İşte Tam Buraya Dikkat
Ankaraspor, Ankaragücü, Federasyon ve Gökçekgiller kavgasıyla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Bir de ben uzun uzun yazarak şişirmeyeyim topu. Sadece iki açıklama var yetkililerce yapılan. Onlara dikkat çekmek isterim. Çelişkinin ağa babası gibi geliyor bana (yoksa şüphen mi var?)
Ankaraspor Kulüp Başkanı Ruhi Kurnaz: "Ankaragücü kongresinde Ankaraspor'dan hiç kimse yoktu. Çok fazla spekülasyon yapıldı. Ankaraspor olarak bizim hiç kimseyle bağlantımız yok. Biz ticari bir şirketiz. Ahmet Gökçek, bizde fahri olarak çalıştı. Kendisi, futbolu çok seven spor akademesi mezunu bir genç. Takımımıza da büyük katkıda bulundu. Ayrılmak istediği zaman önünün açılacağı gerekçesiyle buna olumlu yaklaştık. Melih Gökçek de Ankaraspor'u amatör kümeden almış, Süper Lig'e kadar çıkartmıştır. Birçok tesis kazandırmıştı. Ama biz daha sonra şirket haline geldik. O günden bu yana da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden 1 kuruş kasamıza girmedi"
Ankaraspor Onursal Başkanı Melih Gökçek: "Ahmet, spor akademisi mezunu. Bu işin profesyoneli. Türkiye'de bu işi yapabilecek en iyi 8-10 kişiden birisi. Ankaraspor'da fahri olarak çalıştı. Sigortası bile yoktu. Anonim şirket olduğu için oraya başkan olmasını istemedim. Ankaraspor'daki görevinden istifa ettikten sonra Ankaragücü'ne üye oldu ve sonra başkanlığa seçildi. Tüm bunlar olurken her şey kanunlara göre yapıldı"
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde "fahri" kelimesinin karşılığı olarak "onursal" ve "gönüllü" yazmakta. Böyle onursal olan ve de gönüllü yapılan bir iş için istifa etmenin esprisini anlamadım açıkçası. Buna kanunlar nazarında nasıl bakıldığını bilen varsa, bizi aydınlatsın rica ediyorum. Belki de çok basit bir şey ama çıkamadım işin içinden..
***
Ankaraspor Kulüp Başkanı Ruhi Kurnaz: "Ankaragücü kongresinde Ankaraspor'dan hiç kimse yoktu. Çok fazla spekülasyon yapıldı. Ankaraspor olarak bizim hiç kimseyle bağlantımız yok. Biz ticari bir şirketiz. Ahmet Gökçek, bizde fahri olarak çalıştı. Kendisi, futbolu çok seven spor akademesi mezunu bir genç. Takımımıza da büyük katkıda bulundu. Ayrılmak istediği zaman önünün açılacağı gerekçesiyle buna olumlu yaklaştık. Melih Gökçek de Ankaraspor'u amatör kümeden almış, Süper Lig'e kadar çıkartmıştır. Birçok tesis kazandırmıştı. Ama biz daha sonra şirket haline geldik. O günden bu yana da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden 1 kuruş kasamıza girmedi"
***
90 Dakika programında Haşmet Babaoğlu bir konuya dikkatimizi çekmek isterken, işaret parmağını havaya kaldırarak "işte tam buraya dikkat" derdi. İşte ben de buraya dikkat diyorum onun gibi;***
Ankaraspor Onursal Başkanı Melih Gökçek: "Ahmet, spor akademisi mezunu. Bu işin profesyoneli. Türkiye'de bu işi yapabilecek en iyi 8-10 kişiden birisi. Ankaraspor'da fahri olarak çalıştı. Sigortası bile yoktu. Anonim şirket olduğu için oraya başkan olmasını istemedim. Ankaraspor'daki görevinden istifa ettikten sonra Ankaragücü'ne üye oldu ve sonra başkanlığa seçildi. Tüm bunlar olurken her şey kanunlara göre yapıldı"
***
Cahilliğimi mazur görün ama sormadan edemiyorum. Herhangi bir kurumda fahri olarak görev aldıysanız, neden istifa etme ihtiyacı duyarsınız ki? Kanunlarda böyle bir şey mi var? Sigortası bile olmayan fahri bir görevli neden ve nasıl istifa edip, başka bir kulübün başkanı olabiliyor? Ve madem fahri olarak görev alıyor bu kişi, istifa etmesinin mantığı nedir?Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde "fahri" kelimesinin karşılığı olarak "onursal" ve "gönüllü" yazmakta. Böyle onursal olan ve de gönüllü yapılan bir iş için istifa etmenin esprisini anlamadım açıkçası. Buna kanunlar nazarında nasıl bakıldığını bilen varsa, bizi aydınlatsın rica ediyorum. Belki de çok basit bir şey ama çıkamadım işin içinden..
2 comments:
aslında bu gökçekler hakkında dil dökmeye değmez ama güzel yazı olmuş
teşekkürler
bir de türkiye'deki spor akademisinden pek oyle yonetici cikmasi mümkün degil. en iyi ihtimalle beden ogretmeni cıkıyor. o nasıl bir celiski öyle?
Yorum Gönder