'Por Favor'
Bu satırları yazmadan önce Fenerbahçe forumlarında, gazete köşelerinde, sokakta, kahvede ve bilumum yerde, yüreğindeki Fenerbahçe sevgisinden zerre şüphe duymayacağım insanlar Kezman'a sallıyordu..Sinirli bir şekilde konuşanları dinledik, yazılanları da okuduk.. Misal en son Alper Abi "Lütfen artık gider misin?" yazmış, oradan Hayatım Fenerbahçe'ye bakıyorum.Orada da "Kezman üzülmesin" başlıklı bir yazı vardı, ki daha önce bu tarz okkalı bir eleştiri yazısına şahit olmamıştım o sayfalarda.. Donnie Brasco da "Ne por favoru ya" demiş..Bu tarz bir sürü yazı okudum son 2 gündür..
Bütün bunları neden yazdım? Zor bir şeydir, nerdeyse tüm cemaatin öfkeyle baktığı bir adamı savunmak..Zor bir şeydir, insanlara bu denli kızmaya hakları varken sakin olun demek.. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Kezman'ı her şeye rağmen seven bir adamım. Daha girişte tüm dikkatlari üzerimize çektik ama alışığım ben bu duruma. Arkadaş grubu arasında "Kezman o penaltıyı bilerek kaçırdı" komplosuna körü körüne inanmış kişiler arasında bile, Kezman'ı savunmuşluğum var. Futbol sevdası garip bir şey. İlginç önyargılarınız oluyor ve ne yazık ki bunlar bende de fazlasıyla mevcut. Semih Şentürk ya da Deivid'in Fenerbahçe'ye katkısı, Mateja Kezman'a oranla çok fazladır.Hatta böyle kıyaslamayı yapmak bile saçma gelebilir kimilerine. Fakat bu 3 oyuncudan hangisin önümüzdeki yıl takımda kalmasını istersin diye sorsalar, kesinlikle Kezman derim. Durun.Hemen küfretmeye başlamayın. Sonunda benimle aynı şeyleri düşünmeyeceğinizi bilsem dahi, yazıyı sonuna kadar okumanızı isterim..
Tekrarlıyorum..Mantık değil, duygu ön planda benim için..Yani en azından bu olayda. Bu tıpkı Ariel Ortega sevdam gibi bir şey. Elbette Ortega, Fenerbahçe formasıyla izlediğim en süper yabancı oyuncudur.Benim için ondan klas yabancı topçu yoktur.Bunlar ayrı mesele ama demek istediğim; bazı durumlar oluyor, herkes olaya negatif bakarken, sen daha pozitif bakıyorsun. Bu da tamamen o kişiyi sevmenden kaynaklanıyor. Bugüne kadar Kezman'a gereğinden fazla şans tanınmıştır..Bu doğru..Hiçbir oyuncu Fenerbahçe'den büyük değildir..Bu da doğru..ama nedense Kezman'a bu kadar yüklenmeyi anlamsız buluyorum. Hem de bunu en az hak ettiği bir maçtan sonra..
Daha önce de belirtmiştim, o penaltı olayında esas suçlu Zico'dur. Zaten kendisi de bunu söyledi. Genel olarak oyuncusunu ezdirmemeye çalışan bir teknik adam kendisi ve bu yüzden öyle konuştu denebilir. Lakin dönüp dolaşıp geleceğimiz nokta Zico'nun orada büyük hatası olduğudur. Olaydaki ikinci önemli isim Alex ise, basına yansıyan şeyler doğruysa, o pozisyonda önce kararsız kaldığını, akabinde topu Kezman'a bıraktığını söylemiş...ve eklemiş :"Orada atışı ben kullancağım diye diretseydim, Fenerbahçe'deki Brezilyalılar çetesi diye haberler çıkardı. İnsanlar bir garip.." Alex bence de doğru olanı yaptı. Orada Kezman'ın atış yapmasını engelleyebilecek tek kişi vardı, o kişi de Zico. O da bizim gibi izledi, daha sonradan kaçan bu penaltının ehemmiyetini fark etmiş olacak ki, maç sonu basın toplantısında hayli gergindi.
Zico bu durumu engellese, Kezman problem çıkartabilirdi, denebilir..Evet, böyle bir ihtimal de vardır. Bir de onun üzerine konuşalım. Genelde futbolcuyu kazanmayı hedefleyen yapıda bir adam Zico..Bunu Uğur Boral'la yaşadığı olaydan hatırlıyoruz. O gün oyundan çıkmayı hazmedemeyen Uğur'la maçı bırakıp konuşmaya başladı. Aynı Uğur, Sevilla maçlarının kahramanlarındandı. Bu örnekten yola çıkarak, Zico'nun böyle bir engelleme yapmayı istemediğini düşünüyorum.
Burada tartışılacak tüm mevzularda olay Zico'ya dayanıyor. Gözlerim kapalı bir şekilde Zico'yu eleştiriyor değilim. Daha geçen hafta, yine bu blogda, Zico takımı tahmin edemeyeceğimiz noktalara taşımıştır, bu yüzden susalım ve onu alkışlayalım demiştim. Bu hadisede ise durum biraz farklı. Sanırım üst satırlardaki eleştirilerim makul tespitlerdir.Aksini iddia edenler, yorum bölümünden düşüncelerini dile getirebilir..
Gelelim Kezman'a..Bana göre bu olaydaki en masum adam. Bunu kendisini sevdiğim için söylemiyorum, sadece bu olayı baz alarak yorumluyorum. Evvela Kezman şu ana kadar sütten çıkma ak kaşık mıdır? onu tartışalım.. Elbette ki değildir. Camianın kendisinden beklediklerinin yarısını bile karşılayamamıştır. Tribünlerin ona karşı gösterdiği sabrı tüketmiştir. Geçtiğimiz sezon şampiyonluğu getiren golün sermayesini nerdeyse bu sezon ilk devrenin bitimine kadar yedi. Burada bir anket yapmıştık: İlk yarının en kötü performansını sergileyen oyuncu kim diye.. Süper Ligdeki oyuncuları içeren bu ankette, Lincoln'le birlikte birinciliği paylaşmıştı. Peki daha sonra n'oldu? 2.yarının başında oldukça faydalıydı Kezman. Arka arkaya sıralıyordu gollerini.Gol attığı maçları küçük ve büyük takımlar diye ayırmazsak, bu cümlelere kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Tekrardan sevgi ve saygı kazanmaya başlamıştı. Sivas maçında attığı golden sonra, deplasman tribününe kadar koşarak mesajını vermişti:"Bu gol sizin için"
Tekrar dönelim Kezman sevgime. Semih'le kıyaslanmasını hoş bulmuyorum aslında.Yine de bu hususla alakalı yorum yapmak gerekiyorsa, bana göre -kim ne derse desin- Kezman ilk tercih olmaldır. Bunun sebebi yabancı kontenjanın işgal ediyor olması yahut sezonluk aldığı para değildir. Benim futbol anlayışıma göre, şayet elinizde Kezman ve Semih tipinde iki forvetiniz varsa, Kezman tercihi daha makul olandır. Her ne kadar Alper abi bu lafıma kızacak olsa da, söylemeden edemeyeceğim; gerek kariyeri, gerekse saha içindeki mücadeleci yapısı -benim nazarımda- Kezman'ı Semih'e göre bir adım öne çıkartmakta. Semih takma girmek için daha n'apsın? gibi serzenişleri duyar gibiyim ama en başta da belirttiğim; bendeniz, Kezman olayında biraz duygusal davranıyorum. Aynı duygusallığı Kezman'ın hatalarından, kaprislerinden kaynaklanan olası bir şampiyonluk kaybında göstereceğime söz vermiyorum tabii ki, yanlış anlaşılmasın..
Son olarak, futbolun bir kez daha ne kadar garip bir oyun olduğunun farkına vardım. Kezman o penaltıyı gole çevirse, bugün Galatasaraylılar -muhtemelen- pozisyonun penaltı olmadığını iddia edeceklerdi..Alex penaltıyı kullansa ve gole çevirseydi, o zaman Kezman'ın "por favor" lafı başka türlü gündeme gelecekti..Peki bizler bu kadar uzun yazılar yazmak zorunda kalır mıydık o zaman?
Bütün bunları neden yazdım? Zor bir şeydir, nerdeyse tüm cemaatin öfkeyle baktığı bir adamı savunmak..Zor bir şeydir, insanlara bu denli kızmaya hakları varken sakin olun demek.. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Kezman'ı her şeye rağmen seven bir adamım. Daha girişte tüm dikkatlari üzerimize çektik ama alışığım ben bu duruma. Arkadaş grubu arasında "Kezman o penaltıyı bilerek kaçırdı" komplosuna körü körüne inanmış kişiler arasında bile, Kezman'ı savunmuşluğum var. Futbol sevdası garip bir şey. İlginç önyargılarınız oluyor ve ne yazık ki bunlar bende de fazlasıyla mevcut. Semih Şentürk ya da Deivid'in Fenerbahçe'ye katkısı, Mateja Kezman'a oranla çok fazladır.Hatta böyle kıyaslamayı yapmak bile saçma gelebilir kimilerine. Fakat bu 3 oyuncudan hangisin önümüzdeki yıl takımda kalmasını istersin diye sorsalar, kesinlikle Kezman derim. Durun.Hemen küfretmeye başlamayın. Sonunda benimle aynı şeyleri düşünmeyeceğinizi bilsem dahi, yazıyı sonuna kadar okumanızı isterim..
Tekrarlıyorum..Mantık değil, duygu ön planda benim için..Yani en azından bu olayda. Bu tıpkı Ariel Ortega sevdam gibi bir şey. Elbette Ortega, Fenerbahçe formasıyla izlediğim en süper yabancı oyuncudur.Benim için ondan klas yabancı topçu yoktur.Bunlar ayrı mesele ama demek istediğim; bazı durumlar oluyor, herkes olaya negatif bakarken, sen daha pozitif bakıyorsun. Bu da tamamen o kişiyi sevmenden kaynaklanıyor. Bugüne kadar Kezman'a gereğinden fazla şans tanınmıştır..Bu doğru..Hiçbir oyuncu Fenerbahçe'den büyük değildir..Bu da doğru..ama nedense Kezman'a bu kadar yüklenmeyi anlamsız buluyorum. Hem de bunu en az hak ettiği bir maçtan sonra..
Daha önce de belirtmiştim, o penaltı olayında esas suçlu Zico'dur. Zaten kendisi de bunu söyledi. Genel olarak oyuncusunu ezdirmemeye çalışan bir teknik adam kendisi ve bu yüzden öyle konuştu denebilir. Lakin dönüp dolaşıp geleceğimiz nokta Zico'nun orada büyük hatası olduğudur. Olaydaki ikinci önemli isim Alex ise, basına yansıyan şeyler doğruysa, o pozisyonda önce kararsız kaldığını, akabinde topu Kezman'a bıraktığını söylemiş...ve eklemiş :"Orada atışı ben kullancağım diye diretseydim, Fenerbahçe'deki Brezilyalılar çetesi diye haberler çıkardı. İnsanlar bir garip.." Alex bence de doğru olanı yaptı. Orada Kezman'ın atış yapmasını engelleyebilecek tek kişi vardı, o kişi de Zico. O da bizim gibi izledi, daha sonradan kaçan bu penaltının ehemmiyetini fark etmiş olacak ki, maç sonu basın toplantısında hayli gergindi.
Zico bu durumu engellese, Kezman problem çıkartabilirdi, denebilir..Evet, böyle bir ihtimal de vardır. Bir de onun üzerine konuşalım. Genelde futbolcuyu kazanmayı hedefleyen yapıda bir adam Zico..Bunu Uğur Boral'la yaşadığı olaydan hatırlıyoruz. O gün oyundan çıkmayı hazmedemeyen Uğur'la maçı bırakıp konuşmaya başladı. Aynı Uğur, Sevilla maçlarının kahramanlarındandı. Bu örnekten yola çıkarak, Zico'nun böyle bir engelleme yapmayı istemediğini düşünüyorum.
Burada tartışılacak tüm mevzularda olay Zico'ya dayanıyor. Gözlerim kapalı bir şekilde Zico'yu eleştiriyor değilim. Daha geçen hafta, yine bu blogda, Zico takımı tahmin edemeyeceğimiz noktalara taşımıştır, bu yüzden susalım ve onu alkışlayalım demiştim. Bu hadisede ise durum biraz farklı. Sanırım üst satırlardaki eleştirilerim makul tespitlerdir.Aksini iddia edenler, yorum bölümünden düşüncelerini dile getirebilir..
Gelelim Kezman'a..Bana göre bu olaydaki en masum adam. Bunu kendisini sevdiğim için söylemiyorum, sadece bu olayı baz alarak yorumluyorum. Evvela Kezman şu ana kadar sütten çıkma ak kaşık mıdır? onu tartışalım.. Elbette ki değildir. Camianın kendisinden beklediklerinin yarısını bile karşılayamamıştır. Tribünlerin ona karşı gösterdiği sabrı tüketmiştir. Geçtiğimiz sezon şampiyonluğu getiren golün sermayesini nerdeyse bu sezon ilk devrenin bitimine kadar yedi. Burada bir anket yapmıştık: İlk yarının en kötü performansını sergileyen oyuncu kim diye.. Süper Ligdeki oyuncuları içeren bu ankette, Lincoln'le birlikte birinciliği paylaşmıştı. Peki daha sonra n'oldu? 2.yarının başında oldukça faydalıydı Kezman. Arka arkaya sıralıyordu gollerini.Gol attığı maçları küçük ve büyük takımlar diye ayırmazsak, bu cümlelere kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Tekrardan sevgi ve saygı kazanmaya başlamıştı. Sivas maçında attığı golden sonra, deplasman tribününe kadar koşarak mesajını vermişti:"Bu gol sizin için"
Tekrar dönelim Kezman sevgime. Semih'le kıyaslanmasını hoş bulmuyorum aslında.Yine de bu hususla alakalı yorum yapmak gerekiyorsa, bana göre -kim ne derse desin- Kezman ilk tercih olmaldır. Bunun sebebi yabancı kontenjanın işgal ediyor olması yahut sezonluk aldığı para değildir. Benim futbol anlayışıma göre, şayet elinizde Kezman ve Semih tipinde iki forvetiniz varsa, Kezman tercihi daha makul olandır. Her ne kadar Alper abi bu lafıma kızacak olsa da, söylemeden edemeyeceğim; gerek kariyeri, gerekse saha içindeki mücadeleci yapısı -benim nazarımda- Kezman'ı Semih'e göre bir adım öne çıkartmakta. Semih takma girmek için daha n'apsın? gibi serzenişleri duyar gibiyim ama en başta da belirttiğim; bendeniz, Kezman olayında biraz duygusal davranıyorum. Aynı duygusallığı Kezman'ın hatalarından, kaprislerinden kaynaklanan olası bir şampiyonluk kaybında göstereceğime söz vermiyorum tabii ki, yanlış anlaşılmasın..
Son olarak, futbolun bir kez daha ne kadar garip bir oyun olduğunun farkına vardım. Kezman o penaltıyı gole çevirse, bugün Galatasaraylılar -muhtemelen- pozisyonun penaltı olmadığını iddia edeceklerdi..Alex penaltıyı kullansa ve gole çevirseydi, o zaman Kezman'ın "por favor" lafı başka türlü gündeme gelecekti..Peki bizler bu kadar uzun yazılar yazmak zorunda kalır mıydık o zaman?
11 comments:
artık ben de kezmandan hayır gelmeyeceğine inanalardanım..yine de güzel bir yazı olmuş. oldukça samimi..biraz daha profesyonel noktaya taşırsan bu tarzını..güzel yerlere gelebilirsin kardeşim..
yazı güzel de bizi de karambolde "kör" yapmışın ya daha da bir şey demiyorum :)
hakikaten duygusal olmuş. haklı olduğun yerler var ama bu tribün ona hiç bir futbolcusuna göstermediği sabrı gösterdi. bizim kızdığımız bencilliği yoksa benim kezmanın saha içindeki mücadelesine lafım yok. ama bu bencilliği, durduk yere eleştiriyorsunuz diye suçlaması çileden çıkarıyor beni. hayır o penaltıyı atmayacaktın, gol kralı mı olacaksın. bırak alex atsın ya da atamasın. ama sen atmaya kalktın mı böyle olur mateja. zaten bence gideceği belli oldu ki ben de tutmam daha fazla takımda çünkü hakikaten zarar veriyor düşüncesindeyim artık. o yüzden biraz olsun artık takımı düşünsün de 4 haftalığına biz de severek ayrılalım
sorun kezman değil sorun kezmanın bu sistemin adamı olmaması. kezman oyundan alındığı zaman tek forvet olmasına isyan ediyor. maçlarda köşelere koşular yapan bir adam kendisi, bu da onun tek forvet olmadığını gösteriyor. psv örneğini çıkarıp ortaya koymayalım, hollanda ligi ve o zamanki psv takım yapısı bambaşkaydı. ne semih ne de kezman bu takımın golcüleri değillerdir. böylesi bir orta sahaya daha yırtıcı bir forvet lazım. kezman'a gelince iki tarafın da menfaati için gitmesinde maksimum fayda var. tek penaltı ile yapılan bir yorum değildir bu, genel bir yorumdur.
Ne yaptın Uçan Hollandalı!Senle alakası yok ki o yorumun :)
Açıkçası bu beraberlik bende geçen haftadan devredilen 2 puanlık bonusun etkilerini ortadan kaldırdığından bünyeyi pek de sarsmadı.Alışık olmadığımızdan mıdır nedir CL'de ilk 5'e girmek :) aşırı doz oldu sanırım.
İşin Kezman boyutuna gelince ; bir oyuncu düşünün berbat bir WC geçirdikten sonra klübü O'nun önüne 2 kaliteli forvet getirsin sezon hazırlıklarının ortasında "kardeşim Fenerbahçe seni istiyor , biz anlaştık bak iyi de para veriyorlar bu fırsatı kaçırma hem sen hem de biz kazanalım , sana zaten burada ekmek yok git şansını bir de orda dene" diyorlar.İmzalar atılıyor bizimkisi düşünüyor "Ulan Hollanda'da leblebi gibi gol atıyordum , Türkiye'de de altın ayakkabı filan alırsam hem prestiji kurtarırız hem de kapağı yine büyük liglere atarız."
Malum kazın ayağı perdeli hem Türkiye'deki futbol stili , hem oynadığı takımın rakipler üzerindeki etkileri , hem takımın taktiği vs. vs. işte geldik bugüne , çok çok uzun zamandır kendini bilediği Londra deplasmanında oynayamamak , oynadığı sürede hiç bir şey yapamayacak kadar aciz olmak moralinin sıfırın altında olmasına yetti de arttı bile.Eski Kezman olsaydı penaltı pozisyonu başlangıcında aldığı topu çoktan 90'a asmış tebrikleri kabul ediyor olurdu.Belki de golcünün ilacı goldür diyerek son çırpınışla penaltıyı da atmak istedi hatta öyle bir atmak istedi ki hırsından topu çatala asmak istedi.(Ki bu adam hem Chelsea'de hem de A.Madrid'te ilk penaltıcıydı...)
Bu hafta sonu muhtemelen 11'de başlayacak ve büyük ihtimalle protestolara da maruz kalacak -ki umarım kalmaz- tek dileğim her zamanki gibi mücadelesini ederken futbol şansının biraz da olsa yanında olması.Hiç olmazda onu ilerde şu son 4 haftadaki performansı ile hatırlayalım....
yazıda sürekli adı geçen alper abi kimdir?merak ettim.bir de resim seçimleri de hoş olmuş..tam isabet olmuş hatta
Alper,tribundergi'de lacivert nickiyle takilan Evertonian abimiz.
*
Kezman resmini facebook'a benim seni kadroya aldigim gunlerde koyman kotu oldu, kadroda kezman duruyor resmen sanki Fb kadrosuymus gibi. bari orda ise yarasa..
Kendisi sanal camiada "lacivert" rumuzunu kullanmakta..Aynı zamanda blog aleminde ise King Santillana diye de bilinmekte. Hala haberi olmayan varsa, buyrun tıklayın aşağıdaki link diyorum..
http://kingsantillana.blogspot.com/
güzel bir yazı olmuş yine
böyle olunca yazı uzun olsa da okunuyor
benim o konuyu açma nedenim tıpkı senin gibi diyebilirim
çünkü ben de Kezmanı çok seven ve korumaya çalışan biriyim
neticede isme de bakmasam o benim 9 numaramı giyen bir oyuncudur
kaldı ki bu adam yaşayan en iyi golcülerdendir
ama son 3-4 senedir çok kötüydü
evet şu anki Kezman PSVdeki Kezman değil
ama Çelsideki Atleticodaki Kezman kadar da kötü değil
elinden geleni yapmakta canını dişine takıp oynamakta
benim bozulduğum nokta
doğum gününde inşallah seneye de burada kutlarsın dediğim adamın lafımı aynı gün bana yedirmesi
dünyanın en iyi golcülerinden biri dediğim birinin attığı gol sayısının tatmin etmemesi
kaldıki yazımda Kezmanın penaltıyı kaçırmasına birşey demedim
Kezman çok da güzel penaltı atar
PSV zamanından ve de bizdeyken Sevilla maçında gördük,penaltılarını kalecilerin kurtarması imkansız
ama eleştirdiklerim
karşı karşıyayken topu kontrol edememesi,kenara açılması,boş durumdaki Alexe pas vermeyişi ve kaleyi kendisinin zorlaması ve nihayetinde de topu kendisinin kullanmak istemesi
çok sevsem de kredisini tüketmiştir bence
taraftar onu hakikaten babasından çok sevdi ki babasının takımı olsaydı bu kadar sabredilmezdi ve sevilmezdi
ama onun için Alexin Deividin ve Semihin suçlanmasını kabul edemem
Brezilya çetesi Kezmana hiç pas vermiyor diyorlar
Kezman Fenerin sistemine uymuyor
ha sanmayın bu sistem 4-4-1-1
kastettiğim Fenerin Brezilyalı sistemi
yani bol paslı sistem
Semih bu pas trafiğinde aktif rol alabiliyor ama Kezman bunu yapamıyor
neden Çelsi maçında Kezmanla başlamadı Zico deniliyor
Kayseri maçında maç bitmeden stadı terkeden birisini ödül olarak 11e mi koyacaktık
Semih ne yaptı diyorlar son 2 maçtır
Çelsi maçında iki hayvani stoperden 3 faul aldı, ilk yarıdaki 3 gol pozisyonumuz da bunlardı
atılsaydı şu an yarı finaldetydik
Ankara maçında ilk golde topu ne kadar güzel saklamış öyle
Kezman bunları yapamıyor
adam geçemiyor
top indiremiyor
pas verilse ayağında tutamıyor
sürekli ofsaytta kalıyor
bu gibi sebebplerden bu sistemin oyuncusu değil
yoksa istediği kadar gol kaçırsın sesimi çıkarmam
neyse bu 4 haftada o golerini attıkça deli gibi sevineceğim inşallah
Sevgili Ortega Kardeşim,
Öncelikle yazında belirttiğin gibi “kızma” gibi bir olayım olamaz sana karşı. Sonuçta fikirdir bunlar ve saygı duymak gerekir. Ben de saygı duyuyorum elbette senin fikirlerine.
Ama katılıyor muyum diye soracak olursan maalesef katılamıyorum :)
Şunu anlıyorum, bazı futbolculara duygusal yakınlık besler insan. Benim de böyle duygular beslediğim çok topçu olmuştur. Toz konduramamışımdır bir türlü. En günceli de Edu’dur mesela. Kendi kalesine attığı goller, golle sonuçlanan bazı bariz hatalar işlendi kendisinin kariyerine. Ama hep şanssızlık olduğunu düşündüm ben bunun. Herkes “Edu edu edu edu edu” diye sinkaf çekerken, ben onun bir tek o hatasına takılmadım. O hatayı yaptığı maçta bile aslında ne kritik müdahalelerle çok önemli gol pozisyonlarını daha başlamadan kestiğini unutmadım. Takımın defansının aslında bel kemiği olduğunu düşündüm. Lugano’nun deli dolu savrukluğunu hep onun kapattığını izledim. Yani, bir hatayla bir topçuyu aforoz etmedim. Asla da etmem.
Velhasıl buradaki değer yargım şu; sonuçta Edu’nun zararının yanında, belki çok daha fazla yararı da oldu bu takıma. Önemli olan da bu. Peki Ortega’m, Allah rızası için bana söylermisin, 2 sene boyunca Kezman’ın Fenerbahçeye yararı mı, yoksa zararı mı daha fazla ? Elini vicdanına koymadan söyle ama, çünkü Kezman konusunda elin vicdanına gidince yüreğin yufkalaşıyor hemen senin :)
Benim Kezman’la ilgili hislerim ve düşüncelerim, yazımda da belirttiğim gibi sadece Ankarada kaçan penaltının eseri değildi. Yukarıda arkadaşlardan biri de değinmiş, bu sistemin adamı değil diye. Tamam, belki gerçek neden budur, bu sisteme uymamaktadır, olabilir. Ama uymuyorsa, hala zorlamak akıl karı bir iş değil.
Birde şu var Ortega’m, Kezmana bu kadar yüklenilmesini doğru bulmuyorum diyorsun ya, ben de sana yaklaşık 30 senedir bu takımın tribün müdavimi olan naçizane bir abin olarak diyorum ki, ben de bu Fenerbahçe taraftarını, kulübünü, yönetimlerini ve camiasını tanıyorsam, bu görüntüyü veren Kezman’a 2 senedir bu kadar suskun kalınmasını, bu kadar destek verilmesini anlayamıyorum. Fenerbahçe için bana göre hiçbir şey yapmadı. Belki geçen sene İnönüde attığı aşırtma gol. Belki bir iki hadise daha. Ama trilyonları döküp aldığın ve adı tüm dünyaca bilinen bir santrfor için bunlar hiçbirşey yapmamakla eşdeğer benim gözümde..
Sevgili Ortega’m, sonuçta çok fazla uzatmak da istemiyorum. Sonu yok çünkü bu konunun. Fikirlerine saygı duyduğumu bir kez daha belirtiyorum. Benim Kezman aleyhtarlığım Ankaradaki penaltının eseri değildir. Tribündergide de çok daha öncelerden beri ben Kezmanla ilgili yazıyordum zaten, biliyorsundur. Ama çok düz mantıkla, sadece o penaltı için bile konuşuyor olsak, bu takım 1 ve 2 puan geride ikinci olursa ve insanlar çıkıp da “Kezman penaltıyı atsa şampiyonduk” dese, haksız mı olurlar ? Bir futbolcunun gönlünü hoş etmenin bedelini şampiyonlukla ödersek, bunu hesabını kim verebilir ? Kimse veremez..
Neyse Ortega’m.. Öpüyorum gözlerinden :)
Yorum Gönder