Pazar, Aralık 09, 2007

Gabriele Sandri'nin ardından

Sandri'nin ardından çok şey yazıldı, çizildi.. Eminim ki, çoğunuz okumuşsunuzdur. Lazio sempatizanıyım, yalnız çok iyi takip ettiğimi söyleyemem. Bu konuda Laziale 'yi geçmem imkansız ya da Liberte 'yi. Bırakalım onlar Lazio ve tribünleri hakkında yazsın. Ben değinmek istediğim mevzuya geri döneyim. Şu yukarıdaki fotoğrafta Lazio ve İnter taraftarlarının Sandri için düzenlediği yürüyüşü görüyorsunuz. Bunun muazzam bir hadise olduğunu düşünüyorum. Acaba diyorum; Türk tribünleri de benzer tepkileri verebilir mi? Elbette ki, böyle acı olaylar yaşamayı kimse istemez ama milletçe acı yaşamadıkça biraraya gelemediğimiz de bir gerçek. Tüm bunları sorgularken bir yazı gördüm. Bloga atacaktım ama sürekli erteliyordum. Kısmet bugüneymiş.. Buyrun okuyun, yorum size ait..

Bir AS Roma taraftarının Gabriele yazdığı mektuptan bir bölüm..

Every ultra is different. There are those who only active with a group and those who make up a group for themselves. Ultras are all different but they are all united by their love for their own team, their determination to endure for over 90 minutes on their feet despite the rain and the cold, they are united by the warming effect of a chant sung out at the top of their voices. They are united by the security of the friend who sleeps at their side on the train taking you home from an away game, by the swaggering walk through a rival city, by the joy of setting off on an away trip and the tiredness of the return home. They are united by that shared sandwich after hours of hunger, by that cigarette offered on the train and repaid in the stand, by that argument about the left winger on the bench shared in the gloom of a night train. They are united by a mentality. The things which unite us simultaneously divide us from the outside world, they separate us from worried parents, scandalised uncles, frightened classmates or disgusted teachers. Ultras are the exception to the rules, the unexpected which surprises you, the surprise which wipes the smile from your face when you thought you'd got away with it. Ultras are also the arm which pulls you up onto the truck before they shut the doors. Ultras are all this and more, many more emotions which can't be put into words.

Ciao Gabriele
A boy from the Sud

3 comments:

Ömer dedi ki...

Optik Baskan'in ne yazik ki cenazesini yasadik bu yaz.Cenaze torenindeki dostluklar,goruntuler insanin hosuna gidecek cinstendi.Ayri taraftar gruplarinin liderleri yanyana safta durdu.Bazilari cenazeyi tasidi,bazilari mezarliga kadar geldi vs vs.

Oldurulenin kim oldugu onemli bu konuda bence. Sandri gibi normal taraftar konumuna girebilecek biriyse birlik zor olur. Yok [Allah korusun] vefat eden bu ulkenin tribun yukunu ceken gruplardan birinin lideriyse o zaman isin yuzu degisebilir.
Ben nedense cok umutsuz degilim.

Ne bileyim, Bursa'dan o cenaze icin gelmis arabayi,uzak sehirlerden gelmis celenkleri,en buyuk ezeli rakiplerin tribun liderlerini,tribunun onde gelenlerini gorunce o gun yikildi umutsuzlugum.

Sunu da eklemek lazim yine de; Bu konuda bir numara hep Italya'dir. Helal olsun adamlara...

ultras/Movement dedi ki...

O yazıyı ben de blogta kullandım.
manifesto tadında bir yazıydı, tribunculgu oldukca guzel amlatmıs...
http://ultrasmovement.blogspot.com/2007/11/ultras-are-all-different-but-they-are.html

axel dedi ki...

bu yürüyüş birazda inter-lazio tribün kankalığı ayağına olmuş. malum 2 tribünün de aralar gayet iyidir. ama gabriele nin ldüğü gün atalanta taraftarlarınında polise saldırmışlığı olmuştur ki atalanta tribünüyle epey kavgalıdır lazio tribünü.
allah var bizde taraftar ortak panelini organize ederken hep bu tip götüntüleri hayal etmiştik, sonu ölümle bitmeyen düşüneler tabiki. yalan yok fena bir günde olmamıştı o gün ama devamı gelmedi. maalesef gelmedi. bence başlıca nedeni tribün yaşantımıza kültür modeli uyduramamamız .İtalyandan devşirmeye çalıtığımız modelde uymadı ve hep lafta kaldı. Bide bizim tribünlerin iç dinamikleri çok farklı malumunuz. Bazı noktalardan sonra kesiliyor herşey