygılarımı aldırmam lazım sanırım. Gerçi satış koyan tuhaf Spartalı için Yahuda benzetmesi de yapılabilir...




Neyse bu kadar yüzeysel yorum yeter. İşe derinlemesine bakacak olursak, benim gözümde tam bi fiyasko. Doğuluyu pis, hatta siyah göstermek nedir yahu? Akılları sıra yine siyah- beyaz göndermesi mi yapar bunlar. Tüm o yaratık vb. mahlukatları geçtim, siyah mıdır İranlılar? Bilmem ben mi çok takıldım bu noktaya.. Prof. Dr. İlber Ortaylı "Tarihsel açıdan çok kötü bir film" demiş. Biz tabi onun kadar bilgiye sahip değiliz ama ortalama akla sahip olan herkes vakt-i zamanında -ki hala öyle- batı uygarlığı tarafından takdir edişmiş olan Persleri iyi hatırlar, saygın bir kavim olduğunu bilir. Şimdi burada Zerdüştlükle ilgili göndermeler var denebilir belki, ama filmin geneli itibariyle bel altı vurma çabaları gözden kaçmıyor. Fİm boyunca kralın beyazperdeyi takip edenlere dönüp "Size diyorum...Bunlar necis bir milletti ve hala öyleler..Görüyorsunuz, şimdi oraya demokrasi götürme zamanı" demesini bekliyorsunuz. Bana tüm film sanki Bush yönetiminin seçim propagandası gibi geldi (Abartma Goner mı diyorsunuz :s). Soh sahneleri hatırlayın. Ne diyordu Dilios "Mistisizime karşı akıl ve mantığın hükümran olduğu Sparta için savaşın".. Ne demek ister acaba Dilios efendi?

Neyse bu kadar laf salatası şimdilik yeter. Filme sadece film olarak bakmak en azından bu yapım açısından zor. Bi de insan bazı mesajları gözümüzün içine baka baka verme kaygıları içinde olduklarını görünce yazmadan edemiyor..

Fragmanı görsel açıdan gaza getirmişti, yalan değil, ama filmi sanki biraz (!) fazla abartmışlar, abartmışız, abartıyorlar...


Not: İlginç iki şey daha var tabi.. Birincisi Anti-emperyalist hissiyatlar dahilinde filmde resmedilen Persli kavimleri her şeye rağmen batıya karşı savunan İran için de çok şey söylenebilir öyle sanıyorum..

İkincisi, özgürlük, hak-hukuk cart-curt diyen Spartalıların standartlara uymayan bebeklere yaptıkları... nedense kahramanlıklarına gölge düşürmüyor..

0 comments: