Sinyalin Böylesi
Derbiye gidememenin verdiği üzüntüyle kendimi futbol dışı şeyler yazmaya adadım bugün. Farkındasınızdır zaten. Biletler çıktığında burda olamamak, sabahlayanlar arasında yer alamamak üzücü oldu. Orada yaşanan rezaleti görünce ayrı bir sinirlendim, o da var tabii.. Maç Lig Tv'de izlenir diyeceğiz artık pazar akşamı. N'apalım..
Öyle ya da böyle Feysbuk hayatımıza girdi artık, ne zaman çıkar bilinmez. Bu biraz bizlerin elinde ama şu an için gidişattan memnunum ben..
Bundan 2 ay önce, Edinburgh Universitesi'nden okuyan bir hatun kişi bendenize bir ekleme talebi göndermişti. Hatun olunca gönderen, insan ister istemez ikilemde kalıyor; acep biri yem mi atıyor diye? Önce şöyle bir profilini dolaştım, baktım 1000 küsür fotoğrafı var, gerçek olduğuna ikna oldum. Kabul ettim (apaçiliğe bak ama).Akabinde mesaj attı bana. Hala İstanbul'da mısın? diye soruyor..Allah Allah diyorum, kim bu acaba? Kafayı yemek üzereyim.Evet diyorum ve olay kalıyor öyle..
Aradan uzunca bir zaman geçiyor.Ben unutuyorum bu mesajlaşmayı..Neyse geçenlerde aynı hatun kişiden bir mesaj daha geliyor.. "Merhaba Hassan, 11 Haziran gibi erkek arkadaşımla birlikte İstanbul'a geleceğiz. Yalnız maddi durumumuz çok iyi değil (nasıl bir şeyse bu artık..Adamlar İstanbul'a geliyorlar ordan ama durumları iyi değilmiş). Mümkünse birkaç günlüğüne senin evinde kalabilir miyiz acaba diye soracaktım?"
Bayram değil seyran değil, nereden çıktın güzelim sen? tepkileriyle cevap yazıyorum. O tarihlerde İstanbul dışında olacağımı belirtiyorum (koca bir yalan..halbuki tam final dönemi) ve mesajın sonuna İstanbul konusunda merak ettiğin ya da yardım istediğin bir şey varsa ben buradayım, yazıyorum..Bunun üstüne bir cevap yazar mı bilmem, ama hayatını sinyal felsefesi üzerine şekillendirmiş biri olarak, alkışlıyorum Giulia'yı.Böyle bir şey yapmak hiç aklıma gelmemişti...ama eklemeden de geçemiyorum buradan..Misafirerver insanlarız ama elin tanımadığım adamını evime almam ben Giulia'cım..Tek gelsen neyse yani..
Bu olayı anlattığım kız arkadaşlarımdan birisi ise noktayı koyuyor yaptığı yorumuyla ve kopmama vesile oluyor.. "Üçlü yaparsak olur deseydin"
Öyle ya da böyle Feysbuk hayatımıza girdi artık, ne zaman çıkar bilinmez. Bu biraz bizlerin elinde ama şu an için gidişattan memnunum ben..
Bundan 2 ay önce, Edinburgh Universitesi'nden okuyan bir hatun kişi bendenize bir ekleme talebi göndermişti. Hatun olunca gönderen, insan ister istemez ikilemde kalıyor; acep biri yem mi atıyor diye? Önce şöyle bir profilini dolaştım, baktım 1000 küsür fotoğrafı var, gerçek olduğuna ikna oldum. Kabul ettim (apaçiliğe bak ama).Akabinde mesaj attı bana. Hala İstanbul'da mısın? diye soruyor..Allah Allah diyorum, kim bu acaba? Kafayı yemek üzereyim.Evet diyorum ve olay kalıyor öyle..
Aradan uzunca bir zaman geçiyor.Ben unutuyorum bu mesajlaşmayı..Neyse geçenlerde aynı hatun kişiden bir mesaj daha geliyor.. "Merhaba Hassan, 11 Haziran gibi erkek arkadaşımla birlikte İstanbul'a geleceğiz. Yalnız maddi durumumuz çok iyi değil (nasıl bir şeyse bu artık..Adamlar İstanbul'a geliyorlar ordan ama durumları iyi değilmiş). Mümkünse birkaç günlüğüne senin evinde kalabilir miyiz acaba diye soracaktım?"
Bayram değil seyran değil, nereden çıktın güzelim sen? tepkileriyle cevap yazıyorum. O tarihlerde İstanbul dışında olacağımı belirtiyorum (koca bir yalan..halbuki tam final dönemi) ve mesajın sonuna İstanbul konusunda merak ettiğin ya da yardım istediğin bir şey varsa ben buradayım, yazıyorum..Bunun üstüne bir cevap yazar mı bilmem, ama hayatını sinyal felsefesi üzerine şekillendirmiş biri olarak, alkışlıyorum Giulia'yı.Böyle bir şey yapmak hiç aklıma gelmemişti...ama eklemeden de geçemiyorum buradan..Misafirerver insanlarız ama elin tanımadığım adamını evime almam ben Giulia'cım..Tek gelsen neyse yani..
Bu olayı anlattığım kız arkadaşlarımdan birisi ise noktayı koyuyor yaptığı yorumuyla ve kopmama vesile oluyor.. "Üçlü yaparsak olur deseydin"
1 comments:
sonu tam cuk diye oturmuş abi:)
Yorum Gönder