Yayın Rezaleti Eşliğinde Gelen 3 Puan
Efendim ben bir D-Smart abonesiyim. Maçı herhangi bir şifreye takılmadan izledim ama... nerdeyse şifreli maç engeli yaşıyormuş gibi binbir güçlükte takip ettiğimiz bir maç oldu. Alttan üstten geçen uyarı yazıları ve ekranın ortasında zaman zaman çıkan eşşek gibi logo. Sorumluları Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın diyorum.
Forvetsiz çıktık maça aslında. Kazım forvette durması gerekirken, alışkanlıktan olsa gerek serseri mayın gibi dolandı durdu sahada. Gariptir ki, bu bayağı işimize yaradı. Rakip defans hem yoruldu böylelikle, hem de büyük şaşkınlık içerisindeydi. Forvet olarak sahaya çıkan oyuncunun bir sağ, bir sol kanatta, hatta zaman zaman orta sahanın gerisine gelip top çıkarttığını görünce afalladılar doğal olarak. Öte yandan, sol çaprazdan zor bir pozisyonda şut çekmeyi deneyen ve oldukça iyi bir vuruş yapan Kazım'ı görünce aklıma birden Güiza geldi. Aynı pozisyonda Güiza olsaydı, muhtemelen topu kontrol etmeye çalışırken defansa kaptırırdı. İzleyenler de saç baş yolardı.
Özer'i nihayet dünya gözüyle ilk onbirde ve 70 dakikalık performansıyla gördük. Bazı gereksiz zorlamalarına rağmen (daha müsait durumda olan arkadaşları varken, 3 kişi arasına girmek, çalım çabaları vs.) kumaşının ne kadar kaliteli olduğunu ve Daum'un ona forma şansı vermesi gerektiğini cümle aleme ispat etmiştir herhalde. Lakin heyhat! Esas abiler döndüğünde Özer yine 90.dakikada oyuna girmeye mahkum kalacak. Ve tabii bunu söylemezsem olmaz, takımın en çok ihtiyaç duyduğu anda topu ayağında tutma, arkadaşlarını rahatlatma özelliklerini üzerinde barındıran Özer'in çıkması... Sorgulamayayım, galibiyet üzerine yazmayayım diyorum ama arkadaş o değişikliğin mantığı nedir? Ayakta durmakta zorlanan Santos'u oyunda tutuyorsun, ama o anlarda en çok ihtiyaç duyulan adamı oyundan alıyorsun. Yerine giren kişi de Vederson bu arada. Bravo!
Alex'in yokluğunda set hücum konusunda ciddi sıkıntı yaşayan bir Fenerbahçe vardı. Duran toplar ve uzaktan şut denemeleri dışında pozisyon bulmakta zorlanırız diye düşünürken, Emre'yle başlayan, Özer klasıyla devam eden ve Carlos'un Kazım'a al da at dediği pasla gol geldi. Öngörümüzde yanıldığımızı gördük. Burada Özer'in müthiş pasının yanı sıra, maç boyunca dikine oynama konusunda ısrarlı olan Emre'yi de ayrı not etmek gerek. Cristian kesicilik konusunda başarılı ama hala gereksiz yan ve geri paslar yapıyor. Bir türlü ısınamadım bu yüzden elemana. Bu haliyle vasat bir orta saha elemanı izlenimi uyandırıyor bende.
Rakip pozisyon bulmadı mı? Buldu tabii. Biraz kazmaydılar bunlarda, bunu da gördük. Volkan da yine iyiydi tabii. Ve direkten dönen kafa vuruşundaki şans anı... Bunları da görmek ve ona göre önlem almak lazım.
Koşan, mücadele eden, istekli bir Fenerbahçe vardı. Belki çok üretken değildik (ki bu da Alex'in yokluğuyla alakalı), ama kazanmayı isteyen bir takım vardı sahada. Bu da gecenin Fenerbahçe adına 3 puanla birlikte artı haneye not edilecek güzelliğiydi.
Son olarak tribünde 90 dakika boyunca susmayan, takımına destek veren taraftarımıza elinize, ayağınıza, gırtlağınıza sağlık diyorum. Gerek bizim Grup CK'dan, gerekse de İstanbul tayfasından diğer tanıdık simaları kameralar tribünü her gösterdiğinde net seçtik. Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler adına güzel bir geceydi nihayetinde.
Bu galibiyetle birlikte Avrupa'da da zirvede yer almak pastanın üzerine krema olmuştur.
7 comments:
Digiturk'e ayar vereceğiz diye maçı unuttular..
Özer'in oyun stili tıpa tıp Emre'ye benziyor. Aynı kalça büyüklüğü, aynı kalçayı güzel kullanma :D
daum cristian'ın önemi gerçekten defans yapmaya ihtiyacımız olan maçlarda ortaya çıkacak demişti. pazar günü böyle bir maç var. o zaman tam olarak anlarız cristian ne, ne değil.
cristian demişken, bu adamın oyun stili giderek aurelio'ya benziyor
d smart abonesi olsaydım su dakka aboneligimi bitirmis ayada arayıp musteri hizmetlerini agzıma geleni saymıstım
aydin dogan a ise zaten saydım sayacaim kdr.
ozer degisikligi konusunda kesinlikle katılıyorum soylediklerine.
CL havasi vermeyen belkide 3 yıl ust uste sampiyonluk soylemlerini yada daum un avrupa basarisizliginin etkisi bilmiyorum herneyse ne ama bu uefa maclari hazırlık macı modunda geciyor benim icin.
belki sonlara dogru daha heyecanlı olur.
kazım ı bükreşte forvette bırakıp dönseydik keşke...
Galatasaraylilar gecen yil yanlarinda getirdikleri mesaleleri vs. tribune sokamadiklarindan sikayetcilerdi. Rumen polisi bu sefer daha insafli davranmis demek ki.
Yorum Gönder