Yaftalayanları Unutmayalım
Memleketteki en büyük sorunlardan biridir bu... yaftalamak...
Sözlük anlamı "etiketlemek". Çok meraklısıyızdır bunun biz Türk halkı olarak. Vatanını seven herkes faşisttir mesela, ya da her sosyal demokrat anında "dinsiz" damgasını yer. Dindar bir kişi anında "yobaz" olur, ya da uzun saçlı, küpeli herkes "satanist"tir gibi..
Zaman Gazetesi bir kampanya başlatmış bu konuda. Mesaj gayet açık: "Yaftalamadan bir daha düşünün" diyorlar. Tamam, güzel bir yaklaşım bu elbette. Kabul ediyorum bunu., hatta destek de veririm ama bazı konularda samimi olmak gerek demek lazım. Zaman gazetesi de her gün internetten takip ettiğim gazetelerden biridir. Nihal B. Karaca, Elif Şafaka, M.Nedim Hazar gibi isimleri takip ederim.. ama bazı yazarları gazetenin bu son reklam politikasıyla çelişiyorlar ne yazık ki.
Misal bu blogda zamanında Metallica konseri sonrası gaza gelip saçma sapan yorumlarda bulunan Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'tan bahsetmiştik. Hatırlayanlar olacaktır. Orada Ali Bulaç şöyle diyordu;
"...Bu laik, ateist, agnostik, aczmendi müsveddelerinin de umurunda olmadı. Transa geçmiş vaziyette kafalarını sallamaya devam ettiler; tepindiler; kendilerine özgü ritüelleriyle satanizmden ödünç tapınmalar yaptılar".
Eminim bunu okurken yuh demişsinizdir. Ali Bulaç'ın böyle yazmasındaki esas sebep konserle, Güngören'de yaşanan hain terör saldırısının tesadüfen aynı anda olmasıydı..ama peki bu yaftalama değildir de nedir? Sormak isterim.
Yaftalamak istemiyorum hemen, reklamdan etkilendim diyelim. Şayet Zaman gazetesi yöneticileri, "Biz değiştik, artık eski biz değiliz" diyorlarsa, bunun için şimdilik bir şey demek istemem bu yüzden.. Sadece bekleyelim görelim.
Bu konuda bobiler.org sitesindekiler de güzel şeyler hazırlamışlar.. Söz şimdi onlar da..
Sözlük anlamı "etiketlemek". Çok meraklısıyızdır bunun biz Türk halkı olarak. Vatanını seven herkes faşisttir mesela, ya da her sosyal demokrat anında "dinsiz" damgasını yer. Dindar bir kişi anında "yobaz" olur, ya da uzun saçlı, küpeli herkes "satanist"tir gibi..
Zaman Gazetesi bir kampanya başlatmış bu konuda. Mesaj gayet açık: "Yaftalamadan bir daha düşünün" diyorlar. Tamam, güzel bir yaklaşım bu elbette. Kabul ediyorum bunu., hatta destek de veririm ama bazı konularda samimi olmak gerek demek lazım. Zaman gazetesi de her gün internetten takip ettiğim gazetelerden biridir. Nihal B. Karaca, Elif Şafaka, M.Nedim Hazar gibi isimleri takip ederim.. ama bazı yazarları gazetenin bu son reklam politikasıyla çelişiyorlar ne yazık ki.
Misal bu blogda zamanında Metallica konseri sonrası gaza gelip saçma sapan yorumlarda bulunan Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'tan bahsetmiştik. Hatırlayanlar olacaktır. Orada Ali Bulaç şöyle diyordu;
"...Bu laik, ateist, agnostik, aczmendi müsveddelerinin de umurunda olmadı. Transa geçmiş vaziyette kafalarını sallamaya devam ettiler; tepindiler; kendilerine özgü ritüelleriyle satanizmden ödünç tapınmalar yaptılar".
Eminim bunu okurken yuh demişsinizdir. Ali Bulaç'ın böyle yazmasındaki esas sebep konserle, Güngören'de yaşanan hain terör saldırısının tesadüfen aynı anda olmasıydı..ama peki bu yaftalama değildir de nedir? Sormak isterim.
Hazır yaftalanmışı var hakkaten orada yazdığı gibi.
Yaftalamak istemiyorum hemen, reklamdan etkilendim diyelim. Şayet Zaman gazetesi yöneticileri, "Biz değiştik, artık eski biz değiliz" diyorlarsa, bunun için şimdilik bir şey demek istemem bu yüzden.. Sadece bekleyelim görelim.
Bu konuda bobiler.org sitesindekiler de güzel şeyler hazırlamışlar.. Söz şimdi onlar da..
8 comments:
ben bu "Biz değiştik, artık eski biz değiliz" lafını bir yerden hatırlıyorum ama nerden..
ama Paris ablamız gerçekten motor!
"gelişerek değiştimin" türevlerinden mi ne,samimiyetsiz bulursam bende mi yaftalamış oluruk acaba?
yalandan kim ölmüş
Bence reklam çok başarılı ama ciddi bir sorun var. Zaman Gazetesi yazarlarından biri Fettullah Gülen'in yaptıklarını beğenmediğini özgürce yazabilir mi? Reklamı başarılı buldum ama bence hedef "Kimseyi yaftalamayalım" değil kendi üzerlerine yapışan "Fettullah'ın sesi" yaftasından kurtulmak. Ben yemem de yiyene afiyet olsun.
aylar sonra rakı içince paris hiltonu aysun kayacı gibi görüyorsun demekki..
reklam güzel reklam ama sondaki "yaftalamak" lafı olmamış, niye "etiketlemeyin" demediler ki.
Başbakan'da da var bu huy, "az kişinin bildiği bir kelime kullanayım" huyu.
Ali Bulac konusuna katildigimi belirteyim, ama A.Turan Alkan'i devamli okurum, birilerini yaftalayan bir yazar degildir (bence). Resimde 'Solcular' kelimesinin alti cizilmis, nasil bir yaftalama oldugunu cikartamadim...
Arti gazetenin degistik diye bir iddiasi yok, degismesi icin de bir sebep yok. Gelismesi onemli...
Yorum Gönder