Pazar, Ekim 12, 2008

Türkiye 2 Bosna Hersek 1

Milli Takım için önemli isimlerin sakatlıklar sebebiyle kadroda olmaması, bu maç öncesi en sinir bozucu durumdu. Bir de bunun üstüne kulüp takımlarından mutsuz gelen topçuları da ekleyince, Bosna maçı öncesi olumsuz bir hava hakimdi gerçeği söylemek gerekirse. Bosna deplasmanda oldukça tehlikeli olabilen bir ekip. Bu yüzden maç öncesi bir tedirginlik hakimdi.

Terim'in genelde kadro tercihlerini eleştirirdim ama bence bu maç için sahaya sürülebilecek en iyi takımdı dünkü onbir. Batuhan tercihinin eleştirilmesi normal, burası Türkiye çünkü. Avrupa takımları 17'lik delikanlıları sahaya direk sürdüğünde, bizde neden böyle bir anlayış yok denir.Ama bizim 17'lik bir gencimiz ilk onbir çıktığında, bunu herkes eleştirir. Alıştık artık bu duruma. Terim bir şey denedi, talihsizlik işte, Batuhan sakatlandı. Olmadı.

Maçtaki 3 golün de duran toptan gelmesi ilginçti. Bosna takımı duran toplardan gol bulabilen, etkili bir takım ama aynı şekilde defansta başarılı değiller. Bilhassa yedikleri 2.gol onları açısından üzerinde durulması gereken türden bir şeydi. Genelde bu tip hataları yapan biz olur, kalemizde bu tarz golleri gören biz olurduk ama bu sefer tersi oldu.

Maçın 2.yarısında Arda, Kazım ve Sabri çok iyiydiler. İbrahim Kaş'ı da son müdahelelerinde beğendimi söyleyebilirim. Gerçi kademe hatası yaptığına dair eleştiriler okudum, ama bu da Servet'in gol için ileri çıkmasından kaynaklanıyordu. İbrahim çoğunlukla defansta tek başınaydı.

Volkan'ın kalede güven vermediğini cümle alem biliyor. Dün akşam yine yediğimiz golde hatalıydı, fakat öyle ya da böyle sakat olmadıkça, Terim kalede Volkan'ı tercih edecektir.


Genelde Terim'in deyimiyle "paket program"larda, 2. maçı kazanma konusunda ciddi sorunlar yaşamaktayız. Rakibimiz bu kez oldukça zayıf bir ekip olan Estonya. Tabii rakibin zayıf olması bizim açımızdan tehlikeli. Geçmişte ayarımız olmayan takımlara karşı olmadık puanlar kaybettik. Umarım o maçtan da gerekli 3 puanı alırız.

Son olarak bu takımın esas elamanları sakatlık sonrası kadroya girecektir, ama ben bu zoraki rotasyondan hafiften ümitlendiğimi söylemeliyim. Mart ayında milli takım kadrosunda ciddi anlamda bir değişiklik görebiliriz belki.

Not: Tribünlerde kulüp formalarının azalması güzel, "Saldır Milli takım oleeyyy" tezahüratı kötüydü. Neden ısrarla söylenir anlamıyorum? Öte yandan, Bosna tribünleri de görsel açıdan oldukça iyiydi. Memlekete gelen istediği şovu yaparak dönüyor ülkesine. Dün gece de Ruslar deplasmanda meşale yaktılar. Meşale olayını tribünde sevmeyen, istemeyen bir kitle var, ama ben sevenler arasındayım. Hoşuma gidiyor o görüntü. Tribündeyken de pek rahatsız olmuyorum..

3 comments:

pclion dedi ki...

Ortega, yazının geneline katılsam da Kazım yorumundan sonra ufak çapta bir şaşkınlık yaşadım desem yeri. Kendimden şüphe ettim acaba çok mu ön yargılı bakıyorum diye.

Estonya maçında daha bir alıcı gözle izleyeceğim Kazım'ı, bakalım ne yazacağız o gün...

Adsız dedi ki...

mesela ve konfetiyi yasaklayan kurumlar futbolun bütün görsellegini öldürmüşlerdir... Birde sunu anlamam; meşelayi yakan niye sahaya atar cidden?

Ortega dedi ki...

pclion,

Almanya'yla oynadığımız maçta da Kazım'ı beğendiğimi yazmıştım blogda, o zaman da bu yorumuma katılmayanlar çıkmıştı. Herhalde bu Kazım'a karşı olan önyargıyla alakalı dediğin gibi. Yoksa Türkiye'deki sağ açık profilinden çok farklı bir oyuncu Kazım. Kötü olduğu zaman sahada kalmasına ben de bir anlam veremiyorum, ama gününde bir Kazım, her zaman sahada olmalı. Bence tabii..Bosna maçının 2.yarısında da oldukça iyiydi yazıda da belirttiğim gibi.

Ayrıca futbol herkesin farklı yorumladığı bir oyundur. Aynı şeyleri düşünmememiz kadar doğal bir şey olamaz :)