Pazar, Şubat 28, 2010

28 Şubat


Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ahlaksız, en haince hadiselerinden biri olan 28 Şubat post-modern darbesinin yıldönümü bugün.

Birileri 28 Şubat için "1000 yıl sürecek" demişti. Umarım yanılırlar. Umarım bu halk uyutulmaz, suni tehditlerden ürkmez ve esas gerçeği görür. Ne zaman bu ülkede birileri, "filanca elden gidiyor" nidalarıyla dolaşıyorsa, bilin ki çoğunlukla bahsedilen şeyin elden gittiği yoktur. Mevzu sadece, suyu daha da bulandırmaktır. O sesi gür çıkanlar, yine birileri tarafından tutulmuş, satın alınmış kişilerdir. Amaçları bellidir.

Bundan 13 yıl önce, birileri tarafından güzelce yazılan senaryo kusursuz bir şekilde icra edildi. Ve ne yazık ki halkın bir bölümü de bu kurguyu yedi, belki de yemek zorunda kaldı. Zira çok korkutulmuşlardı. Daha sonra ne oldu? Anti-demokratik uygulamalarla ortalığın içine etti o kişiler. Kendi derebeyliklerini kurdular, insanları inancına ve inançsızlığına göre etiketlediler filan (bugün de buna benzer şeyler yaşanıyor gerçi). Yetmedi, kurulan tezgahlar sayesinde ekonomiyi de çökerttiler. Bankaların hortumlanmasını sağladılar. Olan yine garibanlara oldu tabii. Suni tehditlerle korkutuldukları yetmiyormuş gibi, bir de elde avuçta ne varsa onları da kaybetti bazıları. Aslına bakarsanız, 28 Şubat senaryosunu yazanlar, uygulayanlar ve onların yandaşları dışında kazanan pek olmadı o dönemde. 28 Şubat'ta birileri tarafından kurtarıldıklarını düşünenler ve onları alkışlayanlar da bugün yaptıkları hatanın farkındalar muhtemelen. İş işten geçti mi? Geçmedi. Haysiyetli insan her türlü darbeye karşı olan insandır. Normali, post-modern'i fark etmez. Hala geç değil. Bu gerçeği görmek ve hata yaptıklarını itiraf etmek için geç kalmış değiller.

İnsanlar takım tutar gibi darbe taraftarlığı yapmayı da bir kenara bırakmalı. 27 Mayıs, 12 Eylül gibi darbeler ve 28 Şubat post-modern darbesi bu ülke halkına karşı hazırlanmış ve uygulanmış haince, alçakça eylemlerdir. Bunlardan birisi sizin sevmediğiniz bir ideolojiye, zümreye karşı yapılmış olabilir. Lakin bu darbelerin anti-demokratik eylemler olduğunu ve ülkeyi karanlığa süreklediği gerçeklerini değiştirmez.

Gelin hep birlikte darbecilere, darbe sevdalılarına ve bu ülke halkına zulmü reva görenlere karşı hep birlikte mücadele verelim (Ertuğrul Özkök tarzı girmişiz cümleye, devamının onunla alakası yok ama). Şimdi muhtemelen bu yazdıklarım birilerini rahatsız edecek ama buna da hazırım. Hatta geçenlerde blogdaki e-posta adresime biri tehditvari not bırakmış. Beni korkutacağını sanıyor herhalde ya da şaka yapma tarzı garip olan bir arkadaş olmalı. Neyse, bunu da okursa, bu kez e-posta adresime değil, yazının altındaki yorum bölümünden fikirlerini beyan etmesini beklerim. Daha şık olur.

Darbesiz, kaostan uzak bir gelecek dileklerimle.
el burrito

15 comments:

Erdal Güngör dedi ki...

Beni rahatsız etmedi,ellerine sağlık..

Samed Kahraman dedi ki...

Süreci iyi anlatan bir yazı. Bu ülkede inanç ve düşüncesi ne olursa olsun her insan darbeye karşı olmalı. Darbesiz, demokratik bir ülke; milletin kendi kendini yönettiği bir ülke; egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu bir ülke daha yaşanabilir, daha güzel olacaktır. 30 sene bir darbesiz yaşayabilsek, en azından bunu göreceğiz ama... :)

Ben de Ortega Blog okuruyum. Yorum yapmam, sinsi sinsi okurum sadece. Şimdi böyle bir konuya yorum yaptım, daha önce bir iki sefer yapmıştım. Provakatör hissettim kendimi ya da siyasi broşür dağıtan tiplerden falan :)

azapaza dedi ki...

bu kadar spor blogu takip ediyorum, en beğendiklerimden birisin ve bu konuya kör sağır kalmaman beni mutlu etti.yazdıkların çok güzel.

Adsız dedi ki...

Türkiye Cumhuriyeti başbakanı erbakan ın Kaddafi tarafından bir bedevi çadırında azarlanması normal , Şükrü Karatepe nin Süslü püslü göründüğüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Belki başbakanın, bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak, sizin hiçbir mecburiyetiniz yok demesi normal ,Başbakan Erbakan ın tarikat liderlerine başbakanlık konutunda iftar vermesi normal , tiyatrolarda kudüs oyunu oynanması iran a özenilmesi normal...peki size soruyorum ülkenin kurucusu olan TSK nın buna tepki göstermesi mi anormal???Demokrasi sadece sandıklarda oy kullanmak değildir...

Kürşat SARIKAYA

hadrianus dedi ki...

Evet , Haysiyetli her insan darbelere karşı olmalıdır.
12 eylül
2ü yaşayan biri olarak ; Eğer emelimiz batı tipi bir demokrasi ise darbenin askerden gelenine , sağdan gelenine ,soldan gelenine , sivil faşizme , teokratik olanına....
Tümüne

Adsız dedi ki...

ahaha bu ne ya, Ergenekon iddianamesini de sen mi yazdın??
:)))

Ragasi dedi ki...

kaos her yerde vardır kaossuz gülünç sadece devletin varlığı kaosa işaret değil mi devlet kaosu ehlileştirir ordu hükümet sermaye iktidarı halktan uzaklaştıran tüm bu kurumlara karşı olunmadan darbe karşıtı olunabilir mi

Adsız dedi ki...

Keşke aynı duyarlılığı suçlarının ne olduğunu bilmeden 1 yıldan fazla bir süreden beri cezaevlerinde tutulanlara,tarikat soruşturmsı yaparken hükümet tarafından ergenekona dahil edilen başsavcıya,hergün stv 24 kanal 7 taraf gibi kanallarda ve gazetelerde hain olarak lanse edilen gazetecilere, partisinin muhaliflerine kanı bozuk diyebilen tbmm milletvekiline,hapishanede öldürülen Kuddusi Okkır'a 'da gösterseydin.Sanal bir demokrasi sevdasıyla niyetinizin ne olduğunu çok açıkça belli ediyorsunuz.

Ortega dedi ki...

Keşke, bugüne dek blogda 12 Eylül'le ilgili, 27 Mayıs'la ilgili, Zaman gazetesi, Stv kanalı vs. ile ilgili yazdığım eleştirileri de görseydin de, ondan sonra bu yorumu yapmaya gerek var mıydı? onu düşünseydin. Ama yok, alışmışsınız etiketlemeye. Bu adam darbe karşıtıysa, kesin cemaatçidir amına koyayım gibi gerizekalı bakış açılarınız ve etiketleme sevdalarınız yüzünden, saçma sapan yorumlar yapıyorsunuz.

Çok mu zor bir az zaman ayırıp eski yazılara bakmak yahut eski yazıları bilmeden, emin olma amaçlı "şu konu hakkında yazmış mıydınız?" diye sormak.

Yeter artık amına koyayım ya. Nedir bu? Yine isimsiz gerizekalı bir yorum daha.

12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı eleştiririm, hemen etiketler cemaatçisin derler...

Zaman'ı, Stv'yi, Vakit'i eleştiririm hemen etiketler dinsizsin derler...

Baykal'ı eleştiririm hemen etiketler akp'cisin derler.

Akp'yi eleştiririm hemen etiketler statükocusun derler...

Yeter amına koyayım ya!

Burada kafamıza takıldığı kadarıyla bazı mevzulara vakit buldukça değinmeye çalışıyoruz. Hayatı illa sizin gibi etiketleme, fişleme vb. eksenli bakmak zorunda mıyım?

Böyle saçmalıklarla uğraşmaya mecalimin kalmadığını hissetmeye başladım.

En iyisi biraz ara vermek sanırım.

Erdal Güngör dedi ki...

Şimdi yazdıklarıma hiç darılıp gücenme yok,dost acı söylermiş.Seni şahsen tanımıyorum yazılarından takip ettiğim kadar iyi insansın,sana akıl verme haddimde değil,sade tavsiye olarak kabul et.

Şimdi kardeşim kabahat sizlerde,niye "adsız" seçeneğini kapatmıyorsunuz? İkincisi,madem yazılan bazı yorumlar rahatsızlık veriyor neden yayınlıyorsunuz? Şunu kendine prensip olarak koy,yazdıklarını sen kendin beğeniyorsan gerisi teferuat bu blog senin,okuyanların hoşuna gidiyorsa amenna,gitmiyorsa kasımpaşa diyip gülüp geçeceksin.Hayat bu bazı şeylere katlanmak zorundasın sen önce kendinden emin ol sonra sıra başkalarına gelsin,daha dur ölümle tehtit edenlerde gelir yakında.

Yaz ya da yazma sana kalmış ama ben senin yerinde olsam bir süre yorumları kapatır kaldığım yerden devam ederim,inadına taki onları kudurtana kadar.

maria lopez garcia dedi ki...

Yazdiklarina katilip katilmama durumuna girmiyorum. Demokrasi ozlenendir ve onda darbeye yer yoktur evet. Ancak 28 Subat'i olusturan etmenlere de benim guzel ulkemde yer olmamalidir bir yandan, en azindan benim hayalim bu. Ben isterse gitsin bilmemne seyhinin etegini opsun, benim yasamima karismadigi ve benim ulkesel yasam bazinda hayatimi kolaylastirdigi takdirde kimseye bi laf soylemem. Ancak bu bi utopya, insanin varolusu yonetimi ele gecirmenin akabinde her yerde kendini gosterir. Dolayisiyla da olmuyo boyle seyler be Ortega.
Ister katilirim ister katilmam, ortaya cok guzel seyler koyuyosun. Emegine de aklina da buyuk saygi duyuyorum. Ancak boyle herkesin (ve benim de) kicindan fikirleri oldugu hatta cogunun fanatik oldugu bi konuda bi yazi yaziyosan tepkileri kabul et. Ya da yazma. Ama ara filan verme, bu emege bu akla yazik olur.

Ortega dedi ki...

Erdal Güngör,

Öncelikle adabıyla yapıldığı takdirde her türlü eleştiriye açık biriyim. Bunu belirteyim.

Anonim yorumlara engel koymaya bugüne değin hep karşı çıkmıştım. İnsanları yorum yapmaları için bir yerlere üye olmaya zorlamayı manasız buluyordum ama sanırım buralara bir şeyler yazmaya devam etmek istiyorsam, en azından bir müddet yorumlardaki anonim seçeneğini kapatmak gerekiyor. O konuda haklısın.

Gün içerisinde yazdığım yazılarda geçen kişilere, yazıları yorumlayan kişilere falan onlarca küfürlü yorum geliyor. Onları elbette ki yayımlamadan, fazla takılmadan geçmek mümkün ama bu öyle bir şey değil ki. Burada tamamen kıçından uydurmanın en bariz örneği var. Biri iftira atar ve yalan söylerse, kimisi "aman bana ne" der geçer, belki ama ben genelde cevabımı vermeyi yeğlerim, sana göre öfkeyle kalkan tiplerden olabilirim ama böyleyim işte. Yalan söyleyene, iftira atana bir şekilde cevap vermek isterim. Nihayetinde kendime ait bir sayfa burası ve nasıl ki istediğim konuyu yazabiliyorsam, istediğim yoruma da cevap verme lüksüm olmalıdır.

maria lopez garcia,

Ne demek istediğini anlıyorum ve aşağı yukarı aynı hassasiyetlere sahip bir insanım ama ben darbeleri ve darbe planlarını yazıda belirttiğim üzere filanca kişilere, ideolojiye yapılmış diye ayırmam. Hepsi birdir gözümde. Şöyle bir örnek vereyim; 12 Eylül öncesi yaşananlar hoş olaylar mıydı? Hayır. Peki o zaman, istenmeyen ve de nahoş olaylar yaşanıyor diye darbeye şakşakçılık mı yapılmalıydı? Yahut bugün hala o darbe savunulmalı mıdır? Bence hayır. Bunu demek istiyorum. Benim nazarımda darbeler anti-demokratik şeylerdir ve ülkeyi olduğundan daha karanlığa götürürler. Aksini düşünüyor ve iddia ediyor olabilirsiniz ama benim bakış açım da budur.

Bi de emek falan değil bu blog işi. Ego tatmini sadece. İlk günden beri söylerim. Canım futbol yazmak isterse yazarım. Canım sinema yazmak isterse yazım. Canımın istediği konuda, birilerine küfürler etmediğim müddetçe yazmak hakkımdır öyle zannediyorum. Blog dediğimiz şey günlük gibi nihayetinde. Günlük tutan kişiye, filanı yazma, öbürünü yaz deme lüksümüz olmalı mı? Bence hayır.

Orhan Pamuk'u eleştiriyorum, birileri rahatsız oluyor. Aziz Yıldırım'ı eleştiriyorum, birileri rahatsız oluyor. Yahu bu ne hassasiyet arkadaş? Her mevzuda birilerinin hassas organlarına çarpıyor klavyem, e ben nerelere gidem o zaman? Neden bu blog var öyleyse?

Anlayın derdimi...

maria lopez garcia dedi ki...

Mail atmak istedim aslinda ama yazida da demissin buraya yazin diye.
Ben zaten senden farkli dusunmuyorum, satir arasi belirtmeye calistim. Sadece katilmiyo olsaydim da beni de sallama demek istemistim. Soylemek isteyip de anlasilmaz belki dediklerimi sen yazmissin. Emek isi derken senin emeginden bahsettim tam da, kendine verdiginden. Caninin istedigini yaz zaten. Hassasiyete gerek yok bence de ortada biraktigin bi gunluk bu herkesin okuyabildigi, kimse o kismina karisamaz sadece okuyabiliyor diye. O kadar salakca ve asalakca ki bazi seyler, durup seni dusundurtmemeli bile. Kime dokunursa dokunsun, sen kimseden sorumlu degilsin. Kusura bakma cok sinirlendirdiler.

Quantum dedi ki...

Sevgili ortega bende eleştirdim yazını ama adımı verdim soyadımı verdim...Bu yazıyı yazarken art niyetli olmadığının farkındaydım çünkü blogu çok uzun zamandır takip ediyorum o yüzden az çok senin hakkında fikir sahibiyim..Ben dediğim şeylerde sana cemaatci ya da akp li gibi ithamlarda bulunmadımda öyle bir kastımda yok..Tabi ki darbelere karşıyız yapanların ahirette elimiz yakasında olacak..Darbeyi yapan ressam dışarıda rahatına bakarken suçsuz günahsız insanların evinden alınması çok komik,salt çoğunluk akp nin elinde hala ağlama edebiyatı yapıyorlar..ben ahirette kenan evren inde ülkemizi arabistana çevirmeye çalışanlarında yakasına yapışacağım..

Bütün bunlar bi yana ara falan verme sakın yazılarına takım kötü gidiyor bu ortega hiç yazmıyor başkanın adamı diye etiketlerler :D

Kürşat SARIKAYA

Santiago dedi ki...

'12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı eleştiririm, hemen etiketler cemaatçisin derler...

Zaman'ı, Stv'yi, Vakit'i eleştiririm hemen etiketler dinsizsin derler...

Baykal'ı eleştiririm hemen etiketler akp'cisin derler.

Akp'yi eleştiririm hemen etiketler statükocusun derler...

Yeter amına koyayım ya!'

Bende aynı sebeplerle çok koydum koya koya kalmadı :) ama malesef mantalite bu yafta dünyası.. Bazıları için hayat iki renkten ibaret ton farkını anlayacak kapasiteleri yok naparsın..
Ne diyeyim Hoşgeldin Liberal Muhalifler Dünyasına ;)