Cuma, Mayıs 21, 2010

Kader, Tedbir ve Tevekkül


Hürriyet'in web sayfasından alıntıdır;

...Ocağın önünde toplananlara hitaben konuşan Erdoğan, geçmiş olsun dileğinde bulunarak, şunları söyledi: “Üzüntümüz büyük. Ama bu bölgenin insanı bu tür olaylara alışık. Şöyle 20 yıl gerisine gidiyorum. 90’lı yıllardan bugüne Zonguldak’ta bu tür faciaları hep yaşadık. Kömür ocaklarına ben de indim. 2 bin metre derinlikte madencilerin nasıl çalıştığını gördüm. Onlarla iftar yaptım. Bu mesleğin kaderinde bu var.”

‘Bir günde bitmez’

“Mesleğe girerlerken de bu tür şeyler olabileceğini bilerek giriyorlar. Babası, amcası göçükte kalmış, bir bakıyorsunuz o da madenci olmuş. Bu tür olayları gördük."

***

Başbakan kaderden bahsedince aklım ister istemez tedbir ve tevekkül kelimeleri de geldi. Bu üç sözcüğün Türk Dil Kurumu'nun internet sayfasındaki karşılıklarına bakalım.

Kader (yazgı): Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, mukadderat, takdiriilahî.

Tedbir: Önlem, hazırlık.

Tevekkül: Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma.

***

Konuyla ilgili düşüncemi Başbakan'a uygun dille izah edebilmek için geçmişte yaşanmış bir hadiseyi örnek göstermek isterim. "Konuyla birebir örtüşüyor mu?" sorusu akıllara gelebilir ama vermek istediğim mesajı veriyorsa, benim açımdan sorun yoktur. Ve öyle zannediyorum ki bu örnek, kendisinin bu hadiseyi en iyi şekilde tahlil edebileceği bir örnek olacaktır.

***

Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz’in yanına bir bedevi gelir. Rasulûllah kendisine sorar:

-Deveni nereye bıraktın?

Bedevi:

-Allah’a emanet ettim.

Rasulûllah kendisine şu cevabı verir:

-Evvela deveni sağlam kazığa bağla, daha sonra Allahû Tealâ’ya emanet et!

(alıntıdır)

***

İnanan biriyseniz ölümün her faninin kaderi olduğuna inanırsınız, ancak nasıl olsa ölümüm kaderimde var diye kendinize dikkat etmiyorsanız tedbirinizi almıyorsanız ve yine sorumluğunuz altındakilerin hayatları için de tedbir almıyorsanız, orada bir sakatlık vardır.

Daha fazla söze gerek yoktur herhalde.


2 comments:

il Capitano dedi ki...

hangi mesleğin kaderinde ölüm vardır?en çok askerliğin,onun bile olağanüstü bir durumda olmasını bekleriz ama biz alışkınız boş yere ölmeye.1991'de aynı maden ocağında 263 can kaybettiğimizde de aynı lafları dinlemiştik,şimdi de aynı laflar.konuşanlar değişiyor konuşulanlar,bahaneler hep aynı.bu ülkede bir bürokratın,üst düzey siyasetçinin,yöneticinin bir şeyi değilsen yaşama hakkın bile yok!

sen iste ölürüz be başbakanım(!)

Candela dedi ki...

Bu ulkede dogduysaniz bircok sey kaderinizdir. Aclik, egitimsizlik, inancindan dolayi asilan bir insani anmak icin gittigin sehirde yakilmak, kimliginden oturu hakarete ugramak, oruc tutmadigin icin dovulmek, tore cinayetleri, ahlak yoksunu hirsiz yoneticiler, depremler, hakkini savundugunda anani da al git diyen basbakanlar... seklinde liste yapmaya kalksak sanirim sayfalar dolar. Maalesef o koca listeye birtek insanca yasamak giremez cunku o kaderimizde yok. Aslinda fazla birsey yazmaya da gerek yok cunku her toplum layik oldugu sekilde yonetilir.