Cuma, Ekim 03, 2008

Genç Bloggerlar Tedirgin

Şu blog meselesini ilk başlarda pek önemsemiyordum.'Kendi çapımda takılıyorum, kime ne' deyip geçiyordum. Sonra bir gün okuyanların, takip edenlerin sayısı arttı. Ulusal yayın yapan bir dergide tanıtıldı, sağda solda forumlarda haber kaynağı, okunası blog vs. şeklinde lanse edildi, Galatasaray forumlarından bile onlarca insan akın etmeye başladı(Burada kullandığım bile kelimesinin sebebi, blog adresinin eski bir Fenerbahçeli futbolcuya ait olmasına rağmen Galatasaraylı okurların blogu takip etmesine şaşırmamdır).

Garip bir şekilde büyüdü bu blog havuzu. Aceto Balsamico bu işin önderi oldu, birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Çok da iyi oldu tabii ki. Futbolu bilhassa internetten takip eden kişiler için müthiş bilgi kaynakları oldu futbol blogları. Bazı yazılar sayesinde Avrupa futbolu konusunda daha bir bilgilendik, bazı bloglar bizi nostalji moduna soktu. Kimisi amigo gibi yazdı, kimisi de daha bir naifti yazılarında. Öyle ya da böyle artık ciddi manada takip ediliyor futbol blogları. En çok okunanları internet verilerini inceleyenler biliyordur. Bu bloga da ilgi alaka yüksek seviyede, fırsat bulmuşken okuyan edene bir kez daha teşekkür edeyim ve konuya geçeyim...

Ulusal yayın yapan gazete, dergi, web sitesi, ve radyolarda son zamanlarda futbol dünyasına ilişkin araştırmalara rastlıyorum. Elimden geldiğince sağ köşede gördüğünüz blogları takip etmeye çalışan biriyim ve üzerinde ciddi emek olan yazıları kolay kolay unutmam, beynimin bir köşesine kaydederim. Ve bunlar ekseriyetle araştırma yazılarıdır.

Yukarıda zikrettiğim yayın organlarında çalışan kişilerin yaptıklarıyla alakalı bir sorunumuz var bizim. Bazıları bloglarda gördükleri yazıları olduğu gibi kopi-pest yaparak, yani bilgi hırsızlığı yaparak kendilerinin işiymiş gibi kamuoyuna sunuyorlar. Ve bunları yaparken o kadar rahatlar ki anlamak mümkün değil.

Bu bahsettiğim olaylar daha önce Aceto Balsamico, Kale Arkası, Flying Dutchman gibi blogların yazarlarının başına geldi (okurken pes valla dedik hep).Blog yazarları da bu durumdan şikayetçi olduklarını belli eden yazılar yazdılar. En son King Santillana'nın yazdığı şu yazıyı gördüm. Ve yine bir kez daha pes valla dedim.

Araklamacı gazetecilik yapan bu kişilerin ne düşündüğünü anlamak güç. Acaba blogları çok mu küçümsüyorlar? Takip edenleri azınlık olarak mı görüyorlar? ya da blog yazarlarının bu kişilerin yaptıklarını göremeyeceklerini mi düşünüyorlar?

Aslında bu kişiler çok iyi biliyorlar ki, bu tip bloglardan bilgi çalmak çok basit bir şey ve kimse onlara bir şey yapamaz. Zira yazıların korunması gibi bir durum mevzu bahis değil.

Şunu da söylemek gerekir ki, genellleme yapma sevdalısı değilim. İstisnalar da var tabii ki. Bazı yazılarımı web sitelerinde, radyo programlarında kaynak göstererek kullanmak istediklerini söyleyerek izin almak isteyen kişiler oluyor. Bu arkadaşlara da fırsat bulmuşken bir kez daha teşekkür ederim. Oldukça nazikler bu konuda. Sağolsunlar...

Bir onların yaptığına bakıyorum, bir de emek hırsızlarına...Yani şunu düşünmek çok mu zor? ya da ortaya konulan emeği hiçe saymak bu kadar mı basit? Kaynak göstersen, şuradan alıntı yaptım desen ölür müsün be vatandaş?

Bazen görüyorum nette bir yazı yazmışım, adam olduğu gibi almış o yazıyı sadece altına benim imzamı silip, kendininkini atmış.. Ne denir ki buna?

Olgun abilerimizin olaya yaklaşımı daha serinkanlı oluyor, bu olayları takip edenler aşağı yukarı ne gibi yaklaşımlar sergilediklerini bilirler. Peki ya biz nasıl tepki vermeliyiz? Hadiseye sakin yaklaşabilir miyiz acep?Yaşıtım olan blogger tayfasına bakıyorum, bir de kendime bakıyorum..Bu tarz emek hırsızlıkları devam edecek mi diye tedirgin olmuyor değiliz. Boşver, salla geç mi diyorsunuz? Daha ne kadar iplemeyelim sizce?

3 comments:

Othello dedi ki...

Bloggerlarin herhangi bir yazilari hakkinda hak iddia etme luksu olduguna inanmiyorum. Eger oyle bir hak varsa postundan ilham alip post attigin komsu bloggerin ya da haberini okuyup aktardigin gazetenin senin kapina dayanip hesap sormasina hazirlikli olman gerekir.

Bir blogcu abidik gubidik bir rumuzla internetin ortasina basibos bir sekilde yazi birakiyorsa ben o yazidan her turlu hakkin feragat edildigini varsayarim.

Olayin oteki tarafina bakarsak. Eger bir forum uyesi ya da bir gazeteci, internette okudugu yaziyo kendi imzasiyla copy / paste edebilyorsa kendi zeka seviyesini embesil ila angut arasinda bir yere koymayi pesinen kabullenmis demektir. Hayat kendini cakal zanneden embesillerle dolu. Uzlerlerinde fazla kafa yormaya degmez.

Santiago dedi ki...

Herkes etik davranmayı ilke edinse o gazeteci arkadaş yazısının sonuna alıntı adresi veya yararlanılan internet sitesi şeklinde ibare ile belirtse hiç bir sorun olmayacak.
Burdaki asıl sorun alıntının yapıldıgının belirtilmemesi...

Zaten Blogger'lar bu işi herkes için hiçbir karsılık beklemeden yapıyor.Yararlanılıpta sanki kendisinin malı gibi davranılması sorunu yaratan asıl kaynak zaten...

Cenky dedi ki...

Olayın bir benzerini NBAKolik'teki köşemde yazdığım yazının başka bir NBA sitesinde virgülü değiştirilmeden kullanılmasıyla yaşadım. Site idarecesini olaydan haberdar edip,ilgili elemanı yazarlıktan attırdık. Çünkü o yazı NBAKolik için yazılmıştı.Hem othello hem de santiago'ya katılıyorum bu noktada, kullandığımız kaynakları gösterirsek, okuyucuyu buna alıştırırsak, emek hırsızlığının önüne tabiri caizse bilinçaltı telkini ile geçmiş oluruz. Öte yandan bu işi zevk için yapan adamlarız, para almıyoruz, iş yetiştirmiyoruz. O noktaya gelir ve iyice profesyonelleştirmeye başlarsak bu sefer blogtan soğuyacağız diye korkuyorum. Ne olursa olsun bu hırsızlıkları yapanları idarecilerine bildirmeli ve kaynak gösterme işini mümkün olduğunca yapabilmeliyiz sanki. Sanki de sanki, Allah aşına nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz, uğraştığımız işlere bak!