Çarşamba, Aralık 30, 2009

Ancak Dış Mihraklar Böyle Bir Harita Yapardı


Gelin itiraf edelim (mevzuya Ertuğrul Özkök tarzı giriş); Türkiye'nin Batı'sında doğmuş, büyümüş ve hala Batı'da ikamet eden insanlar olarak çoğumuz ülkeyi ikiye ayırarak değerlendiriyoruz kafamızda aslında. Türkiye'nin Doğu'su ve Batı'sı. Elbette aramızda istisna olanlar vardır ama eminim çoğumuz aynıyız.

Öss sonrası tercih yapacak olan gençlere ailesi ve çevresi genelde, "Ankara'dan ötesini yazma oğlum/kızım" der. Askerlik çağına gelen oğlunun Batı'da bir yerlere düşmesi için dua eder anneler, babalar ve tabii o kişinin sevdikleri. Şu haritanın Batı'sında bir yerlere çıkınca "oh çok şükür" derler, Doğu'sunda bir yer olursa, belli etmeseler de üzüntüyle karşılarlar bu haberleri. Gücü yeten torpil yapmakla uğraşır hatta. Onların bu işler için neler çevirdiklerini Ergenekon davasını yakından takip edenler bilir.

Keza okul ve askerlik sonrası iş hayatına atılacak oğlunun Batı'da bir yerlerde çalışmasını ister aileler ve çevresindekiler. Gelinlik çağındaki kızını ise Doğu'ya göndermek istemez. Gönderirse de istemeye istemeye yapmıştır bunu.

Buradaki niyetler elbette ki "bölücülük" anlamında değildir. Tırnak içi ifade edelim bunu, gözden kaçmasın. Bahsedilen şey Batı'da yaşayan kişilerin, ülkenin diğer yakasını kendince sebepler göstererek "daha az güvenli bulması" ve bu yüzden tedirgin olmasıdır. Bu kişiler haklıdır, değildir meselesini burada tartışacak değilim şu an. Lakin şunu da belirteyim; yazının sonunda okuyacağınız Ercan Güven'den alıntı olan cümlelerin bilhassa sonlar yazılı olanlarını daha bir dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Ve tekrardan mevzuya dönelim...

Tüm bu yukarıda yazdığım şeyler aile sohbetlerinde, dükkanların içinde, kahvehane köşelerinde ve samimi arkadaş ortamlarında sabah akşam konuşulan şeylerdir. Bugüne dek ülkenin Batı'sında yaşamış biri olarak bunları gözlemledim. Ülkenin Doğu'sunda nasıl bir durum var? Bilmiyorum tabii. Belki orada da benzer bir durum vardır, kim bilir?

Şimdi bakıyoruz Türkiye Futbol Federasyonu talip olduğu 2016'daki Şampiyona için aday şehirleri belirlemiş. Mehmet Demirkol'un güzel tespitine kadar öyle yüksek sesle dile getirilmeyen o ince çizgiyi fark ediyor ve ona odaklanıyorsunuz. Hakkaten de haritadaki aday şehirlere bakınca sürekli şikayetçisi olduğumuz dış mihrakların emellerindeki o meşhur haritalardan biri çizilmiş gibi duruyor. Ülke ikiye bölünmüş. Hani bazen Fransa'da, İngiltere'de yahut ne bileyim işte Almanya'da bazı yayın organlarında kasti ya da değil bazı yanlış Türkiye haritaları basılır ve bizler de bu durumlara tepki koyarız ya hep, aynen öyle bir durum var.

Ülkenin futbolunu yöneten insanlar bazı kriterleri göz önüne aldıklarını iddia ederek, böyle seçimler yaptıklarını söylüyorlar. İyi de burada bir saçmalık var. Misal, bana kalsa İnönü ve Şükrü Saraçoğlu gibi iki stad bu listede olmalıdır. İkisi de çok güzel stadyumlar. Bu düşüncemi bir iddia olarak dile getirsem, "UEFA kriterleri" falan filan derler. Hangi kriterler? Madem bu stadlar o kadar problemli neden Avrupa Kupası maçları ve finaller oynanıyor. Kaldı ki kusurlar varsa daha 2016'ya hayli zaman var. Eksiklikler giderilir.

Aday şehirler arasında ortada bahsi geçen stadyumların olmadığı yerler de var. O zaman neden iki taş üst üste konmamış stadyumları seçiyorsunuz dediğiniz zaman, bu kez de savunma kanadı 2016'ya daha çok var diyor. Peki, o zaman neden Trabzon gibi bir futbol şehrini ya da ülkenin Doğu'sundaki şehirleri tercih etmediniz? E hani 2016'ya daha çok vardı? Ne yaptığının farkında olmamaktır bu. İşleri eline yüzüne bulaştırmaktır bu.

Son olarak bu organizasyonsuzluğuma bakarak, ben olsam bize Şampiyona falan vermem dedikten sonra daha fazla uzatmadan yazıyı Ercan Güven'in bugünkü köşesinden bir alıntıyla bitirelim;

“En iyi stadını söyle” deyince, hep birlikte “Şükrü Saracoğlu” diye bağırdığımız bu ülkede Avrupa Şampiyonası adaylığı için başvuru yapılması ve Şükrü Saracoğlu’nun maç oynanacak statlar listesinde yer almaması tuhaf tabi.
“Euro 2016”ya aday olmamız da tuhaf, stat tercihleri de, Fenerbahçe’nin tepkisi de!
Al birini vur ötekine.
Kurumları kavga eden, sokakları molotof ve havai fişekle yangın yerine dönen Türkiye’ye, Avrupa Şampiyonası isterseniz, ortaya Mehmet Demirkol’un köşesine koyduğu gibi bir Türkiye haritası çıkar; kimseye izah edemezsiniz.
Sayın Başbakan’ın, MHP lideri sayın Bahçeli’ye “Sivas’tan öteye gidemiyorsunuz” dediği Türkiye’de, Sivas’tan öteye maç koyamayarak fiili durumu futbol üzerinden ikrar edip belgelendirirsiniz.
Yeni stat yapılacaksa, Ağrı’ya da yapılır, Tatvan’a da,Yüksekova’ya da, Nusaybin’e de...
Demek ki, “oralar UEFA’nın güvenlik kriterlerine uymuyor”.
Bırakın UEFA kriterlerini, bazı vatandaşlarımızın güvenlik kriterleri bile müsaade etmiyor oralara.
Bunu mu demek istediniz?
O zaman...
Daha ülkesinin tüm sokaklarında güvenliği sağlayamamış olanların Avrupa Şampiyonası neyine?

23 comments:

sinek valesi dedi ki...

Türkiye'nin gerçekleriyle yüzleştiğimizin vaktidir. retweet de yaptım yazını, bi kaç gündür dost meclislerinde dönen muhabbeti aynen aktarmışsın adeta. öte yandan, mehmet demirkol'un yazısında değil ama aynı günkü spor servisi programında ettiği bi laf vardı: "siyaseti spora sokmayalım yoktur, hayat siyasettir, politik davranacaksın ve karşıdakine seni alt etmesi için malzeme vermeyeceksin"...belki kelimesi kelimesine böyle değildi ama sözünün özü buydu. altına imzamı atarım. gerçekten şu haritayı yunanlar yayınlamış olsalardı bugün ikinci kardak krizine sürükleniyo bile olabilirdik.

pclion dedi ki...

Yahu, bitimine 7 ay kalmış, maliyeti karşılanmış bir stadyumla mevcut şehirlerle hiçbir demiryolu bağlantısı olmayan (ulaşım için birincil şartlardan turnuva için) bir şehri sıfırdan bu ulaşım ağına dahil etmeyi nasıl bir tutuyorsunuz, yeminle akıl tutulması yaşıyorum. Elmalar, armutlar. "Saraçoğlu neden/nasıl olmalı" sorusunun cevabı "e Trabzon da hazır olur o zaman" mıdır, bu mudur yani? Bunu yapan üç günlük adamlar da değil, üzüldüğüm nokta onadır.

Bu işi iki senedir kovalarım, az çok detaylarına hakimimdir, TT Arena inşaatının başlama süreci de dahil olmak üzere bu stadyumun Euro 2016-20 adaylıkları için amiral gemisi olacağı belliydi, Özhan Canaydın bile seksen kere söylemiştir bunu başkanlık döneminde. TT Arena bir devlet projesi ve aslında Galatasaray'ın faydalanmasından ziyade stadyumu Mecidiyeköy'den boş bir araziye taşıyarak turnuvalar için uygun hale getirilmek birincil amaçtır. Stadyumun Galatasaray'a kiralanması ise Mecidiyeköy'den çıkması karşılığında verilen teşvikti. TT Arena'nın Euro 2016'ya dahil edilmesi dünkü karar değil, bun fikirden bir vazgeçmek lazım önce.

İstanbul, hem ev sahibinin maçlarının, hem de final maçının oynanacağı stadyuma sahip şehir olarak belirlendi. Final için uygun bir stad lazım ve bu ne TT Arena, ne de Saraçoğlu olabilir kapasite itibariyle, Saraçoğlu'nun şehir içinde olması itibariyle başka zorlukları da var. Bu durumda mecburi istikamet de olsa Olimpiyat stadı seçiliyor, bu stadyumda hasbelkader de olsa Şampiyonlar Ligi finali de oynanmış. Organizasyon başarılı olmuş. Siz tutup da Olimpiyat olmasın diyorsunuz. Peki olmasın da final nerde oynanacak yahu, birisi de bu sorunun cevabını versin.

TFF'nin kendi açıklaması var, Saraçoğlu için şartları sonuna kadar zorladık ama UEFA kabul etmedi diye. Bunun üstüne hala TFF'ye, yetmedi bu konuyu dili döndüğünce anlatmaya çalışan insanlara giydiren, saldıran tiplerle doldu ortalık. Seni ve kendini düzgün ifade etmeye çalışan insanları tenzih ediyorum elbette. Ne kadar kolay yahu, senelerdir bu proje için çalışan insanlar gerizekalı ve Olimpiyat yerine Saraçoğlu yazmayı düşünemiyorlar. Her şey bu kadar basit mi? Trabzon da yetişir zaten 6 seneye! 80 yıldır yapamadığımız ulaşım hamlesini 6 yılda yapacağız diye UEFA'ya söz verelim, onlar da emin olun vereceklerdir bize turnuvayı. UEFA da Türkiye'nin birliği ve beraberliğini falan çok umursuyordu. Adamlar da uygun şehirleri istiyorlar, TFF de elindeki mevcut imkanlarla en iyi projeyi hazırlamış. Bunun suçlusu onyıllardır oraya bakmayan devlet midir, yoksa TFF mi, o da değil de bu projenin makul tarafları olduğunu söylemeye çalışan bir blog yazarı mı? Galiba suçlu benim...

Ortega dedi ki...

Uğur,

Öncelikle şunu belirteyim bu yazı bir ya da iki kişi belirlenip, onlara cevap niteliğinde yazılmış bir yazı değildir. Daha çok sokaktaki, forumlardaki, sözlüklerdeki genel havayı gözlemlenerek yazılmıştır. Kişiselleştirmeni istemezdim doğrusu.

Gelelim diğer meselelere. Elbette ki istiareye yatılarak değil, bir şekilde araştırılarak, emek verilerek bu seçimler yapılmıştır ama bu listeyi hazırlayanların çuvalladığı gerçeğini değiştirmez. Böylesine büyük bir turnuvaya ev sahipliği yapmak istiyorsanız nasıl ülkenin her kademesini devreye sokarak bir plan yapıyorsanız, ülkenin her yanını düşünerek seçimler yapmalısınız. Bugüne dek yapılan turnuvaları incelersek, ev sahibi ülkelerin dört bir yanından seçilmiş şehirlerin olduğu görülüyor.

Gelelim Kadıköy ve İnönü mevzuuna. Onu orada yazmamdaki kastım, neden Olimpiyat ya da TT Arena var da İnönü ve Kadıköy yok şeklinde değildir tabii. Sadece bu seçimlere bir eleştiri getirirken, "ama kriterler" diye savunmaya giren kişilere 2016'ya daha çok var dediğinizde, karşı çıkmaları ve olmayan stadları işaret ettiğinizde de "daha 2016'ya çok var" demeleriyle alakalıdır. Bu ne perhiz..kabilinden yani.

Efendim deniyor ki, Trabzon'un falan konaklama problemi varmış. İnterneti araştırma için biraz kullansak bunun da TFF'nin içi boş bir savunması olduğunu görüyoruz. Yani nerden bakarsak bakalım elde kalıyor yaptıkları.

Bugün İtalya gibi nerdeyse hiçbir stadı istenen kriterlere uymayan bir ülke bize oranla bir adım (belki de daha fazla) daha öndeyse ve turnuvayı alacak şeklinde yorumlanıyorsa, bizim iki eksiğimiz vardır; birincisi lobimiz etkin değildir, ikinci olarak da özenmeden, paldır küldür seçimlerle heyetin karşısına çıkıyoruzdur. Bunlara itiraz edebilirsiniz tabii..ama bence öyle işte.

Her şey TFF'nin elinde değildir, mevcut imkanlar böyledir diye de savunulabilir seçimler ama bence bunlar -atıyorum- Diyarbaır'ın, Urfa'nın, Trabzon'un filan listeye girmeyişi için yeterli argümanlar değildir.

Tarafsız bir gözle bakmaya çalışarak böyle özensiz seçimler yapan bir heyete ben olsam turnuvayı vermem diyorum. Lakin otorite değilim bu konuda, kararı da ben verecek değilim. Sadece örneklemedir bu yaptığım.

Son olarak mevzuuyu ve eleştirilerimi kişiselleştirmemeni dilerim. Zira öyle bir niyetim olsa, senin yazını referans gösterir, öyle bir eleştiri de bulunurdum.

armgn dedi ki...

euro 2016 bu ülkenin neyine görüşüne world cup 2010'un g.afrika gibi suç oranının son derece yüksek olduğu bir ülkede yapılıyor olmasını göstererek katılamayacağım.
ötesinde bugün ortaya çıkan haritanın bir ayrımcılık olduğuna da inanmyorum. Bunları yazmamın nedeni polemik yaratmak ve sen haksızsın demek değil yanlış anlaşılmasın. bu da benim nacizane görüşüm hepsi o.

Arkhe dedi ki...

Son iki final 55.000 altı stadlarda oynanmışken, söylenene göre zamanında Saraçoğlu Stadı'nın 2008 ve 2012 adaylıklarında kullanılması planlanmışken, hala insanlar göz göre göre kapasite itibariyle final için Saraçoğlu ve TT Arena kullanılamazdı diyor. İnanılmaz bir şey.

Çağdaş Yılmaz dedi ki...

böyle bir şeyi TFF ile açıklamak bu geri kalmışlığı TFF bulmak ilginç... Daha şampiyonanyı almadan bize dert oldu... Sanki bu haritayı bir tek TFF çıkarıyor... Dünya basketbol şampiyonasıda olmayan salonlara filan verildi ama dert olmadı.. Biraz yüzeysel düşünüyoruz sanki.. İş sadece stad yapmak değil ulaşım var, konaklama var bir sürü şey var bunları nasıl yapacaksnınız.. Bunlarını yapmakda Tff nin işimi acaba.. Adamlar yol güzergah üzerinde şehirleri seçmişler uşalımı kolay olsun diye bütün ulaşım yollarının kullanıldığı şehirleri... Tabi ki istanbulda da yapılırdı şampiyona ama adamlar diyor ki bir şehirden iki stat diyor valla yakın zamana kadar da aynı şehirde iki den fazla yerde maç oynandığını görmedim.. herkes ister bütün ülkeye yayılmasını ama bu imaknı yaratmak TFF işi değildir herhalde işin zorunu düşünmek TFF işi hiç değilidr... Nusaybinde Bou Camp varda onlar mı seçmemiş.. İş stat işide değil dediğim gibi başka yatırımda var... gerekli.. Bunlarda doal olarak kolaya kaçmış TFF şimdi bütün geri kalmışlığımızı Bu haritayı yapanlardan çıkarmak biraz ilginç...

ckokler dedi ki...

Tartışmalara değinmeyeceğim zira Şükrü Saraçoğlu ısrarının popularizim olduğu kanısındayım.

Sadece şehirler ile ilgili tek sıkıntım, Konya(hatta Kayseri)gibi sokakta kız arkadaşının elini tutarak yürüyemediğin bir şehirde, şampiyona esnasında tonlarca litre alkol tüketecek olan topluluğu nasıl güvenli olacaktır.
Belediye başkanlarının Arap ülkesi gibi Aile yapısını bozuyor diye içki ruhsatı vermediği yerlerden bahsediyoruz!!

Siz hala doğu-batı sentezi yapıyorsunuz.

EMRE dedi ki...

Trabzonlular ayaklanmış iyide Trabzon şehri futbol şehride oraya gidecek insanlar çadırlarda mı konaklayacaklar Trabzonda rus hatunları götürdüğün motellerde mi konaklatacaksın 4 ülkenin turistlerini. Antalyada , İzmirde ,İstanbul'da ki şartları sunabilirmisin orada. Hadi Trabzon'un berbat stadını restore ettiler 5 tanede otel diktiler e peki diğer gruptaki ülkeler nerede oynayacak maçlarını? Şehir her yere uzak Rizedemi oynayacak? eğer orası olacaksa oraya da tekrar stad ve oteller yapılması gerekmiyormu? Ben açıkçası seçilen şehirlerin hemen hemen normal olduğunu düşünüyorum ( Konya dışında)Biz büyük yatırımlar yapabilecek bir ülke değiliz sonuçta o yüzden seçtiğimiz şehirlerde sadece stad yaparak kurtarmamız gerekir diye düşünüyorum. İzmir , İStanbul ve Ankarada oteller zaten mevcut . Adanada antalyanın komşusu olduğundan ulaşım dolayısıyla konaklama sıkıntısı çekmez. Kayseri yapılan stadı nedeniyle zaten seçilecek bir şehirdi. Bursanın istanbul, eskişehirinde ankaraya komşu olması ayrı avantaj.

Fenerbahçenin haklı itirazında yaptığı popilistlik benim hiç hoşuma gitmedi Diyarbakırı ve Trabzonuda araya sokup isyan bayrağı açması yıllardır süren tek başına mücadelemizin içine etti. Allah aşkına diyarbakırda kim maç yapar? Trabzon zaten olmaz anlattım nedenlerini.

Bence İstanbul'da TT arena ve Saraçoğlu seçimini yapıp finali izmir olimpiyata yada antalyada yapılacak büyük bir stada almaları daha güzel olurdu. Böylelikle Antalya'nın yada izmirin adı şampiyonanın sloganı olur ve sadece İstanbul'dan ibaret bir yer olmadığımızı gösterirdi. Orada yapılacak yatırımlarda daha sonra gelecek turistler için fiyat kalitesini arttırabilirdi. Bedava bir ülke olmazdık

En tuhafıma giden nokta ise Federasyon başkanının UEFA finalini başarıyla yaptığımızı belirtip o stadı dahil etmemesi oldu. Bence çok garip. Olmamış stadları koyupta olan bir stadı sadece park sorunu yüzünden tercih etmediklerini belirtmeri çok gülünç. Kaldı ki tüm dünyada toprakları asya ve avrupa yakasında olan tek şehirden sadece bir yakaya maç verilmesi yerine ikisine birden verilmesi daha şık olurdu. Hatta TT arenada avrupaya hoşgeldiniz ve Fenerbahçe stadında Burası asya ama hala istanbuldasınız gibi afişler asarakta inanılmaz bir sempati toplayabilirdiniz kanımca. Daha yazarımda siz okurmusunuz bilmem... :)

Ortega dedi ki...

Emre,

Yazmak istediğin varsa yaz tabii, yorum yapmışsın. Neden okumayayım :)

Şunu diyorsan;

"Biz büyük yatırımlar yapabilecek bir ülke değiliz sonuçta", o zaman ben de şöyle derim ama,

"Biz büyük yatırımlar yapabilecek bir ülke değilsek, niye böyle büyük bir organizasyona talibiz?"

:)

Serhat dedi ki...

Aslında "biz büyük yatırımları hemen 2014 yılına (sanırım bu tarihe kadar stad ve altyapıların hazır olması isteniyor.) kadar tüm ülke sathında yapabilecek ülke değiliz" demek daha doğru olacak.

Ortega yazında katılmadığım nokta son bölümde koyultulmuş kısım idi. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin tüm sokaklarının güvenliği sağlanmış bir memleket bulmanız mümkün değildir. Bu Londra gibi hemen hemen her noktası kamera ile izlenen bir şehirde bile kendinizi güvende hissedemediğiniz yada güvenlik sorunu yaşadığınız an oluyor. Kaldıki Dünya Kupası'nın "beyazlar için saat 21,00'dan sonra trafik açıksa kırmızı ışıkta durmayın" diye uyaruıldığı ve beyaz nüfusun kale gibi duavarları olan ve o duvarlara elektrik verilen bir ülkede yapılıyor olması yazınızın bu bölümünü tekzip etmektedir.

Konu ile ilgili bu yazıları okudukça aklıma gelen bir kaç soruyu da sormak isterim. Bu tartışmalar dünya şampiyonasını düzenleyeceğimiz çok önceden belli olan basketbol için niye yapılmadı acaba? Spor müsabakalarının tüm ülke sathına yayılması konusunda hassas M. Demirkol acaba neden Dünya Basketbol Şampiyonası'nın maçlarının Diyarbakır'da yada Trabzon'da yapılmadığını sorgulamadı? Neden bu konu ile ilgili aynı sertlikte bir yazı yazmadı?

Yada başka türlü sorsam acaba şampiyona stadlarından biri Şükrü Saracoğlu olsaydı bu kadar tartışma yaşanıp, acaip acaip haritalar ortaya çıkarmıydı?

Acı olan bu tip bölünmüşlüğü gösteren haritalar yurtdışı kaynaklı yapılırdı. Şimdi kendi elimiz ile yapmaya başladık.

Kimse de TFF'yi bu konuda suçlamasın. Bana göre TFF, bu şampiyonayı en az maliyetle, en kısa sürede hazırlayabileceği bir program hazırlayıp rasyonel davranmıştır. Rekabet edilen, bu tip organizasyonları daha önce yapan ülkelerin önüne bir şekilde geçilmesi gerekiyor. Bunun içinde ulaşımın, buraya gelecek taraftarlar için kolay hale getirilmesi kusura bakmayın bölücülük değil akılcılıktır. ve yine kusura bakmayın bunu bölücülük olarak eleştirenler ve madem öyle biz buna karşıyız diyenler maalesef bölücülüğü kendileri yapmaktadır.

Şükrü Saraçoğlu Stadı ile ilgili olarak 1983 yılından beri Kızıltoprak'ta oturan birisi olarak elbette bir görüşüm var. Her derbi maç sonrası otomobilinin camları yada aynaları kırılan, kaportası çizilen, özel mülk otoparkına aracını parketmek için geldiğinde yazı ve plaka ile kime tahsis edildiği açıkça belli olan alanın işgal edildiğini gören, bu konuda tepki gösterdiğinde ise karakolluk olan, her maç sonrası bu olayları yaşadığı için terörize olan, otoparkın girişinin birden fazla araç ile kapatılması nedeni ile bir çok kez acil durumlarda arabası ile gitmesi gereken yere gidemeyen bir kişi olarak çok doğru karar verilmiştir. O stadın ne kadar güzel olduğunu o stadın çevresinde oturan (aynı zamanda Fenerbahçeli olan) kişilere sorun.

Adsız dedi ki...

ya ortega ne bu KUYRUK ACISI fenerbahçelilerde anlamıyorum.. diretmeyİn işte sizin stadma MAÇ OLMAYACAK...... sen şimdi diceksinsin yok genel anlamda konusuyorum bende yicem he.. kadıkoye maç verilseydim adım gibi eminim ki sen bu yazıyı yazmayı bırak başlığını bile aklından geçirmezdin...

Prometheus dedi ki...

Yukarıda, dünya basketbol şampiyonası ile ilgili de bir yorum yapılmış o yoruma birkaç şey eklemek istiyorum.
Şampiyonaya ev sahipliği yapacak şehirler arasında en başta İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya düşünülüyordu. İzmir'i her ne kadar sevmeseler de dışarıda bırakamadılar doğal olarak. (Türkiye'nin en büyük 3. şehri, birinci ligde 2 takımı var, basketbol kültürü var vb...) Ama olan Antalya'ya oldu. Son yerel seçimlerde hükümet partisi Antalya'yı kaybedince, o şehirle ilgili herşeyden elini eteğini çekti. Antalya takımları parasızlıktan can çekişiyor şu anda. Birinci ligde 2 takımı olan, belirli bir basketbol kültürüne erişmiş, konaklama, ulaşım vs. problemi olmayan Antalya dışarıda bırakıldı ve onun yerine henüz doğru düzgün salonu bile olmayan Kayseri dahil edildi turnuvaya. Sebepleri aşikar ama bir o kadar da mide bulandırıcı, fazla da yoruma gerek yok zaten. (Şahsi kanaatim illa Antalya olacak diye de birşey olmadığıdır. Mersin de oynansın maçlar, orası da mı sizden değil, Bursa'da oynat maçları Kayseri yerine. Bursa şehri ne vermiş basketbola bugüne kadar, Kayseri ne?)

EMRE dedi ki...

O sözün anlamı şu Hasan. Trabzon'a veya Diyarbakır'a organizasyon vermek istiyorsan komple bir değişim yaratman gerekiyor. Oteli,yolu,stadı,insanı ... Benim bildiğim gruplar iki ayrı ama birbirine yakın şehirlerde oynanıyor ve o gruptan çıkanlar yine aynı şehirlerde birbiriyle eşliyor. Sonuçta Dİyarbakıra yatırım yaparken yakınında ki bir şehiride seçip oraya da aynı imkanı sağlaman gerekiyor. Demek istediğim İStanbul,Antalya,İzmir zaten konaklama yönünden ve İNSAN yönünden turist karşılamaya hazır zaten milyonlarca turist geliyor bu yerlere. Neden başvuruyoruz dersen bizim bu işi almamız demek ekonomik anlamda canlanmamız demektir. Buda toplumsal bir kalkınma yaratacaktır bize. Binlerce insanın futbol için dünyanın dövizini bırakacağını düşünüyorum. Ama bu yerler Trabzon veya Dİyarbakır olamaz.

Ortega dedi ki...

Serhat,

Sorunun cevabı gayet basit, basketbol hiçbir zaman bu ülkede en popüler ve siyasetin en çok müdahale ettiği spor dalı olmadı. yeterince açık olmuştur herhalde :)

Güvenlik meselesi zaten bizden kaynaklanan bir sorun. Güvenlik sorunu yaşayan da yaşatan da biziz. Yani senin de dediğin gibi dünyanın hiçbir yerinde güvenlik sorunu tamamen aşılmış değildir, bu yüzden bizim de bir şekilde Diyarbakır, Urfa, Mardin vs. gibi yerlere stad yapmaya, oraları aday göstermeye korkmamız gerekirdi. Kimse bana o şehirlerin seçilmemesinin nedeninin "konaklama, ulaşım vb." şeylerden olduğunu söylemesin. Bal gibi de olay çıkar, rezil oluruz korkaklığıyla bu seçimler yapılmıştır.

@ Emre,

Ben bugüne dek yapılan turnuvaları nazara alarak yapıyorum o yorumu. Şöyle bir araştırdığımızda konaklama ve ulaşımı meşakkatli olan pek çok şehir seçimi olan turnuvaya her şeye rağmen "siz yapabilirsiniz" anlamında onay verilmiş. TFF'nin yaptığı bence rastonellikten ziyade kolaya kaçmaktır bu yüzden.

Adsız arkadaş,

Ben bir Fenerbahçeli olarak Trabzon'da, Sivas'ta, Mardin'de maçlar oynansın, Ş.Saraçoğlu'nda olmasın diyebiliyorum. Sen de kendi takımının stadı için bunu diyebilir misisn? Diyebiliyorsan, sorun yoktur.

Ortega dedi ki...

Ve bir de TFF'yi eleştirme diyen arkadaşlara şunu demek isterim, kimi eleştireyim? Tapu Kadastro Müdürlüğünü mü? Bu şehirleri kim seçip aday gösterdi :)

kutay dedi ki...

trabzonun konaklama problemı vardır. şehirde bir tane 5 yıldızlı otel vardır zorlu otel.

aynı şekilde konyada da bır tane hılton var, kayseride de hılton var. kayserıye 1 tane daha yapılıyor.

yeni otel de yapılabılır 6-7 yılda, ama bu şu anda trabzonda konaklama sorunu olmadığı gerceğini değiştirmez.

haluk ulusoy basta olsaydı finali bile trabzonda oynatırdı..

bu arada stadyum, otel, demıryolu yapılmaması, o nedenle ülkenin doğusuna geçilememesi nedeniyle tapu kadastro bile tff'den daha çok suclanabilir..

euro 2016'ı ramazana denk geldiğini de hatırlatmak isterim. sanırım konya dışında, ki bana göre son 5 -6yılda süper ligde mucadele etmiş en çirkin stadyuma sahiptir, içime sinmeyen bir şehir yok...

olimpiyat stadı tam bir faciadır, yerine kadıkoy veya inönü aınabilirdi. bana kalsa ıkısı alınmalıydı.

basketbol sampıyonası da aynı hatta duzenlenıyor ama bu kadar ses çıkmadı..

H.C.T dedi ki...

Aslında şu adsızlardan birkaçına odunu vermek lazım da... Ah ulan...

Bolat dedi ki...

Final icin mecburi istikamet Olimpiyat Stadyumu orasi oldu orasi olmasaydi nerde oynanacakti final karsilasmasi diye sorarana neden Ankara'da yapilmasi planlanan 70 bin kislik stadyumda oynanmasin derim ben de final...

Sen dersen kalkip SL Finali oynanmis Olimpiyat da, Fenerliler de hakli olarak daha gecen yil Saracoglu'nda UEFA Finali oynanmisti der...

Ortaya konulan stad, Atatürk Olimpiyat, bütünüyle eksiksiz ve dezavantajlari yok denecek kadar az olur o zaman bu derece atesli savunursun; ama iste ortada stadin hali...

Federasyon kendisi aciklamismis, sartlari sonuna kadar zorladik ama alamadik Saracoglu'nu diye; neden bu federasyon son iki adaylikta alabilmisti acaba bu stadyumu?

Hep diyorum istedginiz kadar savunun Atürk Olimpiyat'i ama dogru düzgün olsun argümanlariniz; yok final maciymis, yok Saracoglu'nun yetersizligi imis, yok kapasiteymis... Hic ikna edici degil.

Adsız dedi ki...

ya nedır bu anlamıyorum evet dıyarbakırda urfada olay cıkıcak dıye korkuluyo korkulmalı ve oraya oraganısazyon gıtmemelı dıyelım fransa dıyarbakıra gıttı ve otobuse patlayıcı madde konuldu ne olucak yada taşladılar veya molotof attılar ne yapıcak bu ulke o zamn sana soruyorum ortega ordakı toplumun nasıl kullanıldıgını ve nelerın oldugunu sadece bızmı bılıyoruz allah askına yapmayın sence urfa ve dıyarbakıra verılse ulkeler bın tane sorun cıkarmıcakmı zaten oraya gelene kadar cıkarmıcakmı yada uefa nın bı talebı olamazmı bu hersey demıryolu,otel vb. seyler degıl emın ol ve bu kadar dar dusunme ama bana dersen trabzonmu konyamı sonuna kadar trabzon bazı arkadaslar solemıs ızmır antalya ıstanbul turıstık yerler dıye trabzon ve rıze nasıl yerler arkadaslar bı haber heralde trabzon ve rıze gercekten ınanılmaz yerler orya gelen turıstlerın hayran kalıcagıondan emınım bu da benım kendı dusuncem :D

Ortega dedi ki...

Adsız,

Bir isim yazsanız ne güzel olurdu. Böyle yazınca sanki boşluğa doğru konuşuyormuşum gibi hissediyorum kendimi de :)

Dünya üzerindeki en güvensiz bölge Diyarbakır ya da Urfa mıdır? Hayır. Kaldı ki bahsettiğiniz olaylar İstanbul'un göbeğinde de yaşanabiliyor zaman zaman. Uefa ya da Fifa seçimleri değerlendirdikten sonra, güvenlik önleminizi iyi alın der geçer. Önümüzdeki yaz G.Afrika'da gerçekleşecek Dünya Kupası çok sakin bir yerde mi yapılacak? Hayır. Hatta Diyarbakır ve diğer Doğu illerimizle kıyaslarsak, çok daha kötü şartlarda yaşanılıyor oralarda. Lakin organizasyon yapılacak öyle değil mi? Açıkçası Doğu'ya maç vermeyelim, oralarda güvenlik sorunu var izahı bence yeterli değildir. Herhangi bir sorun varsa, güvenlik güçleriyle ortak çalışırsın, engellersin olayları. Bizim yetkililerin yaptığı ise kolaya kaçmak ne yazık ki.

Şimdi misal Konya'nın seçilmesini de eleştirenler var. Onlara da haklısınız denebilir bu bağlamda. Yarın öbür gün birisi de İzmir de olmasın. Şimdi elin gavuru ortalıkta Pkk bayrağıyla dolaşır, sonra ortalık kan gölüne dönebilir şeklinde bir iddia da atabilir ortaya. Olmaz demeyin, olabilir. Haksız mıyım :)

Adsız dedi ki...

hocam bıraz gec oldu ama dıyosınkı guvenlık onlemlerını alın der gecer uefa bu kadar basıtmıdır sence lutfen bunu yayınla ben dıyorumkı cok acık bı sekılde ben guneydoguyu ıstemıyorum hem guvenlık acısından hemde turkıyenın yurt dısında gorunumu acısından bu kadar basıt bunuda daha fazla acıklamıycam teskkur ederım

Ortega dedi ki...

Yazının çıkış noktası bu düşünce zaten. Aynı yere dönmüş olduk.

Adsız dedi ki...

H.T.C. olacak zat
ha senin gibi saçma sapan nick adını verdiğiniz rumuzların arkasına saklanmışım ha adsız yazmışım ne farkeder...

ortega
boşluktan kurtarıyım seni adım mustafa.. htc den daha mantıklı bir isim dimi?