Merakla Bekliyoruz, Durduğumuz Yerde Duramıyoruz
Konulu gazeteci Ayşe Arman, kendisinden beklenen hamleyi nihayet yapmış. Hürriyet'in internet sitesinde, "Ayşe karşı mahallede" başlığıyla sunulan haberde şöyle yazıyor.
"Ayşe Arman tesettüre girdi. Gece Reina'nın kapısını zorladı. İstanbul yetmedi İzmir'e gitti. Alsancak'ta yürüdü, Kordon'da çarşafa girdi. Ege'de karşı mahallenin tatil köylerini gezdi. Haşema giyip yüzdü. Türbanla vapura, uçağa, minibüse bindi. Mahalle baskısını ölçtü. Hissettiklerini yazdı. Sonra da mini etekle Fatih İsmailağa Caddesi'nde dolaştı. Soluk soluğa okuyacağınız yazı dizisi. YARIN HÜRRİYET PAZAR'DA"
Merakla bekliyoruz, yerimizde duramıyoruz valla. Ayşe Arman gibilerinin hayatlarındaki heyecan eksikliğinden dolayı, böyle işlere giriştiğini düşünüyorum. Belki biraz da "herkes beni izlesincilik" mevzusu da olabilir. Bi nevi popülarite kaygısı diye de adlandırabiliriz herhalde bunu. Bunun araştırmacı gazetecilikle alakası olduğuna inanmıyorum. Ama tabii bu "açık-kapalı" mevzusunu Ayşe Arman gibi bir isim irdeleyince, daha çok dikkat çekecektir. Bazı önyargılar su yüzüne çıkacaktır. Bu bağlamda yararlı bir çalışma olabilir yorumları yapılabilir. Ama belki işte. Zira bahsettiğimiz gazete Hürriyet ve araştırmayı yapan da Ayşe Arman. Bilmem anlatabildim mi ya da sözü Nihat Genç'e mi versek acaba? Tık tık...
"Ayşe Arman tesettüre girdi. Gece Reina'nın kapısını zorladı. İstanbul yetmedi İzmir'e gitti. Alsancak'ta yürüdü, Kordon'da çarşafa girdi. Ege'de karşı mahallenin tatil köylerini gezdi. Haşema giyip yüzdü. Türbanla vapura, uçağa, minibüse bindi. Mahalle baskısını ölçtü. Hissettiklerini yazdı. Sonra da mini etekle Fatih İsmailağa Caddesi'nde dolaştı. Soluk soluğa okuyacağınız yazı dizisi. YARIN HÜRRİYET PAZAR'DA"
Merakla bekliyoruz, yerimizde duramıyoruz valla. Ayşe Arman gibilerinin hayatlarındaki heyecan eksikliğinden dolayı, böyle işlere giriştiğini düşünüyorum. Belki biraz da "herkes beni izlesincilik" mevzusu da olabilir. Bi nevi popülarite kaygısı diye de adlandırabiliriz herhalde bunu. Bunun araştırmacı gazetecilikle alakası olduğuna inanmıyorum. Ama tabii bu "açık-kapalı" mevzusunu Ayşe Arman gibi bir isim irdeleyince, daha çok dikkat çekecektir. Bazı önyargılar su yüzüne çıkacaktır. Bu bağlamda yararlı bir çalışma olabilir yorumları yapılabilir. Ama belki işte. Zira bahsettiğimiz gazete Hürriyet ve araştırmayı yapan da Ayşe Arman. Bilmem anlatabildim mi ya da sözü Nihat Genç'e mi versek acaba? Tık tık...
5 comments:
dubai den buraya bunun için mi gelmiş ayşe
Nihat Genç'in yazısını yeni okudum. Nasıl insanların gazetelerde yazı yazdığnı görmüş olduk. Gerçi biliyorduk da zaten buralara kadar geleceğini tahmin etmemiştim.
Sana vermiyorum demiş kadın yazı boyunca. Haahahaa
dün haberleri izlerken gördüm.başörtüsü yakışmış ablaya :)
yazı dizisinde çok sakatlık var, ayşe arman'ın özellikle kız sahibi olduktan sonra gazeteciliğinde düşüş var ama öyle kıyma makinesinden geçirmemek lazım... ayşe arman bundan 12 sene evvel kadın kimliğinden çok yazdıklarıyla ünlü oldu... o yazdığı zaman hayatını yazmak diye bir kavram yoktu... her şeyde olduğu gibi medyada da yaratıcılığın bir karşılığı var... ayşe arman da bunu aldı, ayrıca kötü gazeteci değil, iyi araştırmacıdır, kötü bir yorumcudur belki, ben de kötü yorumluyor olabilirim şu an, kimsenin hayranı tutkunu değilim ama ayşe arman'ı gazeteci olarak iyi okudum, kendisinden sonra çıkan türevlerine göre hala en iyisidir, nihat genç'in bahsettiği yazarlar ile karşılaştırılması yanlış, nihat genç'in onlara kraliçe gibi davranması gerektiğini düşünmek de yanlış... ayşe arman kraliçe değildir, beğenmediğin özellikleri yüzünden mevcutta varolan özelliklerini hor göremezsin... araçlar amaçlarına uygun kullanıldığı sürece bir sorun yok... ben de bunu sabah sabah neden bu kadar yazdıysam:)
"Konulu Gazeteci" ... güzel :)
Yorum Gönder