Salı, Ocak 22, 2013

45. SİYAD ödüllerinde kazananlar



45. SİYAD Türk Sineması Ödülleri'nde En İyi Film Tepenin Ardı seçilirken, En İyi Yönetmen ödülüne Zeki Demirkubuz layık görüldü. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü 'Yeraltı' ile Engin Günaydın'a, Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Ödülü Neslihan Atagül'e verildi.

 Geçtiğimiz günlerde adayları duyurduğumuz yazıda tam 9 kategoride tahminde bulunmuştum. O tahminleri şu yazıda görebilirsiniz. Genelde tahmin konusunda pek iyi olmayan bendeniz bu kez 9'da 7 tahmin oranıyla kendi çapımda ulaşılması güç bir rekora imza attım (ver elimi öpücem).

Ödülleri kazanan diğer isim ve filmler şöyle...


En İyi Film: Tepenin Ardı
En İyi Yönetmen: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
Mahmut Tali Öngören En İyi Senaryo Ödülü: Emin Alper (Tepenin Ardı)
Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Performansı: Neslihan Atagül (Araf)
En İyi Erkek Oyuncu Performansı: Engin Günaydın (Yeraltı)
 En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı: Nihal Yalçın (Yeraltı)
 En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı: Mehmet Özgür (Tepenin Ardı)
 En İyi Görüntü Yönetimi: Türksoy Gölebeyi (Yeraltı)
 En İyi Müzik: Demir Demirkan, Paolo Poti (Zenne)
 En İyi Kurgu: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
 En İyi Sanat Yönetimi: Osman Özcan (Araf)
 Ahmet Uluçay Umut Ödülü: Dilan Aksüt (Lal Gece)
 En İyi Kısa Film: Rezan Yeşilbaş (Sessiz)
 En İyi Belgesel Film: Ben Uçtum Sen Kaldın
 En İyi Yabancı Film: Amour

 SİYAD'ın bu yılki ''Tuncan Okan Emek Ödülü'' Sevin Okyan'a, onur ödülleri Feyzi Tuna, Arif Erkin ve Necla Nazır'a verildi.

Pazartesi, Ocak 14, 2013

Trabzon’dan Fenerbahçe’nin görünümü: Batı Yakası’nda yeni bir şey yok


Hayatını işler güçler sebebiyle Trabzon’da devam ettirmekte olan bir Fenerbahçeliyim. Sanırım bugünlerde bir Fenerbahçeliye “ülkede hangi şehirde yaşamak senin için zor olurdu?” sorusunu sorsalar, çoğunluk ilk olarak Trabzon’un adını verir. Önceden de Trabzonspor’la aramız pek iyi değildi gerçi, lakin 1,5 yıldır yaşanan malum süreç sonrası konuya dair fikirleri sorulmaksızın iki kulübün de taraftarları rakiplerinden hazzetmemek de. Bundan mutlu olanlar da vardır, fakat bu yazıda buna dair bir şeyler karalamak niyetinde değilim.

Dün maç sabahı kafamda maça gitmeye dair bir düşünce vardı, ancak şu dönemlerde Avni Aker’e bir Fenerbahçelinin ‘Truva’ organizasyonu yapması, buna niyet etmesi hayli tehlikeli sayılabilecek türden bir şey malum. Bu sebeple bu düşüncemi ulu orta dile getirmiyordum. Öğlene doğru yine Trabzon’da yaşayan bir Fenerbahçeli arkadaşımın “maça gidelim” düşüncesini dile getirmesiyle kendimizi birden statın orada bulduk. Paldır küldür oldu her şey. Trabzon’a, bu şehre kısa sürede bayağı alıştım da, o statın çevresinde Fenerbahçe’ye duyulan öfkeye, söylenen küfürlere ilk kez bu kadar yakından şahit oldum. Çok deplasmana gittim Fenerbahçe ile ve yine Kadıköy’de de çok hararetli maçlara tanık oldum ama bu olay bambaşka bir şey. Anlatılmaz, yaşanır türden hem de…

 Etrafta oraya sadece Fenerbahçe’ye küfretmek için gelen yüzlerce insan var. Ve stat çevresindeki işportacıların tezgahlarında da yine Fenerbahçe’ye hakaret eden ürünler satılmakta. Aslında maça giderken kafamda bu görüntüleri canlandırmıştım da, orada canlı canlı yaşayınca durum farklı oluyor.

 Şehir merkezinde üzerinde Fenerbahçe’ye ait şeyler taşımasa da konuşmalarından Fenerbahçeli olduklarını belli eden kişiler de hayli vardı bu arada. Kendi çapımda gerçekleştirdiğimi zannettiğim bu Truva operasyonunda yalnız değildim yani. Muhtemelen bu satırları okuyanlar arasında maç öncesinde, maç sırasında ve maç sonrası zamanda başıma herhangi bir şey gelip gelmediğini merak edenler olacaktır. Onu söyleyeyim hemen, hiçbir sıkıntı yaşamadım. Bunun iki sebebi vardı elbet; birincisi, nihayetinde öyle çok tanınan bir sima değiliz, ikincisi de yanımızda Trabzonlu bir arkadaş daha vardı zaten. İki Fenerbahçeli, bir Trabzonsporlu olarak izledik maçı.



 Stat atmosferine dair bir iki kelam edeyim. Kale arkalarının deniz tarafına bakan bölüm dışında öyle ahım şahım bir tribün ortamı yoktu. O tarafta da stadı tezahüratlarla yönlendirme ve devamlılık sorunu var. Bir de Trabzonspor-Fenerbahçe maçında görmek gerek diye not düşeyim tabii bu konuya.

 Maç hakkında bir Fenerbahçelinin söyleyebileceği çok güzel şeyler yok ne yazık ki. Takımdaki umursamaz hava aynen devam etmekte. Eskiden bu takım maç seçerdi. Böyle bir huyu vardı. Bu sene o da yok. Neredeyse bütün bir ilk yarı aynı umursamaz oyunla geçti. Geleceğe dair bu takımda tek umut Salih’dir. Her geçen gün kendine daha güvenen bir görüntü çiziyordu. Bu şekilde devam edebilirse bir alt ligden gelip de Fenerbahçe’de parlayan Tuncay ve Gökhan Gönül örnekleri gibi olabilir. Bir taraftar olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; Salih bana Baroni’den daha çok güven veriyor. Gamsız adam Baroni yerine orta sahada Salih’i görmek isterim.

Son olarak Aykut Kocaman’ın istifa kararından sonra gitmemesi için yalvaran ve ona ikinci devre toparlanacağız diye söz veren futbolcular umarım dün sahada yürüyen futbolcu grubundaki kişiler değildir. Bu hallerine güvenip bu oyuncularla (bir iki istisna dışında) halı saha maçına bile çıkılmaz ne yazık ki.

Pazar, Ocak 13, 2013

Aklım gidiyordu!




Gazetelerin web sitelerinde bu sabah çıkan haberlerde, "Niang Beşiktaş'a!" başlıkları dikkatimi çekti. Korka korka tıkladım haberlere. Neyse ki bizim Mamadou kurban değilmiş bahsedilen. Milan'da oynayan Niang M'baye imiş gündemdeki isim. Lakin bunu tam öğrenene kadar aklım gidiyordu. Çakalların her zaman yaptıkları başlık oyunlarına karşı hazırımdır ama bu kez yedim.

Öte yandan hey gidin Niang başgan. Bir kez daha yüksek sesle söylüyorum; "Özledik be!!!"


Çarşamba, Ocak 09, 2013

45. SİYAD - Türk Sineması ödül adayları



Yeşim Ustaoğlu'nun Araf'ı bütün dallarda aday gösterilen tek film. Ödül töreninde en çok beklentiye girilecek film olması normal haliyle. Bu filmin ardından; Tepenin Ardı, Yeraltı Gözetleme Kulesi, Babamın Sesi filmleri birçok dalda aday gösterilmiş.

Kendi tahminlerime gelince (ki genelde futboldaki bahis olaylarındaki başarısızlığımı sinema ödüllerinde de yaşarım ama yazacağım yine de), tabii dikkat çekici dallardaki tahminlerimi yazıyorum.

En iyi film için tahminim Tepenin ardı. En iyi yönetmen de Emin Alper olur diyorum.
En iyi senaryo yine Tepenin Ardı ile Emin Alper.
En iyi kadın oyuncu Neslihan Atagül (Araf).
En iyi erkek oyuncu Engin Günaydın (Yeraltı).
En iyi yardımcı kadın oyuncu Nihal Yalçın (Araf).
En iyi yardımcı erkek oyuncu Mehmet Özgür (Tepenin Ardı).
En iyi görüntü George Chiper (Tepenin Ardı).
En iyi kurgu Özcan Vardar (Tepenin Ardı).



*** 
45. SİYAD - TÜRK SİNEMASI ÖDÜLLERİ 2012 ADAYLARI

EN İYİ FİLM
ARAF (Yapımcılar: Serkan ÇAKARER, Yeşim USTAOĞLU)
BABAMIN SESİ (Yapımcı: Özgür DOĞAN)
GÖZETLEME KULESİ (Yapımcılar: Nida Karabol AKDENİZ, Pelin ESMER, Tolga ESMER)
TEPENİN ARDI (Yapımcılar: Emin ALPER, Enis KÖSTEPEN, Seyfi TEOMAN)
YERALTI (Yapımcı:Zeki DEMİRKUBUZ)

EN İYİ YÖNETİM
Emin ALPER (TEPENİN ARDI)
Zeki DEMİRKUBUZ (YERALTI)
Zeynel DOĞAN, Orhan ESKİKÖY (BABAMIN SESİ)
Pelin ESMER (GÖZETLEME KULESİ)
Yeşim USTAOĞLU (ARAF)

MAHMUT TALİ ÖNGÖREN EN İYİ SENARYO
Emin ALPER (TEPENİN ARDI)
Zeki DEMİRKUBUZ (YERALTI)
Orhan ESKİKÖY (BABAMIN SESİ)
Yeşim USTAOĞLU (ARAF)
Çiğdem VİTRİNEL, Şebnem VİTRİNEL (GERİYE KALAN)

CAHİDE SONKU EN İYİ KADIN OYUNCU PERFORMANSI
Neslihan ATAGÜL (ARAF)
Devin Özgür ÇINAR (GERİYE KALAN)
Nilay ERDÖNMEZ (GÖZETLEME KULESİ)
Şebnem HASSANISOUGHI (GERİYE KALAN)
Selen UÇER (CAN)

EN İYİ ERKEK OYUNCU PERFORMANSI
Engin GÜNAYDIN (YERALTI)
Barış HACIHAN (ARAF)
Tamer LEVENT (TEPENİN ARDI)
İlyas SALMAN (LAL GECE)
Olgun ŞİMŞEK (GÖZETLEME KULESİ)

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU PERFORMANSI
Laçin CEYLAN (GÖZETLEME KULESİ)
Banu FOTOCAN (TEPENİN ARDI)
Tilbe SARAN (ZENNE)
Nihal YALÇIN (ARAF)
Nihal YALÇIN (YERALTI)

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU PERFORMANSI

Kerem CAN (ZENNE)
Özcan DENİZ (ARAF)
Ilgaz KOCATÜRK (ARAF)
Mehmet ÖZGÜR (TEPENİN ARDI)
Serhat TUTUMLUER (YERALTI)

EN İYİ MÜZİK
Volkan AKMEHMET, İnanç ŞANVER (TEPENİN ARDI)
Cahit BERKAY (BU SON OLSUN)
Demir DEMİRKAN, Paolo POTI (ZENNE)
Marc MARDER (ARAF)
Ulaş ÖZDEMİR (UZUN HİKAYE)

EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ
George CHIPER (TEPENİN ARDI)
Özgür EKEN (GÖZETLEME KULESİ)
Emre ERKMEN (BABAMIN SESİ)
Türksoy GÖLEBEYİ (YERALTI)
Michael HAMMON (ARAF)

EN İYİ KURGU
Zeki DEMİRKUBUZ (YERALTI)
Ayhan ERGÜRSEL, Pelin ESMER (GÖZETLEME KULESİ)
Orhan ESKİKÖY, Çiçek KAHRAMAN (BABAMIN SESİ)
Mathilde MUYARD, Svetolik Mica ZAJC, Naim KANAT (ARAF)
ÖZCAN VARDAR (TEPENİN ARDI)

EN İYİ SANAT YÖNETİMİ
Zeki DEMİRKUBUZ, Nihan GÜNEŞ, Hatip KARABUDAK (YERALTI)
Yelkan İŞKORKUTAN, Reza HEMMATIRAD (UZUN HİKAYE)
Osman ÖZCAN (GÖZETLEME KULESİ)
Osman ÖZCAN (ARAF)
Maja ZOGG (ZENNE)
EN İYİ BELGESEL

BEN GELDİM GİDİYORUM (Yön: Metin AKDEMİR)
BEN UÇTUM SEN KALDIN (Yön: Mizgîn Müjde ARSLAN)
TELVİN (Yön: Okan AVCI)
AŞKIN KIŞ MEVSİMİ (Yön: Gülşah DOĞAN)
800 KM. ENGELLİ (Yön: Murat ERÜN)
ANA DİLİM NEREDE? (Yön: Veli KAHRAMAN)
DÜNYAYI KURTARMAYA ÇALIŞANLAR (Yön: A. Nazlı KAYA)
BEKLEMEK (Yön: Bülent ÖZTÜRK)
SİİRT’İN SIRRI (Yön: İnan TEMELKURAN)

EN İYİ KISA FİLM

BİRLİKTE (Barış ÇORAK)
YUSUF'UN RÜYASI (Ferit KARAHAN)
BUHAR (Abdurrahman ÖNER)
SAMANYOLU (Aslı TOY)
BÉ DENG/SESSİZ (Rezan YEŞİLBAŞ)

Başlıksız Yazı

 En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...