Cuma, Ekim 02, 2009

Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #20


* "Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir". Karl Jaspers

* Lisedeyken bir ara gaza gelmiş ve Felsefe okumak istediğimi söylemiştim çevremdekilere. Aldığım tepkileri özetlemek gerekirse; hayalperest olmakla, memleketin gerçeklerini bilmemekle, kafayı yemekle, şimdi değilse bile daha sonra kafayı yiyeceğimin garantisiyle, deli işi şeylere ne kadar da meraklı olduğumla, felsefeci kızların güzel olmadığıyla ilgili tespitlere ve orada beyin yıkıyorlar uyarılarıyla karşılaştım.

* Yine lisede yapılan kişlik envanteri testini ciddi ciddi cevaplayan bir lise öğrencisi olarak, testin sonunda karşıma çıkan sonuç şuydu; "Sinema eleştirmeni, sanatçı, yazar, edebiyatçı". Peki bu blogun yazarının mesleği nedir sorusunu soracak olursanız derim ki, İngilizce öğretmenidir. Envanterlere inansak da mı saklasak öte yandan?

* Daha önce sizi sevdiğini öğrendiğiniz bir hatun kişinin, daha sonra sizden gerekli pası alamadığı için sizin tanıdığınız başka bir arkadaşınızla birlikte olması ve söz, nişan derken evlililik yolunda önemli adımlar attığını duysaydınız ne yapardınız? Cevaplarınızı bekliyorum. Aralarından en münasip olanı seçeceğim ve o tepkiyi vereceğim.

* Yürüyen merdiveni ilk kez kullanan insanın tedirginliği ne kadar saf bir duygudur. Onu koruyalım. Hor görmeyelim.

* Tam karşınızda oturuyor. Hayatınızın aşkı olduğunu düşünüyorsunuz. O da size gülümsüyor. Oturduğunuz masadan kalkıyorsunuz ve ağır adımlarla ona doğru yürüyorsunuz. Onun yıllardır aradığınız kişi olduğuna eminsiniz, adımlarınızı bu yönde atıyorsunuz. Yanına vardığınızda, "merhaba" diyorsunuz. O ise sizi sıcak bir gülümsemeyle karşılıyor. Yanına oturmak için izin istiyorsunuz, gözleriyle "olmaz" anlamında bir işaret yapıyor. Neden diye sorduğunuzda utanıyor. Garip geliyor bu durum size. Şaşkınlığınızı fark eden karşı taraf, çantasından çıkardığı kağıt kaleme bir şeyler yazıyor, ve kağıdı size uzatıyor. Kağıdın üzerinde ise şöyle yazıyor. "Ben sağır ve dilsiz biriyim. Lütfen beni yalnız bırakın. Ve lütfen beni yanlış anlamayın. Sizi beğenmemiş falan değilim ama lütfen beni yalnız bırakın. LÜTFEN!". Beyninizden kurşun yemiş gibi oluyorsunuz. Lütfen'lerin sıklığı üzerinizde ciddi bir baskıya neden oluyor. "Peki" diyerek o masayı ve AVM'yi terk ediyorsunuz. O günden beri merak ettiğim soru tabii ki şu, "neden?". (yazdığım bir hikayeden alıntı...)

* Koskoca yazarlar twitter'ı dedikodu aracı olarak kullanıyorlar. Sen nelere kadirsin ey teknoloji!

* Ünlü bir sanatçı olsaydım cenaze namazım Teşvikiye Camii'nde mi kılınırdı acaba, emin olamadım.

* Çok ünlü olsaydım yazılarım Bebek'teki mekanlarla alakalı olurdu herhalde. "Bebek'teki Kitchenette geçen gün şöyle oldu bik bik bik" gibi...

* Bundan 2 yıl önce "Ne güzel komşumuzdun sen Jessica Alba" yazmıştım buraya bir yazıda. Alpay Erdem, Uykusuz'daki köşesinde bu hafta aynı şeyi yazmış. "Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar Serisi"ni Alpay Erdem'in "Ben" köşesine benzetenlere selam olsun...

* Facebook'tan evvel: "Dün gece resmini öptüm de yattım". Facebook'tan kelli: "Dün gece profilini öptüm de yattım.."

* Eleştiriye tahammülü olmayanların, öte yandan habire birilerini eleştiriyor olması ne kadar düşündürücüdür arkadaş.

* " Felsefe, bilerek ve isteyerek buz dağları arasında yürümektir " Friedrich Nietzsche

3 comments:

ziggytheking dedi ki...

-Bazı yazarların twitterları harbiden çekilmez oluyor. Bir süre sonra "Eeeeah unfollow!" deyip çıkılası.

-Alpay Erdem de Tayyipsiz mizah dergisini kurdu, dayanamadı Uykusuz'a döndü. Ben şayet dergiyi üç taksitte okurum, kendisine en son sıra geliyor. Peki bu O'nun umrunda mı? Değil :D

-Evlenme, nişanlanma olayı ve hoşlaşılan kişi içinse ben derim ki düğüne, nikaha falan gitme. Gideceksen de kafanda arka planda hep "Gelin olmuş gidiyorsuuuun" çalacak

pudra dedi ki...

işte badak olan insanlar böyle durumları tecrübe ediyor.şu seni zamanında seven kızın arkadaşınla evleniyor olması ile alakalı yazıyorum bunları.bir şey deme git su iç.
bir de seasons change you know diyor hooverphonic ben de people change you know diyorum.feelings change diyorum sonra

Ortega dedi ki...

Sayende bir kelime daha öğrendim. (Badak)