Pazar, Temmuz 19, 2009

Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #17

* "Yönetim ne halkındır, ne halk tarafından yapılır, ne de halk içindir". Noam Chomsky

* 17 garip bir yaştır. Özgürlüklerle dolu bir hayata adım atacağınızı hayal ettiğiniz 18 yaşından bir evvelki yaş. 17'e heyecanla girersiniz. Sanki bir şey olacakmış gibi.. Hiçbir şey de olmaz aslında. En azından ben çevremdekilerde ve kendimde bunu gözlemledim. Ama güzel yaştır yine de 17... Şu an 17 yaşında olan okurlar kıymetini bilsinler.

* "Flying Dutchman Blog, futbol bloglarının Real Madrid'idir". (el burrito)

* Bir ortama yeni girmişsiniz. Grupta tanıdığınız eleman sayısı bir, bilemedin iki kişi ve sizin öyle ya da böyle o ortamda belirli bir müddet bulunmanız gerekiyor. İşte böyle durumlarda, zamandan soyutlanmak istediğim oluyor. Hele bir de ortama ilk girdiğiniz an var ya, ah o an yok mu... Diyelim ki kızlı erkekli bir grubun yanına gittiniz. O ilk selamı vermek ekseriyetle çok zordur. Tonlamayı ve zamanlamayı çok iyi ayarlamalısınız. Kaç genç heder olmuş ve de karizmasını çizdirmiştir böyle zamanlarda. Ben de tiksinirim açıkçası bu durumdan. Selam vermek kötü bir şey değildir elbet, sözlerim yanlış anlaşılmasın. Sadece yabancı olduğun bir ortama girerken, selam verme pozisyonu insanı hayli güç durumlara sokabiliyor. Selam sonrası, bir de tokalaşma, sarılma, öpme vs. aksiyonlar olabilir. Bana kalsa, çok kalabalık bir gruba girince selam verip kendine bir yer bulup oturmak en iyisidir, lakin bazen insanlar sizden daha fazlasını bekler. İşte böyle anlarda da karşı cinsle yaşanan gerilim vardır. Kim elini uzatır ya da kim tokalaşmak dahi istemez (bazı özel sebeplerden dolayı), bilemezsiniz. Kişilere ve onların tercihlerine ve inançlarına saygımız sonsuzdur ama kardeşim, kimsenin de alnında yazmıyor ki ne olduğu, nereden bileyim? Derdimi anlatabildim mi, emin değilim. Çok da meraklı değilimdir karşı cinsin elini sıkmaya, o da yanlış anlaşılmasın şimdi. Sadece beni tedirgin eden, "acaba karşımdakinin elini sıkmam/sıkmamam mı gerekiyordu?" gerginliğidir. Kimi zaman da elimin havada bir süre asılı kalmasıdır beni düşündüren.. Bazen de karşınızdaki sadece tokalaşmaktan yanadır, daha samimi olmak istemez (ki bence bu da anlaşır bir durumdur), siz o hengamede bunu fark edemeyebilirsiniz ve karşınızdakini öpme refkleksiyle öne doğru hamle yaparsınız (demek istediğim samimi olduğunuz birini öpmüşsünüzdür önce, sonra öpe öpe devam edeceğinizi zannedersiniz ya, o hesap işte). O an çok tehlikeli işte... Karşı taraf zoraki öne eğilip size karşılık verir misal, ama o zaman da "ulan çok mu samimi oldu?" sorunu başlar. Yahut karşı taraf tereddütte kalır ve öne doğru eğilmez, bu da sizi "çapkın, sapık" vb. alakalı alakasız pozisyonlara sokabilir. Bu da çok kötü bir durum. Neyse, bu bölümde bu kadar uzun madde yazmazdım normalde ama bazı sıkıntılarım var buna benzer hususlarda. En iyisi, uygun bir zamanda daha detaylı yazmak.

* Bir zamanlar blogda adı en çok zikredilen kişilerden biriydi Didem Erol. Oyunculuğu ve şöhretinden çok, verdiği demeçler hasebiyle buralarda yazıp çizdik hakkında. Hürriyet bir araştırma yapmış, ve bu araştırmaya göre Türkiye'nin en seksi 50 erkek, ve 50 kadını belirlenmiş. Kimler kime neden oy vermiş? Hepsi var araştırmada. Didem Erol o listede 27. sırada yer almış. Petek Dinçöz bile geçmiş onu. Bu araştırmayı gördü mü acaba Didemcim? Gördüyse yorumu nedir, çok merak ettim. Dur ben bir arayayım şunu, iyi oldu hatırlattınız.

* Blog açmaya, ve o blogu güncellemeye vakti olmayan ama bloglarda yazmak isteyen arkadaşlara blogumuz açık demiştik. Bu duyuruya beklediğimden fazla ilgi görmek beni memnun etti. Belirli zaman aralıklarında, blogun ruhuna uygun yazıları buradan yayımlacağımı belirtmek isterim. Blogun ruhu mu?

* Tüm Müslüman aleminin, mübarek Miraç Kandilini kutlarım.

* Ayrıca, 19 Dünya Fenerbahçeliler günümüz de kutlu olsun tabii ki.

* Yukarıdaki fotoğraf Montreal Limanı'ndan bu arada...

* "Herkesin üç kişiliği vardır; ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı". Alphonse Karr

4 comments:

peralta dedi ki...

yeni tanışma muhabbetlerinde tokalaşmaktan imtina eden kızlarla gerçekten öpen erkeklerden tiksiniyorum. kızlar mesela; elini böyle nezaketen uzatır, tokalaşmadaki elin eli sarması esnasında ise baş parmağıyla ufak bir baskı yapar ele ve sizin avucunuzda olan şey sadece hatun kişinin parmaklarıdır. ne kadar saçma, bu hayatta kimseyle tokalaşmaya bayılmıyorum. öpmek istediğim insanlar vardır, onun yeri ayrıdır.

erkekler ise daha bir garip. genelde yaşlılar yapar bunu ama geçen gün birinde daha denk geldi ve iğrendim. misal öpüşmenin standardı nedir, aslında kimse kimseyi öpmez de yanaklar birbirine değer, ve belki içlerinden biri ya da ikisi mucuk sesi çıkarır. ikisi birden çıkarmaya da bilir ki, iki erkeğin öpüşmesinde evla olan budur. ama dediğim model kafasını eğip resmen yanağa öpücük konduruyor, ne iğrenç bir durumdur bu...

adozzi21 dedi ki...

yeni girilenn ortamda selam verme sorunsalı bu kadar anlatılabilirdi ancak..

eline sağlık..

KrAlex dedi ki...

Yazılarını zevkle okuyorum abi.Teşekkürler paylaştığın için..

omega dedi ki...

Hürriyet'İn listesinden sonra Boxer'dan acilen bir Didem Erol kapağı gelebilir.Mannşeti de belli "Türkiye'nin En Seksi Kadını".
Şaşmadı bu, şaşmaz da.