Medyanın Rijkaard'la Alıp Veremediği Ne?
Galatasaray'ın Süper Lig'de kaybettiği ilk puan ve serinin bozulmasıyla birlikte, tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi medyanın eleştiri okları yaylarından fırladı. Eleştiri herkese ve herkesce yapılabilir bir şey. Rijkaard'ın yerine Capello olsa Galtasaray'ın başında, o da ilk puan kaybında eleştirilir. Buna şüphe yok.
Yalnız Galatasaraylılar Rijkaard'dan çok şey bekledikleri için (ki haklılar) ve onun sisteminin oturması için gerekli olan şeyin sabır ve zaman bileşimi olduğunu iyi bildiklerinden, medyanın bu eleştirilerine çok kızmış görünüyorlar. Esasında Boğaz'ın diğer yakasından bakan Fenerbahçeliler için bu durum daha çok, Galatasaray ve Galatasaray'ın teknik direktörü eleştirilemez mantığında bir noktaya getirildiği yönünde. Bu yoruma Galatasaraylı okurlar muhtemelen kızacaklar ve savunma mekanizmalarını devreye sokacaklar ama buradan bakınca öyle yorumlanabiliyor hadise. Bunu da kabul etmeliler.
Dün geceki maçtan sonra pek çok şey yazıldı. Rijkaard'ın B planı olup olmadığından tutun, karakterine kadar birçok şey tartışıldı. İlave yorumlarla ortalığı daha fazla bulandırmaya niyetimiz yok elbette. Konuyla ilgili Mehmet Demirkol'un tespitleri fevkalede önemlidir. Onu işaret etmek lazım. Rijkaard'ı eleştirmeden önce onun teknik adamlık geçmişini, oyun felsefesini, ve daha önce çalıştırdığı takımlarda B planı olup olmadığını araştırmak daha makul bir yoldur.
Medyanın Rijkaard'la alıp veremediği ne? Bugün birçok Galatasaraylı bu soruyu soruyordu. Herhangi bir alıp veremedikleri şey var mı yok mu? Şu aşamada bunu kestirmek zor. Lakin hadiseye esprili bir şekilde yaklaşmak icap ederse, geçmişten kalan bir meselenin intikamı alınıyor olabilir. Rüştü, Barca'da forma şansı bulamıyorken, "Bu adam niye Rüştü'yü oynatmıyor?" sorusunu defalarca soran ve Rijkaard'a bu tercihi yüzünden kızan medya, belki de o günlerin intikamını almaya çalışıyordur. Kim bilir?
Yalnız Galatasaraylılar Rijkaard'dan çok şey bekledikleri için (ki haklılar) ve onun sisteminin oturması için gerekli olan şeyin sabır ve zaman bileşimi olduğunu iyi bildiklerinden, medyanın bu eleştirilerine çok kızmış görünüyorlar. Esasında Boğaz'ın diğer yakasından bakan Fenerbahçeliler için bu durum daha çok, Galatasaray ve Galatasaray'ın teknik direktörü eleştirilemez mantığında bir noktaya getirildiği yönünde. Bu yoruma Galatasaraylı okurlar muhtemelen kızacaklar ve savunma mekanizmalarını devreye sokacaklar ama buradan bakınca öyle yorumlanabiliyor hadise. Bunu da kabul etmeliler.
Dün geceki maçtan sonra pek çok şey yazıldı. Rijkaard'ın B planı olup olmadığından tutun, karakterine kadar birçok şey tartışıldı. İlave yorumlarla ortalığı daha fazla bulandırmaya niyetimiz yok elbette. Konuyla ilgili Mehmet Demirkol'un tespitleri fevkalede önemlidir. Onu işaret etmek lazım. Rijkaard'ı eleştirmeden önce onun teknik adamlık geçmişini, oyun felsefesini, ve daha önce çalıştırdığı takımlarda B planı olup olmadığını araştırmak daha makul bir yoldur.
Medyanın Rijkaard'la alıp veremediği ne? Bugün birçok Galatasaraylı bu soruyu soruyordu. Herhangi bir alıp veremedikleri şey var mı yok mu? Şu aşamada bunu kestirmek zor. Lakin hadiseye esprili bir şekilde yaklaşmak icap ederse, geçmişten kalan bir meselenin intikamı alınıyor olabilir. Rüştü, Barca'da forma şansı bulamıyorken, "Bu adam niye Rüştü'yü oynatmıyor?" sorusunu defalarca soran ve Rijkaard'a bu tercihi yüzünden kızan medya, belki de o günlerin intikamını almaya çalışıyordur. Kim bilir?
7 comments:
Güzel bir yazı..
bence riykaardı eleştirmeyi engelleyen aldığı sonuçlar.yine türk futbolunda medyasında bu kadar tetikçi varken taraftar arasında şiddet bu kadar kasıtlı tırmandırılıyorken ki bunu yapanlar da belli hazımsızlık bu kadar ayyuka çıkmışken diğerinin başarısıszlığı ile kendi başarısızlığını örten insanlar bu kadar çokken daha fazlasını beklemek absürt birşey ama bir gerçek var riykaard gibi adamlar bu ülkeye her yıl gelmiyor dolayısı ile fanatizmin kölesi olunca spor futbol herşeyden önce gelmiyor
bir galatsaray'lı olarak yazına katıldığımı belirteyim. çok büyük bir kitle şu an rijkaard'a bu sezon kayıp olsa bile sabır gösterilesinden yana. ben de dahil kimse bu kadar iyi bri başlangıç beklemiyordu. sonuçta şu an resmi maçlarda namağlup bir takım var ortada. bu beraberlik de puan kaybının minumun yaşanacağı bu sezonda, hem de iç sahada gelince dediğin gibi elştri okları aniden çıkıverid yerinden. ama doğal karşılıyorum. bunu medyadaki gs düşmanlığı bilmem ne olarak yorumlamak çok yanlış. keza aynı kayıpları fb de yaşadığında çok benzer yorumlar duyacağız ki twente maçı sonrası zaten bir kısmını bolbol okuyup işttik.
mehmet demirkol'un şu meşhur B planı yok lafını nasıl yorumladığından kısaca bahseder misin ? Zira dinleme şansım olmadı bu hafta.
onur şancı...
rijkaard'ın eleştirmek değil mesele, galatasaray taraftarı olarak benı rahatsız eden rijkaard'ı eleştiren isimlere duyulan guvensizlik.
gerek galatasaraylı gerek fenerbahçeli bazı yorumculara güvenmıyorum ve onların yaptıkları yorumlarda art niyet olduguna inanıyorum..
mesela uğur meleke eleştirse veya bilgin gökberk eleştirse veya ömer üründül (ki yorumlarını çok beğenmem) eleştirse birşey denilmez.
ama hakan ünsal veya rıdvan dilmen olunca işler değişiyor..
Ridvan Fenerbahce 7 haftadir kazanmasina ragmen elestiriyor, daha Cumartesi gecesi "Fener kotu oynayarak kazaniyor fakat Galatasaray dolu dolu oynuyor" dedi. Nesine guvenilmiyor Ridvan'in? Bir kere Rijkaar'i elestirdi diye hakkinda kustsahliga ve terbiyesizlige varan yorumlar yapiliyor 2 gundur, sebep belli, Ridvan'in zamaninda yarattigi onarilmaz sarsintilar.
hakan ünsalın da aynı rıdvan gibi yarattığı onarılmaz sarsıntılar var mıdır peki..
veya selçuk yula gibi antıpatık bır ısım yerıne neden 2 gündür rıdvan dendiğini bir an olsun düşündün mü
yoksa tek hedef son cumlede galatasaraya sallamaktı da o nedenle mi bu yorumu yaptın
allah'tan Rüştü yorumcu değil :) Gerçi kişiliği bizim küçük'ten her türlü iyidir.
Yorum Gönder