Perşembe, Eylül 03, 2009

Güçlü Ordu?

"Herkesin kırmızı çizgileri var: Ben de lig haftasının bölünmez bütünlüğü konusunda hassas futbolseverlerdenim. Yedi gününün dördünde maç oynanması, futbol fesadına yol açar. Söylemekten, söylenmekten bıkmayacağım. İçişleri Bakanlığı’nın ‘ideolojik’ pankartları yasaklayan genelgesinin yayımlandığı hafta, her ev sahibinin elinde ‘Güçlü ordu, güçlü Türkiye’ pankartı. Bu, ideolojiden sayılmıyor. Herkes Daum gibi resmi ideolojinin bendesi mi olmak zorunda?"

Tanıl Bora (02/09/2009 – Radikal)

6 comments:

Mete ÖNBEY dedi ki...

bir bizim ülkemizde, ordunun güçsüz olması istenir, bir bizim ülkemizde devletin güçsüz olması istenir, elin amerikalısı, elin fransızı, ingilizi devletinin güçlü olması, ordusunun güçlü olması için her şeyi yapar, bi bizimkiler bundan mutsuzluk duyar ve bunu entelliklerinin arkasına sığınarak yaparlar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına, vatan denilen toprak parçasından İşgal ordularının atılmasına, yol açan en önemli Zafer'de "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" bazılarının sinirine dokunur..

Doğru esasında ordunun güçlü, Türkiye'nin güçlüolmasına gerek yok, nasıl olsa bütün generallerin, rektörlerin telefon konuşmalarını bize servis eden varken ve bu rejmin koruyucusu durumundaki ordunun güçlü olmasına gerek yok.

Anlamadığım noktada, TÜrkiye hariç her ülkede, ister sağ iktidar, ister sol iktidar, ister komunizm, ister xxxizm olsun, develetinin güçlü olmasını ister, bizim enteller hariç.

umutation! dedi ki...

Neden 4 güne karşı olduğunu açabilir misin biraz?

Bir de, gündüz maçı oynatmıyorlarsa 4 güne yaymaları daha mantıklı değil mi?

Ortega dedi ki...

@Umutation,

Tanıl Bora'ya sormak lazım onu. Benim cümlelerim gibi algılanmasın. Bri benzetme yapılmış, beğenirsiniz beğenmezsiniz orası ayrı konu..

Adsız dedi ki...

Bizim ordumuz da çok güçlü. 25 yıldır PKK ile savaşıyor. Demek ki, ordunun güçlü olmasının yanı sıra hizmet ettiği ülkesinin güttüğü politikanın da güçlü olması, rasyonel, doğru ve haklı olması gerekiyor."

Ben şunu ilave edeceğim. Atatürk Kurtuluş için yola çıkarken "Güçlü Ordu"yu bir kenara bırakın, ordumuz mu vardı?

Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" sloganına itiraz etmek "Ordu düşmanlığı" anlamına gelmiyor. Orduyu silahlarının yanında bir de kutsallık zırhı ile korumaya alırsanız, eleştirilere "düşmanlık" gözüyle bakarsanız bırakın savaşmayı, savaş meydanına intikal edebilecek bir ordunuz bile kalmaz. Tamamıyla askerî mantıkla düşündüğünüz zaman bile bu slogan yanlış. Çünkü "Güçlü Ordu"dan "Güçlü Türkiye" çıkmıyor. Bu ikisini birbirinin sebebi ve sonucu olarak bir çevrim içinde düşünürseniz, bu sefer "Güçlü Türkiye" ortaya çıkmayınca, "Güçlü Ordu" ihtimali de ortadan kalkıyor. Kısaca bu sloganda mantık hatası var. Çünkü önünüze konan bu mantık sizi tam tersine "Zayıf Ordu"ya götürüyor.

mümtaz'er türköne yazmış..güzel yazmış

- kayser-

Unknown dedi ki...

ordusu guclu olmayan turkiye'nin hicbir seyi yoktur, ruya gormesin hic kimse

TA dedi ki...

güçlü orduya evet ama sadece güçlü ordu değil.güçlü kenetlenmiş bir millet olması lazım.pankart : güçlü ordu güçlü türkiye. bu yeterli birşey değil.ve bu açıdan olumsuz bir pankart.yani millet beraber bir olmadıktan sonra güçlü ordu olsa ne işe yarar.pankart şu olabilirdi.güçlü millet güçlü türkiye.ülkeyi bölmeye çalışanlarda diyorlar ki biz bölünmek istemiyoruz.bunu diyorlar ama diğer yandan da birleştirici unsur olan dili bölmek istiyorlar.etnik dilde eğitim talep ediyorlar.güçlü ordu da buna benziyor.biz güçlü ordu istiyoruz.ama millet de ayrı olsun falan.güçlü ordu tek başına bir anlam ifade etmez.ülkeyi güçlü yapan millettir.belkide bundan dolayı bu pankartı ortaya çıkardılar.dışarıdan olumlu gibi gözüksede olumsuz bir pankart.insanlar psikolojik olarak ayrıldıktan sonra güçlü ordunun fazla ehemmiyeti kalmaz.