
Alkışlarlayaşıyorum.com'dan Mesut Bahtiyar'ın yazısı okunmalı.Bir şeyler yapmalı. Elimizden geldiğince tepki vermeliyiz..
Bu böyle gitmez...
Tepki vermek isteyenleri şuraya alalım, sansuresansur.org.
FasulyedenKom; binlerce koyunun arasında yaşamlarımıza başka bir anlam katmamızın gerekliliğini farketmemizin ardından oluşturuldu. Günümüz gençliğinin okumayan, yazmayan daha da kötüsü düşünmeyen bir et yığını hale getirilmesinin değersizleşme anlamına geleceğini düşünen biz, kendi mecramızda, dilimiz döndüğünce ve hedef kitle kaygısı taşımadan, sadece yazmak adına, yazmanın var olmak yolunda önemli bir adım olduğunu göstermek adına bu siteyi hazırladık.
Bazen sarfettiğimiz boyumuzu aşan lafların aksine iddialı değiliz, en iyiyi biz bilmiyoruz, hatta neredeyse hiçbirşey bilmiyoruz.. Ancak çiğ düşünce sistemimizin yanlış yığınları arasında kalan iki kelam doğru varsa onu bulmaya, beslemeye, büyütmeye, çoğaltmaya kararlıyız..
Herşeyin imaj ve pazarlama olduğu çağımızın hunharlığına inat çocukluk yıllarını, bakkal amcayı, 9 aylığı, hem kaleci hem de oyuncu olmayı, hatta sırf topu olduğu için fasulyeden oynatılmayı özleyen, Türkiye’nin de jeopolitik konumu gereği fasulyeden sayılmasına üzülerek tanıklık eden bizler, Cumhuriyetin bekçisi olma vazifesi sırasında uyuyakalan gençlerin uyandığında herşey için çok geç olmasından korkuyoruz..
Gerginliğimiz ondan…
***
Mecmuanın sokak çocukları 2004 yılından beri tehlikeli sokaklarda en harbisinden yazılar döşemekte. Zaman zaman hadiselere gergin yaklaşan, zaman zamansa daha ılımlı yazıların olduğu bir site olduğunu fark edeceksiniz. Bunu sebebi de yazar kadrosundan kaynaklanmakta. Aslında yazar kadrosu demek dorğu olmaz. Birkaç arkadaşın biraraya gelip oluşturduğu bu webzin, bugün giderek büyüdü ve üyelik seçeneğini de okuyucalara da açarak, fasulyeden'in duruşuna uygun yazılar yazma imkanı sağlıyor sizlere.Meşhuuur futbol uleması Kemal Belgin 24 Eylül`de www.maraton.com.tr`de bir yazı yazarak el değmemiş bir futbol cevherini Türk futboluna armağan etti. Galatasaray`ın UEFA Kupası`ndaki rakibi İsviçre`nin Bellizona takımında oynayan Gürkan Sermeter`i gelecekte "Müthiş bir futbolcu olur bundan" diyerek lanse etti. Kemal Belgin`in yazısının Gürkan Sermeter`le ilgili bölümü şöyle:
Oooo bu
Gürkan da kim?
Bellizona takımında Gürkan Sermeter isimli bir Türk aslanı izledim. Müthiş bir futbolcu olur bundan... Aklı olan acilen Türkiye’ye getirir... Ve iki yıl, belki de bir yıl sonra büyük paralara satabilir. Ben şimdiden yazayım da...
http://www.maraton.com.tr/article.php?article_id=3541
Biz de bu yazıdan sonra merak ettik araştırdık, kimdi bu Kemal Belgin`in gelecekte müthiş bir futbolcu olacağını ilan ettiği, "aklı olan acilen Türkiye`ye getirir" dediği Gürkan Sermeter?
Şu anda forma giydiği AC Bellinzona takımının resmi sitesine göre Gürkan Sermeter, orta sahada oynuyor, 8 numaralı formayı giyiyor, İsviçre vatandaşı, 181 cm boyunda, 71 kg ağırlığında. Buraya kadar garip bir şey yok her şey normal.
AC Bellinzona Resmi Sitesine Ulaşmak İçin tıklayınız
Fakat futbol uleması Kemal Belgi`nin, "müthiş bir futbolcu olur, aklı olan acilen alır" dediği Gürkan Sermeter`in doğum tarihine baktığımızda gözlerimize inanamadık.
Kemal Belgin`in Gürkan Sermeter hakkında yazdıklarından sonra biz bu futbolcuyu genç, kariyerine yeni başlamış biri olarak düşünüyorduk ki; ne görelim! Gürkan Sermeter meğer 14 Şubat 1974 doğumluymuş. Evet yanlış okumadınız Kemal Belgin`in futbol dünyasına yıldız adayı olarak lanse ettiği Gürkan Sermeter tam 34 yaşında...
Futbolun gerçek bir uleması olduğunu bu son buluşuyla bir kez daha kanıtlayan Kemal Belgin`i tebrik ediyor, ancak bu buluşları yaparken elini çabuk tutmasını bir 15 sene kadar acele etmesini rica ediyoruz.
not: antu.com'dan alıntıdır..
Prensip olarak televizyonda söylediklerimi yazıya taşımamaya çalışırım. Aynı sakızda debelenmeyeyim diye. Ama bu sefer konu ciddi ve söz uçar diye korkuyorum. Bülent Timurlenk blogunda değindi ilk. Ben de Futbol Ekstra’dan kaldığımız yerden devam ediyorum ve Türkiye’deki bilet fiyatlarını, futbolun giderek pahalı bir zevk haline getirenleri bir de rakamlarla ‘teşhir’ ediyorum.
İki paragraf ekonomi yazısı kıvamında gidelim. Önce ‘Üç Büyükler’in bilet fiyatlarına bakalım, sonra da Türkiye’nin ortalama aylık gelirinin (olmaz ya) hadi 1000 YTL (~550 avro) olduğunu varsayalım. Fenerbahçe, Gençlerbirliği maçının en ucuz biletini 44 YTL olarak açıkladı. Yani 24 avro. Beşiktaş-Gaziantep maçının en ucuz bedeli 19 avro (35 YTL), Galatasaray ise lige 27 avroyla başladı (50 YTL), sonra tribün dolmayınca 16.4 avroya (30 YTL) çark etti. ‘Üç Büyükler’in ucuz bilet ortalamasını 20 avro sayarsak, ayda iki maça gidebilmek için ortalama gelirin yüzde 10’unu ayırmak zorundasınız demektir.
Şimdi Avrupa’yla kıyas edelim. Kriterimiz maç günü ‘kazığı’ değil müdavim taraftara
sunulan en ucuz bilet fiyatı. Dünyanın en pahalı liginin en pahalı takımı Man. United’ın bileti
20 avro. Ayda iki maçın aylık gelire oranı yüzde 2’yi bulmuyor. Arapların sonsuz bütçesine teslim olan Manchester City ise Robinho’yu izletmek için 27 avro istiyor. 16 yaş altı taraftarlar için bu 12 avroya düşüyor. Zenginler kulübü diye bilinen Chelsea’nin kale arkası 44 avro.
Ama onlar da ‘Gençler için 19 avro yeter’ diyor. Liverpool’da baba-oğul paketi maç bileti 35’er avro. Baktığınızda hiçbir biletin aylık ortalama gelire oranı yüzde 2’yi bulmuyor. Üstelik genç ve öğrenci indirimi var ve pek çok takımın Avrupa Kupası biletleri daha ucuz. Hadi orası İngiltere, futbol orada ezeli beri işçi sınıfı sporu. Peki ya diğerleri... Kısa bilgiler verelim. Bayern’in en ucuz bileti 5 avroya kadar düşüyor, Stuttgart çocuklara 7 avroya bilet satıyor. Schalke 10, Dortmund 12 avro diye belirlemiş rayici. Yine orada da aylık gelirin yüzde 2’sini bulmuyor maliyet. Devam edelim. Barcelona’nın en ucuz bileti 24, Real Madrid’in 20 avro. Milan 13 avroya Kaka, Pato, Ronaldinho’yu izletiyor. Mourinho-Ancelotti kapışmasını 22 avroya izleyebileceksiniz. Üstelik İtalya’da da Avrupa maçları daha ucuz. Üstüne üstlük bütün bu ülkelerde gençlere, öğrencilere indirimli biletler var. Eee...
Şimdi sadede gelelim. Görüldüğü üzere, oranlara bakarsanız Avrupa’da bizim kadar
pahalı bilet satan yok. Neden? Biz daha mı zenginiz? Statlar daha mı konforlu? Toplu taşıma olayı çözüldü mü? Arıyorum, tarıyorum, hakikaten bir tanecik olsun makul neden çıkar mı? Ben bulamıyorum. Tek vaatleri var: Ölümüne sevdiğiniz takımın fiyatı bu diyorlar, yerseniz... Aşkın karşılığını ancak tek taraflı öderseniz görürsünüz... Ne oluyor peki? Maçın bitmesine 10 dakika kala arabası trafikte kalmasın diye stadı terk eden, yağmurda, çamurda kombinesine rağmen evde televizyon başını tercih eden, parasının karşılığı göremeyince homurdanan, karşılıksız değil karşılığını ödediği için, ödediği kadar seven ve parasının karşılığını talep eden bir seyirci tribünleri dolduruyor, daha doğrusu dolduramıyor.Oysa futbol yoksul sporu, en çok da orta alt sınıfın eğlencesi, umudu. Ama belli ki onlaryoksulları, dar gelirlileri tribünde istemiyorlar.
Sol bek, sağ açık olarak girebilirler belki o mabede, ama tribünlerde biraz zor otururlar.
Hiç unutmuyorum. Bir Fenerbahçe-Rizespor maçıydı. 6-0 kazanmıştı Sarı-Lacivertliler.
Rahmetli Kayhan Kaynak televizyonların bile çekemediği, 40 metrelik bir füze fırlatmıştı.
O maça gitmekle, o golü görmekle övündüm yıllarca. Yatakhane arkadaşımın kompozisyon ödevini yapıp kazandığım paralarla almıştım bileti. Ailemden hiç maç parası istemedim.
Harçlıklar yetiyordu. Şimdi 16 yaşında bir yeğenim var, Tutku. Neyse ki futbolla ilgilenmiyor kızcağız. Gündeliğinden artırdığı para sinemaya, tiyatroya zar zor da olsa yetiyor. Ama asla Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı izlemeye değil...
En son 2018'de Fenerbahçe'de bir şeylerin değişeceğine, eski düzenin yok olacağına inanarak bir yazı karalamışım. Ali Koç'tan n...