Selçuk'un forma savaşı

Kupa mesaisinin ilk ayağında, Fenerbahçe formasıyla mücadele eden topçular arasında en diri gözüken, en ne yaptığını bilen, ve üzerindeki formanın kutsallığının farkında olan tek kişiydi belki de Selçuk Şahin. Bunun neticesinde ise malumunuz maçın son dakikalarında tribünlerden "Selçuk" sesleri yükseldi. Fenerbahçe seyircisi, Selçuk ve diğerleri arasındaki farkı fark etmişti o gece. Peki aynı Fenerbahçe seyircisi, zamanında 2 top kaybı yaptığında yuhalamadı mı yine aynı Selçuk'u? Evet, aynen yuhalandı. Doğruya doğru.

Futbol garip bir oyun ama, dün yuhalarsınız, sonra bir gün bir bakmışsınız o adam sizin takımınızda oynuyor artık. Misal, Nobre'nin rahat durmayan eli kolu için"El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" diyen Beşiktaşlılar (evet, Anelka için açılmıştı bu pankart ilk etapta ama daha sonra Nobre'nin de eli rahat durmamıştı malum), bugünlerde "Fenerli futbolcu istemiyoruz" nidaları atarken, aynı zamanda eski bir Fenerli Nobre'nin golüyle tribünlerde kendilerinden geçiyorlar. Nobre gavur ama "saylanmaz" dememek lazım, adı Mert oldu bir kere, milli formayı bile alabilir tez zamanda (olur mu?olur tabii..neden olmasın). Yine çok uzağa gitmeyelim; Tümer, Beşiktaş'ta oynarken Fenerbahçeliler tarafından en antipatik bulunan topçular arasındaydı. Sonra Beşiktaş'ın kaptanını aldık ayağına bir mutluluk yaşar olduk (çoğul kullandığıma bakmayın, bir türlü içime sindirememiştim onu, maç öncesi yapılan yumruk şovlarda bile adını haykırmadım hiç). Tümer'in "g.t oğlanı" dediği sanki bizim takım değil de, başkasıymışcasına yaşar olduk her gün. Beşiktaş maçlarındaki hırsıyla kendimizden geçtik. "Tümer Kartal'ın..." diye bağırdık. Ne çabuk unuttuk di mi o günleri?

Selçuk'a dönelim bir kez daha. İstanbulspor'dan transfer edildiği dönem, eski hocası Aykut Kocaman onu yere göğe sığdıramamıştı, "Bernabeu'da bile oynasa, soğukkanlılığını yitirmez, heyecan yapmaz", demişti ama Aykut hocanın unuttuğu bir şey vardı. Artık "Efsane Maraton" günleri bitmişti Fener tribünlerinde. Hep destek tam destek sözü de içi boş bir lakırdı kıvamını almak üzereydi. Tribündeki taraftar sayısı yerini, müşteriye bırakıyordu iyice. Adam haklıydı ama..o kadar para veriyor, Selçuk'a da sövebilir, diğerine de..haklıydı ama o kadar para veriyordu. Tam teşekkülü bir hizmet bekliyordu. Selçuk 2 pas hatası yapınca, küfürler savuran, ıslıklayan zihniyet, o heyecanlanmaz denen adamı demoralize etmeye başlamıştı. Konfederasyon Kupası maçlarında Henry'nin dikkatini çeken, müthiş bir oyun zekasına sahip, dediği Selçuk, ayağında top tutamaz hale gelmişti. Uzun bir yedeklik dönemi geçerdi sonra. Bu sene Appiah ve Deniz'den doğru düzgün yararlanamayan Zico'nun kurtarıcısı oldu adeta (Kemal'i de unutmamak lazım son maçlar için konuşursak). Taraflı tarafsız herkesi kendine hayran etti kendine.

Ara transfer döneminde forvet hattındaki eksik nedeniyle yabancı bir santrafor alması beklenen Fenerbahçe, herkesi şaşırtıp bir önlibero daha aldı. Şili'li Maldonado'yu sadece youtube görüntülerinden ve FM verilerinden bilen bizlerin, oyuncu hakkında şimdilik ahkam kesmeyi bırakıp, bu iştahımızı ileriki günlere saklamamız icab etmekte. Şili'li -çakma- Antonio Banderas oyunuyla takımı ne katkı sağlayacak, onu yakın zamanda göreceğiz ama forma rekabetini iyi tetikledi, bu kesin. Selçuk'un Gs maçında gösterdiği harikulade performans ancak bununla açkılanabilir. Ve Zico biraz hakkaniyetli forma dağıtıyorsa bu akşam Oftaş karşısında sahaya yine Selçuk'u sürmelidir. Maldonado'yu illa oynatacağım diyorsa, olası Valencia transferi nedeniyle kafası karışık Aurelio'ya kesik atabilir..

Selçuk Şahin ve Mehmet Topal'ın formayı kapma azimlerine şüphesiz en çok sevinen kişi de Terim'dir. İşler böyle tıkırında giderse, Euro 2008 için güzel şeyler ümit edebiliriz belki.