Salı, Mayıs 03, 2011

Babasının kızından : ''Severiz şaşırtmayı''

Fenerbahçe taraftarı, sever herkesi şaşırtmayı.

Yaptığımız koreografilerle her hafta gösteriyoruz bunu.

Cumartesi oldu. Heyecanlıyım yine, koreografiye gideceğim. Babam götürecek mi acaba diye düşünüyorum. YGS kötü geçmiş, her güne 1-0 geriden başlıyorum zaten. 'Sen otur ders çalış.' diyebilir ne de olsa. Bir de dersaneye gitmedim o gün, oldu 2-0.

Oturdum ders çalışmaya, durumu kurtarmak için.

Hiç Fenerbahçe için ders çalıştınız mı? Ya da sınavınızın olduğu gün çalışmayı bırakıp maça gidip gece sabahlara kadar ders çalışıp uykusuz kaldınız mı? Ben yaptım işte.

Saat 3 oldu, kapattım kitapları. E hadi baba dedim, gidelim.

Düştük yine yollarına.

Geciktik biraz. Vardık stada. İçeriye girdik. Hava günlük güneşlik. Baktıkça büyülendim. İster istemez yüzümde tebessüm oldu.

Sanki uzun zamandır görme hayali kurmuş, ilk defa görüyormuş gibi bakıyordum stada; aşkla, hayranlıkla.

Çıktım tribüne, ikişerli gruplar halinde çalışmaya başladık. Biri karton ve bildiriyi tutarken, diğeri bantladı. Birkaç kişide koreografi fotoğrafı vardı, yönlendirdi bizi.

Saatler geçti. İndik, çıktık merdivenlerden, karton kesti elimizi, acıktık, susadık bazen. Yorulduk, midemiz bulandı hatta bant koparmaktan.

Önceden utanır, sıkılırdım; kimseyi tanımıyorum diye. Ama bu sefer öyle olmadı. Senelerdir aynı evi -mabedi- paylaşmış olmanın verdiği samimiyettendi bu sanırım.

Besteler söyledik, güldük, eğlendik.

1-2 saate biter diye düşünürken 6 saat oldu. Karşı tribüne geçtim, baktım şöyle bir. Gülümsedim yine, şükrettim Fenerbahçe'liyim diye. Stad hazırdı artık, maç saatini beklemeye başladık.

Ertesi gün oldu, maç başlamak üzere. Kartonlar kalktı havaya. Şaşırttık yine herkesi. Gururla bakıyordu herkes ekrana, kartonlar havada, büyük bir iş yapmanın vermiş olduğu gurur ve mutluluk...

Ve ilk yarı gelen iki gol, kaçan goller, oyuncularımızdaki hırs, şampiyonluğa inanan yüzler, avaz avaz bağırılan, haykırılan o anlar...

Şampiyonluğa bir adım daha...

Maç bitiminde herkesin derin bir nefes alıp 'ohh' demesi, yüzlerdeki 'şampiyonluk inancı'...

Eve gidip başımı yastığa koyduğumda birkez daha anladım ki 'Fenerbahçeli olmanın gururu bizlere yeter'...

Emeği geçen herkese teşekkürler...

misafir yazar: Kübra Gürsel

not: Grup CK Facebook sayfasından alıntıdır.

0 comments: